İBB'ye seslendiler: Zamları geri çekin

İBB'ye seslendiler: Zamları geri çekin
Bütün bir toplum olarak iki ay içerisinde yoksullaştıklarını söyleyen yurttaşlar, İBB'ye halkın koşullarına göre planlama yapması yönünde çağrıda bulundu.

+GERÇEK- İstanbul Zamlar Geri Alınsın Platformu, ulaşıma yüzde 40 oranında zam yapılmasını Mecidiyeköy metrobüs durağında protesto edildi. 

Yurttaşlar, İstanbul'da ulaşıma yapılan yüzde 40 zammın geri çekilmesi yönünde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) çağrıda bulunurken, ülkeyi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) akar yakıttan alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi'nin (KDV) kaldırılması çağrısında bulundu. 

Sadece İBB'nin ulaşıma, suya yaptığı zamma karış değil aylardır iktidarın yaptığı zamanlara karşı da sokaklarda eylem yaptılarını, yoksul olduklarını bankalarda uyuyarak dikkat çekmeye çalıştıklarını vurgulayan yurttaşlar, iktidarın suçlarına ortak olmamaya yönelik İBB'ye çağrıda bulundu. 

Eylemde, "Bu krizi biz yaratmadık, faturasını da biz ödemeyeceğiz" diyen çok sayıda yurttaşlar, "Bütün bir toplum olarak iki ay içerisinde yoksullaştık" vurgusu yaptı. Eylemde, 'Ulaşım haktır. Zamlar geri alınsın!" yazılı pankart açılan protesto eylemine HDP Milletvekilleri Musa Piroğlu ve Züleyha Gülüm de destek verdi. Sık sık "Zamlarla yaşanmaz zamlar geri alınsın' sloganı atıldı. 

Eylemde basın açıklamasını Zeynep Çelik okudu. Ulaşımdaki yüzde 40'lık zam sonrası tam elektronik bilet ücretinin 7 lira 67 kuruş, tam abonman 602 lira,  öğrenci abonman 109 liraya yükseldiğini vurgulandı. 

'ULAŞIM HAKKI FİİLEN ORTADAN KALKTI'

Çelik, "Minibüs, dolmuş ve taksi fiyatları iki kata yakın zamlandı. Asgari ücretin 4 bin 250 TL olduğu bir ülkede ulaşıma yapılan bu zamlar, İstanbul halkının ulaşım hakkını fiilen ortadan kaldırdı. 

Bu son aylarda yüz yüze geldiğimiz tek fahiş zam değil. Bütün bir toplum olarak iki ay içerisinde yoksullaştık. Temel gıdalara, doğalgaza, suya, elektriğe ve akaryakıta gelen zamlarla Türkiye halkının büyük çoğunluğu açlık sınırının altında kalan ücretlerle hayatta kalma mücadelesi verir hale geldi. 

'TÜRKİYE TARİHİNDE GÖRÜLMEMİŞ BİR YIKIMLA KARŞI KARŞIYAYIZ:

Çünkü Türkiye tarihinde görülmemiş bir ekonomik yıkımla karşı karşıyayız. İktidarıyla muhalefetiyle, merkezi yönetimiyle, yerel yönetimiyle ülkeyi yönetenler, yönlendirenler bu gerçekten kaçıyorlar ve hala ümitsiz bir biçimde faizlerle, kurlarla, fiyatlarla oynayarak, 'piyasa ekonomisini' bir noktada dengelenebileceği boş ümidini yayıyorlar. Çünkü hepsinin temel sorunu, sermayeye dayalı üretim düzenini kurtarmak, sermayeyi rahatlatmak. Yani bu bir bilinçli körlük' dedi. 

'ÜRETİMİN VE DAĞITIMINI TAMAMI AKP TARAFINDAN ÖZELLEŞTİRİLDİ'

İktidarın, ekonomik krizi yoksul halkın omuzlarına yıktığını ifade eden Çelik, "Ancak bu kez çok önemli bir fark var: Halkın temel yaşamsal gereksinimlerinin üretimi ve dağıtımının tamamı özellikle AKP iktidarı altında özelleştirildi ve piyasanın azgın dişlerine teslim edildi. Yoksul halkın temel gıda, elektrik, temiz su, konut, ulaşım ve iletişim gibi temel yaşam gereksinimleri kamusal önceliklere göre üretilmiyor ve kamu kaynaklarıyla desteklenmiyor. Bu nedenle bugünkü kriz yoksul halkın yaşam koşullarını şimdiye kadar görülmemiş bir ölçüde kötüleştiriyor" şeklinde konuştu. 

'KAMU KAYNAKLARI TALAN EDİLDİ'

"Ekonomik krizi biz çıkarmadık" diyen Çelik, "Bugünkü ekonomik krizin sorumlusu kamu kaynaklarını talan eden, ülkeyi savaştan savaşa sürükleyen, ülkenin ekonomik alt yapısında kamuya ait ne varsa satıp savan, geçimlik tarımı ve tarımsal nüfusu yok eden, dini istismar etmek için eğitim sistemini mahveden AKP iktidarı ve onun bu halk düşmanı, yıkıcı eylemlerini teşvik eden, destekleyen büyük sermaye ve emperyalist merkezlerdir. Bu krizin üstesinden gelmenin tek yolu, sermayenin değil, emekçi, yoksul halkın çıkarlarını temel alan köklü bir ekonomik yeniden yapılanmadır" diye konuştu. 

Çelik sözlerini şu şekilde sürdürdü: 

"Bu nedenle, AKP'ye karşı 'halkın çıkarlarını, demokrasiyi ve özgürlükleri' temel alan bir yerel yönetim vaadiyle iktidara gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ulaşıma ardı ardına yaptığı zamları, halkın ulaşım hakkına vurduğu büyük darbeyi, yakıt fiyatları ve ücret artışlarının kaçınılmaz sonucu olarak ilan etmesini doğru ve haklı bulmuyoruz!

Ulaşım, özellikle de toplu taşıma bir 'özel tüketim' değildir. 

TALEPLER

Halkın çıkarları düşünülmeli ve ona göre planlama yapılmalıdır. Ulaşım özel bir tüketim değildir. Ulaşımda ÖTV kaldırılmalı ve özel halk otobüsleri belediyelere devredilmeli.En temel haklarımızdan birisi olan ulaşım hakkı; işe gidiş ve dönüş saatlerinde parasız olmalı, diğer zamanlarda vergilerden muaf tutulmalı ve halkın yaşamını kolaylaştıracak biçimde ücretlendirilmelidir.

Zamlara gerekçe olarak gösterilen akaryakıt zamlarına ve ulaşım araçlarının artan bakım-onarım masraflarına karşı yerel yönetimleri korumak için AKP iktidarı derhal toplu taşıma için kullanılan akaryakıtta ÖTV ve KDV’yi kaldırmalıdır! Bakım-onarım ve akaryakıt masraflarında yerel yönetimlerin sübvansiyon çabalarına kamu bütçesi ayrılmalıdır!  AKP iktidarı tarafından köprülere, otoyollara, havalimanlarına verilen 'müşteri' garantileri ile şirketlerinin kasalarına aktarılan milyarlarca liranın halkın ulaşımı için kullanılmalıdır!

Krizin faturasını halkın sırtına yıkmaktan vazgeçin. Halkın cebinden alıp şirketlere aktarmaktan vazgeçin. Petrole yapılan zamlar geri alınsın."

Öne Çıkanlar