Zırhlı araç ezdi kusurlu bulundu

Zırhlı araç ezdi kusurlu bulundu
Mahkemeye göre zırhlı aracın ezdiği Şahin Öner'i hastane yerine kimlik tespiti için karakola götüren polisler hizmet kusuru işlememiş.

GÜNCEL - Şahin Öner’in zırhlı araçla ezilerek öldürülmesinde hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle ailesinin idare hakkında açtığı maddi ve manevi tazminat davasında, mahkeme Öner’in ölümünü trafik kazası olarak göstererek, "Kazada yüzde 50 kusurlu" olduğunu ileri sürdü. 

Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Şehitlik Semti'nde 10 Şubat 2013’te akrep tipi polis zırhlı araç tarafından ezilerek öldürülen Şahin Öner ile ilgili idarenin hizmet kusuru olduğu gerekçesiyle açtığı maddi ve manevi tazminat davasında karar çıktı. Öner’in annesi Basra Öner ve babası Mehmet Şirin Öner, zırhlı aracın ezerek ağır yaraladığı çocuklarını hastaneye götürmek yerine kimlik tespiti için karakola götürülmesi nedeniyle yaşamını yitirmesinde idarenin hizmet kusuru olduğu gerekçesiyle Emniyet Genel Müdürlüğü aleyhine maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açtı. 

İHD Diyarbakır Şube avukatları aracılığıyla 2013 yılında Diyarbakır 1’inci İdare Mahkemesi’ne açılan dava kapsamında savunma gönderen Emniyet Genel Müdürlüğü, devam eden Öner cinayeti davasının sonucunun beklenmesi, olayda idarenin hizmet kusurunun olmadığı, tazminat şartlarının oluşmadığı ileri sürülerek davanın reddedilmesi istedi. 

EVLAT ACISININ BEDELİ 30 BİN TL

Tarafların savunmasını ve bilirkişi raporlarının inceleyen mahkeme kararını açıkladı. Mahkeme, Öner’in ölümünde hizmet kusuru olduğu gerekçesiyle Emniyet Genel Müdürlüğü’nü maddi ve manevi tazminata mahkûm etti. Emniyet Genel Müdürlüğü, Öner’in annesi Basra Öner’e 20 bin 914 TL, baba Mehmet Şirin Öner’e 21 bin 751 TL’si maddi ve 15’er bin de manevi tazminat ödeyecek. Kararın gerekçesinde, olayla ilgili soruşturma dosyası, bilirkişi raporu ve bütün dosya kapsamı irdelendiğinde Öner’in ölümüne polis zırhlı aracının sebep olduğunu belirtildi. Öner’in, gösteri yapan gruba müdahale eden zırhlı aracın önüne aniden çıkarak kusurlu davrandığı ileri sürülen kararda, kazada kusur durumunun yaşamını yitiren Öner ve idareye yüzde 50’şer olarak dağıtılması gerektiğini ileri sürdü. Bu nedenle Öner ailesine verilen tazminatta Öner’in yüzde 50 kusur indirimi yapıldığı belirtilen kararda, kusur indirimi ardından Öner’in ölümü nedeniyle Mehmet Şirin Öner’e destekten yoksun kalma zararının 21 bin 751 TL, annesi Basra Öner’e ise 20 bin 914 TL olduğu iddia edildi. Mahkeme, olayın niteliği, Öner’in ölüm şekli ve annesi ve babasının duyduğu elem ve ıstırabın yüksekliği dikkate alınarak, Öner’in anne ve babası 15’şer bin TL manevi tazminat ödenmesini hükmetti. 

NE OLMUŞTU?

Öner, Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesi Şehitlik semtinde 2013 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin yıldönümü protestosuna polisin müdahalesi sırasında zırhlı polis aracının altında kalarak yaşamını yitirmişti. Öner'in yaşamını yitirmesinin ardından dönemin Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, olaya ilişkin basına "Gösterici el yapımı düzeneklerle hazırlanmış bombayı, polis aracına attığı esnada elinde patlayarak öldü" açıklamasını yapmıştı. Ancak o dönem DİHA’dan yayınlanan haberde, Öner'in cenazesinin vücut bütünlüğünün bozulmadığı ve cenazede ezilme izleri olduğu ortaya çıkmıştı. Olaydan 4 yıl sonra hazırlanan iddianamede, Öner’i ezerek öldüren zırhlı aracın sürücüsü polis S.K. hakkında "Taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. 

Yargılamayı yapan Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi, 29 Haziran'da görülen davanın ilk duruşmasında, dosyada bulunan otopsi raporu, Adli Tıp Kurumu raporu, tanık beyanları ve diğer somut deliller incelendiğinde polislerin kasıtlı bir şekilde Öner'i öldürdükleri, öldürmeye yönelik hareket ettikleri yönünde kanaat getirerek yargılanmanın Ağır Ceza Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermişti. Dava dosyası ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verilmişti. Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi'nin hazırladığı 15/10/2014 tarihli ve 8252 sayılı raporla eylemin trafik kazası eylemi mahiyetinde olmadığını ve bu sebeple de "kusur raporu" düzenlenemeyeceği yönünde rapor vermişti. (Deniz Tekin – dihaber)

Öne Çıkanlar