'Tarık içimde yaradır'
HABER MERKEZİ- Herkes ona 'Bay Sinema' diyor o ise kendisine 'Sinemasever', sinamaya da 'aşk' diyor. Türker İnanoğlu, 62 yılını verdiği Yeşilçam'ın 'son temsilcisi' olduğunu söylüyor ve ekliyor "Öldüğün gün Yeşilçam bitecek."
Posta'dan Alev Gürsoy Cimin'e konuşan Türker İnanoğlu, sinemaya dair pek çok soruya yanıt verdi. İşte o söyleşinin bir bölümü:
- Yeşilçam’ın sırrı neydi?
Yeşilçam’ın karakterleri vardı. Hulusi Kentmen, Vahi Öz, Öztürk Serengil, Turgut Özatay, Kadir Savun, Suphi Kaner, Necdet Tosun, Hüseyin Baradan, Mürüvvet Sim, Adile Naşit... Şimdi onların yerine koyacağınız bir tane artist gösterin...
- Gösteremez miyiz?
Yok! Hele başrole geldiğim zaman hiç yok. Bir Ayhan Işık, Türkan Şoray, Filiz Akın, Fatma Girik, Gülşen Bubikoğlu yok. Yeni jenerasyon sıfır demiyorum ama onlar gibi değiller. O dönemin ruhu bambaşkaydı.
- İşin sırrı halkın nabzını iyi tutmak mı?
Evet. Türk halkını çok iyi tanıdığım için Turgut Özal beni buldu ve ‘İcraatın İçinden’ programını yaptırdı. 1985-86 yıllarıydı. Bugünkü filmler diziler sabun köpüğü gibi eriyip gidiyor. Sizin eserleriniz unutulmuyor, neden? Çünkü ruh vardı, emek vardı, iyi ekipler vardı. Ayrıca imkânlar kısıtlıydı, yokluk vardı. Yoktan var etmek vardı.
- Tarık Akan’ı da erken kaybettik...
İçimde yaradır, çok üzüldüm. 80 ihtilalinden sonra içeri alındı. Gülşen ile beni ifade vermeye çağırdılar. Valla ağladım Tarık’ı orada görünce. Çok iyi çocuktu Tarık, halk çocuğuydu.
- Bugün izleyip Türkan Şoray’a, Hülya Koçyiğit’e benzettiğiniz bir isim var mı?
Tuba Büyüküstün, Beren Saat iyi sanatçılar. Ama o dönem başkaydı. Türkan Şoray’ı halk o kadar sevdi ki ‘Sultan’ unvanını aldı. O ismi zannediyorum ki, bilhassa bayanlar taktı.
OĞLUNA EN AZ MAAŞI VERİYOR
- Herkesi ev, araba sahibi yapmışsınız ama oğlunuz İlker İnanoğlu’na en az maaşı veriyormuşsunuz ‘Arka Sokaklar’da?
O doymaz... (Gülüyor)
- Oğlunuz, "Bakmayın Türker İnanoğlu’nun oğlu olduğuma, asla torpil yapmıyor" demiş bir röportajda.
Daima hakkaniyetten yana oldum. O diziyi başlatan Şevket, Ozan, Rıza Baba’ydı. Onlar üç kuruş alırken, bu beş kuruş istemeye kalktı. "Hadi oğlum yolun açık olsun" dedim. Öbürleri tiyatrodan gelmiş. Sen iki sene sonra diziye girip, onların önüne geç, yok böyle şey.