Seçim sistemi değişti: Düzenleme hukuka aykırı

Seçim sistemi değişti: Düzenleme hukuka aykırı
Yeni seçim sisteminde Cumhurbaşkanı yasaklardan muaf, kıdemli hakimler tasfiye ediliyor. Siyasi partiler ve sivil toplum örgütü temsilcileri sorunları ve yapılması gerekenleri anlattılar.

Esra ÇİFTÇİ


+GERÇEK - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na 15 Mart 2022 tarihinde sunulan Milletvekili Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ve Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunu’nu değiştirecek olan "Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", 23 Mart 2022 tarihinde Anayasa Komisyonu oturumu ardından 28 Mart tarihinde partilerin şerhlerini sunmasının ardından çıkan komisyon raporu ile 29 Mart tarihinde Genel Kurul’da görüşüldü. Kanun teklifi üç gün süren tartışmanın ardından açık oylama bile yapılmadan kabul edilerek geçti ve ülkede seçim sistemi değişti. 

BİRİNCİ PARTİYE YARAYAN BİR SİSTEM

Seçim sistemindeki en önemli değişiklerin başında kıdemli hakimlerin tasfiye edilerek, daha önce bakanlar ve başbakana getirilen seçim yasaklarından Cumhurbaşkanının muaf tutulması geliyor. Baraj yüzde 7’ye düşürülse dahi oy dağılımında ve milletvekilliği için oy hesaplamalarında tercih edilen sistem ile kimi illerde fiilen daha yüksek oranlı barajlar konulmuş olacak. Düzenleme ile uygulamada birinci partiye yarayan sistem inşa edilerek "il barajları" kurulacak, halkın verdiği oylar hesaplamalarla dağılıma dahil edilmeyecek, böylece çok sayıda parti meclisten dışlanmış olacak.  +Gerçek olarak, seçim sistemindeki değişikliklere ilişkin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri temsilcileriyle görüştük, yaşanacak sorunları ve yapılması gerekenleri anlattılar. 

'SEÇİM BÖLGELERİNDE İTTİFAK SAYESİNDE ‘ARTIK’ OYLARLA MİLLETVEKİLİ ÇIKARMA DURUMU KALDIRILMIŞ OLDU'

+Gerçek’e konuşan Oy ve Ötesi Yönetim Kurulu Başkanı Ertim Orkun, kuruldukları ilk günden beri Türkiye’de katılımcı demokrasi kültürünün yerleşmesi için çalışan bir sivil toplum örgütü olduklarını, adil, şeffaf, güvenilir, katılımın ve temsiliyetin yüksek olduğu seçimlerin öncelikli çalışma konuları olduğunu söylüyor.

Orkun, kamuoyundaki farklı görüş ve yaklaşımların meclise ne kadar çok yansırsa Türkiye’deki demokrasi kültürünün de o ölçüde gelişeceğine inandıklarını belirterek sözlerine şöyle devam ediyor:

"Mart ayının sonunda 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu’nun 33. Maddesi değiştirilerek siyasi partiler ve siyasi ittifaklar için seçim barajı yüzde 7’ye indirildi. Eski kanuna göre milletvekili hesabı seçim bölgesinde seçime katılmış siyasi partilerin, ittifakların ve bağımsız adayların aldığı oylar dikkate alınarak, d’Hondt sistemine göre yapılıyordu. Aynı kanunun 34. Maddesi’nde yapılan değişiklik ile ittifakın aldığı oy toplamı genel barajı geçtiği takdirde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içerisinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak belirlenecek. Düzenleme ile seçim bölgelerinde ittifak sayesinde ‘artık’ oylarla milletvekili çıkarma durumu da kaldırılmış oldu."

'OYU’NU SEVEN SAYSIN'

Oy oranı yüzde 7’nin altında olan partilerin ittifak içerisinde yer alması halinde milletvekili çıkarma imkanlarının kalmadığını söyleyen Orkun, ittifakın, baraj altında kalan partilerin de mecliste temsil edilebilmelerini sağladığını, yeni düzenleme ile artık bu olasılığın ortadan kalkmış olacağını, benzer bir şekilde 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu 36. Madde’de yapılan değişiklikle temsiliyet açısından olumsuzluklar doğabileceğini ifade ediyor. Kanun değişikliği öncesinde siyasi partilerin seçimlere katılabilmesi için illerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olmaları veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunması şartı koşulduğunu söyleyen Orkun, kanunda yapılan değişiklik ile TBMM’de grup kurmanın seçime katılma için yeterli şart olmaktan çıkarıldığını söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: 

"Ek olarak kanuna siyasi partiler için "Siyasi Partiler Kanunu’nda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defa yapmamış ise seçime katılma yeterliliğini kaybeder" ibaresi eklendi. Bunun sonucunda seçime yakınlaştıkça yeni siyasi oluşumların varlığı engellenmiş bulunuyor. Tüm bunların sonucunda siyasal temsiliyet ve çoğulcu demokrasi boyutlarında aksaklıklar yaşanacağını öngörebiliriz. Bir diğer değişiklik ise 298 sayılı Kanunun 65. Maddesi’nin başlığının ‘Bakanlara ilişkin yasaklar’ şeklinde değiştirilmesi oldu. Maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan "Başbakan ve" ibareleri madde metninden çıkarıldı. Aynı şekilde kanunun "memurların gezilere katılma yasağı" başlıklı 66. Maddesi’nde yer alan "Başbakan," ibaresi de madde metninden çıkarıldı. Başbakan ibaresi yerine "Cumhurbaşkanı" ibaresinin eklenmemiş olması seçim kampanyalarında partili cumhurbaşkanına imkân tanıdığı ve sistem içerisinde cumhurbaşkanının her türlü kamu imkanından faydalanabileceği şeklinde yorumlanabilir." 

GÖNÜLLÜ MÜŞAHİT ORGANİZASYONU YAPACAĞIZ

Bu tarz bir uygulamanın, seçimlerde yarışacak adaylar arasındaki olanaklar açısından adaletsizlik oluşacağı endişesini yaratabileceğini söyleyen Orkun, Oy ve Ötesi olarak, seçim öncesinde tüm Türkiye’de mümkün olduğunca çok vatandaşa ulaşarak, gönüllü müşahit organizasyonu yapmayı hedeflediklerini belirtiyor. Herhangi bir siyasi görüşe bağlı olmaksızın, tarafsız ve bağımsız olarak her vatandaşın tercihinin sonuçlara yansıdığını gözleyebilmenin en önemli arzuları olduğunu söyleyen Orkun, bu doğrultuda tüm vatandaşları sadece oy vermeye değil, sandık başında süreci birlikte izlemeye davet ettiklerini ifade ediyor ve son olarak şunu ekliyor: "Kamuoyunda tartışılan, ‘seçim kurullarında görev alacak hakimlere dair’ değişikliklerin ise, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı hakimler tarafından sağduyuyla ele alınarak, demokrasinin eşitlik ve şeffaflık prensibi doğrultusunda uygulanacağına inanıyoruz."  

'SEÇİME KISA BİR SÜRE KALA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER, O DEĞİŞİKLİKLERİ YAPANLARIN ALEYHİNE İŞLER'

+Gerçek’e konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, AKP ile MHP’nin Seçim Kanunu’nda yaptığı değişikliğin altında, seçimi mühendislikle masa üzerinde kazanma hesabının yattığını söylüyor. Son iki seçimdir sürekli kural değiştirerek ilerlediklerini söyleyen Salıcı, yaptıkları bu kanunun 6’lı masaya olumsuz bir yansıması olmayacağını belirtiyor. Salıcı, "AKP ne yaparsa yapsın, biz bu masadaki siyasi iradeyi devam ettireceğiz. Biz onların niyetine göre değil, Türkiye’nin menfaatlerine göre hareket ediyoruz. Öncelikle seçime kısa bir süre önce yapılan değişiklikler, o değişiklikleri yapanların aleyhine işler. Geçmişte bunun örnekleri var" diyor. 

Salıcı, bu sistemi yorumlayanların, 2018 yılındaki milletvekili seçimlerinde alınan sonuca göre yorumladıklarını ve Millet İttifakı’nın aleyhine gelişme olduğunu dile getirdiklerini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: 

"Biz 2018 yılındaki Türkiye’de yaşamıyoruz ki. O zaman kur şoku olmamıştı, elektrik faturaları, gıda fiyatları, akaryakıt fiyatları bu kadar artmamıştı, enflasyon bu kadar yükselmemişti, vatandaşın geliri ile gideri arasında denge bu kadar bozulmamıştı. O zaman biz 11 büyükşehir belediyesi kazanmamıştık. Şu anda her iki vatandaştan biri CHP’li belediyelerden hizmet alıyor. Bizimle ilgili ürettikleri bir sürü yalan yanlış efsane vardı, onların hepsi darma duman oldu. Şu anda AKP ve MHP oy kaybediyor, bizim ve diğer muhalefet partilerinin oyları artıyor. Bu ortamda nasıl bir çalışma yaparlarsa yapsınlar, biz bu seçimi kazanırız. Artık 2018 yılında değiliz ve bu tarih üzerinden yorum yapmak doğru değil."

'HALKIN İRADESİNİN SANDIKTAN ÇIKMASINI SAĞLAYACAĞIZ'

Salıcı, sadece kendilerinin değil, "İYİ Parti barajın altında mı" diye de kimsenin tartışmadığını ama MHP’nin baraj altında kalacağının ve bu seçim barajının yüzde 7’ye indirilme nedeninin MHP olduğunun söylendiğini ifade ediyor. Bunun fazla oy alan partiyi ödüllendiren bir düzenleme olduğunu söyleyen Salıcı, AKP’nin birinci parti olma vasfını kaybedeceğini ve yaptıkları kanunun altında kalacaklarını söylüyor. Salıcı şöyle devam ediyor:

"Şimdi oturup bunun üzerine çalışma vakti. Biz de oyunlarını boşa düşürmek için ne yapmamız gerektiğini oturup konuşacağız. AKP, daha önceki seçimlerde de İYİ Parti’yi seçime sokmamak için çaba içine girmişti. 15 Cumhuriyet Halk Partili milletvekili bir demokrasi hamlesi yaptı ve ezberleri bozuldu. Bu düzenlemeye de benzer hamlelerle karşılık verilecektir. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi de üzerine düşeni yapacaktır. Biz soğukkanlıyız. Daha önce demokrasi için fedakârlık yapmışsak, burada da üzerimize düşeni yapacağız. Burada önemli olan 6 partinin bir araya gelerek vereceği karar.

Biz erken veya vaktinde yapılacak seçimlere hazırız. Bizim İstanbul seçimlerinden elde ettiğimiz bir deneyim var. Önceliğimiz sandıklara sahip çıkmak. Bunun için sandıkların başında oy sayımı esnasında durulması ve son ana kadar beklenmesi çok önemli. Kimsenin oyunda gözümüz olmadığı gibi, tek bir oyumuzu bile kimseye yedirmeyiz. 6 muhalefet partisinin genel başkanlarının kararı gereği seçim güvenliği için bir komisyon oluşturulmuştu. Seçimin adil bir şekilde gerçekleştirilmesi için ne tür iş birlikleri yapılabilir, bu konuda çalışacağız. Ama bu komisyon oluşturulmadan biz sandık güvenliğine ilişkin çalışmamızda zaten hayli yol almıştık. Sandık güvenliğine ilişkin çalışmalarımızda sona yaklaştık. Halkın iradesi neyse o iradenin sandıktan çıkmasını sağlayacağız"

'YÜZDE 7 SEÇİM BARAJININ KALDIRILMASI ÇOK ANLAMLI DEĞİL'

+Gerçek’e konuşan Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, seçim yasası ile gelen birkaç önemli değişiklik olduğunu belirtiyor. "Bize göre bunların en önemlisi, Cumhurbaşkanının hiçbir seçim yasağına tabi olmaması. Bugüne kadar olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanı tüm devlet imkanlarını kullanacak, bu hukuki ve ahlaki olarak doğru olmasa da yasal kabul görmüş olacak" diyen Ekmen, diğer bir önemli değişikliğin de İttifak Yasası olduğunu belirtiyor. İttifakların daha önce ittifak içi dayanışma ile ‘artık’ oylardan faydalandığını söyleyen Ekmen, şimdi bunun yapılmayacak olmasının büyük partilerin lehine göreceli daha az oy alan partilerin aleyhine sonuçlar üretebileceğini ifade ediyor.

Ekmen sözlerini şöyle sürdürüyor: 

"Yüzde 7 seçim barajının kaldırılması çok anlamlı değil. Zaten ittifak yasalarıyla ve barajın tarihsel olarak aleyhlerine konumlandırılmış dindar ve Kürt seçmen odaklı partilerin artık baraj sorunu kalmamasıyla anlamını yitirmişti. Bir tehlike var mı? Ben seçim güvenliğine etki edecek çok anlamlı değişiklik olduğunu düşünmüyorum. Hakimlere ilişkin değişikliğin pratikte, önemli bir sonuç üretmeyeceğini düşünüyorum. Sonuçta kura çekilecek olması hala bir imkân" 

Aslolanın bütün siyasi partilerin her sandıkta yeteri kadar görevli bulundurarak yapılması olası olan hilelerin gerek oy kullanma esnasında gerek sayımda gerekse de tutanakların oluşumu esnasında engellemesi olduğunu söyleyen Ekmen, siyasi partilerin ve sivil toplumun sandık güvenliğini merkeze alan çalışmalara şimdiden başlaması gerektiğini ifade ediyor. 

'BARAJIN İNDİRİLMESİ MHP’YE SİYASİ RÜŞVETTİR'

+Gerçek’e konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç ise iktidarın kendi bekasını korumak ve sürdürmek için Seçim Kanunu’nda düzenlemeler yaptığını söylüyor. Aynı zamanda AKP’nin bu hamleyle mecliste yeni dönemde birinci parti olmayı garantilemeyi hedeflediğini söyleyen Oluç, bu düzenlemenin düşüş halinde olduklarının bir itirafı ve çatlağı boya ile kapatmanın hevesi olduğunun altını çiziyor.

Oluç şöyle devam ediyor:  

"İktidar aynı zamanda Millet ittifakını da zora sokmayı hedefleyen bir politik hamle yaptı. Bu anlayışla şekillenen düzenleme demokratik değildir. Barajın yüzde 7’ye indirilmesi ise Cumhur İttifakındaki MHP’ye siyasi rüşvettir. Temsilde adaleti arttıracak bir düzenleme değildir. İl ve ilçe seçim kurulu başkan ve üyelerinin kıdem sıralamasına göre değil de kura ile belirlenecek olması seçim ve sandık güvenliği açısından büyük tehlikedir."

'DÜZENLEME HUKUKA AYKIRI'

Seçimler tarihinde ilk kez yapılan partizan bir düzenleme ve AKP’li hakimlerin son kararı verecek pozisyona getirilmesinin amaçlı olduğunu söyleyen Oluç, il ve ilçe seçim kurullarına getirilen bu kura zorunluluğunun, kanun yürürlüğe girdikten sonra 3 ay içerisinde belirleneceğini ve 1498 hâkim pozisyonunun değiştirileceğini, düzenlemenin bu haliyle hukuka da aykırı olduğunu ifade ediyor.  Oluç sözlerini şöyle sürdürüyor: 

"Mecliste grubu olan partilerin seçime katılma hakkını elde etmesi imkanının kaldırılması ise HDP’nin demokratik siyasetten tasfiyesi planının bir parçasıdır. Cumhurbaşkanı için seçim kampanyası döneminde devletin bütün imkanlarını kullanma imkânı veren düzenleme, diğer adaylarla AKP Genel Başkanı arasında büyük bir eşitsizlik yaratma amaçlıdır. Kısacası, bu düzenleme ile birlikte daha önce fiilen yapılan usulsüzlükler ve hileler şimdi yasalara uyumlu hale getirilerek yapılacaktır. İktidarın masa başı mühendisliği yaparak seçim sonuçlarını belirleme hedefini halkın oylarıyla bozmak için, aynı zamanda sandık ve seçim güvenliği için muhalefetin son derece hazırlıklı davranması büyük önem taşımaktadır."

Devam edecek...

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar