Avrupa’dan utanç ziyareti

Avrupa’dan utanç ziyareti
'Gerçekten demokrasi diye bir dertleri olsa, muhalefet partileriyle de görüşür ya da mesela yerlerine kayyım atanan belediye başkanlarını ziyaret ederlerdi.'

Can DÜNDAR


ARTI GERÇEK - Dün Erdoğan’la görüşmeye gelen Avrupa Birliği Konseyi ile Komisyon Başkanı’nın açıklamalarından ne anladık:

Türkiye’deki insan haklarıyla ilgili gelişmelerden "derin endişe" duyuyorlarmış. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı üzüntü vericiymiş.

Yıllardır yaptıkları açıklamalara bakınca Avrupa Birliği’nin "sürekli endişe içinde üzüntü duyan insanlar topluluğu" olduğunu düşünebilirsiniz. İnsan, kendi derdini bırakıp "Üzmeyin kendinizi bu kadar" diye onları teselli etmek istiyor.

Oysa çok iyi biliyoruz ki, aslında üzüldükleri filan yok; öyle olsa ülkesinde demokrasiyi, özgürlükleri, muhalefeti yok eden bir liderin karşısında hazır ol’da durup laf gevelemezlerdi.

Gerçekten demokrasi diye bir dertleri olsa, muhalefet partileriyle de görüşür ya da mesela yerlerine kayyım atanan belediye başkanlarını ziyaret ederlerdi.

Gerçekten özgürlükleri dert etseler, hapiste bir siyasi lideri veya bir gazetecinin ailesini ziyaret eder, dayanışma gösterir, "yanınızdayız" mesajı verirlerdi.

İnsan haklarından endişe duyuyor olsalar, mesela ziyaret programlarına akademik özgürlük için eylem yapan Boğaziçi Üniversitesi’nin hocalarını ziyareti eklerlerdi.

Artık tanıyoruz Avrupa’nın yalandan kaygı mesajları verip otokratlarla iş tutan ikiyüzlü tavrını… Ve ne yazık ki, Erdoğan da artık tanıyor. "Ben onlara rest çekiyor gibi yaparım, onlar beni eleştiriyor gibi yapar, işimize bakarız, ticaret yaparız, silah alır satarız" diye düşünüyor.

Onların ruhunu okuduğu için de mehter yürüyüşündeki gibi, Güney Akdeniz’de ileri doğru iki adım atıp tepki büyüyünce duruyor, Avrupalılar bu durmayı "pozitif sinyal" filan diye alkışlayıp ayağına gelince iki adım daha atıyor. Mesela Putin’e "katil" diyen Biden’ı eleştirip "Moskova alternatifim var, ona göre" mesajı veriyor. Hoop, zavallı AB yine koştur koştur ayağına geliyor.

Kimseyi kandıramazlar: Erdoğan’ın başını okşayıp ödüllendirirken insan haklarından söz etmek, o uğurda canı pahasına mücadele eden insanlarla alay etmektir. Türkiye’de partiler kapatılırken, vekiller Meclis’te tutuklanırken, İstanbul sözleşmesi iptal edilirken Saray ziyareti yapmak, bu suçlara ortak olmaktır.

Bizim tarih kitaplarında "1. Dünya Harbi'nde Almanya yenildiği için, Türkiye de yenik sayıldı" diye bir ezber vardır. Görünen o ki, bu kez de Erdoğan yenilince Avrupa da yenik sayılacak. Kaybedecekler.

 

Öne Çıkanlar