Van'da 70 depremzede aile 12 yıldır prefabrik evlerde yaşıyor: 'Herkes gibi bir evimiz olsun istiyoruz'
Van'da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de yaşanan depremlerin üzerinden 12 yıl geçti ancak depremzedelerin bir kısmı hâlâ prefabrik evlerde yaşıyor. Artı Gerçek'e konuşan depremzedeler, herkes gibi başlarını sokacak bir ev istiyor.
Şenol BALI
VAN - AFAD verilerine göre, Van'da 23 Ekim 2011'de meydana gelen 7.2 büyüklüğünde ve 9 Kasım 2011'de meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremlerde 644 kişi öldü, yaklaşık 2 bin kişi yaralandı. Kentin ağır hasar aldığı depremlerin izleri hâlâ silinemedi.
KALICI KONUTLARIN TAKSİTLERİNİ ÖDEYEMEDİLER
Depremin ardından Erciş, Edremit ve İpekyolu ilçelerinde TOKİ tarafından 15 binden fazla konut yapıldı. 70 ila 80 metrekare arasındaki konutlar depremzedelere 65 bin TL ila 80 bin TL arasında değişen fiyatlara satıldı. Konutlara yerleşen depremzedeler 2017'de ödemelere başladı ancak aylık taksitleri ödeyemeyen birçok depremzede evlerini satmak zorunda kaldı.
YAKLAŞIK 70 AİLE PREFABRİK EVLERDE YAŞIYOR
Depremde evleri yıkılan yaklaşık 70 aile ise halen Tuşba ilçesi Seyrantepe Mahallesi’nde Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından kurulan prefabrik evlerde yaşıyor. Bazı aileler kendilerine konut çıkmadığını, bazıları da taksitlerini ödemeyedikleri için konutlardan çıkmak zorunda kaldıkları için burada yaşadıklarını anlattı.
'HER YER DAMLIYOR'
Depreme İstasyon Mahallesi’nde yakalandıklarını ve 12 yıldır iki çocuğuyla burada yaşadığını dile getiren bir kadın, "Bana ev çıkmıştı ama taksitleri ödeyemediğim için çıkmak zorunda kaldım. Burada her yer damlıyor. Halıları her gün kurutmaya çıkarıyoruz. Lavabolar birbirine yapışık. Tuvalet ve yemek kokusu evlerden geçiyor. Soba kurmak yasak. Elektrik gitti mi perişan oluyoruz. Yazın da su kesiliyor. Bugün de kesildi. Herkes gibi bir evimiz olsun istiyoruz" dedi.
'İŞSİZİM, KİRAYI ÖDEYEMEDİK'
Ailelerin büyük çoğunluğu dar gelirli. Yardım alamadıklarını belirten aileler geçinemediklerini dile getirdi. Dokuz yıldır eşi ve üç çocuğuyla birlikte prefabrik evlerde yaşayan Nurettin Ürkmez, "Mevlana Evleri diye bir konteyner kent vardı, biraz kaldıktan sonra oradan çıkardılar. Sonra kiraya gittik, ödeyemedik. Şimdi işsizim. Kaç defa yazdırdık, bize çıkmadı. Hep zenginlere çıkıyor zaten. Bizim üzerimizde bir mülkiyet de yok ama çıkmadı bir türlü" diye konuştu.
'HER YER TOZ, PERİŞANIZ'
Nesibe Aslan ise karanlık, susuzluk ve tozdan şikayetçi. Aslan, “Lamba yok. Toz toprak her yer. Perişanız. Su da gelmiyor şu sıralar. Gece göz gözü görmüyor. Yazın bir araba geçtiğinde evlerin içi toz doluyor. Bronşit olacağız bu gidişle" dedi.
SOBA KURMAK YASAK
Bu evlerde soba kurmak hem tehlikeli hem yasak. Bu yüzen kışın klima ile ısınmaya çalışıyorlar. Kış aylarında yaşanan elektrik kesintileri depremzedelerin yaşamlarını derinden etkiliyor.
BİDONLARLA SU TAŞIYORLAR
Kentin genelinde olduğu gibi burada da su sorunu sık sık kendini gösteriyor. Kadınlar ve çocuklar bidonlarla çeşmeden su taşıyor.
Çeşmede su sırası bekleyen Ayten Baycan,"12 yıldır burada yaşıyoruz. Depremden beş ay sonra buraya geldik. Ailemde engelli olmasına rağmen, yüzlerce defa başvuru yaptım, bir şey yapılmadı. Bütün dilekçelerimiz ret ediliyor. Burası yaşanacak yer mi? Elektrik tamam ama su sorunumuz var. Bir artı bir evler. Her birimizde 4-5-6 çocuk var. Nasıl sığacağız? Klima olmasa idare edemiyoruz. Kışın da çok soğuk" diye konuştu.
PREFABRİK EVLERE EK ODALAR
Aileler oldukça kalabalık. Bu yüzden 1+1 olan ve genişliği 20 ila 30 metrekare arasında değişen evlerin yeterli olmadığından dert yanıyorlar. Her evin önüne briketler veya tahta parçalarıyla yapılmış ek odalar görmek mümkün.
'SEÇİMDEN SEÇİME HATIRLIYORLAR'
Evler ne yaz ne de kış şartlarına uygun değil. İlgisizlikten dert yanan Nurettin Ürkmez, "Kışın ev su içinde. Tavan terliyor. Kimse gelmiyor. Seçimlerde gelip onlarca şey söylüyorlar, sonrasında hatırlamıyorlar. Muhtar bile uğramıyor. Nereye gideceğiz, nereye başvuru yapacağız?" dedi.
Sıraç Yıldırım da kimsenin kendilerini arayıp sormadığını söyleyerek ilgisizlik ve sahipsizlikten dert yandı.
DİKTİKLERİ AĞAÇLAR MEYVE VERMEYE BAŞLADI
Tüm imkânsızlıklara rağmen evlerini daha yaşanabilir bir hale getirmek için büyük çaba gösteriyorlar. Birçok evin önünde ağaçlar dikilmiş, bostanlar ekilmiş. Hatta Yıldırım çiftçinin kayısı ve erik ağaçları meyve bile vermiş.
BOŞALAN YERLERE SURİYELİ MÜLTECİLER YERLEŞTİ
Buraya yerleştirilen depremzedelerin bir kısmı zamanla başka mahalleye veya kente göç etmiş. Boşalan yerlere dar gelirli aileler ve Suriye'den gelen mülteciler yerleşmeye başlamış. Afrin'den 2014 yılından gelen İbiş ailesi de burada depremzedelerle beraber yaşıyor. Fatma İbiş de depremzedeler gibi şartlardan şikayetçi:
“Kışın soğuktan, yazın sıcaktan duramıyoruz. Yedi kişi yaşıyoruz bu kutu gibi yerde. Mutfak ve tuvalet de içerde. Mecburi geldik buraya. Kiraları ödeyemiyoruz."