Üç kentte 'kadın cinayetleri' protestosu: ​​​​​​​Endişe duymadan özgürce yaşamak için sokaklardayız

Üç kentte 'kadın cinayetleri' protestosu: ​​​​​​​Endişe duymadan özgürce yaşamak için sokaklardayız
Farklı kentlerde 'kadın cinayetlerini protesto' için sokağa çıktı. "Ülkeyi kayıp çocuklar ülkesine, öldürülen kadınlar ülkesine, koskocaman bir suç mahalline çevrildiniz" diyen kadınlar, cinayetlerinin son bulması için mücadele sürdüreceklerini belirtti.

Artı Gerçek- İstanbul’da 19 yaşındaki Semih Çelik'in iki kadını vahşice katletmesi sonrasında ülkenin birçok yerinde başlayan 'kadın cinayetlerine tepki' eylemleri sürüyor. Bugün de sokağa çıkan kadınlar İzmir, Adıyaman ve Artvin'de kadın cinayetlerini protesto etti.

İzmir'de sivil toplum kuruluşları ve gençlik örgütleri, kadın ve çocuk cinayetlerini protesto etmek için Konak ilçesi Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde toplandı. Grup, sloganlar atarak ellerinde taşıdıkları dövizlerle Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyerek basın açıklaması yaptı.

'HEP BİRLİKTE ‘DUR’ DEMEK ZORUNDAYIZ'

Üniversite öğrencileri Batuhan Çiftçi ve Buket Dinç tarafından okunan basın açıklamasında, son yıllarda artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin, toplumu derinden sarsan bir insanlık sorunu haline geldiği belirtildi.

Kadınların yaşama hakkı elinden alınarak cinayetlere kurban gittiğinin belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bu kabul edilemez duruma artık hep birlikte ‘dur’ demek zorundayız. Kadına yönelik şiddet, yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden beslenen sistematik bir insan hakları ihlalidir. Şiddet gören her kadın, hepimizin vicdanında bir yara açmakta, toplumumuzu geriye götüren karanlık bir tablo çizmektedir. Cinayetlerle sonuçlanan bu şiddet sarmalı, toplumun her kesiminde köklü bir zihniyet değişikliğini zorunlu kılmaktadır. Bizler her daim, her alanda toplumun tüm kesimleri ile birlikte hareket etmeliyiz ki bu değişimi sağlayabilelim.

İstatistikler kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel değil, ekonomik, psikolojik ve cinsel boyutlarıyla da kadınların hayatlarını şekillendirdiğini gözler önüne sermektedir. Bu şiddetin önlenebilmesi için yasal düzenlemeler kadar, eğitimden kültüre, medyadan aile yapısına her alanda toplumsal farkındalığın artırılması gerektiği açıktır. Unutulmamalıdır ki, kadına yönelik şiddet kader değil, bir insan hakları ihlalidir ve bunu sona erdirmek için hepimize düşen sorumluluklar vardır. Bu sorumluluklara sahip çıkarak ve ortak akılla geliştirerek ilerlemeye ve büyümeye devam edeceğimize inancımız tamdır.

'YASALAR TAVİZSİZ UYGULANMALI'

Bizler şunları talep ediyor ve öneriyoruz: Kadın cinayetlerine karşı mevcut yasalar tavizsiz bir şekilde uygulanmalı ve ceza süreci içerisinde herhangi bir af uygulamasına tabi tutulmamalıdır. Şiddet uygulayan suçlular yasalara göre en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Ceza süresince erkeklerin şiddet davranışlarını sorgulamaları ve daha sağlıklı ilişkiler kurmalarına yönelik eğitimler verilmeli ve rehabilitasyon sürecine sokulmalıdır. Kadına şiddetin önlenmesine yönelik eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları yaygınlaştırılmalı ve toplumun bu konuda daha özverili davranması sağlanmalıdır. Şiddet mağduru kadınların korunması için sığınma evlerinin, destek hizmetlerinin sayısı ve niteliği arttırılmalıdır. Toplumun her kesiminden kadının erişebileceği, ücretsiz psikolojik ve hukuki destek hizmetleri sunulmalıdır. Kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanabilecekleri, sosyal yaşamda daha güçlü rol oynayabilecekleri politikalar geliştirilmelidir. Medyada kadınları hedef alan olumsuz ve cinsiyetçi söylemlerin sonlandırılması için denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir.

'ŞİDDET TÜRÜNÜN HER TÜRLÜSÜNE KARŞI ÇIKACAĞIZ'

Kadınlar eşit haklara ve güvenli bir yaşama sahip olana dek bu mücadeleden asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Bununla beraber değinmek istediğimiz son nokta ise şiddet sadece kadına yönelik değil toplumun her kesimine etki eden bir hal almıştır. Sağlıkta şiddet, çocuklara yönelik şiddet, hayvana karşı şiddet ve sayamayacağımız onca alanda hayatımızı etkileyen şiddet türünün her türlüsüne karşı çıkacak ve tepki göstereceğiz. Şiddete karşı dayanışma ve mücadelemizi her zaman sürdüreceğiz.”

ARTVİN

Hopalı ve Kemalpaşalı kadınlar, İstanbul’da öldürülen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil ile tüm kadın cinayetlerine tepki için yürüdü. Kadınlar adına açıklama yapan Şeniz Aytaş, ”Kadınların katillerini koruyanlar, çocukların katliamı araştırılsın istemeyenler, faillerin yanında iş birlikçi olarak yer almaktan vazgeçmeyecek. Biz de bu çürümüş düzeninizle, erkek devlet şiddetinizle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.

İstanbul'da İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'in saldırgan Semih Çelik tarafından katledilmesinin ardından; Hopalı ve Kemalpaşalı kadınlar Hopa Parkı'nda bir araya geldi. Kadınlar, ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizlerle Hopa sokaklarında yürüdü.

'ÖZGÜRCE YAŞAMAK İÇİN HEP BU SOKAKLARDAYDIK'

Yürüyüşten sonra kadınlar adına konuşan Şeniz Aytaş, şunları söyledi:

“Her yer suç mahalli, bugün yine öfkemizle, isyanımızla bu eril düzeninin katlettiği kız kardeşlerimiz için ve kendi hayatlarımız için sokaktayız. Daha 19 yaşında olan Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner, sadece katil Semih Çelik tarafından değil, cezasızlıkla katliamcılara ödül veren erkek yargı tarafından, kutsal aile yalanlarıyla kadınlardan kaçmak isteyenler tarafından katledildi.

Bu ülkede kadın katliamı var, bu ülkede hiç bir kadın ve çocuk güvende değil. 2024 yılının 8 ayında 261 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. 164 kadının ölümü hala şüpheli. Sadece Eylül ayında 35 kadın öldürüldü. Bu ülkeyi kaypı çocukların ülkesine, öldürülen kadınların ülkesine, koskocaman bir suç mahalline çevrildiniz. Hesap vereceksiniz.

Bir kişi daha eksilmek istemediğimiz için, hayattan endişe duymadan özgürce yaşamak için hep bu sokaklardaydık. Bugün acımız, öfkemiz taze. Bu ülkede her gün kadınlar katlediliyor. Bu ülkede katledilen 8 yaşındaki Narin için verilen araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Bu ülkede erkek devleti kadınlar, çocuklar, LGBTİ'ler ve kendinden olmayanlara nefes aldırmıyor. Bu ülkede erkek devlet sistemi, katledilen kadınlar ve öldürülen çocukların bedenleri üzerinden yükseliyor. Kadınların yaşamlarını kıskaca alarak, yok ederek kurban ettiğiniz katliamcı iktidarınız yıkılana dek vazgeçmeyeceğiz.”

ADIYAMAN

Adıyaman Kadın Platformu, kent merkezinde bulunan Demokrasi Parkı'nda basın açıklaması yatpı. Açıklamaya platform üyelerinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı.

Açıklamada Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Semsûr Şubesi Kadın Sekreteri Figen Şen, İstanbul'da 4 Ekim’de 2 kadının vahşice katledildiğini hatırlatarak, "Oysa bu ülkede yurttaşlar en temel eleştiri hakkını kullanan bir paylaşım yapmış olsaydı, sabah kapısına dayanılırdı, halkı kin ve öfkeye sevk etmekten! Kadınları hedefe koyan ataerkil kapitalist sisteminiz, kadınlara dar etmeye çalıştığı sokakları, vahşetle mi teslim almaya çalışıyor" diye sordu.

‘MÜCADELEMİZİ BÜYÜTEREK SÜRDÜRECEĞİZ'

İktidarın tüm baskıcı politikalarına karşı sokakta olduklarını ifade eden Figen, "Uygulanmayan yasalarla, cezalarla cesaret bulan failler, yaşamlarımıza göz dikmeye devam ederken binlerce suçluyu çıkardığı uyduruk aflarla sokağa salan iktidar ve işbirlikçilerine karşı yaşamlarımızı savunmaya devam ediyoruz. Bizler, katledilen kadınların adını bir an bile dilimizden düşürmeden bu öfke ve isyanla karşınızda durmaya devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi, 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması ve kadın cinayetlerinin son bulması için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz" diye konuştu. (ANKA, MA)

Öne Çıkanlar