Yüksekdağ: Ateşi çalmak suç değildir, karanlığa alışmayacağız

Figen Yüksekdağ tutuklu yargılandığı davada yaptığı savunmada 'Ateşi ısınmak için değil, büyük insanlığı sevdiğimiz için bu insanlık aşkı ile hareket ettiğimiz için çaldık' dedi.

Yüksekdağ: Ateşi çalmak suç değildir, karanlığa alışmayacağız

ARTI GERÇEK - HDP'nin önceki dönemi Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın tutuklu yargılandığı davanın duruşması Sincan Cezaevleri Kampüsü’ndeki duruşma salonunda Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Yüksekdağ ve avukatlarının mahkeme heyetinin davadan çekilmesi talebi reddedildi.

Duruşmayı HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, İzmir milletvekili Murat Çepni ile parti üye ve yöneticileri takip etti.

Yüksekdağ, savunmasında, dava başladığı günden itibaren yaşadıkları hukuksuzlukların her bir aşamada katlandığını belirterek, "Bizler haksız ve hukuksuz bir biçimde gözaltına alındık. Alelacele, kervan yolda dizilir hesabı, hakkımızda hazırlanan fezlekeler hiçbir hukuka sığmadığı için yolda giderken dava dosyalarımız hazırlandı" dedi.

'AKP SİYASİ RAKİBİNİ YARGI YOLUYLA DEVRE DIŞI BIRAKIYOR'

Suçlamaların ve tutukluluklarının hukuki ve meşru olmayan kanunlara dayandırıldığını söyleyen Yüksekdağ, "HDP’li seçilmişlerin yargılanması Türkiye'de siyasi partiler tarihinin gelişimine bir darbedir. Bu darbe bizzat AKP'nin müdahalesi ile gerçekleşmiştir. AKP bizim siyasi rakibimizdir. Eşit, adil bir rekabet sürdürmesi gerekir. Bizim siyasi rakibimiz bizi tutuklatan, rakibini yargı yoluyla devre dışı bırakmaya tenezzül eden bir siyasi duruş ortaya koyuyor. Bu da bizim tutukluluğumuzun gayri meşru olduğunu gösteren çok temel bir göstergedir" dedi.

AİHM'in Demirtaş kararı ve sonrasında yaşananları da değerlendiren Yüksekdağ, "Her konuda ilgili kurumlardan önce fikir ve karar beyan eden bir tek adamı var bu ülkenin. O tek adam çıktı dedi ki 'Bu kararı kabul etmeyiz, karşı hamlemizi yaparız.' Bu, bilmem kaçıncı defa açıktan yargıya müdahale idi. Onun arkasından mahkeme AİHM kararını tanımadı. Türkiye'de iktidarın, bu ülkenin ne kadar rezil olduğu ile ilgilendiği yok. Ama bizlerin böyle bir derdi olmak zorunda. Yargı erkinin de olmak zorunda" diye konuştu.

Tutuklu oldukları sürede rejimi değiştiren 3 kritik seçim yapıldığını ve kendilerinin siyaset dışı bırakıldığını belirten Yüksekdağ, "Bu yargı kararlarının hepsi siyasi iktidarın kurduğu oyunda bir yere düşüyor ve bizler bu kadar kötü perdelenen bu oyunun parçası olmayacağız" dedi.

'BEN YARGILAMAYI UZATMAYA ÇALIŞMIYORUM, BİRİLERİ KISATLAMAYA ÇALIŞIYOR'

Mahkeme heyetini kendisine yönelik 'yargılamayı uzatma' suçlamasına da yanıt veren Yüksekdağ şunları söyledi:

"Bu bizim için nasıl bir kâra dönüşebilir. Benim hakkımda zaten 4.5 yıllık mahkumiyet kararı verildi. Alacağımı almışım, en fazla bir 20 yıl daha verirsiniz. Ben haksız değilim, suçlu değilim ki klasik bir savunma yapayım. Zaten halkımın karşısında savunma yapıyorum. Ama ben bu platformu ciddiye alıyorum çünkü tam olarak hâlâ son nefesini vermemiş bir yargı kurumu var ve adalet herkese lazım. Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanı adayı olduktan sonra AKP Genel Başkanı, 'Bir hatadır oldu, cumhurbaşkanı adayı oldu ama bundan sonra böyle olmayacak' diye açıklama yaptı. Bence yanlışı düzeltelim. Gerçek şudur: Birisi yargılamayı uzatmaya çalışmıyor, başka birisi yargılamayı kısaltmaya çalışıyor ve bu yargılamaya müdahaledir."

'KARANLIĞA ALIŞMAYACAĞIZ'

Aynı zamanda 45 davayla birden uğraştığını söyleyen Yüksekdağ, "Normal bir ceza yargılaması yapılıyormuş gibi davranıyorsunuz. Figen Yüksekdağ hakkında bu kadar davayı açıp uzatanlar sorumlu değil, Figen Yüksekdağ sorumlu! Bu hak değil" dedi.

"Hepimize paket olarak ceza verme çalışması yapılıyor" diyen Yüksekdağ, önceki seçimlerden önce art arda cezalar verilerek kitle üzerinde şok etkisi yaratılmaya çalışıldığını söyledi. Yüksekdağ, "Toplumsal süreçlerde rol oynaması gerekenleri karanlığa alıştırmaya çalışıyorlar ama biz karanlığa alışmayacağız. Işık var, biz ışığı takip ediyoruz" diyerek, vicdanı olanları bu ışığı takip etmeye çağırdı.

'KOVSANIZ DA BU ÜLKEDEN GİTMEM'

Figen Yüksekdağ, tutukluluğa devam kararının gerekçesi olarak sunulan 'kaçma şüphesi' iddiasına da "Bize hakarettir. Bizim çok fazla imkanımız vardı, kaçmadık. Beni bu ülkeden tankla-tüfekle kovsanız da gitmem" sözleriyle yanıt verdi. Yüksekdağ, 8 fezlekenin bu davada birleştirildiğini, diğerlerinin birleştirilmediğini hatırlatarak, "Ellerinin altında hızla ceza verebilecekleri dava olsun diye. Beni tam anlamıyla mahkeme kapılarında süründürmek istiyorlar" diye konuştu.

'YENİ BİR YOL AÇMAK GEREKİR'

"Aklın, mantığın ve tahammülün zorlandığı koşullar içinde mutlaka bir yol açmak gerekir. Doğru olanın bu baskıya karşı tutum almak, yeni bir yol açmak olduğunu düşünüyorum" diyen Yüksekdağ, şöyle devam etti:

"Siyasetçiler olarak çok kritik bir sürece geldiğimizin farkındayız. İktidara bunu anlatmaya çalıştık. 'Türkiye'yi bir krize sürüklemeye çalışıyorsunuz' dedik. Bizim davalarımız da bu sürdürülen operasyonun bir parçasıdır. Bir adalet beklentisi içerisinde değiliz ama bütün toplumsal mücadele dinamiklerinin, bu memleketi seven herkesin bu krizden, cehennemden çıkış için çaba göstermesi gerekir. Bugün siyasetçiler en zor durumlarda bu çabayı gösteriyorlar. Leyla Güven 70 gündür İmralı'daki tecridin kaldırılması, barış, çözüm ve demokratik gelişim sürecinin önünün yeniden açılması için açlık grevinde. Ben barış, çözüm ve gelecek için bedenini açlığa yatıran bütün değerli arkadaşlarımızın mücadelesini saygıyla selamlıyorum. Ve Türkiye toplumunun bu ülkede yeni ve iyi şeyler olabilmesi için kapılar açmaya yönelmesi gerekiyor. Bizi kapattıkları hapishanelerin kapısını açmayı başarabiliriz. Bazen İmralı kapısını açmak bize çözümün, refahın, özgürlüğün, barışın yolunu gösterebilir. Bazen Kandıra'nın kapısını açmak, bazen sokakta etrafımızda görünmez hapishanelerin kapısını açmak bizi barışa, özgürlüğe ve refaha götürebilir."

'HEYET TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ DEĞİLDİR, ÇEKİLMELİDİR'

Mahkeme heyetinin bağımsız ve tarafsız olmadığını belirten Figen Yüksekdağ, heyetin davadan çekilmesini, aksi halde reddi hakim talebinde bulunacağını söyledi.

'ATEŞİ ÇALMAK SUÇ DEĞİLDİR'

Figen Yüksekdağ, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Değerli bir hukukçu diyor ki: 'Şahane siyasi sanık Prometheus tanrısal yasaya sığınmaz. Soğuğu özü olarak öne sürmez. Ateşi çalması itiraf ettiği gibi sadece insanlara duyduğu aşktandır. Niçin yargıçlar ve avukatlar da tuttukları tarafı itiraf etmezler. Acaba hangi utanç engel olur buna ya da hangi kurnazlık?' Değerli başkan ve heyet, biz tuttuğumuz tarafı çok açık ve net ifade ettik. Biz tarafız. Biz Prometheus gibi, Spartaküs gibi, Şeyh Bedrettin gibi, Deniz Gezmiş gibi ve bu memleketteki bir dizi mücadeleci insan gibi tarafız. Biz büyük insanlığın tarafıyız. Ateşi de üşüdüğümüz için çalmadık, siyasi iktidarın ateşini, onların iktidar alanlarını, iktidar bahçesinde yetişen yasak meyveleri sadece üşüdüğümüz ya da acıktığımız için çalmadık. Ateşi büyük insanlığı sevdiğimiz için, bu insanlık aşkı ile hareket ettiğimiz için çaldık. Ortada bir suç varsa biz bu suçu işledik. Ateşi çalmak suç değildir. Ezilenin tarafında olmak suç değildir. Herkesin tarafını ifade etmesi gerekir. Yargıçlar da bu yargı sistemini yöneten zihniyet de tarafını çok net ifade etmelidir. Tarih böyle bir dürüstlüğün gösterilmesi zamanının geldiğini işaret ediyor."

Yüksekdağ'ın ardında avukatları da heyetin çekilmesini talebini dile getirdi.

Mahkeme heyeti, çekilme talebini reddederken, tutukluluğun devamına karar verdi ve duruşmayı bitirdi. Yüksekdağ ve avukatları duruma itiraz etti. Yüksekdağ, itirazının bir üst mahkemeye iletilmesini isterken, avukatlar duruşmasının alelacele bitirilmesine tepki gösterdi. Tahliye taleplerinin dinlenmediğini ve savcının mütalaasına karşı savunma yapamadıklarını belirten avukatların itirazları karşılık bulmadı.

Duruşma 11 Mart'a ertelendi.

HDP Figen Yüksekdağ ağır ceza mahkemesi