Demirtaş’tan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'na: Buyursun gelsin, mangal partisi yapalım

Demirtaş’tan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'na: Buyursun gelsin, mangal partisi yapalım
Demirtaş kendisi hakkında tutuklama kararı verilen soruşturmayı başlatan Başsavcı'nın, Erdoğan’ın tutuklu olduğu cezaevinin savcısı olduğunu ve birlikte mangal partisi verdiklerini açıkladı.

Derya OKATAN

ARTI GERÇEK- HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuksuz olarak yargılandığı ana davaya bugün devam edildi.

Demirtaş, tahliye edildiği duruşmadan sonra ilk kez tutuksuz olarak hâkim karşısına çıktı.

Demirtaş, AİHM duruşmasından iki hafta önce, 2 Eylül günü görülen ve avukatlarının mazeret bildirerek katılmadığı duruşmada tahliye edilmiş, ancak AİHM duruşmasından iki gün sonra, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının aynı suçlamalarla başlattığı ayrı bir soruşturmada yeniden tutuklanmıştı.

‘HALA TUTUKLU MUYUM, ARADA TUTUKLAMIŞ OLABİLİRSİNİZ?’

Duruşmada mahkeme heyeti başkanının yanlış bir ifadesi, Demirtaş’a "Ben yeniden mi tutuklandım" sorusunu sordurttu.

Duruşmayı açan mahkeme heyeti başkanı, "tutuklu sanık SEGBİS ile katıldı" deyince, Demirtaş esprili bir dille araya girdi: "Ben dosyanızda hala tutuklu muyum? Tahliye ettiniz diye hatırlıyorum. Hayır, anlayayım da, arada tutuklamış olabilirsiniz."

Hâkim, başka bir davadan tutuklu olduğunu belirterek, eksik ifade ettiğini söyledi.

BELGELER UYAP’A YÜKLENMİYOR

Duruşmanın ilk bölümünde usule ilişkin tartışmalar yürütüldü. Dosyaya gelen belgelerin açıklanmasıyla, bu belgelerin UYAP’a yüklenmediği ortaya çıktı. Avukatlar ve Demirtaş duruma sert tepki gösterdi.

Duruşmanın ikinci bölümü ise Selahattin Demirtaş’ın savunmasıyla devam etti. Ancak Demirtaş, bir mahkeme salonunda savunma yapmaktan ziyade, Meclis grup toplantısında konuşur gibiydi.

Daha önceki duruşmalardan farklı olarak siyasi içeriği ağır basan konuşmasında Demirtaş, güncel konular üzerinden tek adam rejiminin yarattığı tabloyu gözler önüne serdi. Demirtaş’ın hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan vardı. Duruşmaya, "Seni başkan yaptırmayacağız" dediği grup toplantısına benzer şekilde "Senin siyasi hayatına son vereceğiz. HDP olarak kesinlikle iktidarda olacağız" sözleri damga vurdu.

Demirtaş, belgelerle, kitaplarla, raporlarla konuştu. 2,5 saatlik konuşmasının büyük bölümünde kendisinin ve diğer milletvekillerinin yargılamasının neden siyasi olduğunun gerekçelerini anlattı.

Demirtaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın AKP ile ilişkisine dair de önemli bilgiler paylaştı.

Öte yandan, sağlık sorunlarına ve 3 yıllık tutukluluğa rağmen Demirtaş’ın esprili dilinden hiçbir şey kaybetmediği görüldü.

ANAYASAL DÜZEN TASFİYE EDİLİYOR

Duruşmanın ikinci bölümünde konuşmasına, yargılamanın tüm aşamalarında gizli bir amaç güdüldüğünü belirterek başlayan Demirtaş, AİHM’in tutuklamanın siyasi saiklerle olduğunu belirterek, 18. Maddeden ihlal kararı verdiğini hatırlattı. Ancak şimdi yeni bir ihlal oluştuğunu ifade eden Demirtaş, bu yargılamaların amacının muhalefeti tasfiye etmek ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hedeflerini gerçekleştirmek olduğunu vurguladı.

‘REKABETÇİ OTORİTERİZM’

Kendilerinin anayasal düzeni değiştirmekle suçlandığını ancak şu anda anayasal düzenin tasfiye edilmeye ve tek adam rejiminin kurulmaya çalışıldığını dile getiren Demirtaş, bugünkü sistemi "diktatörlük" değil, "rekabetçi otoriterizm" olarak tanımladı. Demirtaş, buna gerekçe olarak da hala seçimlerin yapılabilmesini gösterdi.

15 Temmuz’dan sonra devletin tüm kurumlarının tasfiye edildiğini, yeniden inşa edilmediğini ve kaos halinin özellikle sürdürüldüğünü belirten Demirtaş, çok tehlikeli bir yapı oluşturulduğunu vurgularken, tek adam rejiminin medya, bürokrasi, siyaset ve işveren ayaklarına dikkat çekti.

‘BELGEM YOK AMA BİLGİYE DAYANIYOR’

Tüm tartışma programlarını dikkatle takip ettiği anlaşılan Demirtaş, medyanın Saray’ın İletişim Başkanlığı tarafından yönetildiğini, yandaş gazetecilerin TV programlarında, gelen mesajlar üzerine aynı anda aynı şeyleri söylediğini kaydetti. Bu talimatlardan birinin "Demirtaş’ı sürekli 6-8 Ekim’in faili gösterin, katil gösterin" olduğunu aktaran Demirtaş, ekledi: "Belgem yok ama bunlar bilgiye dayanıyor."

"Devletin içerisinde bu halkın, milletin düşmanı olan kendi çıkarları dışında başka bir şey düşünmeyen, aldıkları ballı maaşlar, yakınlarının aldıkları ihaleler dışında hiçbir şey düşünmeyen cahil cühela, ahlaksız bir ekip var" diyen Demirtaş, "bu çete ortaya çıktığında yargılanmasının neden AİHS 18’e girdiğinin daha iyi anlaşılacağını" sözlerine ekledi.

‘KATİLLER İYİ HALLİ, BİZ KÖTÜ HALLİYİZ’

Demirtaş, son dönemde büyük çoğunluğu kadın cinayetleri ve çocuk istismarı olmak üzere çeşitli konulardaki yargı kararlarından örnekler verdi. Serbest bırakılan, hiç tutuklanmayan katiller ve istismarcılara dikkat çeken Demirtaş, "Yargımıza göre bunlar iyi halli, biz kötü halliyiz. Adli bir suç işlesem ve 30 yıl kesinleşmiş hapis cezası alsaydım onun infazını yaptırmış olurdunuz" dedi.

‘BİZİ İÇERİ ATARAK VAR OLSUN DEDİĞİNİZ SİSTEM BU’

Demirtaş, "Elbirliğiyle korumaya çalıştığınız bu tek adam rejiminin yarattığı ağır ekonomik kriz nedeniyle insanlar toplu olarak intihar etmeye başladı" diyerek, intihar vakalarından örnekler de aktardı. Demirtaş, önce parasızlıktan intihar eden İÜ öğrencisi Sibel Ünli’yi, sonra da yemek zamlarına karşı eylem yapan öğrencilere yönelik polis saldırısını da hatırlatarak, şunları söyledi: "Ucuz yemek istiyoruz diye kendi üniversitesinin kapısında dilekçe vermeye çalışan öğrencilere bu kadar hınçla, bu kadar öfkeyle, kinle nasıl vurulabilir? Yaratmak istediğiniz, koruduğunuz, bizi içeri atarak var olsun dediğiniz sistem bu."

Selahattin Demirtaş, ayrıca, Türkiye’de demokrasinin durumuna dair uluslararası kuruluşların raporlarını, kendisinin AİHM duruşmasında Avrupa Konseyi İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin sunumunu aktardı, "Türkiye’de anayasasızlık, kaos rejimi inşa edilirken dışarıdan yapılan gözlem ve tespitler benim ifade ettiklerim ile uyumlu" dedi.

AİHM duruşmasında hükümetin avukatlarının açıkça yalan söylediği ve bu yalanların avukatları tarafından anında çürütüldüğünü belirten Demirtaş, "Neden bir hükümet AİHM’in 17 yargıcı önünde ispatlanması çok basit bir yalana başvurma gereği duyar? Az önce anlatmaya çalıştığım kaos düzeni, tek adam düzeni nedeniyle devlet yok çünkü. Ortada bir devlet ciddiyeti yok, kimsenin birbirinden haberi yok, kurumlar işlemiyor" diye konuştu.

    

‘HİTLER ÜZERİNE NOTLAR’DAN ALINTILAR

Demirtaş, ekrandan gösterdiği Sebastian Haffner’in "Hitler Üzerine Notlar" kitabından alıntılar da yaparak, Türkiye’deki benzer süreçlere dikkat çekti: "Kurulmak istenen, sizlerin de elbirliğiyle, bu davalar aracılığıyla yardımcı olduğunuz sistem, aşağı yukarı Hitler Almanya’sında kurulmak istenen tek adam rejimi. Bunun adı bir tür devleti ele geçirme operasyonudur. Size anlatmaya çalıştığımız, sizin de devletin bekası diyerek koruduğunuz bu sistemin adı kaos düzenidir. Irkçılığa, faşizme, ranta, hırsızlığa, talana dayalı bir düzendir."

‘İKİNCİ TUTUKLAMANIN TÜM DETAYLARINI BİLİYORUM’

Selahattin Demirtaş, kendisi ve diğer milletvekilleriyle ilgili tüm operasyonu yürüten kişinin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman olduğunu iddia etti. "İkinci tutuklamanın nasıl yapıldığının bütün detaylarını biliyorum" diyen Demirtaş, kendileri hakkında nöbetçi olmayan ve telefonla aranarak hastaneden getirtilen sulh ceza hâkimi tarafından tutuklama kararı verildiğini hatırlattı. Kocaman’ın kendileri tutuklanana kadar adliyeden çıkmadığını da söyleyen Demirtaş, çeşitli haber portallarında çıkan ve Kocaman’ın AKP ile ilişkisini gösteren haberlerin bilgisayar çıktısını ekrandan gösterdi. Kocaman, AİHM’in Demirtaş kararını açıkladığı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etmiş ve fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Erdoğan, kararı tanımadığını belirtmişti.

BAŞSAVCIYI MANGAL PARTİSİNE DAVET ETTİ

Bu görüşmenin detaylarının açıklanmasını isteyen Demirtaş, Kocaman’ın ayrıca memleketi Zonguldak’ta AKP milletvekilleri ve belediye başkan adaylarını ziyaretlerine dikkat çekti. "Açık AKP’li, gizlemiyor bile" dediği Kocaman’ın, Erdoğan’ın hapis yattığı Pınarhisar Cezaevi’nin savcısı olduğunu ve birlikte mangal partileri yaptıklarını da hatırlatan Demirtaş, "Savcı Bey müsaitse haber gönderiyorum buyursun bize de gelsin. Burada bir mangal partisi yapalım. Madem herkese eşit biz de bir mangal partisi yapalım konuşalım tartışalım" dedi.

ERDOĞAN REJİMİNİN TEK FAYDASI…

Tüm bunların yargılama konusu olacağının altını çizen Demirtaş, şöyle devam etti: "Tayyip Erdoğan rejiminin tek faydası ne biliyor musunuz? O yenildiğinde onun etrafındakilerin tamamı yenilmiş sayılacak. En güzel yanı budur. Demirtaş boş konuşmaz, geçmiş konuşmaları vardır. Her biri birer birer çıkıyor. Öyle bir pişmancılar çıkacak ki bu dosyaları kim kime nerede fısıldadı, günü geldiğinde milletvekilleri gerektiği müdahil sırasına oturacak. Tek tek anlatacağım, belgeleriyle, kanıtlarıyla... Sabırlıyım ben, sabrediyorum çünkü kaybetmiyoruz kazanıyoruz.

"Şunu demiştim ben, çok iyi hatırlıyorum grup toplantısında; ‘Recep Tayyip Erdoğan, bizi başkalarıyla karıştırma, biz demir leblebiyiz, bizi çiğnedikçe dişlerin dökülür. Yapma’ demiştim. Peki, kendisi çiğnemek istedi, şimdilik Ankara dişi döküldü, İstanbul dişi döküldü, Adana, Mersin, Antalya döküldü. Tek dişi kalmış canavara dönüştün. O dişini de sandık kurulduğu gün çekeceğiz. Güvendiğimiz bir halk var, arkamızda milyonlar var.

"Tarihte yıkılmayan bir iktidar yok. Tarihte İsa'dan sonra diye bir şey var. Tayyip’ten sonra diye bir şey olmayacak mı? Bugün yarın, 1 sene 5 sene hiç fark etmez. O gün geldiğinde yüzleşme, hesaplaşma, demokrasi adına, hukukun üstünlüğü adına çok net olacak. Boyun eğdik mi bugüne kadar, eğmedik. Tek bir arkadaşım gözünü kırptı mı içeride, af diledi mi? Suçumuz günahımız yok nasıl böyle birşey yaparız, bundan sonra da yapmayacağız. Canla başla demokrasi için, özgürlükler için direneceğiz. Boyun eğersek uzun sürer, dik durursak kısa sürer. Ben kısa süreceğine canı gönülden inanıyorum. Çünkü gelinen nokta itibariyle artık sürdürülemez bir sistem.

‘BEN VE ARKADAŞLARIM BU ÜLKEYİ YÖNETECEĞİZ’

"Bu halk bana ve arkadaşlarıma güvenmişse biz bu mücadeleyi sonuna kadar götüreceğiz. Evet, adım Selahattin Demirtaş, bir işçi çocuğuyum, anamın babamın okur-yazarlığı da yoktur. Fakat ben ve arkadaşlarım bu ülkeyi yöneteceğiz. İddialıyız, kararlıyız. Bir defa değil bin defa da tutuklasanız, beni, Figen Yüksekdağ’ı durduramayacaksınız. Kürt’üyle Türk’üyle el ele vereceğiz; ülkeyi yeni baştan inşa edeceğiz. İddia ediyorum çok yakında. O gün gelecek sandıklar kurulacak ve ülkenin büyük çoğunluğu bu kaotik düzene dur diyecek. Bu dava asıl o zaman görülmeye başlayacak."

‘SİYASİ HAYATINA SON VERECEĞİZ’

Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Figen Yüksekdağ için "bırakmayız" sözlerine de yanıt verdi, "Senin siyasi hayatına mutlaka ama mutlaka son vereceğiz. Korkudan bizi bırakamazsın çünkü senin bütün sahteliğini ortaya döküyoruz. O kadar kinlisin, o kadar öfkelisin ki herhalde kanımızı içsen doymazsın. Ama senin işlediğin suçları bu laflar örtemez" dedi.

Demirtaş, şunları söyledi:

"Biz içeride direnmeye devam ediyoruz. Dışarıdaki arkadaşlarımız da aslanlar gibi mücadelesini sürdürüyor. Yargı kumpasıyla ilgili de kimin elinden ne geliyorsa lütfen eksik bir şey yapmasın. Ben de halkımla, arkadaşlarımla beraber siyaseten bunun hesabını sormaya devam edeceğim. Hedefimiz Türkiye’de demokratik iktidarın parçası olmaktır. HDP olarak bir koalisyon ya da bir ittifakın parçası olarak kesinlikle iktidarda olacağız. Kürt sorununu çözeceğiz, ülkeyi barışa, demokrasiye taşıyacağız."

SAHTE CUMHURBAŞKANI

Sahte doktorlar, avukatlar, cinci hocalar duyduklarını belirterek, "Hiç sahte cumhurbaşkanı duydunuz mu?" diye soran Demirtaş, ülkenin diplomasız, seçilme yeterliliği olmayan, sahte bir cumhurbaşkanı tarafından yönetildiğinin altını çizdi. Demirtaş, "Hiç şakası yok bu işin. Geriye doğru işlemlerin çoğu iptal edilecek" dedi, 82 milyona da çağrı yaparak, Erdoğan’la birlikte üniversitede okuyan birisinin açıklamasını istedi.

‘SARAY’DA KURULAN YÜKSEKDAĞ-DEMİRTAŞ MASASI KARARTMA UYGULUYOR’

Duruşmanın ilk bölümünde ise usul tartışması yaşandı. Mahkeme heyeti başkanı, dosyaya gelen evraklar hakkında bilgi verdi. Buna göre, dosyaya başka mahkemelerde görülen 5 ayrı davanın birleşmesiyle 5 yeni fezleke eklendi.  

Ancak avukatlar, söz konusu fezlekelerden yeni haberdar olduklarını belirterek, 2018 yılından bu yana yaşanan bir sorunu yineledi. UYAP’a önemli evrakların eklenmediği eleştirisinde bulunan avukatlar, bunun kasıtlı olarak yapıldığına işaret etti.

Demirtaş’a SEGBİS odasında eşlik eden Av. Aygül Demirtaş, "Dosya sadece sizin tekeliniz altında" eleştirisinde bulundu.

Selahattin Demirtaş da UYAP’la ilgili sorunun çok önemli olduğunu belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ve silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğunu belirtti. "Açık bir karartma uygulanıyor" diyen Demirtaş, bu durumun Adalet Bakanlığı’nın UYAP’ı güncellemesinden sonra başladığına dikkat çekti. Demirtaş, "Görünen o ki hem Saray'da hem Adalet Bakanlığında kurulan Demirtaş - Yüksekdağ Masası böylesi bir uygulama sürdürüyor" dedi.

Mahkemenin önceki celse aldığı kararı da eleştirerek, savunma hakkının kısıtlandığını söyleyen Demirtaş, "Ne zaman ‘Konuşturulmamasına karar verilmiştir’ diye yazarsanız, ben o zaman konuşmam. Ama sözümüzü söyleyelim" dedi.

Demirtaş’ın avukatlarının bir diğer itirazı, mahkeme heyetinin 2 Eylül 2019 tarihli duruşmada aldığı karara oldu. Avukatlar, söz konusu duruşmaya mazeret bildirerek katılmamış, mahkeme heyeti de avukatların kasıtlı olarak davayı uzatmaya çalıştığını belirtmiş, savunmaların tamamlanmasını gerekçe göstererek tahliye kararı vermişti.

Daha önceki duruşmada 2 Eylül tarihinin kendileri için uygun olmadığını ve AİHM’deki duruşmadan sonraya gün verilmesini istediklerini hatırlatan avukatlar, savunmaların tamamlandığı yönündeki kararın geri çekilmesini talep etti.

Avukatların duruşma gününün AİHM duruşmasına göre verildiği eleştirisine yanıt veren hâkim, "Bunu kabul etmiyorum, töhmet altında bırakıyorsunuz" dedi.

‘MAHKEME HÜKÜMETE LOJİSTİK DESTEK SAĞLADI’

Hâkimin açıklaması avukatları tatmin etmedi. Av. Mahsuni Karaman, "Hükümete lojistik destek sağlayacak kararlar aldınız" dedi, buna gerekçe olarak Demirtaş’ın hüküm giydiği İstanbul’daki davanın birleştirilmemesi, 2 Eylül’de tahliye kararı verilmesi, HDP MYK’ya dair soruşturmaya Demirtaş’ın sonradan eklenmesi gibi kararları gösterdi.

Av. Aydın Erdoğan da heyeti "Siyasi bir oyunun parçası haline gelmekle" suçladı.

Av. Hadi Can ise Demirtaş’ın ikinci kez tutuklanmasına ilişkin, profesyonelce dava mühendisliği ve sahtecilik yapıldığını belirtti. Can, böyle kararların ancak kabile devletlerde olabileceğine işaret etti.

HEYETLERİN ALINMASINA 4,5 SAAT SONRA KARAR VERİLDİ

Duruşmada, yurtdışından gelen heyetlerin alınmaması da tartışma konusu oldu. Avukatlar, aleniyet ilkesi gereği herkesin duruşmayı izleyebileceğini belirterek, akreditasyon uygulamasına karşı çıktı. Mahkeme heyeti, heyetlerin gelebileceğini ancak 4,5 saat sonra karara bağladı. Ancak parlamenterler ve avukatlar, artık Sincan’dan ayrılmıştı.

NAZMİ GÜR’E RAPUNZEL BENZETMESİ

Duruşmanın ikinci bölümünde avukatlar beklendiği sırada Demirtaş, salondaki milletvekilleriyle sohbet etti. Vekillerin sağlık durumunu sorması üzerine Demirtaş, gülerek, "EKG’den kalbi temiz çıktı, ben biliyordum zaten" diye yanıt verdi. Doktorların kendisine yaşam biçimini değiştirme tavsiyesinde bulunduğunu da belirterek, "Eskiden sağdan sola yürüyordum. Artık soldan sağa yürüyorum. Çok faydası oldu" dedi.

Demirtaş, Nazmi Gür’e "saçlarınız uzamış" deyince, Gür "Siz çıkana kadar kestirmeyeceğim" diye espri yaptı. Selahattin Demirtaş, buna mahkemeyi iğneleyerek yanıt verdi: "O zaman sana şimdiden Rapunzel diyebiliriz."

Selahattin Demirtaş’ın davasına yarın Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşma salonunda devam edilecek. Demirtaş, dosya birleşmeleriyle gelen fezlekelere dair savunma yapacak.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar