HDP'li Günay: Savaş tamtamlarıyla siyasete kumpas kuruluyor

HDP'li Günay: Savaş tamtamlarıyla siyasete kumpas kuruluyor
HDP Sözcüsü Ebru Günay, Kuzey Doğu Suriye'ye yönelik operasyon açıklamalarına ilişkin 'Bu savaş tamtamları en çok siyaseti boğmak, muhalefete kumpas kurmak içindir' dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti Genel Merkezi’nde düzenlediği haftalık basın toplantısında güncel siyasete dair gelişmeleri değerlendirdi. Günay’ın gündeminde HDP’nin kuruluş yıldönümü, iktidarın Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik saldırı tehditleri, ekonomideki gelişmeler yer aldı. 

Partilerinin 9’uncu kuruluş yıldönümünü kutladığını kaydeden Günay, "Bundan tam 9 yıl önce bu toprakların önemli mücadele geleneklerinin bir araya gelmesiyle, halklarımıza nefes aldırmaya, Kürt sorununu demokratik zeminde çözmeye, demokratik siyaseti inşa etmeye, toplumsal barış umutlarını yeşertmeye ve kadın mücadelemize yeni bir ivme kazandırmaya kararlı bir parti olarak yola çıktık" dedi. 

HDP’nin kurulduğu günden bu yana ülkenin siyasetinde köklü değişimler yarattığını vurgulayan Günay, hayata geçirdikleri demokratik siyaset ile halkları nefessiz bırakan, çözümsüzlük dayatan, savaş ve ranttan beslenen saray ittifakının karşısında temel bir güç, vazgeçilmez bir alternatif haline geldiklerini vurguladı. Partilerinin durdurulmaya, siyasetlerinin tasfiye edilmeye çalışıldığını kaydeden Günay, "Hala da saldırıyorlar, hala da bizi yolumuzdan çevirmeye, Türkiye’yi kendi politikalarına mahkûm etmeye çalışıyorlar. HDP’yi yok etmeyi hedefleyenler, bugün bütün suçlarıyla beraber açığa çıkmış ve çürüyüp yok olmaya başlamıştır" diye belirtti. 

‘BÜYÜK SALDIRILARA MARUZ KALDIK’

HDP olarak 9 yıl içerisinde çok büyük saldırı dalgasıyla mücadele ettiklerini kaydeden Günay, şöyle devam etti: "Geçtiğimiz 9 yıl içinde çok büyük saldırı dalgasıyla mücadele eden partimiz, hem bu saldırıları bertaraf etmeyi başardı hem de tekçi yapıların dağılma sürecine girmesini sağladı. Girdiğimiz her seçimde istisnasız seçim süreçlerinin en çok konuşulan partisi olduk, ülkedeki siyasal hatları belirledik. Halklara umut olduk, olmaz denileni olur kıldık, iktidarın kaybedebileceğini, yeni bir siyasi atmosferin doğabileceğini 7 Haziran’da, 31 Mart’ta mücadelemizle ve uyguladığımız strateji ile kanıtladık. 

‘UMUDUN PARTİSİ’

Bugün de partimiz kurucu ve belirleyici rolünü koruyor, umudu büyütüyor, yepyeni bir geleceği müjdeliyor. HDP var oldukça faşizmi kalıcılaştıramayacaklarını biliyorlar, HDP var oldukça umudu bitiremeyeceklerinin farkındalar. Bugün Türkiye’de hala barıştan, özgür ve umutlu bir gelecekten söz edebiliyorsak bu HDP’nin ve HDP siyasetinin toplumsallaşmasından kaynaklıdır. HDP’nin varlığı bu yüzden topluma nefes aldıran en önemli güvencedir. Bu yüzden umudun partisi, özgür bir geleceğin adresi biziz. 

HDP BU ÜLKENİN GERÇEĞİNİ YANSITANDIR

HDP bu ülkede bütün ezilenlerin, emekçilerin, gençlerin, geleceksiz bırakılmak istenenlerin, özgürce yaşamak isteyen inançların, alın terine sahip çıkan esnafın, çiftçinin, işçinin, yaşamı aydınlık yarınlara taşıyacak olan öğrencinin partisidir. Yaratılmak istenen tekçiliğe, karanlığa, renksizliğe karşı HDP bu ülkenin gerçeğini yansıtan bin bir çiçekli bahçesidir. HDP halkların partisidir, dili yok sayılanların, kimliği inkar edilenlerin, yani özgürlüğün ve eşitliğin partisidir.

KADINLARIN VAR ETTİĞİ BİR PARTİDİR

Kadın düşmanı politikaların yükseldiği, kadın kazanımlarının gasp edildiği bir dönemde, siyasetin rengini kadın rengine dönüştüren HDP, güçlü bir kadın partisidir. Kadınların hak ve özgürlükleri mücadelesinde hiçbir tehdit ve baskıya boyun eğmeyecektir. HDP, kadın mücadelesinin yüzlerce yıllık mirasını sahiplenen, ‘Bu topraklarda kadınlar vardır ve kadınlar özgürleşecektir’ diyen tüm kadınların da bir araya geldiği, en çok da biz kadınların var ettiği bir partidir.

Partimiz sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de en fazla kadın temsiliyeti olan, kadınların özgün, özerk örgütlenmesini esas alan, kadının sözünün güçlü olduğu partilerin başındadır. Kadınlar için hiçbir şey yapmayan, aksine kazanımlarını gasp eden, İstanbul Sözleşmesini feshederek kadın iradesini teslim almaya çalışan bu iktidara karşı direnişin simgesidir HDP.

YENİ BİR YAŞAM ALTERNATİFİYİZ

HDP, bir siyasi parti olmanın ötesinde fikir ve yaklaşımıyla yeni bir yaşam alternatifidir. Geride bıraktığımız 9 yılda daha da büyüyerek, direniş ve umudu çoğaltarak, dayanışarak artık çok daha güçlü olduğumuz bir ufka vardık. Biz HDP olarak diyoruz ki bu toprakların geleceği barıştadır, kaynakların hakça bölüşülmesindedir, ekolojinin korunmasındadır, kadınların özgürleşmesindedir, inançların ve halkların özgürce birlikteliğindedir. Yani gelecek HDP’dedir. Bizim kararlı bir şekilde geleceğe yürüyüşümüz devam ediyor, devam edecek. Biz dün bu iktidarın kaybedebileceğini yeni bir siyasi iklimin kurulabileceğini gösterdik, 7 Haziran’da, 31 Mart’ta başardık bugün de başaracağız. O yüzden diyoruz ki Yaşasın HDP, yaşasın halklarımızın ortak yaşam hayali ve geleceği.

DEKLARASYON

Açıkladığımız tutum belgesi ile ilgili doğrudan tartışmalar yürütmek ve ilk ağızdan aktarımını yapmak için geçen hafta muhalefet partileriyle görüşmelerimiz oldu. Oldukça verimli geçen bu görüşmelerimizde temel hedefimiz karşılıklı düşünce alışverişinde bulunmaktı. Heyetimiz muhalefet partileriyle faydalı görüşmeler gerçekleştirmiştir. Ayrıca biliyorsunuz biz HDP olarak açıkladığımız çözüm deklarasyonunda açık bir şekilde tüm ülkede üçüncü seçeneği örgütleyeceğimizi Türkiye kamuoyuyla paylaştık. Şimdi diyoruz ki artık pratik adım atma zamanı.

KÜRDİSTANİ PARTİLERLE TEMAS

 Bu kapsamda önümüzdeki hafta da mücadele birliği içinde bulunduğumuz, birlikte yol yürüyeceğimize inandığımız ve bugüne kadar doğal ittifaklarımız olarak gördüğümüz siyasi parti ve toplumsal mücadele güçlerini ziyaret edeceğiz ve ortak mücadele hattını nasıl pratikleştireceğimizi değerlendireceğiz. Ayrıca Kürdistani partiler ile bu kapsamda temaslarımız olacak. Özünde bir ittifak partisi olduğumuz gerçeğinden hareketle demokrasi ittifakı kapsamında bütün toplumsal mücadele alanlarıyla buluşmayı hedefliyoruz. Amacımız tüm demokrasi ve devrimci güçler ile bir araya gelmektir. 

İKTİDAR SAVAŞ SİYASETİN SARILIYOR

Biz bu umut ve coşkuyla yolumuza devam ederken, mücadeleyi büyütürken, iktidar da boş durmuyor. Siyaseten tükenmiş ömrünü savaşla, talanla, rantla uzatmaya çalışıyor. Yalan, çarpıtma ve şatafattan ibaret politik halüsinasyonlar ile ayakta kalmanın çabasını verirken son bir umutla tekrar savaş çığırtkanlığına başladı. Ekonomik kriz var, öğrenciler sokaklarda yatıyor, kâğıt atıklarından geçimini sağlayanlara bile savaş açılmış, kadın cinayetleri durmak bilmiyor, her gün üst düzey bir IŞİD’linin ülkede yakalandığı, dünya suç indeksinde Avrupa’da birinciliğe, dünyada ise 193 ülke arasında 12’nci sıraya yükselmiş, paramiliter yapılar cirit atıyor bir ülkeye dönüştük, iktidar ise yeniden savaş siyasetine sarılıyor.

 KUZEY ve DOĞU SURİYE

Açık şekilde savaş suçları işlenerek girilen Suriye siyasetinden dersler çıkarmak yerine, bu hafta önce Erdoğan, sonra Çavuşoğlu yeniden Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik saldırı tehdidinde bulundu.  Diplomasi deyince akıllarına ilk savaş geliyor. Putin İdlib meselesinde ültimatom veriyor onlar Kuzey Doğu Suriye’ye karşı savaş tehdidinde bulunuyor. Biden’le görüşecekler Kuzey Doğu Suriye’ye karşı savaş tehdidinde bulunuyorlar.

Bu iktidar tam bir savaş hükümetidir. Tek dertleri herkesi bu savaşa alet etmektir. Bu iktidar Türkiye’ye kaybettiriyor. Her kaybın bedelini demokratik kamuoyuna ödeterek, yanlışlarına ortak etme derdindedir. Bu iktidar, uluslararası siyasette attığı her adımın, kurduğu her cümlenin yanlışlığına sarılarak, pazarlık gücünün tesisini savaş ile elde etmeye çalışan tekçi bir rejimdir.

HALK İŞ, İKTİDAR SAVAŞ İSTİYOR

Halk aş iş istiyor, iktidar savaş diyor. Gençler gelecek istiyor, iktidar savaş diyor.  Öğrenciler eğitim istiyor, iktidar savaş diyor. Toplum hak-hukuk-adalet talebinde bulunuyor iktidar yine savaş diyor. Ellerinde kalan tek şey, zorbalık ve şiddettir. Umdukları tek şey ülkeyi ateşe atma pahasına iktidarlarını sürdürmek. Bu zihniyete izin ve geçit vermeyeceğimizi tekrar ifade ediyoruz. 

GÜNDEM ÇARPITMALARINA KANMAMALI

Halkımız bu manipülasyonlara, gündem çarpıtmalarına asla kanmamalıdır. Gerçek ve yakıcı olan gündemlerin üzerinin örtülmesine izin vermemelidir. Savaş asla bir çözüm değildir, tüm kaynakları savaşa harcamak bir devlet politikası olamaz, olmamalıdır. İktidar yeni bir macera ile, iç kamuoyundan gelecek tepkileri bastırmak ve halkı zapturapt altına almak için güvenlikçi politikaları dayatıyor.

SAVAŞ AKLINA KARŞI BARIŞ SİYASETİ

Bu adımlar, bu savaş tamtamları en çok siyaseti boğmak, muhalefete kumpas kurmak içindir. Eleştirdiğimiz, hak aradığımız, emek mücadelesi verdiğimiz tüm hakikatlerin üzerini örtme amaçlı adımlardır. Savaş deyip daha sonra vatan ve beka adı altında sembolik ve söylem şiddeti uygulayarak siyaseti aynı hizaya çekmek bu ülkeye sürekli kaybettirdi, yıllarca geriye götürdü. Cesaret ile bu sorunların ve yanlışların üzerine gitmek siyasetin gerçek görevidir. Bu bağlamda sağduyu ve eleştiriye duyarlı bir refleks beklentimiz bakidir. Çözüm tam da iktidarın bu savaş aklına ve arzusuna karşı direnmektir, barış siyasetini örmektir.

SİYASİ CİNAYETLER

İktidara da hatırlatmak istiyorum, siz gidicisiniz, sizi hiçbir savaş, hiçbir macera kurtaramaz. İşlediğiniz suçları daha fazla ağırlaştırmayın, bu ülkeyi daha fazla ateşe atmayın, evlatlarımızın yaşamını yitirmesine daha fazla sebep olmayın. Son günlerce siyasi cinayetler meselesi yeniden tartışılıyor. Biz bu tür söylentileri ve uyarıları ciddiye alıyor ve vahim görüyoruz. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında bu ülkede ne tür çılgınlıklara kalkışıldığını ne büyük suçlar işlendiğini gördük. Bunun önüne geçmenin yolu da savaş siyasetine karşı çıkmaktan geçiyor, ortak mücadeleden geçiyor.

MERKEZ BANKASINA MÜDAHALE

Erdoğan Merkez Bankasında son akıl dışı faiz kararına muhalefet ettiği söylenen üç kişiyi daha bir gece yarısı kararnamesiyle görevden aldı. Dolar 9.15'in üzerine çıktı. Merkez Bankası’nı da Ziraat Bankası gibi, Vakıfbank gibi hatta Varlık Fonu gibi yönet bu halkın da çilesine son ver diyoruz. Yönetim Kurullarına eşi dostu yandaşı ata Kendini değiştirilemez başkan olarak ilan et, gece yarısı mesaisine gerek kalmasın! Her gece acaba dış borç Kaç milyar dolar daha artacak diye kimse telaşlanmasın! Hep beraber bunun sonuçlarını ve ülkeyi getireceği durumu görelim.

HALKIN GÜNDEMİ EKONOMİK KRİZ

Bu iktidar savaşla, talanla ömrünü uzatmaya çalışırken Türkiye halklarının en önemli gündemi ekonomik kriz ve onun yarattığı geçim sıkıntısıdır. Elektrik, doğalgaz, gıda ürünleri, giyecek, içecek, yakıt gibi ‘İhtiyaca hâsıl her şey’ ateş pahası durumdadır. Türk lirası pul oldu. Hani diyordu ya bu kardeşinize yetkiyi verin kurla nasıl mücadele edileceğini göstereyim diye. Aldı yetkiyi ve işte sonuç ortada. AKP iktidarı tarımın, hayvancılığın cenazesini kaldırdı. Her şey ithal ve dövizle satın alınıyor, çiftçi elinde pul olmuş TL olduğu için üretim yapamıyor, borcunu ödeyemiyor. AKP iktidarı her kışı ‘kara kış’, ‘bitmeyen mevsim’ haline getirdi.

Çünkü doğalgaz ithal, elektrik ithal, elektrik üretmek için dahi doğalgazın kullanıldığı sanayi tesisleri varken, zamlar bir heyula gibi her alana yayılıyor. Sadece 2021 yılında elektrik ve doğalgaza yüzde 100’ün üzerinde bir zam gerçekleştirildi. Buna karşın emekliye yüzde 5, memura yüzde 5 zam verilecek.

BÜYÜYEN EKONOMİ DEĞİL, İŞSİZLİK

Asgari ücretle çalışan milyonlarca emekçinin geliri açlık sınırının altında, gıda fiyatlarına yapılan zamlar yüzde 80’in üzerinde, kira fiyatları tırmanışta, enflasyon yüzde 45’in üzerinde. Ekonomistim ben diyen Erdoğan, gerçek dünya ile bağını koparmış, Türkiye’den bihaber, sorulan her soruya ‘kem küm’ ile cevap verme gayretindedir. Büyüyoruz, uçuyoruz diyen iktidar cenahına yalanlarla sarmaladıkları ve artık gerçek sandıkları dalavere rüyasından uyanmalarını salık veriyoruz. Büyüyen ekonomi değil, sanayi değil, tarım değil, üretim değil, gelir değil. Büyüyen işsizlik, yoksulluk, borçlar, enflasyon, zamlar ve büyüyen iş bilmezliğinizden kaynaklı döviz kurlarıdır. 

ŞEFFAF DENETLENEBİLİR BİR BÜTÇE

Üretiminin para birimi, ödenen faizlerin para birimi, yandaş şirketlere verilen garanti ödemelerinin para birimi ve en önemlisi Erdoğan’ın ve yakın çevresinin banka hesaplarının para birimi dolar olduğu için doların artışını dert etmiyorlar. HDP 2022 yılı bütçesinden başlayarak; barınamıyoruz diyen gençlerin, geçinemiyoruz diyen emekçilerin, ‘Eskiden kilo ile sattığım peyniri şimdi gram gram satıyorum, geçinemiyorum’ diyen esnafın, ‘AKP iktidara gelmeden önce 1 kilo etle 3-4 çuval yem alınırdı ama şimdi 1 tane bile alamıyoruz’ diyen çiftçinin hakkını teslim edeceğiz. Bizler bütçeyi halkla beraber yapacağız, toplumun her kesimine eşit bir şekilde dağıtacağız. Şeffaf ve denetlenebilir bir sistemle halkın vergileri ile toplanan bütçeyi halkın gözetimine sunacağız."

AĞRI VE ANTALYA’DA MİTİNG

 Günay, açıklamaları ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. HDP’nin deklarasyon kapsamında düzenleyeceği mitinglere dair Günay, şu bilgileri paylaştı: "18 Ekim’de Ağrı’da miting gerçekleştireceğiz. 24 Ekim’de de Antalya’da miting gerçekleştireceğiz. Yarın ‘HDP’liyiz her yerdeyiz’ kampanyası kapsamında il ve ilçe örgütlerimiz her yerde kuruluş yıldönümümüzü kutlayacak. Bütçe bulaşmalarımız devam edecek." 

Türkiye’nin gündemin olan TÜGVA’daki yolsuzluklara dair de Günay, "Her gün iktidarın yeni bir kirliliği ile çürümüşlüğü ile yüz yüze geliyoruz. Bu durum iktidarın çürümesinin bir sonucudur. İktidarın her yerde torpille iş yaptığı, liyakati önemsemediği, ülke değerlerini yandaşlara peşkeş çektiğinin halini görüyoruz" dedi. (MA)

Öne Çıkanlar