Pera Müzesi’nin 20. yılına özel film seçkisi: “Bütün O Sanat”

Pera Film, müzenin 20. yılı için hazırladığı “Bütün O Sanat” programında sinemayı resimden dansa, fotoğraftan müziğe uzanan 20 filmle buluşturuyor. Gösterimler 18 Ocak 2026’ya kadar sürecek.

Pera Müzesi’nin 20. yılına özel film seçkisi: “Bütün O Sanat”

Artı Gerçek- Pera Müzesi Film ve Video Programları, kuruluşunun 20. yılına özel hazırladığı “Bütün O Sanat” başlıklı film programında sinema ile farklı sanat disiplinlerini bir araya getiriyor. 18 Ocak 2026’ya kadar Pera Müzesi Oditoryumu’nda sürecek gösterimler, bireysel ifade ile kolektif üretim arasındaki bağları keşfe çağırıyor.

Toplam 20 filmden oluşan seçki; sanat tarihine iz bırakmış figürlerin yaşamlarını, yaratım süreçlerini ve sanatın toplumsal boyutlarını ele alan yapımlardan oluşuyor. Program, biyografilerden belgesellere, müzik ve dans filmlerinden toplumsal hafıza hikayelerine kadar uzanan zengin bir kürasyon sunuyor.

Disiplinler arası bir diyalog

Pera Müzesi’nin kültürel diyaloğu öne çıkaran yaklaşımından ilhamla hazırlanan program, sinema ile resim, müzik, tiyatro ve fotoğraf gibi sanat dallarının kesiştiği yapımları izleyiciyle buluşturuyor.

Laura Poitras’ın Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan kazanan “Hayatın Tüm Acıları ve Güzellikleri” adlı belgeseli, fotoğrafçı Nan Goldin’in hayatına ve opioid krizine karşı mücadelesine ışık tutarken, Giorgio Diritti’nin “Saklanmak İstiyordum” filmi ressam Antonio Ligabue’nin zorlu yaşamını anlatıyor.

Miloš Forman’ın sekiz Oscar ödüllü “Amadeus” filmi besteci Salieri’nin Mozart’a duyduğu kıskançlığı merkezine alırken, Derek Jarman’ın “Caravaggio”su ışık ve gölgenin estetiğiyle ressamın yaşamına odaklanıyor. Wim Wenders’in “Pina” adlı belgeseli modern dansın öncüsü Pina Bausch’a saygı duruşu niteliğinde; Carlos Saura’nın “Kanlı Düğün”ü ise Lorca’nın tragedyasını flamenko aracılığıyla sahneye taşıyor. John Cassavetes’in “Açılış Gecesi” filmi ise bir aktrisin yaşlanma korkusu ve sahneyle kurduğu ilişkiyi izliyor.

Yaratım süreçlerinin izinde

Programda yaratım süreçlerinin perde arkasına uzanan filmler de yer alıyor. Francis Ford Coppola’nın “Kıyamet” filminin çekim sürecini anlatan “Karanlığın Kalbi”, Bob Fosse’un Altın Palmiye ödüllü müzikali “Ölümün Beşinci Safhası” ve Coen Kardeşler’in “Barton Fink” filmi sinemanın iç dünyasına farklı tonlardan yaklaşıyor.

Jean-Luc Godard’ın klasikleşmiş “Nefret” filmi, sinema dünyasındaki yabancılaşmayı perdeye taşırken; Berna Gençalp’in “Kim Mihri” belgeseli Türkiye sanat tarihinin öncü kadın ressamlarından Mihri Hanım’ın yaşamına odaklanıyor. Márta Mészáros’un “Günceler” üçlemesi ise yönetmenin kişisel ve politik hafızasına ışık tutuyor.

Sanat, toplum ve hafıza

Programda, sanatın toplumsal ve politik bağlamına bakan yapımlar da öne çıkıyor. Mati Diop’un Altın Ayı ödüllü “Dahomey” filmi, sömürge döneminde Fransa’ya kaçırılan Afrika hazinelerinin dönüşünü konu alıyor. Nelson Pereira dos Santos’un “Rio, Kuzey Bölgesi” filmi samba müziği eşliğinde Brezilya’daki sınıfsal eşitsizlikleri görünür kılıyor.

İranlı yönetmen Ali Asgari’nin kişisel bir anlatıdan direniş hikayesine dönüşen filmi “Asit Bulutlarının Üzerinde”, ülkedeki baskı ortamını aktarırken; Chantal Akerman’ın “Anna’nın Buluşmaları” ve Kogonada’nın “Columbus” filmleri bireysel arayışları mekân ve hafıza ilişkisi içinde ele alıyor.

“Bütün O Sanat” programı, 20. yaşını kutlayan Pera Müzesi’nin sanat disiplinleri arasındaki diyalogu sinema aracılığıyla yeniden düşünmeye çağırdığı bir kutlama niteliği taşıyor. (EVRENSEL)

Pera Müzesi film müze