Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu: Geceye Abdullah Öcalan mesaj gönderdi
32’nci Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri yapılan kitlesel törenle, sahiplerini buldu. Törene mesaj gönderen Abdullah Öcalan, “Basın çalışanlarının bu konuda sorumlu ve katkı sunucu rolünü oynaması tarihi sorumluluktur” dedi.

Artı Gerçek - Yeni Yaşam Gazetesinin, Musa Anter’in (Apê Musa) 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da JİTEM tarafından katledilmesinin ardından gerçekleştirdiği 32’nci Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri dün (20 Eylül) gece düzenlendi.
“Türkçe Haber”, “Video Haber”, “Kürtçe Haber”, “Fotoğraf (Haber Fotoğrafı)”, “Karikatür” ve “Kadın Haberciliği” olmak üzere altı ayrı dalda düzenlenen ödüller Bakırköy’de bulunan Cem Karaca Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törenle sahiplerine takdim edildi.
Törene katledilen gazeteciler Çetin Abayay, Nazım Babaoğlu, Burhan Karadeniz, Nujiyan Erhan, Engin Kişin, Kemal Kılıç, Mazlum Erenci, Aziz Köylüoğlu, Nesrin Teken, Rohat Aktaş, Hüseyin Deniz, Orhan Karaagar, Cihan Bilgin, Gülistan Tara, Nazım Daştan ve Metin Göktepe'nin aileleri katıldı.
BAKIRHAN: İNFAZLARA, İŞKENCELERE BOYUN EĞMEDİLER
Törende konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Hakikati Türkiye halklarına ulaştırmaya çalıştılar. İnfazlara, işkencelere boyun eğmediler. Ape Musa’nın devamcısı olan binlerce gençleri görmek bizi mutlu ediyor ve umutlandırıyor. Hakikatin taşıyıcıları olduğu sürece kazanacağız. Ape Musa ve yoldaşlarının bıraktığı mirası yaşamın her alanında taşıyacağımızın sözünü veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Barış Annesi Rewşan Döner ise “Onurlu bir barış bu ülkeye gelsin hep beraber yaşayalım” diye belirtti.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da “Yeni bir süreçteyiz demokratik toplumun inşası çok önemli. Ape Musa’nın kalemi bugüne kadar yolumuzu aydınlattı ve hakikatin yolunu açtı” dedi.
Konuşmaların ardından sanatçı Haluk Tolga sahne aldı.
Devamında ödüller sahiplerine teslim edildi. Türkçe haber dalında birincilik ödülü “Welatê Xerîbîye’ye Yolculuk” çalışmasıyla Bir+Bir Express’ten Adem Özgür’e verildi. Özgür'ün ödülünü Asrın Hukuk Bürosu avukatı Raziye Öztürk, Ömer Sönmez’e takdim etti.
Türkçe Haber dalında Jüri Özel Ödülü'nü HalkTv.com.tr’den Cengiz Karagöz’e Barışa İhtiyacım Var İnisiyatifi’nden Zeynep Çelik verdi. Cengiz Karagöz, Ercüment Akdeniz’in tutuklu bulunduğunu ve ilk özel haberini onunla birlikte yaptığını belirterek, selamlarını yolladı.
Görüntülü Haber dalında birincilik ödülü Voys Media’dan gazeteciler Tunca Öğreten ve Murat Baykara’nın imzasını taşıyan "Vatan’da İşkence" röportajına verildi. Ödülünü Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar verdi.
Fotoğraf dalında Zana Deniz’in “göç” temalı fotoğrafına birincilik ödülü verildi. Ödülünü MKM’den Engin Cengiz verdi.
Karikatür Dalı birincilik ödülü Nuri Doğan’ın "Keder Değil” adlı karikatürüne verildi. Ödülünü Modernite Dergisi’nden Rojdan Erez verdi.
Karikatür Dalı Jüri Özel Ödülü Konya Ereğli Cezaevi’nde tutuklu olan Mahmut Ulusan’a verildi. Ödülünü Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER) Eşbaşkanı Nurten Karagöz verdi. Mahmut Ulusan adına ödülü Musa Şanak aldı.
Kadın Haberciliği dalında Jüri Özel Ödülü JİNNEWS muhabiri Elfazi Toral’ın “İlmek İlmek Barış Mücadelesi” haberine verildi. Ödülünü TJA aktivisti Hatice Başkale verdi.
Onur Ödülü hakikat mücadelesinde katledilen gazeteciler şahsında katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'a verildi. Ödülü Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın ailelerine verildi.
ÖCALAN'DAN TÖRENE MESAJ
PKK Lideri Abdullah Öcalan da törene bir mektup gönderdi.
Abdullah Öcalan, Kürt bilgesi Musa Anter ile tanışma görüşmesine de yer verdiği mektubunda, Musa Anter’in ilksel olma özelliğini yarattığını belirtti.
Abdullah Öcalan mektubunda şu ifadelere yer verdi:
“1970'Ier ortamı Kürtler açısından iyi anlaşılmak durumundadır. İnkâr ileri boyutta. Kaçış çok ileri boyutta. Kürt adını bile kendisine koymaktan kaçınıyor, ortam inkârla örülmüş. Adını bile söylesen, her şeyi kaybettin demektir. 1970'lere girişte tarihsel bir dönüşüm yapmak istiyordum. İstanbul'da derneklere giderek ilk hamlemi yaptım. ‘Kürt kavramını kullanayım’ dedim ve kullandım. Musa Anter'i de ilk kez orada gördüm. Bu ilk ve son görmemdi.
TEK BAŞINA PARTİ GİBİ HAREKET ETTİ
Ape Musa çok kıymetlidir, değerlidir. 1940’lardan sonra ilk ses çıkaranlardandır. Belki de İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tek ciddi yurtseverdi. Tek başına bir parti gibi hareket etti. Yarım asır bir tek parti gibi davrandı. Parti kurmamış, fakat Kürtler için edebiyat yoluyla bir şeyler söylemeye çalışmıştı. Edebiyat konusunda Yaşar Kemal ne ise o da odur. Yaşar Kemal Türkçe’de o da Kürtçe’de. Bu çok değerliydi. Bu anlamda ilksel bir özelliği var. Zaten öyle olduğu için kontralar tarafından katledildi.
Kendisi ile İstanbul’daki görüşmemizde kısa da olsa birlikte yürüme imkanımız oldu. Bize nasihati vardı. ‘Kendinize sahip çıkın’, dedi. Biz de onu yapmaya çalıştık, hala çalışıyoruz. Oradan bugüne geldik.
Şu anda da Barış ve Demokratik Toplumun inşası amacıyla bir süreç yürütüyoruz. Bunun başarısı da özlü ve değerli bir çaba gerektirecek. Başarıya dair inancım ve umudum yüksektir.
Sözün hakikatle buluştuğunda çok etkili olduğu; yaratıcı ve yürütücü olduğu unutulmamalıdır. Bu hakikatle değerli basın çalışanlarının bu konuda sorumlu ve katkı sunucu rolünü oynaması tarihi sorumluluk durumundadır.
Sözlerime son verirken özgür basın şehitlerimizi saygıyla anıyor, Musa Anter’in izinden yürüyerek ideallerini gerçekleştirmeye çalışan basın çalışanlarına başarılar diliyorum." (MA)