‘Türkiye kadınlardan nefret eden, küçümseyen, aşağılayan bir kültürel yapıyla yoğrulmuş’
Aslı Erdoğan: 'Benim kişisel durumumda bir öge daha var; o da erkekçilik mi demeli, erkek şovenizmi mi demeli, bu Türkiye’de en derine işlenmiş bir hastalık.'
Kasım ayında, söylemediği cümleler nedeniyle hakkında linç kampanyası başlatılan yazar Aslı Erdoğan, Türkiye’deki linç kültürüne dair JinNews’ten Günay Aksoy ve Nişmiye Güler’e değerlendirmeler yaptı..
Erdoğan, "Yapmadığım ve söylemediğim bir cümle yüzünden linç edildim. Benim kurduğum cümleler ve yazılan cümleler arasında ciddi farklar var. Çoğu kişi buna aldırmadı bile" dedi.‘İnsanın sosyal ölümü’ olarak tanımladığı linci Erdoğan, bunun da bir tür ‘öldürme’ biçimi olduğuna ifade etti.
"Susturmadan öte öldürme, onun bütün varlığını, eserlerini silme girişimi. Bu nedenle çok ağır bir suç, tecavüz gibi, işkence gibi ağır bir insanlık suçu ve bir suçlu olmadığı için toplu halde yapılan bir girişim. Herkesin maske altında rahatça işleyebildiği bir suç. Suçun şahsiliği burada işlemiyor. Rahatlığı o veriyor."
‘TOPLU HALDE ÖLDÜRMEYE SON DERECE HAZIR BİR TOPLUM’
Linçler ve pogromların aynı dönemlerde arttığı yorumunu yapan Erdoğan, bu durumun yarattığı tehlikeyi vurguladı: "Bir toplum pogrom aşamasına gelmişse pek çok şey yapmaya hazır demek. Ahlaki bir eşik aşılmış, artık toplu öldürme noktasına gelmiş demektir. Kristal Gece’si 1938’de oldu. 1933’den itibaren Yahudilere bireysel saldırılar vardı ama toplu hale gelmesi için beş yıllık bir nefreti biriktirmesi gerekti. Türkiye’de bu ikisi de var. Linçler ve pogrom geleneği de Yahudilere, Ermenilere, 1955 olaylarında yaşandı. Kürtlere yönelik 2015’te olanlar da pogrom girişimiydi. Bu toplum iki de bir kolayca gaza geliyor; Sivas, Maraş, Çorum… Toplum kolayca en ufak bir kıvılcımla toplu halde öldürmeye son derece hazır bir toplum."
‘HERKES KÜÇÜK BİR DİKTATÖR’
İktidarın baskılarının artmasıyla insanlarda linç güdüsünün daha kolay açığa çıktığını belirten Erdoğan, "Herkes küçük bir diktatör, ilk fırsatta. Linç sana bu fırsatı veriyor" diye konuştu.
Türkiye’de erkek şiddetine dair düşüncelerini de paylaşan Erdoğan, "Benim kişisel durumumda bir öge daha var; o da erkekçilik mi demeli, erkek şovenizmi mi demeli, bu Türkiye’de en derine işlenmiş bir hastalık" dedi.
Artan kadın cinayetlerine ilişkin ise Erdoğan,"Türkiye toplumunu tanımlamak için iki kavram bul dersen, şovenizm ve kadın nefreti. Hakikaten içinde yaşadığım pek çok ülkeye kıyasla en çok gözlemlediğim, kadın nefreti. Türkiye kadınlardan nefret eden, küçümseyen, aşağılayan bir kültürel yapıyla yoğrulmuş."