Bradbury külliyatına bir eser daha: 'Şimdi ve Daima'

Bradbury külliyatına bir eser daha: 'Şimdi ve Daima'
Merve Küçüksarp bu hafta, Ray Bradburry'nin İthaki Yayınları etiketiyle çıkan 'Şimdi ve Daima' adlı kitabı üzerine yazdı.

Amerikalı yazar Ray Bradburry’nin kaleme aldığı “Şimdi ve Daima” isimli kitap, Kemal Baran Özbek’in çevirisi ile İthaki Yayınları tarafından yayımlandı. ‘Şimdi ve Daima’ Bradburry’nin ‘Bir Yerlerde Bir Müzik Çalıyor’ ve ‘Leviathan 99’ isimli kısa romanlarından meydana geliyor. Bradburry Hollywood için senaryolar yazdığı sıralarda kaleme aldığı bu birbirinden farklı iki eserinde okurlarının aşina olduğu üslubuyla modern bireyin uygarlık ile imtihanını ele alıyor.

Bilimkurgu, korku ve fantezi türlerinde eserler veren ve kitapları dünyanın her yerinde geniş bir okur kitlesi ile buluşan Ray Bradburry (1920-2012) ülkemizde de oldukça sevilen bir yazar. Başta ‘Fahrenheit 451’ olmak üzere, ‘Mars Yıllıkları’, ‘Resimli Sonbahar Ülkesi’ gibi eserlerinden oluşan külliyatı Neil Gaiman ve Stephen King gibi ünlü yazarlara ilham kaynağı oluyor.

HOLLYWOOD’DAN EDEBİYATA

Ray Bradbury, ‘Bir Yerlerde Bir Müzik Çalıyor’un başında eserin yazılış hikayesinden bahseder. Bu yazılış hikayesi ilk olarak daha çocukken ailesiyle birlikte trenle Arizona eyaletinde bulunan Tucson isminde bir kasabada yaşamaya başlayışına dayanır. Zira altı ve on iki yaşlarındayken burada geçirdiği deneyim onun çocukluk belleğinde unutulmaz izler bırakmış, söz konusu hikayede bahsettiği “tuhaf” kasabayı anlatırken kendisine esin vermiştir.

Romanın diğer bir esin membaı ise Katharine Hepburn’e duyduğu beğenidir. Bradbury, Hepburn’ün oynadığı 1959 yapımı ‘Venedik Tatili’ filmini izledikten, Hepburn’ün ilerleyen yaşına rağmen hala genç ve canlı olmasının kendisinde uyandırdığı hayranlık hissinden yola çıkar ve onu başrolüne yerleştireceği bir öykü yazma arzusuna kapılır. Ancak yine de, hikayenin yazıya geçmesi daha sonra olacak, ‘Bir Yerlerde Müzik Çalıyor’ isimli kısa roman başrolünü Sean Connery’nin oynadığı müziklerini ise üstat Jerry Goldsmith’in bestelediği “Rüzgar ve Aslan” filminin kendisi üzerinde yarattığı derin etkiyle ortaya çıkacaktır. Bradbury filmin müziğinden ilham alarak uzun bir şiir yazar, ki ‘Bir Yerde Bir Müzik Çalıyor’ neredeyse şiirsel bir tondadır.

‘Bir Yerde Bir Müzik Çalıyor’ , Arizona sınırları içinde olan Summerton kasabasında geçer. Hikaye, James Cardiff isminde bir muhabir tarafından anlatılır. Cardiff trenle geçerken uğradığı, etkisi altında kaldığı ancak haritada görünmeyen Summerton kasabasını keşfederken, buranın insanlarının da kasabanın da birtakım sırlarla dolu olduğunu fark eder. Keza kasabada çocuk yoktur, mezarlıkların içleri boştur ve mezar taşlarında da ölüm tarihleri yazmamaktadır. İnsanlar bu kasabadan ayrılmamakta ya da ölmemektedirler. Sanki bu kasaba ve sekenesi zaman kavramından azade gibidir. Diğer yandan buradaki herkes yazardır, kasaba insanlık tarafından tasarlanan en iyi sanat ve fikirlerin membaı gibidir.

Mısır mitolojisinden kimi öğelere yer veren hikayede Cardiff kasabanın gizemi içinde yolunu bulmaya çalışırken ve gitgide kasabanın kendisine sunduğu huzura alışırken, dünyanın en güzel kadını olarak addedilen Eski Mısır kraliçesi olduğunu söyleyen Nefertiti'ye aşık olur bu kasabada kalma isteği duymaya başlar. Hikaye Cardiff’in Nef’e duyduğu aşk ile hareket kazanırken ilerleyen sayfalarda okur kasabanın ne gibi sırlara sahip olduğunu keşfeder. Metin okurlarının aynı zamanda zaman, ölüm ve ölümsüzlük gibi kavramlar üzerine düşünmesini sağlar.

Bradbury, kitabın ikinci romanı olan Leviathan '99’u da ‘Moby Dick'ten ilham alarak yaratır. Nitekim romanın başında yazılış hikayesine yer verdiği giriş yazısında da bunu belirtir. Bradbury 1956 yılında Hollywood’da senaristlik yaptığı sırada yönetmen John Huston'ın çekeceği Moby Dick' filminin senaryosunu yazmak için bir yıl çalışır. Bu sırada Melville’a hayranlık besler, aynı zamanda onun romanda tasvir ettiği balinanın büyüsüne kapılır. Bradbury bu duygularla ‘Leviathan '99'u önce senaryo olarak kaleme alır, eser Londra'daki BBC Radyosu tarafından hayata geçirilir. Yıllar sonra ise “Leviathan 99’ roman halinde okuyucularla buluşur.

‘Leviathan 99’ gerçekten de 19. Yüzyıl dünyasında geçen ‘Moby Dick’in gelecekte vuku bulan bir uyarlaması gibidir. Beyaz balinanın yerini, kör olmuş çılgın bir kaptan tarafından kovalanan dünyayı tehdit eden bir kuyruklu yıldız alırken, denizdeki geminin yerini ise uzay aracı ‘Cetus7’ alır. Denizci kaptanın yerini ise uzay gemisi kaptanı…2099 yılında geçen hikaye acemi astronot Ishmael'in şimdiye kadar yapılmış en büyük uzay gemisi olan Cetus 7'ye katılmasıyla başlar. Ishmael, yıllar önce kendisini kör eden Leviathan isimli bir kuyruklu yıldızı bulmaya kafasını takmış çılgın bir kaptanla omuz omuza hikayenin içinde seyir alır. Kaptan hem intikam almak hem de olası bir tehdidi önlemek için tüm mürettebatı teyakkuza geçirmeye çalışır. Oysa uzay gemisindekiler yaptıklarının anlamlı olup olmadığı konusunda kuşkuludurlar. Dahası her birinin aklında dünyevi arzular, evlerine dönüp aileleri ve sevdiklerine kavuşmak vardır. Ancak Kaptan kuyruklu yıldızı yakalamaya kararlıdır ve gözü karadır. Gemiyi ve mürettebatı Kuyruklu Yıldız'ın yoluna sokmak için ne gerekiyorsa yapar.

Usta yazar Ray Bradbury’nin kaleme aldığı ‘Şimdi ve Daima’, ihtiva ettiği iki kısa romanla birlikte okura fantastik bir dünyanın kapısını aralıyor. Bu fantastik dünyadaki sıra dışı öğelere rağmen kullandığı tanıdık üslupla gelişen uygarlığın insanlığı ve modern bireyi nasıl etkilediğine dair düşündürücü bir okuma deneyimi sunuyor.

Öne Çıkanlar