Zonguldak'ta fırtınada mahsur kalan balıkçıyı oğlu kurtardı

Zonguldak'ın Ereğli ilçesi açıklarında meydana gelen fırtınada, teknesi savrulan 80 yaşındaki Kemal Dere, oğlu Denizcan Dere tarafından kurtarıldı.

Artı Gerçek - Geçtiğimiz hafta Ereğli’de etkili olan fırtınada çok sayıda çatı uçtu, balıkçı tekneleri hasar gördü, 2 gemi karaya oturdu, 1 gemi de battı. O fırtınada teknesini korumaya almak için limana giden Kemal Dere de, rüzgar ve dalgaların etkisi ile savrulmaya başladı.

Karaya gidemeyen balıkçı, oğlu Denizcan Dere’yi aradı ancak telefon çekmediği için sağlıklı iletişim kuramadı. Babasının yardım istediğini düşünen Denizcan Dere, Bozhane Limanı’ndaki teknesinden ayrılarak babasının yanına gitti. Baba Dere, imdadına koşan oğluna baş halatını atarak kendisini karaya çekmesini istedi. Karaya doğru atlayan babayı oğlu tutarak kurtardı.

“TORNİSTAN YAPTIM AMA SEN BANA SOR”

Kemal Dere, yaşadıklarını şu şekilde aktardı:

“Kimse yok, herkes sağa sola kaçmış. Bir tek kayık bendim. Çok sertti, yükseldi. Çapanın boşunu aldım, tornistan yaptım ama sen bana sor. Kayık sağa sola kaçıyor rüzgardan durmuyor. Çapa taramıyor, kayalara da 50 kere vurdum kafadan ama maşallah bir şey olmadı. Bakıyorum, sağa sola biri gelse de yardım etse. Oğlan ile konuşamadık, telefonlar çekmiyor. ‘Babam beni arıyor’ diyerek oğlan geldi.

Ellerim, ayaklarım dondu. Hiçbir yeri tutamıyordum. Direksiyonu bile sallayacak halim yoktu, buz tuttum. Oğlan çekti beni, rüzgar da arkadan vurup, karaya doğru yanaştırdı. O zaman attım ben de kendimi, ‘ne olursa olsun’ dedim. Ağımızı hep deniz aldı. Ağları vinçle aldık. Bu fırtınanın balıkçıya çok büyük zararı var.”

.

.“8-10 METRE DALGALAR VARDI”

Denizcan Dere de yaşananları şu sözlerle anlattı:

“Telefon çekmediğinden konuşamamıştık. Ben de bir gideyim demiştim. Gittikten sonra baktım ki babamın teknesi kalmış. O ara kim olsa aynısını yapardı zaten. Gidip, kurtardım. Babam gelip, kafadan vuruyor diye çapanın boşunu almış. Çapanın boşunu aldıktan sonra içeride kalmış. 8 10 metre dalgalar vardı ama o alana, o kadar girmiyordu. 10-11 kuvvetinde hava vardı. Bayağı bir sertti.

Herkes malına sahip çıkar. Gece-gündüz teknemizde yatıyorduk. Babam da orada teknesinin başındaydı. Kafadan çekip, atlayınca havada tuttum onu. Taksiciye artık ‘ölümüzü alırsın’ diyerek gittim. Öyle bir hava, böyle bir fırtına filmlerde görmedim. Çok büyük bir şeydi.” (DHA)

Öne Çıkanlar