Van’da ölen mülteci sayısı 13’e yükseldi: Sınırda hiçbir güvenlik noktası çalışmıyor

Van’da ölen mülteci sayısı 13’e yükseldi: Sınırda hiçbir güvenlik noktası çalışmıyor
Her bir kişiden 400 TL'nin alındığı Van'da çoğunluğu Afgan uyruklu bin 500'e yakın mülteci Türkiye'ye giriş yapıyor.

ARTI GERÇEK- Van’ın Muradiye ilçesinden Erciş ilçesine mültecileri taşıyan minibüsün yaptığı kazada yaralanan bir kişinin de hayatını kaybetmesiyle ölü sayısı 13’e yükseldi. Kaza yapan 14 kişilik minibüse en az 45 kişinin bindirildiği öğrenilirken kazadan sağ kurtulan bir kısım mültecinin yakalanmamak için olay yerinden kaçtığı belirtildi.

Dün gece 01.30 sularında jandarmanın kurduğu güvenlik noktasına yakalanmamak için kaçan Afgan mültecileri taşıyan minibüsün şarampole devrilmesinin ardından çıkan yangında 7 mülteci yanarak hayatını kaybetti. Biri organizatör 5 kişi ise hastane sevki sırasında ya da hastanede hayatını kaybetti. Tedavi altına alınan bir kişinin de hayatını kaybetmesiyle ölü sayısı 13’e yükseldi. Ağır yaralı 9 kişinin ise durumunun kritik olduğu öğrenildi.

 

Yaşanan kaza bir kez daha sınırdan geçişleri sorgulatırken ARTI TV’de yayınlanan Haber Aktüel’e telefonla bağlanan gazeteci Ruşen Takva, Beste Çelik’in sorularını yanıtladı.

26 yaralanın kentteki çeşitli hastanelere sevk edildiği bilgisini veren Takva, "Dursun Odabaşı Hastanesi'ndeki 7 mültecinin tamamının Afgan uyruklu olduğunu öğrendik. Bölge hastanesinde bulunan mültecilerin uyruklarına ve araç ilçesinde yaralanan diğer mültecilerin bilgilerine henüz ulaşamadık ama son dönemde Taliban'ın Afganistan’daki güç otoritesini yenilemesi ile birlikte özellikle Van güzergâhında Afgan mülteci sayısının neredeyse 2-3 katına patladığını düşünürsek muhtemelen aracın içerisinde bulunan diğer mülteciler de Afgan uyrukluydu" dedi.

‘ARACIN KOLTUKLARI SÖKÜLEREK MÜLTECİLER ARACA BİNDİRİLİYOR’

Kaza yapan aracın kapasitesinin 14 kişilik olduğunu fakat daha fazla mülteciyi taşımak için koltuklarının söküldüğünü söyleyen Takva, araçta bulunan kişi sayısının en az 45 kişi olduğunu belirterek, "Aracın koltukları sökülerek mülteciler araca bindiriliyor. Zaten yaralı ve ölü sayısı ile birlikte 39 kişinin 14 kişinin araca bindirildiğini net olarak biliyoruz. Fakat olay esnasında hafif yaralı olarak veya yara almadan kurtulan mültecilerin, jandarma ve polisin onları gözaltına alması korkusuyla kaza alanını terk etmiş durumdalar. Kaç mülteci aracı terk etti, kaçı yaralı onu da bilmiyoruz. Fakat edinilen bilgilere göre en az 45 mülteci kaza yapan aracın içerisindeymiş" ifadelerini kullandı.

‘MÜLTECİLERİN ÜLKEYE GİRİŞİNE GÖZ YUMULUYOR’

Sınırdaki hareketliliği belgelemek için sınırda bulunduğunu kaydeden Takva, "Dün ben zaten sınır noktasındaydım yaklaşık iki gecedir sınırdaki geçişleri belgelemek için sınırda çalışıyorum. Orada edindiğimiz bilgileri ilk defa bu yayında paylaşabiliriz. Ciddi bir hak ihlali söz konusu. Sınır güvenlik noktasında artık neredeyse hiç bir güvenlik noktasının çalışmadığını mültecilerin tabiri caizse ülkeye girişlerine göz yumulduğunu edindiğim bilgiler ışığında aktarabilirim" dedi.

‘EN AZ 1000-1500 MÜLTECİNİN HER GECE SINIRLARDAN GEÇİŞ YAPTIĞINI BİLİYORUZ’

Sınırdan ortalama her gece 1500 kişinin geçtiğini ve bunun büyük bir ekonomiye dönüştüğünü aktaran Takva, "İnsani dramın yanında ciddi bir ekonomik ve ticaret ağı oluşmuş durumda Van'da. Çünkü Van’da çoğunluğu Afgan uyruklu olan en az 1000-1500 mültecinin her gece sınırlardan Türkiye'ye geçiş yaptığını net olarak biliyoruz. Bu bin 500 kişi büyük bir ticari ağı ve ekonomiyi beraberinde getiriyor. Nitekim İran sınırından atlarla gelen her mülteci başına rehberler minibüslere getirene kadar 400 TL para alıyor. Arabayı sürüp Van’ın merkezinde bulunan bekleme evlerine oradan da batıya, İstanbul'a, Denizli'ye, Trabzon’a, Düzce'ye, Bolu'ya taşınıyorlar. Muazzam bir ekonomi dönüyor. 100-1500 insanın her gün geçiş yaptığını ve her mülteciden 400 TL para alındığını hesaplarsak gecede milyonlarca liralık bir sirkülasyonun döndüğünü söyleyebiliriz. Bu muazzam bir sisteme dönüşmüş durumda, çok profesyonelleşmiş durumdalar" ifadelerini kullandı.

‘TALİBAN ÜLKEDEKİ HÂKİMİYETİNİ KURDUKTAN SONRA İKİ VEYA ÜÇ KATINA ÇIKACAK’

ABD Başkanı Biden’ın Afganistan’daki askeri varlıklarını geri çekeceğini açıklamasının ardından Afgan mültecilerin  Türkiye’ye geçişlerinin artacağını belirten Takva, "Sadece Türkiye ağında değil Bangladeş'ten başlayan, Pakistan'la devam eden ve Afganistan'la, İran'da da ayağı olan uluslararası bir çetenin organizatörlüğünde bu işlemler gerçekleşiyor. Şunu da söyleyebilirim Van'daki geçişlerin önümüzdeki günlerde özellikle Afganistan'da Taliban'ın ülkedeki hâkimiyetini kurduktan sonra iki katına veya üç katına çıkabileceğini söyleyebilirim.

Özellikle Erdoğan'la görüşmesinden sonra Biden tarafından yapılan, 'Biz, Afganistan'daki ABD askerlerini geri çekeceğiz' açıklamasından sonra Taliban'ın hakimiyet alanı çok genişledi. Bu yüzden Afganistanlılar Taliban’ın o İslami örgütün müdahalesi üzerine orada yaşamak istemiyorlar ve fırsat bulan her Afgan mülteci pozisyonuna geliyor. Pakistan'ın takip ederek İran üzerinden Türkiye'ye ve mümkünse Türkiye'de de yaşamak istemiyorlar çünkü yeniden bir İslam ülkesinde yaşamak istemiyorlar. Mümkünse Avrupa'ya en önemli noktada da Amerika ve Kanada'ya ulaşmak istiyorlar" şeklinde konuştu.

‘TÜRKİYE'YE MÜLTECİ NÖBETÇİLİĞİ YAPTIRDIĞI İÇİN CİDDİ FONLAR AKTARDIĞINI BİLİYORUZ’

Beste Çelik’in sorunun nasıl çözülebileceğine ilişkin sorusuna cevap veren Takva, "Aslında bu gerçeklik. Bu gerçekliği ortaya çıkaran uluslararası konjoktürel sistem aslında. İran'ın da içinde olduğu, Türkiye’nin de içinde olduğu, bütün ülkelerin içinde olduğu Amerika'nın da başını çektiği uluslararası siyasetin sonucu bunlar. Dolayısıyla BM ve AB bu geçiş güzergâhının olduğu ülkelerle birlikte hem siyasi hem de politik kararlar almalı. Bu kararlar doğrultusunda insan hakları temelli ciddi adımlar atmalılar. Büyük bir ekonomiyi gerektirir bu fakat AB bildiğimiz kadarıyla özellikle Türkiye'ye mülteci nöbetçiliği yaptırdığı için ciddi fonlar aktardığını biliyoruz. Bu sebeple eğer istenilirse bir şekilde mülteci ve yerinden edilmiş insanların yerinde istihdam edilmesini ve orada geçici değil kalıcı bir barışın ve ekonominin sağlanması ile birlikte bu sorun önlenebilir" dedi.

‘VAN ŞU AN TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK MÜLTECİ MEZARLIĞI HALİNE GELMİŞ DURUMDA’

Yaşamını yitiren mülteciler bir kısmının ailelere tarafından alınmadığını ve bu nedenle kentteki kimsesizler mezarlığına defnedildiğine dikkat çeken Takva, "Özellikle 2020'nin ilk çeyreğinden bu yana başlayan ciddi bir artış var. Bu artışla birlikte ölümler de doğru orantılı olarak yükseldi. Özellikle geçtiğimiz yıl Temmuz ayında bütün kamuoyunun yakından takip ettiği Van Gölü'nde mülteci taşıyan teknenin batması sonucu 61 mülteci orada boğularak hayatını kaybetmişti. Bugün Erciş'te yaşanan kaza gibi Muradiye'de kaza olmuş orada yine 12 mülteci yaşamını kaybetmişti. Yine orada ölmeyen mülteciler araziye kaçmıştı yakalanmamak için. Devam eden kasım ve aralık aylarında sınırı kışın geçmeye çalışan mülteciler maalesef donarak hayatını kaybetmişti. Van şu an Türkiye'nin en büyük mülteci mezarlığı haline gelmiş durumda. Van’da bulunan kimsesiziler mezarlığında neredeyse 250 mülteci var. Bu 240 kişi ailesine teslim edilemediği için Van'da gömülenler. Bir de ailelerin gelip cenazesini aldığı mülteciler var. Dolayısıyla bu bir buçuk yıl içerisinde 500'e yakın kişinin hayatını donarak, yanarak, boğularak ya da trafik kazasında hayatını kaybettiğini biliyoruz. Beş gün önce 12 yaşındaki çocuğu ile sınırı geçerken bir baba dayanamıyor koşuya, o heyecana kalp kiriz geçirerek hayatını kaybediyor. Bunu hiç bir basın kuruluşu görmedi" diye konuştu.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar