Kayyımlar merkezleri kapattı, kadınlar yerelde muhatapsız kaldı
Kayyım atanan belediyelerde kadın merkezlerinin kapatılması kadınları ve çocukları savunmasız bıraktı. HDP'li Halide Türkoğlu: Bizler devletlerin uygulaması gereken İstanbul Sözleşmesi'ni yerel yönetimlerde kadın özgürlükçü perspektif olarak uyguladık.

Esra ÇİFTÇİ
Artı Gerçek - Türkiye’de ilk belediye seçimleri, 1930 yılında yapıldı ve kadınlar seçme ve seçilme yasası ile yerel seçimlere katıldı. 1930’dan 2009 yerel seçimlerine kadar, yani 79 yılda sadece 85 kadın belediye başkanı olarak seçilebildi. 1999 sonrasında HDP bileşeni Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) öncülü olan partilerin seçimlere girmesiyle kadınlar siyaset sahnesinde daha aktif yer aldı. Kadın kotaları ile başlayan temsiliyetteki ciddi artış, eşit temsiliyete kadar taşınarak, kota ve pozitif ayrımcılık uygulamaları ile, 1999 yerel yönetim seçimlerinde HADEP’ten 3, 2004’te DEHAP’tan 9, 2009’da DTP’den 15 kadın belediye başkanı seçildi. Bu süreçte kadın belediye meclis üyelerinin sayıları da arttı. 2014 yılında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş başkanlık sistemi ile yerel seçimlere girdi, 102 belediyenin 96’sında eş başkanlık-eşit temsiliyet sistemi ile dünya yerel yönetimler tarihinde de bir ilk gerçekleştirildi.
KAYYIM ÖNCESİ BELEDİYELERDE KADIN ÇALIŞMALARI
Kayyım atanan bölge belediyelerinde kayyım öncesi kadınlara yönelik çok ciddi çalışmalar yapıldı. Kadın merkezlerinde, mahallede yaşayan kadınların taleplerine göre istihdama yönelik kurslar açıldı. Kadın ekonomisinin geliştirilmesi kapsamında, sabun, giysi, çanta, cüzdan, kemer, takı, şal üreten atölyeler, soğan ekimi, bostan ekimi, salça, nar ekşisi, pekmez, reçel üretimi yapan kooperatifler, tekstil atölyeleri kuruldu.
Yine birçok belediyede sera çalışmaları, organik tarım çalışmaları yapıldı. Kadın emeğini değerlendirme merkezleri ve kadın semt pazarları yoluyla kadınlara ürettiklerini pazara sunma imkânı yaratıldı. Mahallelerin talepleri doğrultusunda çamaşırhaneler, halı yıkama alanları, tandır evleri açılarak kadınların günlük yaşamları kolaylaştırıldı. Belediyeler bünyesinde cinsiyetçiliği aşmak, cins bilinci ve kadının yaşadığı sorunlara ilişkin farkındalık yaratmak, birlikte çözüm üretme yollarını tartışmak ve örgütlemek amacıyla, Kadının İnsan Hakları, Kadın Sağlığı, Güvenli Annelik, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Yasal Haklar, Anne Çocuk Eğitimi, Mesleki El Becerisi Eğitimleri, Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme eğitim çalışmaları yapıldı.
MERKEZLER KAPATILDI, SORUNLAR ÇÖZÜMSÜZ KALDI
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) belediyelerine yönelik atanan kayyımların önemli bir hedefi de kadınlar oldu. Kayyımlar göreve gelir gelmez ilk icraatlarından biri, kadın kazanımlarına dair oldu. Kadına yönelik şiddet merkezleri, kadın sığınma evleri, kadın yaşam alanları, kadın parkları, kooperatifleri kapatıldı. Kapatılmayan merkezler ise tamamen işlevsizleştirildi.
Kadınlar, kayyım öncesi neredeyse her gün uğradıkları, sorunlarını aktarıp bunları belediye çalışanlarıyla beraber çözüm ürettikleri belediyelere artık uğramaz hale geldi. Kayyım atamaları sonrasında kadınlar yerelde ve aile içerisinde yaşadıkları sorunlar karşısında muhatapsız ve çözümsüz kaldı.
KADIN HİZMET KURUMLARINA ERKEK MEMURLAR ATANDI
Kayyımlar sonrası kadınlara yönelik hizmet ve politikalar için kurulmuş birimlerin yönetimine erkek memurlar atandı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kadın Politikaları Daire Başkanı görevinden alındı ve bu birimin tüm çalışmaları durduruldu. Kadın Dairesi Başkan Yardımcısı yerine genel sekreter yardımcısı erkek bir görevli atanarak yürütülen tüm kadın çalışmaları, Aile ve Sosyal Politikaları Daire Başkanlığına bağlandı.
Mardin Büyükşehir Belediyesine bağlı Kadın Daire Başkanlığına da erkek memur atandı. Van Büyükşehir Belediyesi'ne atanan kayyım, Kadın Politikaları Daire Başkanlığını feshetti, bu birim çalışanları bir erkeğin yönetimine bağlandı.
KAÇ BELEDİYEYE KAYYIM ATANDI?
HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Eş Sözcüsü Halide Türkoğlu, 11 Eylül 2016 tarihinden itibaren 102 DPB’li belediyenin 95’ine, yine HDP ile yerel seçimlere girilerek kazanılan 65 HDP’li belediyenin 48’ine tekrardan kayyım atandığını belirtti.
KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ MODEL
Türkoğlu, Demokratik Özgür Kadın Hareketi’nden 18 Ekim 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kararlarıyla kapatılan Özgür Kadın Kongresi (KJA) derneğine kadar Kürt kadın mücadelesinin siyasal, sosyal, ekonomi, kültür, sanat, ekoloji ve yerel yönetimler alanında bir kadın sistemini hayata geçirmeye çalıştığını anlattı. Türkoğlu, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmayla toplumsal bir sistem hedeflendiğini, kadınların sistematik anlamda maruz kaldığı şiddetle mücadele etmenin yanı sıra yeni yaşam modellerini hayata geçirmeye çalıştıklarını ifade etti.
"Bu model en çok da yerel yönetimlerde kendisini bulmaktadır. Belediyeler kadın özgürlükçü bir modelin uygulanma alanlarından biri olmuştur. Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet, kadın politikaları daire başkanlıkları, şiddetle mücadele birimleri, kadın merkezleri, kadın kooperatifleri, kreş, çamaşır evleri, kadın kültür evleri, kadın spor kompleksleri, kadın emeği pazarları, kadın kent meydanları, parkları, kadın sığınakları, Alo şiddet hattı, ilk adım istasyonu gibi kadınların şiddetten uzaklaşmasını sağlayacak kurumsallaşmalara gidilirken, sosyal, siyasal, kültürel, sanatsal ve ekonomik yaşama katılımın yol ve mekanizmaları inşa edilmekteydi. Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ve kadın özgürlükçü, eşitlikçi kentler oluşturmak yaşama geçirdiği çalışmalardı."
'TUTUKLAMALAR HAFIZALARI VE DENEYİMLERİ DE REHİN ALDI'
53 kadın merkezi ve kurumunun kapatıldığını ve işlevsiz hale getirildiği bilgisini veren Türkoğlu, kadın mücadelesinde yer alan kadınların işten çıkarıldığını, ihraç edildiğini ve keyfi tutuklamalarla cezaevlerine gönderildiğini anlattı. Türkoğlu, bu alanın hafızasının yalnızca kurumların web sitelerinden silinmediğini, tutuklamaların hafızaları ve deneyimleri de rehin aldığını söyledi.
'KADIN CİNAYETLERİ, ÇOCUK İSTİSMARI, BAĞIMLILK ARTTI'
Kadın cinayetlerinde, şüpheli ölümlerde, çocuk istismarında ve madde bağımlılığı gibi konularda yoğun bir artış gözlendiğini söyleyen Türkoğlu, kayyımların politikalarının kadınları, gençleri, çocukları bir bütün toplumu savunmasız bıraktığını vurguladı.
'KAYYIMLAR KADINLARIN MÜCADELESİNİ DURDURAMADI'
Türkoğlu, kadına yönelik şiddetle mücadelede 2018 yılında Rosa Kadın Derneği’nin Diyarbakır’da kurulduğunu, akabinde Star Kadın Derneği’nin Van’da kurulduğunu hatırlatıyor.
Derneklerin başvurucuları yönlendirebileceği mekanizmaların azlığının bir kez daha şiddetle mücadelede yerel yönetimlerin önemini ortaya koyduğunu söyleyen Türkoğlu, "Yine 7 Mart 2019 tarihinde, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma Uygulama Merkezi ve Rosa Kadın Derneği’nin de aralarında bulunduğu 8 kadın hakları örgütü, 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı'nı kurdu. Şehrin şiddet günlüğünü tutmayı, bu sayede şiddete ilişkin bir hafıza ve görünürlükle kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin yöntemler sunabilme motivasyonu ile kurulmuştur" diye anlattı.
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN DE EŞBAŞKANLIKTAN DA VAZGEÇMİYORUZ'
Türkoğlu kayyımlar atanmadan önce toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak, yerel demokrasiyi güçlendirecek, kadınların özne olduğu kentler inşa etmeye çalıştıklarını söylerken, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizler devletlerin uygulaması gereken İstanbul Sözleşmesini yerel yönetimlerde kadın özgürlükçü perspektif olarak uyguladık. Uluslararası sözleşmeleri, CEDAW ve CEMR (Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartnamesi) gibi kararların hayata geçmesinde öznel bir yerel yönetim deneyimimizin evrensel bir deneyime dönüşebileceği inancını ve kararlığını hala taşımaktayız. Tüm saldırılara ve gasp rejimine karşı İstanbul Sözleşmesi'nden de eşbaşkanlık sistemimizden de vazgeçmiyoruz."