Türkiye'de KHK'lıların son durumu: Zalimce uygulamalar hala yürürlükte

ALI ve HRD'nin raporu: "OHAL'in üzerinden 3 buçuk yıl geçmesine rağmen KHK’ların zalimce uygulamaları yürürlükte ve KHK’lılar ve aileleri için korkunç sonuçlar yaratmaya devam ediyor."

Türkiye'de KHK'lıların son durumu: Zalimce uygulamalar hala yürürlükte

Arrested Lawyers Initiative ve Human Rights Defenders (HRD) tarafından, Türkiye'de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mağdur edilenlere ilişkin 2022 raporunu hazırladı.

'Türkiye: KHK'lılara yer yok' başlıklı raporda, Olağanüstü Hâl döneminde (2016-2018), AKP iktidarının 32 Olağanüstü Hâl Kanun
Hükmünde Kararnamesi çıkardığı belirtilerek şu tespitlerde bulunuldu:

125 BİN 678 İHRAÇ

• 125.678 kişi kamu görevinden ihraç edilmiş;

• 3.213 emekli subayın rütbeleri ve madalyaları elinden alınmış;

• 2.671’den fazla tüzel kişi ve 4.911’den fazla teşekkül kapatılmış ve mal varlıklarına el konularak herhangi bir tazminat ödenmeden Hazine’ye devredilmiştir.

Türkiye'de KHK'lıların son durumu: Zalimce uygulamalar hala yürürlükte - Resim : 1

Raporda, Latuff'un karikatürüne de yer verildi.

ENGELLİLER DE HAKLARINDAN MAHRUM BIRAKILDI, BAKIM ÖDENEĞİ VERİLMEDİ

Raporda, KHK mağdurlarının isimlerinin listelenerek hedef alındıkları ve hiçbir görev ve işte çalışmalarına izin verilmediği, sosyal yardımların da engellendiği anlatıldı. Örnek olarak, "%70 oranında engelli olan Burcu Aktaş, babası KHK’lı olduğu için engelli bakım
ödeneği gibi haklardan mahrum bırakılmıştır. Aynı şekilde Aslı Kır’ın birinci dereceden bakıcısı konumunda olan Emine Özlü, bir KHK’lı ile evli olduğu için, engelliler için sağlanan imkanlardan mahrum bırakılmıştır. Benzer şekilde, Dawson Hastalığı olarak da bilinen SSPE nedeniyle %98 oranında engelli olan Sevdegül Güler’e de annesi Ümmühan Güler KHK’lı bir öğretmen olduğu için bakım
ödeneği verilmemisir. Sevdegül Güler, 24 Ağustos 2020 tarihinde vefat etmiştir" denildi.

EŞLERİ VE ÇOCUKLARI DA SOSYAL HAKLARDAN YARARLANAMIYOR

Rapordu şu bilgiler de yer aldı:

* KHK ile ihraç edilenler ile eşleri ve çocukları, dar gelirlilere yönelik Genel Sağlık Sigortası’ndan ve engellilere sağlanan sosyal haklardan yararlanamamaktadır. İşini ve emekli maaşını kaybeden ve yeni bir iş bulamayan KHK’lılar, kara listeye alındıkları için dar gelirlilere sunulan genel sağlık sigortasından ve engellilere sunulan sosyal haklardan mahrum bırakılmaktadırlar. Örneğin kanser hastası bir sağlık çalışanı olan Zehra Doğramacıoğlu ve Down sendromlu kızı, dar gelirlilere sağlanan genel sağlık sigortasından ve engellilere sunulan sosyal haklardan mahrum bırakılmışlardır.

500 BİN KİŞİ SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜNDEN MAHRUM BIRAKILDI

* İçişleri Bakanlığı tarafından, KHK’lıların, eşlerinin ve çocuklarının pasaportları iptal edilmiştir. Aralık 2017’de Türk Hükümeti 234.419 pasaportun iptal edildiğini duyurmuştur. Ardından 20 bin kamu görevlisi daha ihraç edilmiş; ve bu kişilerin eş ve çocuklarının pasaportları da iptal edilmiştir. Daha önce pasaportu olmayanlara da pasaport yasağı getirilmiş olup bu nedenle, yaklaşık 500.000 kişinin seyahat özgürlüğünden mahrum bırakıldığı tahmin edilmektedir.

BAHKA HESABI AÇMALARI BİLE ENGELLENDİ

* İhraç edilen kamu görevlileri banka hesabı açmakta dahil olmak üzere tüm bankacılık işlemlerinde ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Örneğin, KHK’lı öğretmen Suzan Uzpak, kendisine banka havalesi yoluyla gönderilen parayı alamamıştır. Bir kamu bankası olan Vakıf Bank, adının yasaklı kişiler listesinde yer almasını gerekçe olarak göstererek Suzan Uzpak’a gönderilen parayı kendisine
ödememiştir. Benzer şekilde, KHK’lı yargıç R.A., kız kardeşi tarafından banka havalesi yoluyla kendisine gönderilen parayı alamamıştır.

* KHK mağdurları COVID-19 ekonomik yardımlarıyla konusunda da ayrımcılığa maruz kalmaktadır. İhraç edilen kamu görevlileri ve eşleri COVID-19 ekonomik yardımlarından da mahrum bırakılmaktadırlar. Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Gazete Duvar, çok sayıda KHK’lı ya da onların eşlerinin kısa çalışma ödeneği gibi COVID-19 ekonomik yardımlarından mahrum bırakıldığını bildirmiştir.

* KHK mağdurları doğal afet yardımı konusunda ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar: Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun açıklamalarına göre; Elâzığ’da 2020’de meydana gelen depremde evi hasar gören Ümmügülsum Tamam’ın afetzedelere yönelik
sosyal yardım talebi reddedilmiştir.

'OHAL'İN BİTMESİ HİÇBİR FAYDA SAĞLAMADI'

OHAL KHK’ları ile yürürlüğe konulan ad hominem ihraç kararları;

• Öngördüğü hak mahrumiyetinin kapsamı, genişliği ve süresi,

• AKPM 1996 Arındırma İlkeleri,

• Mahkumiyet kararından daha ağır neticeler öngörmesi,

• AİHM’nın Engel v. Hollanda, Weck v. Birlesik Krallık, Matyjek v. Polandve Sidabras ve Dziautas v. Lithuania kararları göz önüne alındığında önleyici bir tedbir olmaktan çok AIHS md. 7 ve Anayasa md. 38 anlamında ceza olarak nitelendirilebilir. 2016-2018 yılları arasında çıkarılan KHK’larda yer alan tedbir veya yaptırımlar süresiz niteliktedir. TBMM’nin onayını alan olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameler meri mevzuatın bir parçası haline gelmistir. 2018 yazında OHAL’in resmi olarak sona ermesi18, kararnamelerin hüküm ve sonuçlarının süresiz niteliği göz önüne alındığında, KHK mağdurları bakımından hiçbir fayda ve iyileşmeye hizmet etmemiştir.

'İNSAN ONURUNA YAKIŞIR YAŞAM OLASILIĞINI YOK ETTİ'

* Bu rapor, OHAL kararnamelerinin KHK mağdurları için Türkiye sınırları içinde insan onuruna yakışır bir yaşam olasılığını büyük ölçüde yok ettiğini ortaya koymaktadır. KHK mağdurları için şartları daha da ağırlaştıran şey ise pasaportlarının otomatik olarak iptal edilmesi ve yurtdışına seyahatlerinin engellenmesidir. Bu onların yurtdışında insan onuruna uygun bir yaşam arama, mutluluğu arama (pursuit of happiness) haklarını da ellerinden almaktadır. KHK’lılar ve yakınlarının pasaportlarının otomatik olarak iptal edilmesi onları yurtdışında çalışmak, eğitim görmek ya da sağlık hizmetlerine yararlanmak imkanlarından da mahrum bırakmaktadır.

* Bu rapordaki bulguların kanıtladığı gibi, günlük yaşamın tüm alanları KHK’lıların geçim imkanlarını ve diğer en temel haklarını yok eden yasaklayıcı zihniyet ve uygulamaların pençesi altındadır.

* Özetle, olağanüstü halin sona ermesinin üzerinden üç buçuk yıl geçmesine rağmen KHK’ların zalimce uygulamaları yürürlükte ve KHK’lılar ve aileleri için korkunç sonuçlar yaratmaya devam ediyor.

khk ohal