2024 seçimlerinde Kürt seçmenin tutumu: Kürtler kazandırırken kazanmak da istiyor
Remzi BUDANCİR
DİYARBAKIR-31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere 4 aydan kısa bir süre kaldı. 2019 yerel seçimlerine ittifak halinde giren muhalefet partileri, bu seçimde kendi adayları ile seçime girme eğilimi oldukça güçlü görünüyor. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Antalya gibi büyükşehirler hem muhalefet partileri, hem de iktidar için oldukça önemli.2019 seçimlerinde muhalefete destek veren HEDEP’in bu seçimde nasıl bir yol izleyeceği olukça önemli.
Sosyo Politik Saha Araştırmaları, 27 Ekim - 1 Kasım tarihleri arasında Diyarbakır, Urfa, Mardin, Şırnak, Dersim, Bingöl ve Van’ın aralarında bulunduğu 15 Kürt kentinde yaptığı saha araştırmalarının sonucunu Kasım ayında açıkladı.
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, Kürt seçmen eğilimini, ittifak politikasına nasıl baktığını ve sahada nasıl bir eğilim olduğuna ilişkin Artı Gerçek’e konuştu.
Seçimlere 4 aydan az bir süre kala isim Kürt seçmenin nasıl bir tercihte bulunacağı konusuydu. Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi araştırmasına göre HEDEP oylarını arttırdı. Öncelikle araştırma yaptıkları 15 Kürt kentindeki seçmen eğilimi hakkında bilgi veren Yüksel Genç, bu bölgelerde açık ara en güçlü siyasi partilerin HEDEP ve AKP olduğuna işaret etti.
18-24 YAŞ GRUBU HEDEP’İ TERCİH EDİYOR
Araştırma yaptıkları bölgede HEDEP’in oyunu arttırdığını vurgulayan Genç detayları şu şekilde paylaştı:
“Çalışmaya göre 31 Mart 2019 yerel seçimlerine göre HEDEP/HDP’nin oyunda %9,2’lik bir artış, AKP’nin oyunda ise %5’düşüş görülüyor. Ayrıca 2019 Mart yerel seçimlerinde oy kullanmadığını bildiren %19’luk bir oran var. Bu oranın %52,6’sı Mart 2024’de yapılması öngörülen yerel seçimlerde HEDEP’e oy vereceğini söylemiş. Bu veri şu açıdan önemli; 2019’da oy kullanmayan bu kesimin büyük kısmı ilk
defa önümüzdeki yerel seçilerde oy kullanacak olan 18-24 yaş grubunu içeriyor. Yani HEDEP bu yerel seçimlerde en çok bu genç yaş grubundan oy alacak gibi görünüyor. Elde ettiğimiz veriler de gençlerin HEDEP’e ilgisinin arttığını gösteriyor. Yine bu çalışma, yarısından fazla seçmenin partisinin göstereceği adaya oy vereceğini söylese de aday profilinin, aday taahhütlerinin ve partilerin yerel yönetim politikalarının oy verme tercihinde artan biçimde belirleyici olmaya başladığını gösteriyor. Dolayısı ile partiler adaylarını yerelin ihtiyaç ve beklentileri ile uyumlu belirlemek durumunda görünüyor”
MUHALEFET VE İTTİFAK POLİTİKASI
14 Mayıs seçimlerinde Altılı Masa bileşeni olan DEVA partisi, şimdiden Diyarbakır Belediye Başkan adayını açıkladı. İYİ Parti’de her kentte aday çıkaracağı yönünde işaretler veriyor. 2019 yerel seçimlerinde HDP’nin desteği ile batıdaki büyükşehir belediyelerini alan muhalefetin seçime ayrı ayrı girmesinin nasıl bir tabloyu oluşturacağını şimdiden kestirmek güç. Öncelikle 14 Mayıs’a götüren ittifaklar sürecinin muhalefet açısından oldukça kötü yönetildiği ifadelerini kullanan Genç, oldukça dağınık olan muhalefetin iktidardan çok birbirine muhalefet ederek kan kaybettiğini söyledi. “Oysa ittifaklarla güçlenme konsepti belki de en çok yerel seçimlerde uygulamaya konmalıydı” diyen Genç, “Ancak partiler tabanlarını da bu konuda irrite edecek denli ittifaklaşma aleyhine angaje etmiş durumda” sözleri ile siyasi partilerin tabanının ittifaklara sıcak bakmadığını belirtti.
'HEDEP SEÇMENİNİN YÜZDE 70’İNDEN FAZLASI İTTİFAKLARA KARŞI ÇIKIYOR'
Muhalefetin ittifak politikasını sağlıklı yürütmemesinin sahaya da olumsuz yansıdığına işaret eden Genç, şunları söyledi:
“Bizim yaptığımız araştırmalarda örneğin HEDEP seçmeninin %70’den fazlası ittifaklara açıkça karşıdır. Buna rağmen yerel seçimlerde muhalefet elindeki kentleri yeniden kazanmak istiyor ise iktidar karşısında birbirini desteklemek, ortaklaşmak ve tabanlarını da bu sürecin parçası yapmak durumunda. Her şeyden önce genel seçimlerde dağıtıcı etki kuran ittifak biçimlerine dönük ciddi bir özeleştiri ile yeni bir modele koyulabilmeliler. Açık, şeffaf olmayan egemen akıl ve kanaatlerce sınırları belirlenmiş, kapalı kapılar ardında yürütülmüş pazarlık siyasetinin gölgesinde bir ittifakın dağıtıcı olduğu deneyimlendiğine göre; yerelde özellikle batı illerinde seçmen ağırlıkları gözetilerek, karşılıklı desteklenme ve fayda ilişkileri açıkça belirlenerek yeni bir ittifaklaşma modelinin kurulması düşünülebilir."
'DOLAYLI İTTİFAK İLİŞKİSİ KÜRTLERİ MEMNUN ETMEDİ'
"Unutmayın ki muhalefetin belediyesini yönettiği İstanbul, Ankara, Adana, Antalya, mersin gibi pek çok il ittifaklar sayesinde kazanıldı. Bu saydığımız illerde Millet ittifakının kazanmasında Kürt seçmen belirleyici bir rol oynadı. Şimdi örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesini elinde tutmak isteyen CHP, seçimi kazanmasında büyük katkısı olan HDP’li seçmeni bu sürece yeniden katılabilmek için çok ciddi bir özeleştiri kadar karşılıklı desteklenme politikasını nasıl yürüteceğine dair de kimi açık görüşmeler yapabilmelidir. Karşılıklı desteklenmeden şunu kastediyorum; önceki dolaylı ittifak ilişkisi Kürtleri memnun etmedi ve kendisine fayda yerine zarar getirdiği fikrini doğurdu. Bu duygu halinden çıkabilmesi için mesela HDP seçmeninin batıda ağırlıkta olduğu ilçe ve beldelerde CHP; HEDEP’li adayı destekleyeceğini ilan edebilir karşılığında büyükşehirde HEDEP’li seçmen desteğini isteyebilir. Ya da HEDEP’in desteklemesi halinde belediye yönetiminde HEDEP’lilerin de yer alacağına dair kimi protokoller oluşturmakta bu karşılıklı güçlenmenin parçası olabilir. Ya da kimi kentlerdeki desteğe karşılık Kürt sorununda çözümün geliştirilmesini sağlayacak kimi bağlayıcı vaatler de mümkün olabilir…vs. Benzer şey diğer partiler içinde geçerlidir. İşin özü bundan sonraki ittifaklar ancak tabanın onayı ve tabanın kimi temel ihtiyaçlarına, desteklenen partilerin birlikte kazan kazan politikasını kurmalarına bağlı olarak gelişebilir.”
'2019 BENZERİ BİR İTTİFAKIN ÇIKMASI GÜÇ GÖRÜNÜYOR'
2019 yerel seçimlerinde CHP, İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirleri HDP’nin desteği ile kazanmıştı. Bu destek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de devam etti. Seçimlerin ardından sonra CHP Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ümit Özdağ’la yaptığı protokol kamuoyunda oldukça tartışıldı. Bu seçimlerde 2019 benzer bir ittifak durumunun oluşup oluşmayacağına ilişkin soruya Genç şu cevabı veriyor:
“2019 benzeri bir ittifakın çıkması az öncede bahsettiğim gibi güç görünüyor. HEDEP seçmeni, özellikle Kürt seçmen oldukça tepkili olanlara. Büyük bir güven kırılması var. İttifak girişimlerinin, hele dolaylı ittifak girişimlerinin yürüttükleri mücadeleye katkısı olmadığı gibi kazanım alanlarını da daralttığını düşünüyorlar. Üstelik sistem içi tüm partilerin Kürtleri oy deposu gibi gören geleneksel anlayışının güncellendiği duygusunu da yaşadı bu seçmen grubu. 2019 seçimlerinde Kürtler, HDP; İktidar isterlerse “ kaybettirecek güçte” olduklarını göstermek istedi. Aynı zamanda kendilerinin desteği ile kazanılabileceğini gösterdi. Aslında o seçimlerde HDP’li seçmen oyun bozucu ve oyun kurucu olma gücünü gösterip denklem dışı edilemeyeceğini gösterdi. Ancak o seçimlerde ve sonraki süreçte Kürtler sadece İktidara kaybettiren, muhalefet kazandıran gücünün deneyimlenmesini değil, kazandırdıkları ile kazanmakta istedi. İşte Kürtlerle örtük ilişki kuranlar bunu unuttu!”
'KÜRTLER ÖRTÜK İLİŞKİLERİN AKTÖRÜ OLMAK İSTEMİYOR'
“Kürtler artık ne örtük ilişkilerin aktörü olmak istiyor, ne de fayda görmediği bir ilişkinin parçası olmak istiyor” sözleri ile sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Genç, “Dolayısı ile bu defa eğer yerellerde HEDEP’le ilişki kurulacaksa, seçmeni birincil olarak örtük bir ilişki istemiyor. İkincisi bu ilişkinin kendisine getireceği faydayı bilmek ve yaşamak istiyor. Ve elbette yaşadığı derin kırılma ve güvensizliğini dengeleyecek açık garantiler arıyor. Karşılıklı desteklenme protokolleri bu sorunu kısmen çözebilir. Örneğin İstanbul, Adana, mersin, Antalya, Aydın, Manisa vb kentlerde HEDEP’in etkili olduğu ilçe ve beldelerde ittifak kurmak isteyen partiler HEDEP’i desteklesin, HEDEP’te ilgili büyük şehir ve kentlerde onları desteklesin. Bu bir formül olarak düşünülebilir. Karşılıklı desteklenme ilişkisinin karşılığı sadece kimi belediye ve meclis üyeliklerinde desteklenmede olmayabilir. HEDEP’li seçmenin, özellikle Kürt seçmenin temel politik taleplerinin karşılanmasına dair degarantiler olabilir. Hatta bu tür protokoller veya ilişkiler illa muhalefetle değil iktidarla da kurulabilir. Burada mevzu şu: Kürtler kazandırırken kazanmak da istiyor! Buna da hakları var” dedi.
'HEDEP SEÇMENİNİ PARTİSİNDE KONSOLİDE ETMİŞ GÖRÜNÜYOR'
Sosyo Politik Saha Araştırmaları yakın dönemde 15 kenti kapsayan bir saha araştırması yaptı. O araştırmada önemli veriler var. Genç, Kürt illerindeki genel tabloyu şu şekilde aktardı: “Kürt illerinde HEDEP/HDP oylarını arttırıyor görünüyor, özellikle genç oyları. Ama aynı zamanda hala kimi kentlerde seçim sonuçlarına sirayet edebilecek kararsızlar mevcut. HEDEP 2019 yılında aldığı belediyelerin yeniden alabilecek seçmen konsolidasyonunu koruyor görünüyor. Hatta birkaç ilçe de ekleyebilir bu tabloya. Ancak karasız seçmenleri partisinde konsolide etmeyi başaracak söylem ve adaylarla durumu elbette daha da netleştirmiş olacak. Kayyum atamaları bölgede seçmen hareketliliğine yol açmak şurada dursun daha çok HEDEP seçmenini partisinde konsolide etmiş görünüyor. Dolayısıyla kayyum uygulamaları iktidar açısından da faydasız uygulamalar. Bölgede hala en güçlü rakip HEDEP ve AKP.
'HÜDA-PAR’IN OY ORANI ARTMADI'
AKP bu seçimde bölgede birkaç ilçe ve belde de HÜDAPAR’lı aday göstererek ve kazandırmaya çalışarak bu profile kısmi bir müdahaleye hazırlanıyor gibi görünüyor. Öte yandan HÜDAPAR 2016’dan bu yana atana kayyumlar eliyle ve ittifak kurduğu iktidarın sunduğu olanaklarla etkinliğini bölge illerinde arttırmaya çalışırken, belediyelerle kimi yerellerde iktidar olmanın yolarını da arıyor. Ancak bizim saha ölçümlerimiz HÜDAPAR’ın etkinlik alanlarını genişletme olanaklarına karşı oy oranını arttıramadığını gösteriyor. Dolayısı ile kimi ilçe ve belediyelerde etkili bir seçim rekabetini ancak AKP tabanı ve iktidar olanakları ile yürütebilir. Başkada şansı bulunmuyor.
MUHALEFET NASIL BİR YOL İZLEYECEK?
Tüm bu tablo içinde bir diğer soru şu olacaktır; İktidar kanadı ittifak kurdukları ile bu denli somut desteklenme ilişkisi kuruyorken Muhalefet partileri örneğin 2019 seçimlerinde Iğdır’da olduğu gibi kimi bölge illerinde yine HEDEP aleyhine, İktidar lehine mi çekilecek, yoksa bölgenin en güçlü muhalefet partisi olan HEDEP lehine mi tutum alacak? Bununda yanıtını bulması önemli olacaktır.”