Piyasalar Moody's kararına aldırmadı
EKONOMİ - Piyasalar, Moody's'in not indirim kararına sınırlı tepki verdi. Dolar/TL yukarı yönlü seyrederken, borsa güne alıcılı başladı.
MOODY'S'İN SON AÇIKLAMASINDAN BU YANA NE DEĞİŞTİ?
MOODY'S TÜRKİYE'NİN KREDİ NOTUNU DÜŞÜRDÜ
Dün piyasa beklentisine paralel gelen Merkez Bankası faiz kararı sonrası 3.79-3.80 aralığında hareketin izlendiği kur, bu sabah saat 10:08'de yüzde 0,32 yükselişle 3,8060'da yer aldı. Küresel piyasalarda zayıf bir görünüm çizen dolar, TL'ye destek olurken, Moody's'in not kararı negatif tarafta yer aldı. Buna karşın not indiriminin kur üzerindeki etkisi sınırlı oldu.
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi ise güne yükselişle başladı. Endeks, aynı dakikalarda yüzde 0,16 primle 117.023 puanda yer aldı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin kredi notunu "Ba1"den "Ba2"ye düşürdü, not görünümünü ise "negatif"ten "durağan"a çevirdi. Böylece Türkiye’nin kredi notu yatırım yapılabilir seviyenin iki seviye altına düşmüş oldu.
İş Yatırım'dan yapılan açıklamada, "Moody's'in hali hazırdaki notu yatırım yapılabilir seviyenin altında olduğu için son indirimin piyasalarda önemli bir etkisinin olmayacağını düşünüyoruz." denildi.
KARAR ŞAŞIRTICI DEĞİL
Deniz Yatırım tarafından hazırlanan bültende not kararı şu şekilde değerlendirildi: "Karara gerekçe olarak şirketten yapılan açıklamada iki önemli başlık öne çıktı. Buna göre, kurumların direncindeki süregelen kayıp, dış şok riskindeki yüksek borç ve siyasi risklerin artışı not indiriminde önemli rol üstlendi. Mart 2017’de görünümün negatife çevrildiğini ve kurumların genel yaklaşımlarında 12-18 ay içerisinde negatif görünüme sahip ülke notlarında indirim yapıldığını dikkate alacak olursak, kararın zamanlama olarak sürpriz ancak beklenti olarak şaşırtıcı olmadığını söyleyebiliriz. Fiyatlamalara yönelik muhtemel etkileri ise sınırlı düzeyde negatif olabilir ancak kalıcı bozulma ihtimalini düşük görüyoruz."
DIŞ ŞOKLARA DİKKAT ÇEKİLDİ
Akbank tarafından hazırlanan bültende ise, "Moody’s kredi notundaki düşüşe gerekçe olarak iki neden sunuyor: İlki para politikasının etkinliğindeki azalma ve yapısal reformlardaki gecikmenin getirdiği kurumsal güç kaybı. İkincisi ise yüksek cari açık ve dış borç ile borç çevirme zorunluluklarının, artan belirsizlik ve yüksek küresel faiz oranları ortamında, bir dış şok riskini artırması. Kurum, Türkiye’nin potansiyel büyüme oranını yüzde 3,5- yüzde 4 seviyesinde, hükümetin yüzde 5 yönündeki tahmininin altında, görüyor. Karar sonrası piyasa tepkisi ise çok sınırlı." ifadelerine yer verildi.