Yıl yıl sağlıkta şiddet tablosu: Katlanarak arttı
Son 6 yılın verileri sağlıkta şiddetin artarak devam ettiğini ortaya koyuyor.
ARTI GERÇEK - İstanbul Bahçelievler’de özel bir hastanede eski hastasının silahlı saldırısına uğrayan psikiyatrist Fikret Hacıosman hayatını kaybetti. Hacıosman'ın yaşamını yitirmesi sağlık çalışanlarına dönük neredeyse her gün yaşanan saldırıları bir kez daha gündeme getirdi.
İLGİLİ HABER: ÖLDÜRÜLEN DOKTOR İÇİN TÖREN: BAKANLIK BUGÜN BİLE YOK
CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin Sağlık Bakanlığı’ndan edindiği veriler son 6 yılda sağlıkta şiddetin katlanarak devam ettiğini gösteriyor. 2012’nin ilk altı ayında 5 bin 50 şiddet vakası görülürken, 2013 yılında bu sayı 10 bin 715, 2014’te 11 bin 174, 2015’te 11 bin 881, 2016’da 13 bin 76, 2017’de 13 bin 545 ve bu yılın 1 Nisan tarihine kadar 2 bin 934 şiddet olayı yaşandı.
EN FAZLA ŞİDDET DEVLET HASTANELERİNDE
Öte yanda sağlık çalışanlarına dönük en fazla şiddet olayı devlet hastanelerinde yaşandı. 2013 yılında 4 bin 530 sağlık çalışanına dönük şiddet vakası yaşanırken bu sayı 2014 yılında 4 bin 812, 2015’te 5 bin 141, 2016 yılında 5 bin 541 ve geçen yıl 5 bin 457’ye çıktı. Devlet hastanelerinden sonra şiddet olaylarının en fazla yaşandığı hastaneler sırasıyla eğitim ve araştırma hastaneleri ile aile sağlığı merkezleri oldu.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), sağlık çalışanlarına dönük saldırıların önüne geçilmesi için "sağlıkta şiddeti önleme" yasa tasarısının Meclis’te kabul edilmesi yönünde eylem ve basın açıklaması yapsa da hükümet halen buna dönük bir çalışma yapmış değil.
"PİYASACI VE VAHŞİ SAĞLIK SİSTEMİNİN ETKİLERİ"
Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz sağlıkta şiddet sorununun 2013 yılından beri daha yoğun bir şekilde gündemde olduğunu söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Antep'te Dr. Ersin Yılmaz'ın öldürüldüğünü hatırlatan Yılmaz, "Sağlık alanında yaşam savaşı diyebileceğimiz, can güvenliğinin olmadığı bir çalışma ortamıyla karşı karşıya olduğumuzu görmeye başladık. Bununla birlikte sağlıktaki bu piyasacı ve vahşi sistem iyice oturmaya başladı ve etkilerini göstermeye başladı. Can güvenliğinden yoksun, kargaşa içindeki bir sağlık sistemi ve şiddetin sadece sağlık sisteminde değil, toplumda giderek yoğunlaşması sağlıktaki şiddetin de daha görünür olmasına neden oldu" diye konuştu.
"POLİTİKACILARIN KULLANDIĞI DİL ÇOK ETKİLİ"
En güvenilir yerler olması gereken hastanelerin en güvenliksiz alanlar haline gelmesinin iktidarın sağlık politikalarından kaynaklandığını belirten Yılmaz, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: Sağlık toplumun aynasıdır. Her kesimden insanı barındırır. Her kesimden insan hastaneye gelir ve bu insanlar bütün özelliklerini sağlık sistemi üzerinde gösterir. Ne yazık ki çok acımasız bir şekilde sabah sadece ve sadece hastanesine çalışmak için giden bir arkadaşımızın öğleden sonra cesediyle karşılaşıyoruz. Böyle bir sağlık sistemiyle karşı karşıyayız. Bunda politikacıların kullandığı dilin çok etkili olduğunu düşünüyorum. Tüm toplumsal şiddeti reddetmeyen bir dilleri var. Bireysel silahlanma. Ne arar 18 yaşındaki çocuğun elinde silah? Ne işi var? Bunu sorgulamak lazım. Bütün bunları bir arada değerlendiren bir bakış açısına ihtiyacımız var. Bugün en güvenilir yerler olması gereken hastanelerin en güvenliksiz yerler haline gelmesi siyasal iktidarın sağlık politikalarının sonucu. İnsanlar okullarda, ibadethanelerde ve hastanelerde kendilerini güvenli hisseder. Ama ne yazık ki hastaneler bugün şiddet üreten yerler haline geldi. Hekim arkadaşlarımızın canını alan bir noktaya ulaştı.