Özge öleli bir yıl oldu, adalet hala gelmedi
Hafriyat kamyonları son bir yılda sadece İstanbul'da 25 can aldı. Hiç bir önlem alınmadığı için kamyonlar sokaklarda tehlike saçmaya devam ediyor.
Erdal İMREK
ARTI GERÇEK - Koca bir şantiyeye dönen İstanbul’da sokaklar, yollar, caddeler iş makinaları ve hafriyat kamyonlarından geçilmiyor. Bir rant alanı haline gelen ve ‘kentsel dönüşüm’ adı verilen dizginsiz ‘yapılaşma, inşaat’ furyasının hakim olduğu kentte ‘hafriyat kamyonu bir can daha aldı’ haberleri eksik olmuyor. Son bir yılda sadece İstanbul’da 25 kişi harfiyat kamyonları nedeniyle canından oldu. Her gün farklı kentlerden de ölüm haberleri geliyor. Bu sabah da Denizli’nin Tavas ilçesinde hafriyat kamyonu ile minibüs çarpıştı ve bir kişi yaşamını yitirdi. Ancak bu ölümlere ve büyük tehlikeye rağmen ne bir önlem alınıyor ne de sorumlular bu ölümlerin hesabını veriyor. Hafriyat kamyonunun aldığı canlardan biri de 22 yaşındaki Özge Kandemir’di. Yarın Özge Kandemir’in birinci ölüm yıl dönümü. Özge’nin ölümünden sonra hayatları kabusa dönen ailenin adalet arayışı 1 yıldır devam ediyor.
ÖZGE KANDEMİR YARIN ANILACAK
Ailesi yarın Kadıköy Kent Dayanışması’yla birlikte saat 14.00’te Kadıköy’deki Moda Spor Klübü önünde Özge Kandemir’i anacak. Yoğunlaşan inşaat projeleri nedeniyle kentin hemen her yerinde hafriyat ve beton kamyonları var. Son bir yılda İstanbul’un farklı bölgelerinde onlarca insan hafriyat kamyonları yüzünden hayatını kaybetmesine rağmen hâlâ bu araçların kent içindeki dolaşımını düzenlemeye; can kayıplarının önüne geçmeye yönelik bir önlem alınmış, denetim sistemi geliştirilmiş değil. İnşaat araçları sınırsız bir şekilde sokaklarda dolaşıyor. Sokaklara girmesinin yasaklanması gereken bu araçlar için çoğu zaman hiç bir uyarıcı levha da bulunmuyor. Oysa alınacak kimi önlemler ve düzenlemelerle ölümlerin önüne geçilmesi mümkün.
HAYALLERİ, UMUTLARI VARDI...
22 yaşındaki Özge Kandemir, Erciyes Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 3. sınıf öğrencisiydi. Bir mühendislik fuarını takip etmek için Kayseri’den İstanbul’a gelmişti. Annesi o gün haberlerde izlediği ve bir üniversitelinin hayatını kaybettiği kazayı görünce Özge’ye ‘Kızım yollar tehlikeli, uçakla git’ demişti. İstanbul’a uçakla gelen Özge, birkaç saat sonra arkadaşlarıyla buluşmak için Kadıköy’e gitti. 7 Ekim 2016’da Kadıköy Caferağa Mahallesi’ndeki Tuğlacı Emin Bey Sokağı’nın girişindeki kaldırımda arkadaşlarıyla sohbet ederken bir hafriyat kamyonunun altında kalarak ağır yaralandı. Kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Almanca kursuna yazılmıştı, ömrü yetseydi ABD’ye dil okuluna gidecekti. Hayalleri, umutları olan gencecik bir hayat böylece yitip gitti. 23 yaşındaki İktisat Fakültesi öğrencisi Şule İdil Dere de 12 Mayıs 2016'da Kadıköy'de harfiyat kamyonunun altında kalarak can vermişi. Tıpkı Özge'nin ölümünde olduğu gibi, Şule İdil Dere'nin ölümünden sorumlu olanlar da hakettikleri cezayı almadı. Şule İdil Dere'nin ölümünden sorumlu olanlar arasında bulunan 8 üst düzey belediye yetkilisi için Valilik soruşturma izni vermedi.
TAM KUSURLU BULUNDU AMA TUTUKLANMIYOR
Özge Kandemir’in yaşamını yitirmesine sebep olan kamyonun şoförü Aydın Y. Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Oysa İstanbul Kartal Anadolu Adliyesi’nde, 9. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamanın 3. duruşmasına Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından gönderilen raporda, Özge Kandemir ve kazada yaralanan Büşra Özsayın’ın kusursuz, sürücünün ise tam kusurlu olduğu belirtilmişti.
ŞOFÖR ADLİ KONTROL ŞARTINA BİLE UYMADI
Duruşmaya Denetimli Serbestlik İnfaz Bürosu’ndan gönderilen raporda ise sanık Aydın Y.’nin adli kontrol kararına dahi uymadığı belirtildi. Adli Tıp Raporu’na, avukatların tutuklama talebine, sanığın adli kontrol şartına bile uymamasına rağmen mahkeme sanığın tutuksuz yargılanmasına devam kararı verdi.
İstanbul'da son bir yılda 25 kişi hafriyat kamyonlarının neden olduğu kazalarda yaşamını yitirdi
‘HAYAT DOLUYDU, HAYATTAN KOPARDILAR’
Artı Gerçek’e konuşan Özge Kandemir’in teyzesi, gazeteci Sultan Özer, acılarının kelimelerle tarif edilemeyeceğini söylüyor. Özer, "Gelecek vaadeden, heyecanlı, yaşama bağlı, hayat dolu bir kızı hayattan kopardılar. Annesi hastane nedir bilmezdi, şimdi hastanelerden çıkamaz oldu, babası da öyle. Annelerin göz yaşları nasıl duracak, kim buna dur diyecek. Ya savaşlarda, ya böyle olaylarda hep annelerin yüreği yanıyor" dedi.
‘BELKİ O KOCA KAMYONUYLA YİNE CAN ALACAK’
Yargı sürecine tepki gösteren Özer, "Adalet Yürüyüşü sırasında başbakan, ‘Adalet sokakta aranmaz’ demişti. Biz bir senedir adaleti mahkeme salonlarında arıyoruz. Hani nerede adalet" diye sordu. Özge’yi öldüren hafriyat kamyonu sürücüsünün 1 gün bile tutuklu kalmadığını hatırlatan Özer, "Denetimli serbestliği ihlal ettiği halde, tam kusurlu olduğu halde tutuklanmadı. Avukatlar iki kez tutuklama istedi, olmadı. Belki şu anda o koca kamyonuyla sokaklarda ve başka canlar alacak" dedi. Mahkemenin ‘sürücü tam kusurlu’ raporunun ardından İstanbul Teknik Üniversitesi’nden de bir bilirkişi heyeti oluşturulup rapor hazırlamasını istediğini söyleyen Özer, "Bu talep temmuzda iletildi ama 21 Eylül’de görülen duruşmaya bu rapor da gönderilmedi. Mahkeme heyeti 3 kez değişti. Neden böyle oluyor bilmiyoruz" dedi.
‘ADALETİ SOKAKTA DEĞİL MAHKEMEDE ARADIK; HANİ NEREDE?’
Sultan Özer sözlerine şöyle devam etti; "Bu adam bir genç kızı öldürdü. Bir ailenin hayallerini södürdü. Kamyonun girmesi yasak olan bir bölgede yüzde yüz kusurla bir can aldı ama tek bir gün bile tutuklu kalmadı. Biz adaleti sokakta değil, mahkemede aradık. Nerede adalet? Özge ne ilk oldu ne de son. Bu ölüm makinaları can almaya devam ediyor. Kim ne zaman dur diyecek buna."
CHP’li vekillerin konuya ilişkin soru önergeleri, araştırma önergeleri verdiğini söyleyen Özer, "Araştırma önergeleri kabul edilmedi. Soru önergelerine yanıt dahi gelmedi. Parlamento duyarsız, hükümet duyarsız, mahkemeler duyarsız. Peki biz kimden isteyeceğiz adaleti. İnsanlar kendi adaleti ni kendi mi arasın" dedi.
‘ÖZGE GERİ GELMEYECEK AMA BAŞKA CANLAR GİTMESİN’
Tek istediklerinin adalet olduğunu söyleyen Özer, "Bu adam hapse girse de Özge’yi geri getiremeyiz. Ama biz hiç olmazsa bu ölüm makineleri başka can almasın, başka annelerin yürekleri yanmasın diye uğraşıyoruz. Bu yüzden Özge’nin ölümünden sorumlu olanların hakettikleri cezayı almasını istiyoruz. Belki o zaman o kamyonları kullananlar için bu caydırıcı olur ve biraz daha dikkatli kullanırlar" şeklinde konuştu.
İstanbul'un fethinin yıldönümü 1452 hafriyat kamyonu ile kutlanmıştı!
SEFER BAŞI SİSTEMİYLE ÇALIŞAN ŞOFÖRLER HIZ YAPIYOR
Hafriyat kamyonu terörü, iktidarın ve yerel yönetimlerin kentsel dönüşümü siyasi ve ekonomik bir rant kapısı olarak görmesiyle gündeme geldi. Bir şantiye görünümündeki İstanbul’da inşaatlarda hiçbir denetim yok. ‘Betonun başkenti’ haline gelen İstanbul’da Temmuz 2017 verilerine göre son bir yılda hafriyat kamyonlarının neden olduğu kazalarda 25 kişi yaşamını yitirdi. Hafriyat kamyonu şoförleri sefer başına ücretlendirme sistemiyle çalıştıkları için dikkatsiz ve hızlı çalışıyor.
İstanbul'da her ay yaklaşık 5 milyon ton hafriyat çıkıyor
HAFRİYAT KAMYONU TERÖRÜNÜN ÖNÜNE NASIL GEÇİLİR?
Hiç bir denetim olmadan sokaklarda dolaşan hafriyat kamyonlarının neden olduğu ölümlerin önüne geçmek aslında mümkün. Bu kazaların tek sorumlusu şoförler değil. Bu denetimsizliğe göz yuman, gerekli önlemleri almayan yetkililerin de bu ölümlerde payı büyük. Uzmanlar çözüm için gecikmeden atılması gereken adımları şöyle sıralıyor:
- Günlük toplam hafriyat tonajı sınırlandırılmalı.
- Şoförleri 'potansiyel katil' haline getiren sefer başına ücretlendirme sistemine son verilmeli.
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yönetmelikler halk sağlığı ve can güvenliği gözetilerek yeniden düzenlenmeli.
- Ölümlerin en çok yaşandığı İstanbul'da Büyükşehir Belediyesi (İBB) hazırlamakla yükümlü olduğu ‘hafriyat toprağı, inşaat/yıkıntı atıkları ile doğal afet atıklarının toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması ve bertarafı ile ilgili yönetim planı' kamuya açık olarak yayınlanmalı.
- Kamyonların üzerine branda örtülmesi gibi basit önlemler derhal alınmalı, yönetmelik ve kurallara uyulmasının etkin denetimi sağlanmalı.
- Kamyonların yasak olan güzergâhlarda ve saatlerde çalışması engellenmeli.
- 2007 yılında alınan UKOME kararı ile ‘Araç Takip Sistemi’nin zorunlu hale getirilmesine karar verilmiş olmasına karşın hâlâ bir takip sistemi kurulmadı. Etkin denetimin sağlanabilmesi için Elektronik Araç Takip Sistemi kurulmalı.
- Belediyeler tarafından, kamu yararına olan acil iş ve proje kapsamında 24 saat izin verilen projelerin listesi kamuoyu ile paylaşılmalı.
- Kamu denetiminin sağlanabilmesi için UKOME kararları ile belirlenen güzergâhlar ile yasaklanan güzergâhlara ilişkin haritalar kamuoyuyla paylaşılmalı, yollara uyarıcı tabelalar koyulmalı.
- Yaşlı, engelli ve çocukların bulunduğu kent içi yollarda, görüş açısı kısıtlı ağır tonajlı araçların kontrolsüz hareketleri kazaların ana sebebi. Sokaklara ağır tonajlı araçların girmesi kesinlikle yasaklanmalı.
- Kentiçi yollarda araçların şantiye giriş ve çıkışlarında kontrol sağlanmalı ve yaya ile karşılaşması muhtemel güzergah boyunca eskort eşliğinde hareket etmeleri sağlanmalı.