Kürtçe yayıncılık çıkmazda: 'Böyle devam ederse Kürtçe kaybolur, aydın dili olur'

Kürtçe yayıncılık çıkmazda: 'Böyle devam ederse Kürtçe kaybolur, aydın dili olur'
Belediyelere kayyım atanması, Kürtçe faaliyet yürüten kurumların kapatılması ve artan maliyetler nedeniyle Kürtçe yayıncılık zor günler geçiriyor. Yayın hayatını sürdürebilmek için kampanya başlatan Sitav Yayınevi müdürü, sektörün yaşadığı krizi anlattı.

Şenol BALI


VAN - Kürtçe yayıncılık zor günler yaşıyor. Belediyelere kayyım atanması, Kürtçe faaliyet yürüten kurumların kapatılması, Kürtçeye ilginin azalması ve artan maliyetler nedeniyle yayınevleri kapanma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Ayakta kalmak için kampanya düzenleyen Sitav Yayınevi’nin müdürü Kahir Bateyi, yayıncılık sektörünün yaşadığı krizi Artı Gerçek'e anlattı.

Kürtçe yayıncılık 2000’li yılların başından Çözüm Süreci’nin sona erdiği 2015 yılına kadar gözle görülür şekilde büyüdü. Edebiyat, tarih, politika alanlarında binlerce Kürtçe eser yayımlandı. Çözüm Süreci'nin sona ermesi ile siyasi atmosfer de değişti.

Kürt kentlerinde belediyelere kayyım atanması, Kürtçe faaliyet yürüten kurumların KHK'lerle kapatılması, yayıncılığı da olumsuz etkiledi. Buna son yıllarda yaşanan ekonomik kriz de eklenince Kürtçe yayıncılık darboğaza girdi. Kürtçe yayınlara ilginin de azaldığı bu dönemde yayınevleri kapanma riskiyle karşı karşıya kaldı.

SİTAV YAYINEVİ AYAKTA KALMAK İÇİN KAMPANYA BAŞLATTI

Van’da 10 yıldır Kürtçe yayıncılık yapan Sîtav Yayınevi de bu sorunlar nedeniyle kapanma riskiyle karşı karşıya. Yayınevi sorunları aşmak için bir destek kampanyası başlattı. Yayınevinin müdürü Kahir Bateyi, Kürtçe yayıncılığın içinde olduğu durumu, yaşadıkları darboğazı ve neler yapılması gerektiğini anlattı.

'ESKİSİ GİBİ FUARA GİDEMİYOR, STANT AÇAMIYORUZ'

Belediyelere kayyım atanması ve Kürtçe faaliyet yürüten kurumların kapatılmasının Kürtçe yayıncılığı olumsuz etkilediğine dikkat çeken Sîtav Yayınevi Kahir Bateyi, "Türkiye’de siyasi atmosferin değiştiği son yıllarda bizim için sorunlar daha da arttı. Kürtçe faaliyet yürüten kurumlar kapatıldı, birtakım engeller getirildi. Bir taraftan da ekonominin hali Kürtçe yayıncılığını negatif etkiledi. Eskisi gibi bir fuara gidemiyor veya stant açamıyoruz. 2015 yılından önceki süreçte neredeyse her kentte stant açabiliyorduk. Çünkü belediyeler vardı, Kürtçe üzerine çalışan kurumlar vardı. Tüm bunlar, Kürtçe kitapların tanınmasını ve satılmasını sağlayan birer zemindi. Ancak bugün bunlardan hiçbiri yok artık. Kürtçe yayıncılar, kayyımların düzenlediği fuar gibi etkinliklere de davet edilmiyor" diye konuştu.

'KİTAP ALMAK LÜKS OLDU'

Artan maliyetlerle birlikte kitap fiyatlarındaki artış da okurlarla birlikte yayınevlerini de zor durumda bıraktı. Bateyi, "Ülkedeki ekonomik durumdan toplum etkileniyor ve günlük geçimlerinin telaşına düşen halk için kitap almak biraz lüks kaçıyor. Kitapların fiyatları da yükseldi. Son iki yılda bir kitabın ortalama fiyatı iki üç kat arttı. Kâğıt başta olmak üzere her şeyin maliyeti artıyor, biz de mecbur kalıyor ve birkaç ayda bir fiyatları güncelliyoruz. Maliyetler artınca satışlar azalıyor" dedi.

'GENÇLER KÜRTÇEYİ KORUMA KAYGISI TAŞIMIYOR'

Gençlerin, gelişen teknolojiyi magazinel amaçlarla kullandığını söyleyen Bateyi, kitap okuma alışkanlığı edinmediklerini söyledi. Bateyi, Kürt gençlerin Kürtçeyi veya Kürtçe yayıncılığı korumak gibi kaygı taşımadığını da sözlerine ekledi.

'KÜRTÇE VE KÜRT KÜLTÜRÜNÜN KORUNMASINA YÖNELİK BİR PLANLAMA YOK'

Kürtçenin eridiğini belirten Bateyi, siyasetçileri ve Kürt kurumlarını da bu konuda politika oluşturamamakla eleştirdi. Batayi şöyle devam etti:

"Asli neden bana göre Kürt toplumunun eğilimi. Yıllardır savaşla şekillenmiş bir toplum, dil politikası konusunda bir stratejiye sahip değil. Kürt partileri veya kurumları dil konusunda belirgin bir amaç taşımıyor maalesef. Dil ve kültüre dair bir dert yok. Öncü kurumlar da bu düşünce yoksa toplumda olması zorlaşır. Siyasal ortam, ekonomi veya teknoloji gibi etkenler olsa da bana göre asli neden sözünü ettiğim bu durumdur. Kürtçenin, Kürt kültürü ve edebiyatının korunmasına dönük bir planlama olmayınca, halk da günlük politikalarla ilgilenir. Yıllardır bu durum böyle. Büyük bir tehlike bu"

'KÖYLERDE BİLE KÜRTÇE ÇOCUKLARIN HAYATINDAN ÇIKMAYA BAŞLADI'

Son zamanlarda Kürtçe kitap sayısının arttığını ancak okur sayısının azaldığını dile getiren Bateyi, Kürtçenin toplumsal hayatta giderek eridiğini anlattı:

"Toplum okumuyor. Daha önce Kürtçe kitap sayısı azdı ama okuyucu fazlaydı. Şu sıralar bir yılda ortalama 200-250 Kürtçe kitap veya metin yayınlanıyor ama bu artışa göre Kürtçe okuyucu sayısı artmıyor hatta eksiliyor. Son on yılda Kürtçe yarı yarıya bir erime yaşadı. Kentlerin bazı bölgelerinde hayat Kürtçeydi ama şu an bu mahallelerde ve köylerde bile Kürtçeyi çok az duyuyorsunuz. Köylerde bile Kürtçe çocukların hayatından çıkmaya başlıyor. Böyle devam ederse Kürtçe kaybolur ve sadece aydın veya entelektüel dili olur. Toplum Kürtçeyi unuttuğunda ulus olmayı ve Kürtlüğü de bilemez hale gelir. Türkçe büyümüş bir çocuğa Kürt olmayı anlatmak oldukça zor."

'KİTAP BASAMAZ HALE GELDİK'

Şimdiye kadar 350 kitap bastıklarını vurgulayan Bateyi, artık kitap basamaz hale geldiklerini söyledi. İçinde bulundukları darboğazı aşmak için kampanya başlattıklarını ve 42 kitabı 500 TL'ye sattıklarını belirten Bateyi, şöyle dedi:

"Kürt yayıncılığının durumu her zaman zordu darbe girişiminden sonra kurumların kapandığı süreç daha zor oldu. Ben de o dönem yayınevini daralttım, inşaatlarda çalışmaya gittim. Sonrasında biraz daha iyileşti ama şu sıralar içine bulunduğumuz durum daha kötü. Kürtçeye dönük bir sahiplenme yok. Tüm bu sebeplerden dolayı içerikleri basamaz hale geldik. Büyük bir darboğaz. Büyük emekler verdiğimiz yayınevini ayakta tutmaya çalışıyoruz. Ancak artık son aşamadayız. Bir çözüm bulamazsak durum kötü. Bir çıkış yolu olarak bir kampanya başlattık. Kira ve giderleri karşılamak için başka çaremiz kalmamıştı. Kampanya kapsamında 42 kitabı 500 TL’ye satıyoruz. İnsanlar şaşırıyor çünkü şu an iki kitabın parası bu. Tozlanan kitapları okuyucuya ulaştırmak ve ekonomik olarak bir nefes almak için bunu yapmak zorunda kaldık. 900 sayfalık kitaplar da var bu kampanyada. Kampanyanın hem bir uyanmaya hem de bizim ayakta durmamıza vesile olmasını diliyoruz."

'KÜRTÇE DERS OLARAK OKUTULSAYDI MİLYONLARCA KÜRTÇE KİTAP SATILIRDI

Ancak Bateyi’ye kampanya göre bu kalıcı bir çözüm değil. Köklü çarelerin üretilmesi gerektiğine inanan Bateyi, Kürtçe'nin yaşaması için eğitim dili olması gerektiğini söyledi.

Bateyi, "Birkaç yıl önce Kürtçe okullarda seçmeli ders olarak kabul edildi. Ama Kürt siyaseti bunu hakaret olarak gördü ve karşı çıktı. Evet hakaret olduğu doğru, Kürtçe ilkokuldan başlayarak resmi eğitim dili olmalı. Ancak bu adım devlet açısından küçük değildi. Hâlâ Kürtlerin varlığını inkâr eden anlayış, Kürtçeye seçmeli de olsa okullarda yer verdi. Elbette bu Kürtlerin verdiği bedellerin bir sonucu. Kürt siyaseti, stratejik olarak bir adım atsaydı ve okullarda okuyan milyonlarca çocuk Kürtçe seçmeli dersi seçseydi devlet istese de istemese de başka adım da atacaktı. Seçmeli derslere başvuru yapılsaydı milyonlarca Kürtçe kitaba ihtiyaç duyulur ve satılırdı. Böyle bir durum Kürtçe yayınevlerinin işlerine de yansıyacaktı" diye konuştu.

'KÜRTLER, TÜRKÇE KİTAPLARI TERCİH EDİYOR'

Toplumun, Kürtçenin içinde bulunduğu tehlikenin farkına varması gerektiğini dile getiren Bateyi, Kürtlerin Türkçe kitapları daha çok tercih ettiğini anlattı. Batayi, "Kürt kentlerinde Türkçe kitaplar daha çok satılıyor. Örneğin; 'Eski Kürt Tarihi' diye bir kitap yayınladık, iki yıl önce Kürtçe baskısını yaptık, altı ay sonra Türkçesini yaptık Türkçe versiyonu için şu an üçüncü baskıyı yapacağız ama Kürtçe versiyonun birinci baskısı hâlâ bitmemiş. Bu küçük örnek her şeyi açıklıyor" dedi.

Öne Çıkanlar