İmamoğlu'ndan Soylu yorumu: Bazı şeyler geçmişte kaldı

İmamoğlu'ndan Soylu yorumu: Bazı şeyler geçmişte kaldı
İmamoğlu, İçişleri Bakanı Soylu'nun kendisi hakkında tehditvari sözler sarf etmesi ve Adnan Menderes'i anma etkinliğinde kendisiyle karşılaşmasında yaşananlara dair değerlendirme yaptı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir televizyon programında İBB olarak planladıkları projeleri, 77 günde yaptıklarını anlattı

İBB'deki işlerine son verilen kişilerin 31 Mart ile 23 Hairan arasında işe alındığını vurgulayan İmamoğlu, daha önce seçim sürecinde söz verdikleri gibi işe alımlarda liyakate önem vereceklerini ve partizanlık yapmayacaklarını, işten çıkarmalara bu açıdan bakılması gerektiğini söyledi.

İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun HDP'li belediyelere kayyım atandığı süreçte İstanbul belediye başkanlığı için de tehditvari sözler sarf etmesi ve Adnan Menderes'i anma etkinliğinde kendisiyle karşılaşmasında yaşananlara dair ise "geçmişte kaldı" ifadesini kullandı.

Ekrem İmamoğlu'nun Haber Global canlı yayınında söyledikleri özetle şöyle:

"Orada elbette bir oturma düzeni vardı, herkesin yeri belliydi. Oturduk, naklen yayından sonra ben konuşmamı yaptım. Sonra o esnada sandalye kırıldı, biraz yere düştük haliyle. Sonrasında ikinci sandalye de öyle sıkıntılıydı, sonra üçüncüyü verdiler. sayın Cumhurbaşkanı "İsraf ediyorsun" gibi bir espri yaptı, ben de kendisine "İsraf değil, sandalye yanlış" gibi bir söz söyleyince o yine "İsraf ediyorsun" dedi. Ben de "İkinciye sağlam otururuz" dedim. Bir kere söyleyeyim sandalyenin sahibi ben değilim. Her şeye rağmen ben oradaki süreci talihsizlik olarak yorumluyorum, her ne kadar kamuoyu böyle yorumlamasa da."

"Tabii orada birçok arkadaşımız kendi illeriyle ilgili yerel sorunlara değindi ama İstanbul öyle bir masada konuşulacak bir şehir değil... Kentsel dönüşümle ilgili bir toplantı yaptı Çevre ve Şehircilik Bakanımız, İBB'den kimse davet edilmedi. Tüm konuları bizim Çevrecilik, Ulaştırma, Turizm ve Tarım bakanımızla konuşabiliyor olmamız gerekir. Valimizle zaten her hususu görüşüyoruz. Bazı konular vardır ki İstanbul üzerinde bir takım koşulların hızlıca devreye sokulması gerekilebilir. Bunun muhatabı olarak herkes dahildir, devletin her kurumuyla konuşabilme konusunda her zaman kapıyı çalmaya hazırız. Kimseye mesafe koyamayız. Hatırlatırım ki hiç kimsenin de böyle de bir hakkı yoktur. Şimdi o hizmet sürecini biz en iyi şekilde hazırlayacağız, tüm şeffaflığımızla. Herkes işini yapsın, toplum fayda görsün."

YENİKAPI'YA ÇEKİLEN ARAÇLAR:

"Şu anda Ağustos ayı bitti, sanki biz 8 aydır görevdeyiz. Hayır, 2,5 ay. Birçok konunun çözümü için insanların beklentisi var. Saygıyla karşılaşıyorum. Biraz net aydınlatmak istiyorum. Birincisi Allah aşkına israfın küçüğü büyüğü olur mu? Bakın israfla alakalı verdiğimiz mücadeleyi Türkiye'nin bugünki ekonomisi gereği bizi ilk alkışlaması gereken, örnek göstermesi gereken sayın Cumhurbaşkanı. Çünkü biz kamunun parasını koruyoruz. Bir araç konusunda israf olduğunu iddia ettik, toplum görüyordu, çalışanlar biliyor. Bir kere 730 aracı ihtiyaç fazlası olduğu için iade ettik. Mazbatamız alındıktan 23 Haziran'a kadar 514 araç iade edildi. Yaptığımız tespitlere göre bunların en az 100 tanesi markası yüksek, ücreti yüksek araçlardı. Toplamda 1250 aracın bu kuruma israf bedeli 50 milyon lira. 5 yılda 250 milyon lira. Bunun anlamı ne biliyor musunuz? 125 tane kreş demek. 13-14 bin çocuğumuza okul öncesi eğitim vermek demek."

"Diyorlar ki 'madem geri iade ettin İSKİ'ye niye yeni araç aldın'. Madem her şey güllük gülistanlık, o seçim arasında 514 aracı niye iade ettiniz. Eski müdür İSKİ'yle ilgili 2 yıllık araç ihalesi istedi. O hazırlanmış şartnameyle İSKİ'nin hizmet araçlarıyla alakalı 5 aylık ihaleye çıkıldı. Kaç araç, 990. Bizim belirlediğimiz hizmet araçları değil bu araçlar. Her kurumun kendi içinde ihale düzeni vardır. Arkadaşlarımın yaptığı çalışmayla 2019 Aralık'ta yapılacak yeni ihaleyle 750 araç alınacak. 5 yılda 50 milyon daha tasarruf etmiş olduk. Toplamda 5 yıllık dönemde araçla ilgili tasarrufumuz 300 milyon lira. Bu İstanbul'da kuvvetliyim diyen bir ilçenin 1 yıllık bütçesi. Biz yanlışı düzeltiyoruz. Tabii ki soruşturma açacağız, yapılan bir yanlış varsa, soruşturmaya müsaitse bunun ucunu bırakır mıyız?"

'İŞ ELBİSELERİNİ UÇUZA ALDIK'

"İşi engelleyen bir tasarruftan bahsetmiyorum. İşi yok sayan bir israf tanımımız yok. Birkaç örneği vereyim israfla ilgili, anlamsız bir harcama yapmamak, sizin yapınız varken tek bir binaya 2 milyon 250 bin lira ödememek, 2018 yılında daha az sayıda iş elbisesi, aynı kalitede 7,5 milyona alıyorsunuz, daha fazla iş elbisesini zamlara rağmen 3,5 milyona alıyoruz. Bütün bunlar soruşturulacak.

'CUMHURBAŞKANI BİZİ TAKDİR ETMELİ'

"Cumhurbaşkanı'nın 94 yılında yaptıklarına bakalım, aynı şeyler vardı. Refah Partisi'nin söylemlerinde en önemli şey israftı. O dönemde ortaya koyulan eylemin aynısını yapıyoruz, bizi takdir etmeli, teşekkür etmeli. Kendi partisindeki belediye başkanlarına da 'aynısını yapın' demeli. Biz bütünüyle CHP'li belediyeler en iyiyiz demiyorum, eksiklerimiz, hatalarımız var. Ama diyorum ki hepimiz israfı önleyelim, düzenleyelim. Sadece AKP'li demiyorum. Bahsettiğim şey tümüyle 82 milyon insanın parasını korumak. İBB'nin konsolide bütçesi neredeyse 60 milyara doğru gidiyor. Siz tasarruf imkanlarıyla öyle büyük hizmetler gerçekleştirebilirsiniz ki. 60 milyara dayanan biz sistemde sizin ortaya koyacağınız tasarrufla Türkiye'nin GSYH'ının verimli kullanılmasına katkı sağlarsınız."

'EVDE BAKIM HİZMETLERİ AKSAMAYACAK'

"1250 araç, İSKİ'deki araçları da katınca 1500 araç eksilmiş oldu. 5 yılda 300 milyon lira az mı geliyor insanlara bunu anlamıyorum. Bu kadar araç azaldı, bizim işimizde hiçbir sıkıntı yaratılmadı. Bir belediye meclis üyesi somut bir örnek verdiğini söyledi. Hemen araştırın dedim arkadaşlara, sebep olarak hizmete giden arkadaşımızın cenazeye gitmesinden dolayı olan sorunu gündeme getirdiler. Aksamayacak, biz biliyoruz bunu. Özellikle koruyucu sağlık hizmetleri belediyenin önemli işlerinden biri olmalı. TTB ile toplantı yaptık, onlar da aynı tanımı yaptılar. Hastanelerin altından kalkamaz belediyeler ama kadın sağlığı merkezleri kurma taahhüdümüz var ve çalışıyoruz. Bizim evde bakımla ilgili işlerimiz aksamamamıştır, aksamayacaktır.

'İBB TRT DİZİSİNE NİYE 25 MİLYON AKTARSIN'

"Misafirhanelerimiz olabilir, buna dönük yerler açılabilir, geçici hizmet veren alanlar açabilirsiniz. Bir diziye sponsor olmazsınız öyle bir yapıyı kazandırırsınız. Bir TRT dizisine 20-25 milyon lira niye aktarsın İBB. Diziye sponsor olmak belediye şirketlerinin işi mi? Televizyon buna reklam alır ve para kazanır. Bu ve bunun gibi sorgusuz sualsiz yapılan harcamalardan kurtarıp bu parayı tekrar İstanbul halkının cebine sokuyorsak bunu ilk alkışlayacak olan Sn. Cumhurbaşkanı'dır. Biz takdir edilesi bir iş yaptığımızı düşünüyoruz. Bakın Sayıştay'dan müfettişler geldi, uzun zamandır gelmemişler, inceleme yapacaklar, yapsınlar zaten.

'8 İLÇEDE SÜT DAĞITACAĞIZ'

"Masrafları kısıyoruz ama sosyal yardımı güçlendirdik, güçlendireceğiz. Öğrenci bursunu soruyorlar, çalışıyoruz. Ben bu taahhütleri ocak ayında verdim. Birçok konuda insanlar bunu niye yapmadın diyebilirler, beklentilerin yüksek olduğunu görüyorum ve mutlu oluyorum. Bunların hepsine çalışıyoruz. Aile sigortası denen bir tanımı hayata geçireceğiz belki. Bütün ailelerin gelirle ilgili raporunu ortaya çıkardıktan sonra biz açlık sınırının altında olan bir ailenin gelirini açlık sınırına kadar tamamlayacağız. Ekmeğini, suyunu, sütünü vererek tamamlayacağız ama hemen olacak bir şey değil. Bunu İstanbul'un yoksulluk envanterini çıkarıp yapacağız. Tek bir yardım üzerinden ve vatandaşımıza yakışır biçimde insanların evine teslim ederek ya da kartını vererek 2020 yılının ilk çeyreğinde hayata geçireceğiz. Bazı işlemlerimizde örnek veriyorum 16 Ekim'de Dünya Gıda Günü'nde süt dağıtımına 8 ilçemizde başlıyoruz. Bu çok değerli bir şey. Geçenlerde yaptığımız çalışmaya göre 1 yıllık araç tasarrufundan, nüfusu yüksek ilçelerde yapacağımız bu dağıtımın değerini karşılayacağız."

İŞTEN ÇIKARILANLAR

"Son 30 yılın en büyük işsizlik rakamlarına ulaştık, devletin raporları da bunu söylüyor. (İşten çıkarılanlar meselesi) Bir iş yerinin disiplinine uymayan, yöneticisine hakaret eden, toplumsal değerlere ters düşen tavır ve davranışlarda bulunan insanlar da var. Bir de üst düzey yönetimde çalışmak istemediğimiz insanlarla yolumuzu ayırdık. Bir de 31 Mart-23 Haziran arası işe alınanlar. Birincisi isimleri bilmem, ikincisi WhatsApp'tan bir hemşehrimiz yazmış, 4 yıldır Medya AŞ'de muhabirmiş. Bizim çalışma arkadaşlarımız, kurumlarda mevcuttur, çalışmak istemediğiniz bazı insanlarla bahsettiğim şeylerden olabilir, haklarını vererek yolunuzu ayırabilirsiniz. Siz 31 Mart seçimine 20-25 gün kala niye eleman alırsınız? 31 Mart-23 Haziran arasında alınan eleman sayısı 1558. Ben 18 gün görevde kaldım değil mi? Ne yaptım, bir kişi bile işe almadım. Siz 6 Mayıs'ta bizim mazbatamız elimizden alınınca binlerce insanı işe alıyorsunuz, neye istinaden? Bu seçime dönük bir hamledir. Ben elbette gösteri yapan masum insanlara üzülüyorum ama onlara biz haksızlık yapmadık. Onlara yanlışı yapan o seçim döneminde onları işe alanlardır. 31 Mart seçimine 1 ay kala işe alınan kişi sayısı 820. 31 Mart günü seçim var, 29 Mart Cuma günü bile insanları işe alıyorsunuz, nedir yani bu. Ben Beylikdüzü'nde talimat verdim eylül ayında, acil ihtiyaçlar hariç tek bir kişi bile işe almayacaksınız. Dolayısıyla o gösteri yapanları mağdur eden biz değiliz, mağdur eden hiçbir şekilde ilana çıkılmadan, halka duyurulmadan ihtiyaç dışı işe alınan insanlarla ilgili bir süreçtir. 2378 kişi işe alınmış, yaklaşık 1300 kişiyle de ilişiğimiz kesilmiş. Örneğin, 15 Temmuz kahramanı kovuldu deniyor, kendisi ayrıldı. Niye ayrıldı, görev yerinde değişiklik yapıldı ve beğenmedi, kendisi işten ayrıldı. Ben insan kaynakları master'ı yaptım. 89 yılı itibariyle Bağ-kur'luyum. Babam beni bir emekçi olarak yetiştirdi. Çalışanın halinden ben anlarım, hak yemem, hakkımı da yedirtmem. Kimsenin hakkının yenmesine müsaade etmem, toplumun hakkını da birilerine yedirtmem."

'13 KADRO İÇİN 5 BİN BAŞVURU YAPILDI'

Medya AŞ 13 kişi eleman alacak, ilana çıkacaksınız dedim. Söz verdik, süreci böyle yöneteceğiz. 13 arkadaş için ilana çıkıldı, gelen başvuru sayısı 5 bin civarı. Bütün bu süreçleri unutturup sabahtan akşama kadar belediye önünde davul çalınıyor, böyle bir gösteri olmaz, böyle bir hak yoktur. Buna müsamaha gösteriyor ama bir başkası AKP'nin önüne gidiyor, yaka paça tutuklanıyor. CHP'nin önünde afiş asılıyor, 'Ey Kılıçdaroğlu' diye, siyasi arenalara dönüştürmek hoş değil. Bakın ben emek üzerinden siyaset yapmadım, insanlara söz verdim, ben bu kentin kurumunun kapılarını liyakate açacağım dedim. Bakın gençler bana sarılıyorlar 'artık ben hayallerimi bu kentte kuracağım' diyor. İnsanlar ben çalışırsam olur, emek verirsem olur demesi için adaletli olunması lazım. 130 bin kişi KHK'lı, memuriyetten men edildi, 46 kişi intihar etti, yani bu süreçler sağlıklı gelişecek, bizim bu sürecimize dair laf yetiştirecekler, vekiller gelip şov yapacak, gelen bir vekilin bizden nasıl maaş aldığıyla ilgili kayıtlar var. Ben İstanbul halkına adil olmaya söz verdim, partizanlığı söküp atacağım dedim. Gidip bir partiye kayıt yap, il ilçe başkanı onay verirse işe gir, o devir bitti kardeşim. Hangi partili olduğuna bakmaksızın işe gireceksin. Benim on binlerce çalışanla bir derdim mi var, yok. Tespit ettiğimiz çalışanlarla ilgili işlem yapıyoruz, milletin hakkını birilerine yedirmeyeceğiz. Çıkarırken üzülüyorum ama onlara yanlış yapanlar işe alanlardır."

'SEÇİME GİRİYORSUN SONRA GÖREVDEN ALINIYORSUN, BU OLMAZ'

"Değerler üzerinden siyaset yapıp ben seni tuş ettim, sen beni edemedin... Seçimde yaşadık bunları, ayıp şeyler. Tehditler yaşadık. Bu işlerle hiçbir siyaset tutmaz. Bizim arayışımız hak, hukuk, adalet. Birbirimize terörist, vatan haini diyeceğiz, böyle bir nalayış olabilir mi? Yargısız infaz bu ülkede olabilir mi? Rahmetli Adnan Menderes'in anma törenindeydim. Ne oldu? Demokrasinin yok sayıldığı bir işlemle yapılan bir işlemle herkesin vicdanı yanıyor. Beğenir, beğenmezsin. Ama hukuksuz bir işlem vicdanlara sığmıyor. Ben kamu yöneticisinin bin düşünmesi bir konuşması lazım diyorum. Böyle olmalı. Ben ne yaptım? Batman'a gidecek miydim, gidecektim. Bu olay vuku bulunca kendimi mesul hissettim. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir belediye binasına gittim. Diyorum ki suç varsa suçun türü belirlenir, yargılama yapılır ve gereğini yaparsınız. Hiçbir hukuksuz davranış vicdanlara sığmaz. Biz bu seçilmişlere müdahalenin demokratik dışı terör örgütlerine o alanda fırsat tanımak anlamına gelir dedik. Feryat eden annelere gelelim. Elbette yanlarındayız ya. Biz terör faaliyetlerinden kurtulmak isteyen ve bu konuda kurtulsa sıçrama yapabilecek bir ülkemiz var. ama kurtulmanın da metotları var. Yaptığımız konusunda aynı yerdeyiz. Bu ülkenin yasası size müsaade ediyor, seçime girmende hiçbir engel yoktur. Seçiliyorsun, sonra görevden alınıyorsun, bu olmaz. Ben o annelerimize Allah sabır versin diyorum, yanındayız, her yere gitme şansımız mümkün olamıyor. Biz bu sorunları hep beraber çözmek zorundayız, bu ortamlardan siyaset üreterek bir şey elde edemezsiniz. Ben kimsenin vatanperverliğini alıp karşıma sorgulayamam. Hiçbir Allah'ın kulu da benim bağlılığımı, inancımı sorgulayamaz. Atatürk posterini niye hediye etmiş? Atatürk'ün tablosunu bugüne kadar hediye edemeyenler, orada burada başka dil kullananlar utansın. Ben her yerde aynı değerlerimle konuştum. Ben böyleyim, hiç de değişmeyeceğim.

"Bugün rahmetli Menderes'i anma töreninde konuştuk İçişleri Bakanı'yla, nasılsınız dedi, bugün sıcak bir merhabamız vardı. Umarım herkes yaptığı görevin bilincinde ve o alanı en iyi şekilde temsil etme bilinciye hareket eder. Bazı şeyler geçmişte kaldı. Bu tarz olumsuz, kötü cümleleri duyarken söyledim. Kötü söz sahibinindir, ben de iyi şeyler söylemek için yola çıktım.

'BAHÇELİ BANA SÖYLEMEDİ'

"Sayın Bahçeli kırık sandalyeli dediğine göre bana söylemedi. Benim kırık sandalyem yok. Benim milyonlarca sandalyem var ve çok sağlam. Kırık sandalyeyle kimi ima etti bilemiyorum."

"Bir kere Muharrem İnce benim Cumhurbaşkanı adayım, dolayısıyla benim partimde Grup Başkanvekilliği yapmış, dostluğumuz olan bir arkadaşım. Böyle bir muhabbete girilmesine müsaade etmem. İnceciler şucular bucular kuruma zarar verir. Belediyede de diyorum, bana değil kuruma, halka hizmet edin. CHP'de de herkes kurumsallığa hizmet edecek. Hiçbir zaman bireysel varoluşlara hizmetin fayda verdiğine inanmayan birisiyim. O yüzden kurumun varlığı benim için önemli. Genel başkanınıza bağlı, ona bağlı akıl ve hizmet üreten partinizin araç olduğu bir atmosferi yaratırsınız. Benim bakış açım budur. Şu an İBB Başkanı'yım, doya doya hizmet etmek istiyorum. Benim alanım o, ona yoğunlaşmış biçimdeyim, bütün arkadaşlarımın da hassasiyetle buna uygun davranma görevi vardır. İnce kendi tabiriyle benim partili akrabamdır."

DİĞER PROJELER...

"Çok verimli görüşmelerimiz sürüyor. Dediğim gibi İstanbul'un metro hatlarını donatmamız gerekiyor. Yeşil alanlarla ilgili Beylikdüzü'ndeki yaşam vadisinin kalan kısmını bitirerek örnek bir yaşam vadisini tanıtmış olacağız. Alibeyköy Barajı'nın bitişiğinde bir orman var, 26-27 Ekim'de bu 5,5 km karelik bu yeşil alanı İstanbul'un hizmetine sunacağız.

"20'ye yakın meydan üzerine çalışıyoruz. Bakırköy, Kadıköy, Bağcılar, Esenler Meydanı var. Bazı mekanların kendi kabiliyetlerini oluşturma konusunda önceliklerimiz var. Özellikle 3-4 meydanda kamuoyuna açacağımız kısmi yarışma modeliyle bütün insanların içine katılacağı sistemle kullanım açısında en iyi noktaya getireceğiz. Bu işlerin çok yoğun bütçeleri yok, uygun fiyatlara çok güzel işler yapabilirsiniz. zaten meydanlar ile şehrin ruhunu değiştireceğiz. Harem Üsküdar arasında bir düzenleme çalışmamız var, Harem'i taşıma projemizle beraber orada dünyanın en güzel panaromasını sunan bir projeyi harekete geçireceğiz. İnşallah 29 Ekim'de oradan bütün İstanbul'u izleyeceğimiz şekilde kutlayacağız.

"Bu ayın sonunda kreş projelerimizi 28 Eylül'de insanlarımıza tanıtacağız. 15 noktada işimize başladık, hedefimiz 1500-2000 çocuğa bu yılın sonunda hizmet vermek. Çok ciddi bir katılım ve bağışçı bekliyoruz. İnsanlar bizimle irtibatta. 1 milyon 200 bin kreş yaşında çocuğu geleceğe hazırlayacak koşulları ortaya koymalıyız. Bizimle işbirliği yapacak kurumlarla kreşleri bu kente hediye edeceğiz. Yeni nesil pırıl pırıl kreşlerle çocuklarımızı buluşturacağız. 28 Eylül'de tanıtımını yapcağız. Temel hedef sadece çocukları hazırlamak değil, özellikle bu ilçelerde yaşayan ve hayata katılamayan akdınların hayata katılmasını sağlamak için de öncü adımlar atmış olacağız.

"Adalar'da çok önemli ve verimli bir çalıştay yapıldı. Ekim ayında faaliyete geçireceğiz. Nostalji anlamında makul ölçüde faytonun kalacağı, büyük oranda faytonun olmayacağı biçimde Adalar'ı hedefliyoruz. Elektrikle çalışan sistemle insanları daha küçük araçlarla evlerine erişimi düşünülüyor. Ekim ayında sorunu kökten çözecek biçimde insanlarımızla buluşturacağız. Atların ölümleri yıllara dair bir istatistiktir. Ekim ayında insani bir düzenle kalan az sayıdaki fayton çalışmasıyla ilgili mutlak sıkı denetimin ve hayvanların sağlığıyla ilgili denetimin alındığı bir ortamı sağlayarak çağdaş ulaşımın ortaya konulduğu bir çalışma olacak. Bütün aktörleri de işin içine katıyoruz. Bütün taraflar oradaydı. Ekim ayında bu süreci nihayete erdireceğiz." (HABER MERKEZİ) 

Öne Çıkanlar