Gül, 'Babacan'ın partisinde yer alacak mısınız?' sorusunu yanıtladı

Gül, 'Babacan'ın partisinde yer alacak mısınız?' sorusunu yanıtladı
'Ali Babacan'ın partisini destekliyorum; parlamenter sisteme dönmek şart'

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ali Babacan'ın kuracağı partiyi desteklediğini belirtti ancak aktif siyasetin içinde olmayacağını söyledi. Gül, "Tabii ki destekliyorum. Ali Bey’in karakterine, eğitimine, bilgisine, siyaset üslubuna güvenen ve takdir eden bir insanım" dedi. 

Abdullah Gül, Karar yazarları Ahmet Taşgetiren, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'a konuştu.

Ali Babacan'ın kuracağı partide yer alıp almayacağına ilişkin soruya yanıt veren Gül "Ben cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra aktif siyasetin içinde olmayacağımı söylemiştim. Memleketimin faydasına gördüğüm temel konularda usulüne uygun bir şekilde siyasete katkı sunmak ve görüşlerimi paylaşmak hem hakkım hem de görevim. Ali Bey parti kurma çalışmalarını sürdürürken kamuoyunu gerektiğinde bilgilendiriyor ve benimle de zaman zaman görüşüyor" dedi.

'TÜRKİYE DIŞ POLİTKADA YALNIZLAŞTI' 

Ahmet Taşgetiren: Türkiye’nin dış politikada yalnızlaştığı değerlendirmesine katılır mısınız?

Gül: Aşikâr olan bir şeyi tartışmaya gerek var mı? Birleşmiş Milletler Genel Kurul üyeliği seçimlerinde yaşananları hatırlayın. Neredeyse oy birliği diyebileceğim çok yüksek bir oyla ilk turda seçilen bir ülkeydi Türkiye. Bütün Arap ülkeleri ve P5’in tamamı firesiz Türkiye'ye oy vermişti. Afrika'da birkaç ülke hariç hepsi yine Türkiye lehinde oy kullandı. Ben şuna inanırım ‘hard power’ caydırıcılık için vardır. Ordunun güçlü olması tabii hepimizi gururlandırır. Ama güçlü ordunun varlığı savaştıralım diye değil, caydırıcı olması içindir. Savaşı önlemek içindir. Onun yerine diplomasiyle, yani soft power ile, yumuşak güçle hareket ederseniz, o zaman problemlerin çözümü, dünyaya bakışınız daha farklı olur. Savaş şaka değil, savaş neticede ölümdür. Tabii ki öyle anlar vardır ki savaş kaçınılmaz olabilir, yani haklı savaşlar vardır. Ama dünyadaki savaşların kaç tanesi gerçekten kaçınılmazdı?

'ALİ BABACAN'IN PARTİSİNİ DESTEKLİYORUM' 

Yıldıray Oğur: Ama siz çok tecrübeli bir siyasetçisiniz ve Cumhurbaşkanlığı yaptığınız için esas olarak bunun sizin partiniz olduğu söyleniyor ve size bu partinin ilerideki potansiyel cumhurbaşkanı adayı olarak bakılıyor.

Gül: Bir siyasi partinin kuruluş gerekçesi bir kişiyi cumhurbaşkanı yapmak olabilir mi Allah aşkına. Bu tip yakıştırmaları doğru bulmuyorum. Siyasi partiler her şeyin vakti saati geldiğinde kazanmak için doğru olan ne ise onu yaparlar.

Yıldıray Oğur: Partiyi destekliyorsunuz ama değil mi?

Gül: Tabii ki destekliyorum. Ali Bey’in karakterine, eğitimine, bilgisine, siyaset üslubuna güvenen ve takdir eden bir insanım.

'BUNUNLA BÜYÜK GURUR DUYUYORUM'

Elif Çakır: Garantici olduğunuz, riske girmediğiniz eleştirilerine cevap verdiniz. Ama sizin hakkınızda şöyle bir eleştiri de var. Sizin bugünkü duruma gelirken sessiz kaldığınız düşünülüyor, bu yüzden hem laik kesimde hem de muhafazakâr kesimde size kızgın olanlar var.

Abdullah Gül: Nerede sessiz kaldım. Mesela en büyük olaylar Gezi olaylarıydı değil mi? Bana o zaman ilk sorulan soruya verdiğim cevap şuydu: "Bununla büyük bir gurur duyuyorum" dedim. Şaşırdı herkes. Çünkü "Türkiye'nin problemlerinin mahiyetini değiştirmişiz. Eskiden insanlar insan hakları için sokağa çıkardı. Faili meçhuller dursun diye çıkardı. Yolsuzluk dursun diye sokağa çıkardı. Şimdi insanlar ağacı kestirmem diye sokağa çıkmış, çevre duyarlılığı için sokağa çıkmış.

Türkiye'nin problemlerini İngiltere'nin, ABD'nin problemleri haline çevirmişiz" dedim. Daha sonra bu toplumsal olay iyi yönetilemeyince terör örgütlerine büyük bir fırsat çıktı ve bildiğimiz vahim olaylar, vandallıklar cereyan eti. Açık söyleyeyim; benim birçok tavrım anlaşılmamış olabilir. Kendi camiamız da anlamamış olabilir. Ondan sonra daha ileri aşamalarda "demokrasi sadece seçim değildir" dedim. Bana o zaman bizim camiadan bazıları milli irade dersi vermeye kalktı. Milli idarenin ne olduğunu anlattım. Demokrasi sadece seçim değildir, seçimin ötesi vardır dedim. Halbuki ben şimdi bunları söylerken bu kadar tatsız politik ortamın içinde bunları tekrar konuşmak istemiyorum. O zamanlar tutuklu yargılamalarla ilgili yaptığım açıklamalara da bakın. Bireysel başvuru hakkı nasıl çıktı zannediyorsunuz, Haşim Bey’e gidin sorun.

Öne Çıkanlar