TÜSİAD yöneticilerinin yargılandığı dava ertelendi
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras’ın 'yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması yapıldı. Dava, 20 Ocak 2026'ya ertelendi.

Artı Gerçek- TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras’ın 'yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
HAKİM DEĞİŞTİ, KARAR ÇIKMADI
Savcı bir önceki esas hakkındaki mütalaayı tekrarladı. Dosyaya yeni atanan hakim, eksik hususlar nedeniyle bu celsede karar vermeyeceğini söyledi. Sanık avukatları, bu duruşmada karar verilmeyeceğinin baştan söylenmesi üzerine itiraz etti.
'ÜLKENİN GELİŞİMİNE, REFAHINA KATKI SAĞLAMAK İÇİN ÇALIŞIYORUM'
Duruşmada savunma yapan TÜSİAD Başkanı Turan, “Bu ülkede Anadolu'nun kalbinde doğmuş, yetişmiş biri olarak her daim bu ülkenin gelişimine, ekonomisine refahına katkı sağlamak için çalışıyorum. Savunma yapmama sebebiyet veren konuşma da yine benim gözlemlerimden ibarettir. Konuşmamın tamamı da, özü de ekonomik kalkınma hedefinin güvenilir öngörülebilir hukuk sistemiyle olabileceğine ilişkindir. İçinde doğup yetiştiğim halkımızın arasında endişe korku panik yaratma saiki olamaz. Hiçbir teknik hukuki değerlendirmede bulunmadım. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
'CEZA TALEBİ HUKUK DEVLETİNDE KABUL GÖRMEZ'
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras da savunmasında "Savcılığın cezalandırma talebini kesinlikle kabul etmiyorum. Bu talebine özgürlükleri esas alan bir hukuk devletinde asla ve katiyen kabul görmemesi gerektiğini düşünüyorum. Cezalandırılmamam için ileri sürülen gerekçelere bakıldığında savunmalarına değer verilmediğini, iddianamede olduğu gibi cümlelerimin tamamı alınmayarak konuşmamın bağlamından koparıldığını görmekteyim. Ayrıca ikna edici bir gerekçesi olmaksızın soyut ifade ve varsayımlarla cezalandırılmamın talep edildiğine de tanıklık etmekteyim. Bu durumun hukuka ve dürüst bir yargılamaya aykırı olduğunu değerlendiriyorum. İddianame ile başlayıp esas hakkında mütalaa ile devam eden bir gerekçesizlik halinin suçsuzluğumu ortaya koyduğuna inanıyorum" diye konuştu.
'EKONOMİ İLE HUKUK ARASINDA ÇOK SIKI BİR BAĞ VAR'
Aras, şöyle devam etti:
"Değindiğim konuların tümü ekonomi ile ilgilidir. Ekonomi ile hukuk arasında çok sıkı bir ilişki olduğu kabul görmüş bilimsel bir gerçekliktir. Bu nedenle toplumda yoğun ilgi çeken hukuk güvenliği bağlamında tartışılan, ekonomik etkilerin bulunduğu anlaşılan hususlara olgusal olarak değinmiş olmam ve etkileri üzerinde kişisel kanaatimi belirtmiş olmam derneğin amacına aykırı değildir. Konuşmamın yargıya konu edilen bölümü kişisel değerlendirmelerden ibarettir. Hukuka aykırı amacı ya da kötü niyeti asla barındırmamaktadır."
'ÜLKEMİZİN GELECEĞİ İLE İLGİLİ UMUDUMU KAYBETMEDİĞİMİ BELİRTTİM'
İfade özgürlüğü vurgusu yapan Aras, "Yargıyı etkilemek amacıyla hareket etmediğim gibi toplumda endişe ve panik oluşmasını da amaçlamadım. Ülkemizin geleceği ile ilgili umudumuzu kaybetmediğimi belirttim. Savcının esas hakkındaki mütalaasında iddia ettiği gibi hukukun üstünlüğünün bulunmadığını asla ifade etmedim. Konuşmamda suçlamaya konu olaylar hakkında ‘Bu olaylarda suç vardır, yoktur diyemeyiz’ dedim. Bu ifadem yargı kararlarının doğruluğu veya yanlışlığı konusunda hiçbir yorum yapmadığımın açık kanıtıdır. Diğer taraftan konuşmamın hiçbir yerinde gerçeğe aykırı bilgi de paylaşmış değilim. Gerek iddianamede gerekse de esas hakkında mütalaada hangi bilginin gerçeğe aykırı olduğunun gösterilmediğinin de altını çizmek isterim. Konuşmam ister kendi bağlamında ele alınsın isterse de bu yargılamada yapıldığı gibi bağlamından koparılsın, sonuç değişmeyecektir. Cümlelerimin tümü ifade özgürlüğü kapsamındadır. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
Savunmaların ardından bir sonraki duruşmanın 20 Ocak 2026'da yapılmasına karar verildi.
NE OLMUŞTU?
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, 13 Şubat'ta derneğin genel kurulunda yaptığı konuşmada, son haftalarda politik hayatta olağanüstü olayların yaşandığını belirterek, "Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyım atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor" ifadelerini kullandı.
Aras, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki davalara da dikkati çekerek, "Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor" diye konuştu.
Aras, 6 Şubat depremleri ve Kartalaya yangını başta olmak üzere yaşanan trajik olaylar hakkında da, "Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur... Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir" dedi.
TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras; Kartalkaya, İliç, Soma'daki ölümlere dikkat çekti, dünyadan örnekler verdi "sorumlular hesap vermeli, yerlerine yetkin kişiler gelmeli" dedi
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan da Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Hem sanayici mutsuz hem çalışanlar. Hem büyük işletmeler zorlanıyor hem KOBİ’ler. Hem Batıdaki girişimciler yakınıyor hem Doğudakiler. Peki kimin yüzü gülüyor?" dedi. TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras da yaptığı konuşmada, 2025’te enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürmesi gerektiğini belirterek, "Kamunun da vatandaşlarla eşit düzeyde kemer sıkması şart. Devletin bütçe disiplinine uyması, kamuda tasarrufu artırması gerekiyor" ifadelerini kullandı.