Kendilik demokrasisi (Yıkıntıların arasında-4)
İlker Cihan BİNER
Artı Gerçek - Can Akgümüş'ün ‘Kaybolan’ adlı eserinde bir karmaşa söz konusu. Çalışmada kara lekeyi andıran delikle beraber çevresinde açık mavi, mor renklerin olduğu kırışık beyaz yüzey görülüyor.
Sanatçı kökleşme meselesinden koparak parçalanmış olabilmeyi, kiriyle ya da çatışmalarıyla benlik mevzusunu ele almaktan korkmuyor.
‘Kaybolan’ bu anlamda kendi kendini çerçeveye alan özgül bir görünüm sergilemekte. Ayrıca eser iktidar pratikleriyle işgal edilmiş kendilik meselesiyle ilgili eksiklikleri ortaya çıkarıyor.
Alanlardaki ittifak politikasını düşünürken hayatın hangi aşamalarında kimlere direndiğimizi, arkadaşlıklarımızın, aile ya da iş yaşamlarımızın nerelerde olduğunu sorgulamamız gerek.
Gündelik yaşamın boğucu olduğunu kim inkar edebilir?
Siyasal İslamla donatılmış, neo liberal düzeneklerle uyruklaştırılmış, ataerkil mekanizmalarla yoğrulmuş ve hiyerarşinin derinlemesine bedenlere işlediği bir Türkiye coğrafyasında öznelliklerin oluşumunu tartışmanın ihtiyacı ile karşı karşıyayız.
İyi yaşam olarak dayatılan iktidar dolu bağlılıklarla köklenmiş baskı biçimlerini kırmanın, bükmenin, sarsmanın aynı zamanda kendi tekil konumlarımızla da ilişkili olduğunu görmezden gelemeyiz.
Liberal bireyciliğe indirgemeden kolektif mücadelelerle beraber varoluş tarzları, sanatın konumu, çeşitli performansların nasıl ortaya konduğuyla ilgili ağlara bakmak mücadeleyi demokratikleştiren yolları açabilir. Bu açıdan tartışan, üreten ve karar verme iradesini gösteren etik farklılaşmaları icat etme konusu eşit alanlar kurmaktan ayrı yerde değil.
Yani kendilik demokrasisi sabitleşmiş kaygı bozukluklarıyla çevrelenen duygulanım sahasına, olumsuzluk sermayesi olarak narsizme gömülmeden başkasına temas ederek yeni şeyler öğrenme, eleştirel içgörüler geliştirme, dönüşme/dönüştürme bağlantılarının konumlandığı bir ağda durabilmeli.
"Başka yaşam", "başka dünyanın ihtimali" yalnızca örgütlenmelerde, sokaklarda ya da belli mekanlarda değil gündelik yaşamın tam ortasında da sürebilir.
GÖRÜNÜRLÜK SORUNU, BENLİK PERFORMANSLARI
Kimi madun mücadelelerde yaşanan bazı tıkanıklıklar var.
"Alan açma", "görünür kılma" gibi sığ kalan ifadelerle karşılaşmak olası.
Bu durum elbette hak politikasına itiraz değil. Aksine başka bir hayatın yaratılması daha fazlasını istemekle, inşa etmekle alakalı.
Arkadaşlık ya da yoldaşlık ilişkilerinde, örgütlenme hadiselerinde değer oluştururken bulunduğumuz koşulların, pozisyonların ötesinde düşünmek eşitlik perspektifinin inşasıyla ilintili.
Nitekim kendimizi konuşan varlıklar olarak adlandırmamız yaratıcılık anlamında kısır kalmamıza sebep olur. Farkları üretme dili aşan imgelerle, duygulanımlarla bağlantılı. Kendini bir ok gibi ileri fırlatma da denilebilir.
Keşiflerle, karşılıklı örgütlenmelerle yollar açabilme bir hikayenin, performansın, resmin, fotoğrafın, dijital ya da sinema pratiklerinin ortaya konmasıyla mümkün.
Cinsiyetçi, ırkçı ya da sınıf hiyerarşisi kuran iktidar ilişkilerini her fırsatta ters çevirmek ya da ifşa etme eylemleri değerli olsa da kendilik demokrasisi nokta koymadan gelişimi sürdürmede çaba sarf edebilir.
Anlam dünyalarının çerçevesini değiştirerek yeğinliklere doğru kırılmalar yaşamak hayatı yeniden örmekle bağlantılı. İşte estetikle politikanın kesiştiği düzleme geliyoruz.
Can Akgümüş'ün ‘Kaybolan’ eserinde kıvrılan kara leke, olumsuz anlamda değil, benliğin arka sokaklarda yeşeren, sapa yollardan gitmeye kararlı olarak cisimleşmesini ifade ediyor. Görseldeki diğer renkler bağlantılanma manasında kristalleşme yaratırken imge dünyası çok boyutlu pozisyonda. Eserin demokratik dokusu bizlere benliğin sabit olamayacağını söylüyor.
Kendiliği sürdürmenin ifadesi olarak ‘kaybolan’. O halde şu denilebilir: Bedenlerin özgünlüklerini ifade ettiği, slogandan ibaret olmayan, iktidara karşıt değil tam da onun bağımlı kıldığı düzenekleri aşan bir mücadele hattının kurulması etik farklılaşmayı gündeme getirir.
Deneyimler, tanıklıklar, estetik pratikler, direnç oluşturan eylemleri beraber ele almanın önemi ortada. Eşitliği geliştirerek, etik farklar yaratarak yaşamın açık uçlu bir proje olduğunu unutmamak gerek.
* ‘Kaybolan’ adlı eser Can Akgümüş’ün 2021 yılında Arthan Galeri’de yaptığı ‘Terminal’ isimli sergide yer alıyordu. Sergiye dair İlker Cihan Biner'in daha önce kaleme aldığı yazıya buradan erişebilirsiniz.