'Başsavcının bir daha HDP’yi kapatmaya ilişkin iddianame hazırlayabileceğini düşünmüyoruz’
Seda TAŞKIN
ARTI GERÇEK- Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, Halkların Demokrasi Partisi'nin (HDP) kapatılması istemiyle açılan davada, eksiklik tespit ettiği iddianameyi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade etti. HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede verilen karara ilişkin Artı Gerçek’e bilgi verdi.
Parti kapatma davasının açılabilmesi için bir iddianamenin düzenlenmesi gerektiğini ve sonra bunun mahkemeye sunulması gerektiğini belirten Dede, parti kapatma davalarında Anayasa Mahkemesi’nin yetkili olmasından kaynaklı iddianamenin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Anayasa Mahkemesi'ne sunulduğunu hatırlattı. Anayasa Mahkemesi'nin iddianameyi aldıktan sonra ilk işlem olarak iddianamenin yasalarda belirtilen niteliklere sahip olup olmadığına baktığını kaydeden Dede, "Eğer iddianame yasalarda belirtilen çerçevede hazırlanmışsa iddianame kabul edilerek dava açılmış olur" dedi.
İddianamede usuli eksikliklerin olması durumunda mahkemenin iddianameyi savcılığa geri iade ettiğini ve eksikleri giderildikten sonra yeniden hazırlanıp gönderilmesini istediğini belirten Dede, "Burada HDP’nin kapatma davasına ilişkin yaşanan durum da budur. Anayasa Mahkemesi bir raportör tayin etti ve raportör iddianameyi, yasalara uygun bir şekilde hazırlanıp hazırlanmadığı konusunda denetledi. Ve birçok eksiklik tespit etti. Raportörün raporu ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı Hhenüz bize tebliğ edilmedi" dedi.
‘YENİDEN DAVA AÇABİLME ŞANSI OLMAYACAK’
Basından edinilen bilgiler doğrultusunda konuşan Dede, "Hukuki anlamda bundan sonraki süreçte savcılık iddianameyi aldıktan sonra Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar doğrultusunda ya bu eksiklikleri giderip yeniden dava açacak ya da giderilmeyecek eksikliklerse zaten bir daha dava açabilme şansı da olamayacak" dedi.
‘EKSİKLİKLER USULİ GÖRÜNSEDE ESASI ETKİLİYOR’
Raportörün raporunda belirttiği eksikliklerin usuli eksikler olduğunu ancak bu eksikliklerin özünde esasa etkili olduğunu söyleyen Dede sözlerine şöyle devam etti: "Bu usuli eksiklikler esası ilgilendiren eksikliklerdir. Anayasa Mahkemesi'nin iddianameyi iade etmesinin gerekçelerinden bir tanesi Cumhuriyet Başsavcısının iddianamede HDP’nin hangi faaliyetleri ile odak haline geldiğini belirtmemiş olmasıdır. Bu bağlamı kuramamış olması sebebiyle iade edildiği söyleniyor. Eğer bu, gerekçelerden biri ise bu tam da işin esasına ilişkindir; çünkü siz bir siyasi parti faaliyetlerinin terör faaliyetleri olduğunu, terör faaliyetlerinin odağı haline geldiğini delillerle ispat edemiyorsanız dava açamazsınız. Bir siyasi partiye dava açmanın temel koşulu budur. Dolayısıyla bu gerekçeyle iddianame iade edilmişse, Cumhuriyet Başsavcısı’nın bir daha iddianame hazırlayabileceğini düşünmüyoruz."
‘STAJYER SAVCILAR BU HATAYI YAPMAZ’
İddianamenin iade edilmesine gerekçe olan TC kimlik numarası, adres bilgi eksikliği gibi hataların bir stajyer avukatın dahi yapabileceği hatalar olmadığını belirten Dede, "Bu durum Türk hukuk sistemi adına bir ayıptır. Bütün Türkiye, bütün dünya bu davayı takip ediyor ama bu davayı hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bu kadar eksik, hatalı, yanlışlarla ve yalanlarla dolu bir iddianame hazırlamış. Bu utanç duyulacak bir durumdur" dedi.
‘KIYMETLİ BİR KARARDIR’
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı kıymetli bulduklarını söyleyen Dede, "Anayasa Mahkemesi’nin hukukun temel ilkelerine bağlı olduğunu oy birliği ile aldığı bu kararla göstermiş olduğunu düşünüyoruz. Türkiye demokrasisi açısından önemli bir karardır. Fakat diğer bir yönü ile de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın bu kadar kötü ve niteliksiz bir iddianame hazırlamış olması karşısında derhal istifa etmesi gerekir." diye konuştu.
‘MHP YARGI ORGANLARI ÜZERİNDE BASKI OLUŞTURUYOR’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi’nin kararına ilişkin yaptığı "AYM'nin iade kararı milli vicdanda hükümsüzdür, Türkiye'nin var oluş haklarına sadece usul açısından değil, esastan da ileri düzeyde zarar vermiştir" sözlerine ilişkin de konuşan Dede şöyle devam etti:
"İktidar partisi ve onun ortağı üzerinden sürekli yargı organları üzerinde büyük bir baskı oluşturulmakta. Sözleri ve söylemleri ile hem suç işliyorlar hem de diğer taraftanyargıç ve savcıları suç işlemeye teşvik ediyorlar. Görevlerini layıkıyla yapmayarak, görevlerini kötüye kullanmalarını teşvik ediyorlar. Ne yazık ki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı AKP ve MHP’nin bu telkinleri üzerinden alelacele bir iddianame hazırladı" dedi.
‘SUÇ İŞLEMİŞ OLDULAR’
Hazırlanan iddianamenin MHP kongresinden bir gün önce MHP’ye bir hediye olarak sunulduğunu söyleyen Dede, "Ancak bugün AYM, raportörün raporu doğrultusunda oy birliği ile tek bir fire bile vermeksizin bu iddianamenin eksikliklerle dolu olduğu yönünde bir karar verdi. Ve iddianameyi iade etti. Dolayısıyla daha önceki açıklamalarıyla siyasiler yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu işlediler hem de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu tehdit ve telkinlerle, hukuki olmayan bir iddianame hazırlayarak, görevi kötüye kullanma suçu işledi." dedi.
‘HUKUK SİSTEMİ İÇİN ASLA KABUL EDİLEMEZ’
Dede sözlerini şöyle sonlandırdı: "Devlet Bahçeli’nin AYM’yi hedef haline getirmiş olması bir hukuk sistemi içinde asla kabul edilebilecek söylemler değildir. Devlet Bahçeli bir suç işlemektedir. AYM bugün verdiği kararla Türk yargı tarihine geçmiştir. Siyasi baskının yoğun olduğu bir dönemde AYM yargıçları, cesaretle hukukun üstünlüğü ilkesini savunmuşlardır. Bahçeli’nin gösterdiği tepki de hukuka ne kadar düşmanca yaklaştığının bir göstergesidir."