Şule Çet cinayeti sanığı: Herkes gösteriş amacında
Şule Çet davasının ilk duruşmasında mahkeme heyeti iddianameyi 'alkolün etkisiyle ırzına geçme olayı yaşanmış' sözleriyle özetledi.
ARTI GERÇEK - Ankara'da cinsel saldırıya maruz kaldıktan sonra bir plazanın 20. katından atılarak öldürülen üniversite öğrencisi Şule Çet'in ölümüne ilişkin dava başladı.
Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya katılım yoğun oldu. Bu yüzden duruşma, daha büyük bir salon olan 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonunda yapıldı.
İki kez gözaltına alınıp serbest bırakılan ve kamuoyu baskısı üzerine tutuklanan sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu duruşmada hazır bulunurken, duruşmaya Şule Çet'in ailesi, avukatları, arkadaşları, kadın örgütleri temsilcileri ve milletvekilleri de katıldı.
İzleyiciler duruşma salonuna sığmazken, bazı avukatlar izleyici sıralarından duruşmaya katılmak zorunda kaldı. Salonda çok sayıda polis ve jandarma görevlendirildi. Yaklaşık 30 jandarma sanıkların etrafında adeta etten duvar ördü.
Duruşmada, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ile İnsan Hakları Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı avukatları, Ankara, İzmir, Aydın, Kırklareli barolarından avukatlar müdahillik talebinde bulundu. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyeleri Filiz Kerestecioğlu, Candan Yüceer, Gamze Taşçıer, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeleri Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal, Adalet Komisyon üyesi Alpay Alter, İstanbul milletvekili Ahmet Mücahit Arınç'ın duruşmaya katıldığı da tutanaklara geçti.
MÜDAHİLLİK TALEPLERİ KABUL EDİLMEDİ
Mahkeme heyeti, sadece Şule Çet'in ailesi ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatının müdahillik talebini kabul etti, diğer talepleri "suçtan doğrudan zarar görmediği" gerekçesiyle kabul etmedi.
Avukatlar, mahkeme heyetinin beyanlarını dahi dinlemeden karar vermesine tepki gösterdi. Avukatlar ile heyet arasında uzun süre tartışma yaşanırken, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kadın cinayetlerinin toplumun büyük yarası olduğunu belirterek, bu yargılamada sivil toplumun, TBMM'nin olması gerektiğini ifade etti.
Hakimin zaman sorunu olduğunu söylemesi üzerine avukatlar "İnsan hayatı söz konusu" diyerek tepki gösterdi.
Berk Akand'ın avukatı da müdahillik taleplerinin gerekçesinin dinlenmesi gerektiğini belirtirken, bunun üzerine mahkeme heyeti başkanı gerekçelerin açıklanması için avukatlara söz verdi.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi Filiz Kerestecioğlu, "Kadınlarla erkeklerin eşit biçimde yaşamadığını görüyoruz. Sizin mahkemenize gelmiş olan Adli Tıp raporunda, bir kadının bir erkekle buluşmasının neye tekabül edebileceğini kendi ahlak sınırları ile değerlendiren erkek egemen anlayışı görüyoruz. Kadınlarla erkeklerin eşit şartlarda yaşaması ve kadın cinayetlerinin önlenmesi için devletin de idarenin de sorumluluk alması gerektiğini düşünüyoruz. Bu tür davalarda gerek meclisten gerekse kadın örgütlerinin müdahil olma taleplerinin kabul edilmesi gerekir, bu anayasaya uygundur" dedi.
İHD avukatı, raporunda "Bir kadın bir erkekle tenha bir yerde içki içmeyi kabul etmişse cinsel ilişkiye rıza göstermiş sayılır" ifadelerini yazan Adli Tıp uzmanı Mehmet Nuri Aydın'ın daha önceki skandal raporlarını mahkeme heyetine sundu ve müdahillik talebinde bulundu.
Bazı kadın örgütleri ve barolar da müdahillik gerekçelerini açıkladı.
Ardından mahkeme heyeti başkanı, iddianameyi özetlerken, "alkolun etkisiyle ırzına geçme olayı yaşanmış" ifadelerini kullandı. Sonrasında sanık Çağatay Aksu savunmasını yaptı. Aksu, "Böyle bir suçlama ile karşınızda olduğumuz için çok özür dilerim, kusura bakmayın, üzerine atılan hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum, öncelikle Allah'ın sonra sizin vicadanında... Cinsel istismar herhangi bir şeyle alakamız yoktur, bizim Şule'ye dokunmuşluğumuz bile yoktur, bu adli tıp raporlarından belli. Bu kadar insan neye dayanarak üstümüze geliyor, onun bile farkında değilim. Ya herkes gösteri amacında...
Şule'nin çalıştığı işyerini devraldığını ancak borçlarından dolayı kapattıklarını anlatan Aksu, işyerinin personel tarafından yağmalandığını, Şule'nin bu konuda tanıklığı olup olmadığını konuşmak için Şule ile buluştuğunu söyledi.
Hakimin Yelken Plaza'ya neden davet ettiğini sorması üzerine Aksu, "Çalışma ofisimizdi. Şule'nin gelmediği bir yer değildi. Patronu dışında ağbi kardeş gibiydik, Şule bana güvenen, sürekli akıl alan bir insandır" ifadelerini kullandı.
Hakimin sorusu üzerine "Şule'nin psikolojik durumu gayet normaldi" diyen Aksu, olay anını şöyle anlattı: "Şule makam odasına doğru yürüdü. Kalktıktan 50 saniye sonra peşinden gittim. Camdan sarkık vaziyetteydi. Ne yapıyorsun diyip tuttum, başaramadım. Tututuğum sırada Şule 'ben gidiyorum' dedi. O sırada parmağımda tendon koptu. Berk'e seslendim, müzik sesinden dolayı duymadı. Elimden kaydı ve düştü. Şule’nin hayatı tozpembe değildi. Parasızlık, ailevi, sınıfta kalma, evini taşıma sorunları vardı. Abi-kardeş gibiydik, kafası dağılsın diye çağırdım" dedi.
Sanık Çağatay Aksu’nun yanıtları salonda tepki topladı. Soru soran avukata ‘dedektif misin’ dedi, başka bir soruda polemik uyarısı yapılınca "Hep bizimle polemik yapıldı, biraz da biz yapalım" dedi. Aksu’nun ardından diğer sanık Berk Akand’ın ifadesi başladı.
TIRNAKLARINDAKİ DNA ÖRNEKLERİNİ 'TOKALAŞMA' DİYE AÇIKLADI
Hakimin, Şule'nin ev arkadaşına 'hep analog' şeklinde attığı mesajın anal yoldan tecavüzü anlatmaya çalıştığı yorumuna karşılık da Aksu, "Digital, analog" dedi, ancak yanıt veremedi.
Aksu'nun gerginliği avukatların soruları üzerine artarken, her soruya tepki gösterdi, "dedektif gibi soru soruyorsunuz, anlamsız soru soruyorsunuz" ifadelerini kullandı. Aksu, Berk Akand'ın olaydan sonra bardak yıkama ve şişe seslerini duyduğu iddiasını ise reddetti.
Ardından sanık Berk Akand savunma yaptı. Şule Çet ile daha önceden tanışmadığını söyleyen Akand, olay anına dair, yorgun olduğunu ve alkolün de etkisiyle içinin geçtiğini, daha sonra Çağatay'ın kendisini dürterek "Berk" diye bağırdığını, bu sırada bardak yıkama sesleri ve şişe sesleri duyduğunu söyledi. Çağatay Aksu ise bu an için Şule camdan düştükten sonra Berk'in yanına gittiğini, müzik sesinden dolayı kendisini duymadığını ve uyanık olduğunu söylemişti.
Berk Akand, Çağatay'ın ikinci kez yanına geldiğinde "Berk kalk, Şule gitti, 'ben gidiyorum' dedi camdan atladı" dediğini anlattı. Olaya inanamadığını ve kendinden geçtiğini söyleyen Akand, aşağıda güvenlik görevlilerine "Buradan bir kız geçti mi" diye sormasının nedenini "İnanamadığım için geçti desin istedim" diye açıkladı. Çağatay Aksu'nun yanından gittiğini, araması üzerine tekrar geldiğini belirten Akand, Çağatay Aksu'nun sakin olduğunu da vurguladı. Akand, savunması sırasında başının döndüğünü belirterek, otururak savunmasına devam ederken, avukatların da sorularını yanıtladı. Arkadaşı P.'ye "Burada çok kötü şeyler oldu" şeklindeki mesaj HTS kayıtlarına göre 02.29'da atılmasına rağmen sabah karakolda 7.30 civarında gönderdiğini belirten Akand, konuşmasında sık sık P.'ye olan aşkından bahsetti. Daha sonra ise "nişanlımın ablasının işyeri aynı plaza" ifadesini kullandı.
Akand, tırnaklarının arasında bulunan Şule'ye ait DNA örnekleri için ise "laptopa dokunduk, tokalaştık, kuruyemiş paketini uzattım, bu şekilde geçmiştir" diye açıkladı.
18 DAKİKA SONRA AŞAĞI İNDİLER, AMBULANS ÇAĞIRMADILAR
Duruşmanın ikinci bölümünde Şule’nin babası ve ağabeylerine söz verilerek, müdahillik talepleri alındı. Daha sonra plazanın güvenlik görevlileri Akif Deniz ve Murat Abalı tanık olarak dinlendi.
Deniz ile Abalı’nın ifadeleri birbiriyle örtüşürken, anlatımlarına göre, saat 03.50’de bir patlama sesi duyuldu. Güvenlik görevlileri, etrafı dolaştılar ancak herhangi bir şey göremediler. Güvenlik kamerasına baktıklarında 20. katta bir hareketlilik fark ettiler. Daha sonra Berk Akand ve Çağatay Aksu asansörle aşağı indi. Asansörün kapısı açılınca Berk Akand’ı asansörde diz çökmüş halde gören güvenlik görevlileri, bir patlama sesi duyduklarını ve bunu araştırdıklarını söyledi. Bu sırada Deniz ve Abalı’nın ifadesine göre çok sakin görünen Çağatay Aksu, telaşlı olan Berk Akand’a sürekli "hadi gidelim" diyordu. Deniz, "yanınızda hanımefendi vardı, nerde" diye sorunca Akand, "Çıktı gitti görmedin mi lan" ifadesini kullandı ve ikisi de dışarı çıktılar. Oysa, Berk Akand, "Buradan bir kız geçti mi" diye sorduğunu iddia etmişti.
Abalı, iki kişi dışarı çıktıktan sonra arkalarından gittiğini belirterek, Akand’ın Çağatay Aksu’ya birkaç kez "Kız nerede" diye sorduğunu, Aksu’nun da "kız düştü" yanıtı verdiğini anlattı. Abalı, bunun üzerine polisi ve ambulansı aradı. Çağatay Aksu, arabasına binerek uzaklaşırken, bir süre sonra tekrar plazaya döndü. Abalı ve Deniz, iki şüphelinin sesi duymalarından 10-15 dakika sonra aşağıya indiğini belirtti. Kamera kayıtlarına göre, iki sanık Şule’nin düşmesinden 18 dakika sonra aşağı iniyor.
Tanık olarak dinlenen Şule’nin ev arkadaşı L.T, hakimin sorusu üzerine Şule’nin hiçbir psikolojik problemi olmadığını, hayat dolu olduğunu belirtti. Şule’nin plazadayken gönderdiği mesajlar üzerine "gelip sen alayım mı" diye sorduğunu, ancak yanıt alamadığını söyledi.
ÇOK KÖTÜ ŞEYLER OLDU MESAJINI SAAT KAÇTA GÖNDERDİ?
Berk Akand’ın o gece sürekli mesaj gönderip davet ettiği P.T. de tanık olarak dinlendi. HTS kayıtlarına göre Akand, P.T.’ye saat 02.39’da bir mesaj gönderiyor. Olaydan 3 ay sonra alınan ifadesinde P.T, bu mesajda "Çok kötü şeyler oldu, bana dön" yazdığını belirtmişti. Ancak sanık Akand, bugünkü ifadesinde bu mesajı sabah 07.30 civarında karakoldan gönderdiğini söyledi. P.T, bugünkü ifadesinde de bu mesajın saatini tam hatırlayamasa da gece geldiğini belirtince, sanık avukatları itiraz etti.
SANIĞIN TELEFONU 9 AY SONRA İNCELENECEK
HTS kayıtlarına göre, konuşma ve mesajların saati biliniyor ancak her ikisi de mesajları sildiği için içerikleri bilinmiyor. Avukatları silinen mesajların geri getirilebilmesi için Akand’ın telefonunu mahkeme heyetine sundu. P.T. de sunabileceğini belirtti. Böylece sanık Akand’ın telefonu, olaydan 9 ay sonra incelemeye alınacak.
Tanık ifadelerinin ardından Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, mahkemeye yeni bir bilirkişi raporu sundu. Yıldırım, rapora dayanarak, "Cinsel saldırı suçu sübuta ermiştir" dedi. İki sanığın beyanlarının çelişkili olduğunu ve Aksu’nun delilleri kararttığını belirten Yıldırım, sanıkların tutukluluğunun devamını istedi.
Tanık ifadeleri üzerine tekrar söz alan Çağatay Aksu, Şule’nin intihar ettiği iddiasını yineledi ve beraatini istedi. Bu sırada izleyicilerden tepki geldi. Şule’nin bir yakını "Bacım kardeşim diyorsun, niye o saate kadar tuttun orada" diye tepki gösterdi.
SANIK AVUKATI: MAJÖR DEPRESYON TEDAVİSİ GÖRÜYORDU
Sanık avukatları da suçlamaları kabul etmedi. Tüm sanık avukatları, olayın sosyal medyada ve basında bu kadar geniş yer almasından duydukları rahatsızlığı dile getirirken, gelişmeleri kamuoyu ile paylaşan Av. Umur Yıldırım hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Çağatay Aksu’nun avukatı Levent Ekmen, Şule’nin majör depresyon tedavisi gördüğünü belirterek, Twitter’da paylaştığı camdan atlayan bir kadının videosunu, intihar etmesine gerekçe gösterdi. Ekmen, Çet’te bulunan anal ekimoz ve yırtıkların ise kabızlıktan olabileceğini söylerken, kollarında kırık olmamasının nedeninin Adli Tıp’a sorulmasını istedi. Ekmen, ayrıca PSA örneklerinin daha önceki bir ilişkiden kalmış olabileceğine işaret ederek, bunun için de adli tıp raporu istedi.
Berk Akand’ın avukatları ise Akand’ın tırnak arasında bulunan Şule’ye ait DNA örneklerinin tokalaşma, aynı laptop ve telefonu eline alma ve halay çekerken geçtiğini işaret etti, bunun için adli tıp raporu alınmasını istedi.
YENİDEN ADLİ TIP RAPORU İSTENECEK
Kısa bir aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, mağdur ve sanık avukatlarının talepleri doğrultusunda yeni bir adli tıp raporu istenmesine karar verdi. Mahkeme, sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 15 Mayıs’a erteledi.
Heyetin kararını açıklamasının ardından salonda taraflar arasında tartışma yaşandı. Şule’nin yakınları sanıklara tepki gösterirken, sanık yakınlarından bir kişi "kızın orada ne arıyordu" dedi. Şule’nin halası, "Benim çocuğumu öldürmeye ne hakları var, canımız yanıyor, adalet yerini bulsun" diye bağırdı. Salondan önce sanık yakınları, daha sonra Şule’nin yakınları çıkarıldı.
İDDİANAMEDEN
Gazi Üniversitesi Sanat-Tasarım Fakültesi tekstil tasarımı bölümü 2. sınıf öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs’ın ilk saatlerinde Yeşil Plaza’nın 20. katından düşerek yaşamını yitirdi. Şule’nin ölümüyle ilgili soruşturmada Çağatay Aksu ve Berk Akand, 14 Temmuz 2018 tarihinde "Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" ve "Cinsel saldırı" suçlarından tutuklandı.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Aykut Hüseyin Koca tarafından hazırlanan iddianameye göre, üniversite öğrencisi Şule Çet, 28 Mayıs 2018 tarihinde iş görüşmesi için Çağatay Aksu'nun yanına gitti. Daha sonra Çet, Aksu ve arkadaşı Berk Akand Yelken Plazanın 20. katındaki Aksu'nun ofisine gittiler. Şule Çet, burada ev arkadaşına birçok kez "bırakmıyor" şeklinde mesajlar gönderdi.
Sanıklar, Şule'nin kendisini camdan attığını iddia ederken, savcı iddianamede sanıkların ifadelerinin çelişkili olduğunu belirtti ve Şule Çet'in cinsel saldırıya uğradığı, sonra da oluşan travma ve şiddet delillerini karartmak için camdan atıldığı kanaatine vardı. İddianamede şüphelilerin delilleri gizlemeye çalıştığına da işaret edilirken,
Sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu hakkında "Kasten öldürme", "cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "nitelikli cinsel saldırı" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39’ar yıl hapis cezası isteniyor.