Van'da abluka altında kayyım protestosu... Temelli: Bu halk darbecilere karşı diz çökmeyecek
Zelal Sahidenur SARİ
VAN - İçişleri Bakanlığı tarafından Mardin Büyükşehir, Batman ve Urfa'da Halfeti belediyelerine kayyım atanmasına karşı protestolar devam ediyor. Van'da da DEM Parti, DBP ve TJA, öncülüğünde kayyım atamalarına karşı kitlesel yürüyüş düzenledi.
POLİS ABLUKAYA ALDI
DBP Van İl Binası önünden, DEM Parti İpekyolu İlçe Binasına kadar "Kayyım değil Demokrasi" şiarıyla yürüyüş gerçekleştirmek isteyen halk Özgül Center İş Merkezi önünde ablukaya alındı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti Ağrı Milletvekili Nejla Demir, DEM Parti Van Milletvekilleri Gülderen Varlı ve Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan, ilçe belediye eş başkanları, il ve ilçe parti temsilcileri, STK temsilcileri ve partililer yürüyüş için polisle müzakare yaptı. Ardından yürüyüşe izin verildi.
‘KÜRT HALKININ İRADESİ OYUNCAK DEĞİLDİR’
Yürüyüşe izin verilmemesinin ardından ablukada açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada konuşan DBP Van İl Eşbaşkanı Gönül Uzunay, “Kürt halkı uzun yıllardır büyük bir mücadeleyle barış ve kardeşliği savunuyor. Ama onlar halkın iradesinin ayaklar altına almak istiyor, yok sayıyor. Kentlerimize kayyım atadılar, halkın iradesini gasp ettiler. Kayyım politikalarıyla halkın mücadelesini ezmeye çalışıyorlar. Yıllardır Türkiye halkları ve Kürdistan halkı onurlu bir barış, kardeşlik, adalet ve demokrasi mücadele veriyor ve çağrı yapıyor. AKP-MHP ittifakı varlığını iktidarını sürdürmek için kayyım rejiminde ısrar etmeye devam ediyor. Kürt halkının iradesi oyuncak değildir. Kürt halkı yıllardır hakları ve iradeleri için mücadele ediyorlar. Kürtlerin mücadelesi kayyım atanan kentlerde ve bütün kentlerde devam ediyor. Kürt halkı samimidir. İktidarın bu samimiyete karşılık kayyım rejimine son vermesi gerekiyor” dedi.
TEMELLİ’DEN VAN VALİSİNE TEPKİ
Yürüyüşe izin verilmemesine tepki gösteren DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli abluka altında yaptığı açıklamada Van Valisine seslendi:
“Biz kayyım değil demokrasi diyoruz. Buradan, Van'dan da bu sesi yükseltmeye, bu mücadeleye katkı koymaya devam edeceğiz. Burada en temel demokratik haklardan biri olan basın açıklamasını yapabilmek adına burada toplandık. Fakat dönüp etrafınıza baktığınızda Van Valisi'nin nasıl bir zihniyete sahip olduğunu çok açık görebilirsiniz. Kendisi bir anayasa suçu işlemekte, işlediği bu suça kolluğu da alet etmekte, adeta etrafımızı kuşatarak bu suçu pekiştirmektedirler. Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz demokratik hakkımızı her yerde, her koşulda kullanmaya devam edeceğiz. Van Valisi darbeciliğe çok eşlekse o üzerindeki kravatlı takım elbiseyi çıkartsın, gitsin üniforma giysin ve bu mesleğini gitsin bir kışlada sürdürsün.”
Kayyım atamalarına tepki gösteren Temelli, “Biz kayyım değil biz demokrasi istiyoruz. Biz darbelere karşı çıkıyoruz. Her türlü darbeye de, darbeciye de tıpkı Van Valisi olduğu gibi şimdi Batman'da belediyemizde, o koltuğa kurulup ahkam kesen Batman Valisi olduğu gibi valileri istemiyoruz. Mardin'de otur oturmaz 420 emekçinin ekmeğine kan doğrayan valileri istemiyoruz. Biz halkın seçtiği belediye başkanlarımızı istiyoruz. Eş başkanlarını istiyoruz. Çünkü bu halk iradesidir. Kayyım halkın iradesini yok saymaktır. Demokrasiyi yok saymaktır. Kayyım suçtur” dedi.
‘KÜRT HALKININ İRADESİNİ GASP ETMEYE ÇALIŞIYORLAR’
31 Mart seçimlerini hatırlatan Temelli, “Bugün darbeciler yine iş başında. Oysa Türkiye darbelere karşı yıllarca mücadele verdi. Darbelerden kurtulmak için mücadele verdi. En büyük mücadelelerinden birini de 31 Mart 2024 seçimlerinde verdi. Ve bütün kentlerde bu kayyum darbesine karşı bu zihniyete karşı halkımız, halklarımız yan yana geldi kayyımları süpürüp attı. Ama bundan gerekli dersi çıkaramayanlar yine aynı anlayışla halkın iradesini, Kürt halkının iradesini gasp etmeye devam ediyorlar. 4 Kasım’da adeta Kürt halkından intikam alırcasına, Kürt halkına olan nefretlerini kusarcasına, ayrımcılıkla, 4 Kasım 2016’da yaptıklarını geldiler. 4 Kasım 2024’te yine hayata geçirmeye çalışıyorlar. 4 Kasım 2016 darbesini unutmadık. Figen Yüksekdağ’ı, Selahattin Demirtaş'ı, 11 vekilimizi gözaltına alıp, siyasete darbe vuranlar, 2024 aynı senaryoyu yine hayata geçirmeye çalışıyorlar. Ama şunu bilsinler ki nasıl ki o gün o darbeyi yapanlara karşı bu halk diz çökmedi, boyun eğmedi bugünkü bu darbecilere de ne diz çökecek ne boyun eğecek” diye konuştu.
‘DEVLET BAHÇELİ BİLE KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEYE İKNA OLMUŞ DURUMDA’
Temelli, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Bugün bu ülkede Kürt meselesinin demokratik çözümü olmadığı için barış yok. Toplumsal barış yok. Kayyım da bu şiddetin, bu savaşın bir parçasıdır. Darbenin bir parçasıdır. Buna karşı çıkmanın yegâne yolu barış ve demokrasi mücadelesini büyütmektir. Bugün Kürt illerine kayyum atayanlar sanıyorlar ki bunu sadece bu halka karşı yapıyorlar.
Ben buradan Türkiye'deki bütün halklara, bütün insanlara, emekçilere, kadınlara, mağdur olan bu iktidardan şiddet gören, bu iktidar tarafından yok sayılan herkese sesleniyorum. Bu kayyum rejimine gelin hep birlikte karşı çıkalım. Gelin yan yana, omuz omuza bu faşist zihniyetten hep birlikte kurtulalım. Bunu bir yolu var. Bunun yolu Türkiye'nin demokratikleşmesi, Türkiye'nin demokratikleşebilmesi için de Türkiye Kürt meselesini demokratik barışçıl çözümünü mutlaka var etmelidir. Hatta MHP lideri Devlet Bahçeli bile ikna olmuş durumda. Ve gelip bize elini uzattığında aslında o el Türkiye’de Kürt meselesinin demokratik çözümü için önemli bir eldir. Biz bunu kabul ettik. Zaten bizim durduğumuz yer budur. DEM Parti barış, çözüm, demokrasi neredeyse oradadır. Bu el barış demokrasi için uzatıldıysa kıymetlidir. Ama bu el uzatıldı diye DEM Parti’ye, Kürt halkına rol biçmeye çalışanlar, bu eli koparmaya çalışanlar, bu süreci baltalamaya çalışanlar iyi bilsinler ki DEM Parti oldukça barış ve demokrasi mücadelesi büyümeye devam edecek.”
‘ORTADA BARIŞ SÜRECİ YOK, TARTIŞMALARI VAR’
Temelli: “Bugün bu kayyumlar aslında bir kez daha Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümüne bir engeldir. Bunu engellemeye yönelik adımlardır. Ama biz bu konuda kararlı duruşumuzu sergileyeceğiz. Biz asla ve asla bize olan kılan barışa dair hiçbir eli reddetmeyeceğiz ve sonrasında Türkiye, 1 Ekim'den bugüne kadar bir çözüm süreci başlayacak mı başlamayacak mı tartışmalarını sürdürdü. Ortada bir süreç yok. Ortada tartışmalar var. Ama Türkiye halkları hatta Ortadoğu halkları çok büyük bir sorun olan küresel bir mesele olan Kürt meselesinin çözümü için adım atılmasını bekliyor. Ama adım bu adım değildir. Adım Kürt halkının iradesini yok saymak değildir. Adım sahici, gerçekçi, bu halkın hakikatine dair adım olmalıdır. O hakikat İmralı’dadır.”
Açıklama sloganlar ve alkışlarla son buldu.
Van'da kayyım protestosu: 'Seçilmiş belediye başkanlarını görevlerine iade edin'
