Veli Saçılık: AKP-MHP iktidarı içeride ve dışarıda tecrit ile 12 Eylül'ü yaşatıyor

Cezaevlerindeki tecrit ve hak ihlallerini 'Hayata Dönüş' operasyonları sırasında Burdur Cezaevi'nde kepçenin duvarı kırma çalışmasında kolu koparılan Veli Saçılık ile konuştuk.

Veli Saçılık: AKP-MHP iktidarı içeride ve dışarıda tecrit ile 12 Eylül'ü yaşatıyor

Emre CAKA

ARTI GERÇEK- Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride ve cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı başlattığı açlık grevi 40 günü aştı. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül sessizliğini koruyor. Avukatların Abdullah Öcalan ile görüşme talebi ise her defasında reddediliyor.

Açlık grevi, telafisi mümkün olmayan zararlar meydana getirebilen bir eylem biçimi. Bu nedenle hem aileler hem de kamuoyu, Adalet Bakanlığı’nın bir an önce adım atmasını bekliyor. Cezaevlerindeki tecrit ve hak ihlallerini 'Hayata Dönüş' operasyonları sırasında Burdur Cezaevi'nde tutuklu olan ve kepçenin duvarı kırma sırasında kolu koparılan Veli Saçılık ile konuştuk.

EN BÜYÜK İHLAL TECRİTTİR

"Dışarıda durum ne kadar sert ise içeride de o kadar sert" diye sözlerine başlayan Saçılık, "Dışarıda demokrasi varken, içeride şiddet olmuyor. İçeride birçok insan hukuksuzca tutuklu duruyor. Tecavüzcüler, katiller af ile serbest bırakılırken, gösteri - yürüyüşe katıldıkları için birçok insan tutuklu" dedi.

Cezaevlerinde en büyük ihlalin tecrit olduğunu söyleyen Saçılık, "Nedir bu tecrit? F tipidir. Haber alma hakkının engellenmesidir. Radyodan, gazeteden, televizyondan mahrum bırakmaktır. Dışarısıyla iletişimini tamamen kesmektir. Bize beş yıldızlı otel dediler, F Tipleri için. 5 yıldızlı otel dediler ama bize bu operasyonu yapanlar F tipi tecritten kurtulmak için GATA’ya sevk aldırdılar.
Gümüşhane Cezaevi'nde tek kişilik hücresinde bir beyaz plastik sandalyede ölü bulundu polis memuru Mustafa Kabakçıoğlu" diyerek, F Tipi cezaevlerinin herkes için insanlık dışı bir uygulama olduğunu hatırlattı.

'İNSALIK SUÇU'

Abdullah Öcalan, yıllarıdır İmralı F Tipinde mutlak tecrit altında tutuluyor. iktidar ve iktidar medyasının A. Öcalan'ı şeytanlaştırarak tecrit işkencesini meşru göstermeye çalıştığını söyleyen Saçılık, kişinin siyasi görüşü ne olursa olsun tecritin insanlık suçu olduğu vurguladı:

"Abdullah Öcalan ve F tiplerindeki siyasi tutuklular 'şeytan' ilan edildikten sonra tecrit ve kötü muamele nomallestiriliyor. Tecrit işkencesine karşı olmak ilkesel bir tutumdur. İmralı’daki tecrite, F Tipilerindeki tecrite ve çok uzaklardaki Guantanamo adasındaki tecrite karşı olmak zorundayız. Kişiler ve gruplar seytanlaştırıldıktan sonra 'Şeytan'a iyi mi davranılsın' denilerek işkence sıradanlaştırılamaz. Amasız koşulsuz tecridin sona erdirilmesi gerekir. Şunu açıkça belirteyim; misal, ben Alaattin Çakıcı'dan nefret ediyorum ama bu kişinin tecride mahkûm kalmasını, işkence görmesini istemiyorum ve bunun için de mücadelemi sürdürüyorum. Tecrit bir insanlık suçudur ve hiçbir insan bu duruma maruz kalmamalıdır."

SALGIN BAHANE EDİLİYOR

Salgın bahane edilerek cezaevlerinde hak ihlallerinin arttığını, tecrit koşullarının ağırlaştığını söyleyen Veli Saçılık, "Bugün salgını bahane edilerek iktidar tecrit koşullarını artırıyor. Tahliye edilip ama çıkamayan birçok insan var. İnsanlar, gardiyanların şiddetine maruz kalıyor ama gardiyan gidip elim incindi diye rapor alıyor. Sizi kendisine saldırmış ve zarar göstermiş olarak tanımlıyor. Bir anda tahliyeniz uzuyor, iletişim hakkınız engelleniyor, görüşler yasaklanıyor" ifadelerini kullandı.

‘AKP-MHP 12 EYLÜL'Ü YAŞATIYOR’

İktidarın af ile kendi siyasi görüşüne yakın olanları, kendi ekiplerini çıkardığını söyleyen Saçılık, Kürt ve sosyalistlerin cezaevlerinde haksız yere tutulduğunu söyledi. Saçılık, AKP-MHP iktidarının cezaevlerinde ve dışarıda 12 Eylül'ü yaşattığını belirtti.

Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan kayyım rektörü protesto ettikleri için kapıları kırılarak gözaltına alınan öğrencileri görünce Burdur Cezaevi'nde yaşadıklarını hatırladığını söyleyen Saçılık, "Devlet kendisini tekrar ediyor ve daha da kötü ediyor. Hak, hukuk isteyen herkesin kapısını kırıyorlar" dedi.

LEYLA GÜVEN'DEN İNTİKAM ALIYORLAR

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’e verilen 22 yıl 3 ay hapis cezasını değerlendiren Saçılık, "Leyla Güven bir önceki açlık grevinde başat rol üstlendi ve tecridin kırılması sağlandı. Leyla Güven'den 22 yıl 6 ay hapis cezası ile intikam almaya çalışıyorlar" dedi. Egemenlerin cezaeviyle, işkence ve tehditle insanları baskılamaya çalıştığını dile getiren Saçılık, "Egemenler bir kişi inandığı zaman onun düşüncelerini engelleyemezler, hiçbir silah engelleyemez... 12 Eylül'de de gördük bunu. Kimse siyasi tutukluları sahipsiz, güçsüz zannetmesin" diye konuştu.

Saçılık, son olarak açlık grevlerinde insanların sağlıklarını kaybettiğini, tecrite ve ölümlere izin vermemiz gerektiğini söyledi.