'4 Kasım Darbesi' yedinci yılında: Kobanê davası, HDP kapatma davası, kayyımlar...

'4 Kasım Darbesi' yedinci yılında: Kobanê davası, HDP kapatma davası, kayyımlar...
4 Kasım 2016, hakkında kapatma davası devam eden HDP’ye yönelik baskıların başladığı tarih. HDP’nin “4 Kasım Darbesi” olarak nitelendirdiği tarihten bu yana milletvekilleri tutuklandı, iki dönem kayyım süreci yaşandı, HDP hakkında kapatma davası açıldı.

Remzi BUDANCİR


DİYARBAKIR - Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) “4 Kasım Darbesi” olarak nitelendirdiği, parti eş başkanları dahil milletvekilleri, belediye eş başkanları, yöneticilerinin gözaltına alınıp tutuklanması ile başlayan süreç 2 Kasım 2016’da başladı. 4 Kasım 2016 yılından bu yana, gözaltı ve tutuklamalar 7 yılıdır aralıksız devam etti. Anayasa Mahkemesinde hakkına kapatma davasının devam ettiği HDP’ye yönelik baskılar Ankara’da devam eden Kobanê davası ile sürüyor.

4 KASIM SÜRECİ 2015’TE BAŞLADI

4 Kasım 2016’ya giden süreç 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi başladı. Anayasa değişikliğini yapabilme gücüne kavuşmak isteyen AKP, HDP’nin parti olarak değil bağımsız adaylarla seçime girmesini istiyordu. Ancak HDP parti olarak seçime girme konusunda ısrarcıydı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 7 Haziran seçimleri öncesinde “400 vekil verin bu iş bitsin” sözleri iktidarın buna ilişkin ısrarını gözler önüne seriyordu.

7 HAZİRAN SEÇİMLERİ VE SALDIRILAR

7 Haziran seçimlerine ikji hafta kala 18 Mayıs 2015’te Adana ve Mersin’de HDP il binalarına saldırı gerçekleşti. HDP’nin 5 Haziran 2015’te Diyarbakır’da düzenlediği mitingine yönelik IŞİD bombalı saldırı düzenledi. 7 Haziran seçimlerine giderken HDP’ye yönelik saldırılar bunlarla sınırlı kalmadı. Seçim öncesi Erzurum’un Tekman ilçesinden HDP mitingine katılacakları taşıyan seçim aracı arıza nedeniyle gittiği Sanayi Sitesi’nde saldırıya uğradı. Ardından araç şoförü Aydın Taşkesen araç içindeyken ateşe verildi. Saldırıda Taşkesen ağır yaralandı. Aynı tarihte Bingöl’ün Karlıova ilçesinde HDP anons aracının şoförü Hamdullah Öğe araçtan indirilip infaz edildi. Bunların yanı sıra HDP’nin bir çok kentinde bulunan büroları saldırıya uğradı.

AKP ÇOĞUNLUĞU KAYBETTİ

Bu baskıların atmosferinde 2015’te 7 Haziran seçimlerine giren HDP yüzde 13 gibi bir oranla 80 milletvekili kazanıp Meclis’e girdi. Tek başına hükümet kuramayan AKP’de koalisyon tartışmaları başladı. 20 Temmuz’da IŞİD Urfa’nın Suruç ilçesinde sosyalist gençlere yönelik bombalı saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda saldırgan dahil 34 kişi öldü, 100’ün üzerinde kişi yaralandı. Çözüm sürecinin rafa kaldırılması ile çatışmalar arttı. HDP’nin bürolarına yönelik saldırılar yoğunlaştı. HDP’nin açıklamasına göre 23 Temmuz -23 Ekim 2015 tarihleri arasında HDP il ve ilçe binalarına 127 saldırı gerçekleşti. HDP’lilere yönelik saldırıları gözaltılar izledi. Aynı Ekim ayında tutuklanan HDP’li sayısı 700’e ulaştı.

IŞİD SALDIRILARI ARTTI

Rojava’ya yönelik saldırılarını arttıran IŞİD ülke sınırları içinde de saldırılarını tırmandırdı. Bu dönemde koalisyon hükümeti kuramayan iktidar 1 Kasım’da seçime gitme kararı aldı. 1 Kasım 2015 seçimleri öncesi Türkiye genelinden emek güçlerin katılımı ile barış talebiyle 10 Ekim 2015’te Ankara Gar Meydanı’nda barış mitingi düzenledi. IŞİD bu mitinge de bombalı saldırı düzenledi. Saldırıda 104 kişi katledildi. Saldırı, baskı, gözaltı, tutuklamalar gölgesinde 1 Kasım’da seçimler yapıldı. HDP, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 10,7 oy alıp 59 milletvekilliği kazandı. Bu sonuçların ardından HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gündeme getirildi.

DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI

Seçimlerin ardından 1 Ocak 2016’da muhtarlar toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dokunulmazlıkların kaldırılması talebini yeniledi. Mecliste 160’ı aşkın dosyanın olduğunu belirten Erdoğan, adım atılmasını istedi. 12 Nisan 2016’da milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmak amacıyla Anayasa’da yapılan geçici değişiklik, AKP’li 316 milletvekilinin imzasıyla Meclis’e sunuldu. Bazı milletvekilleri hayır dese de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu “Anayasa’ya aykırı ama evet diyeceğiz” diyerek destek verdi. CHP’nin desteği ile milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılmasını sağlayan Anayasa değişikliği, 20 Mayıs 2016 tarihinde 376 oyla kabul edildi.

OHAL VE BİRİNCİ KAYIM DÖNEMİ

Değişikliğin ardından HDP’li milletvekilleri hakkında bulunan fezleke sayısı hızlıca arttı. 59 HDP milletvekilinin 55’i hakkında 510 fezlekeden soruşturma yürütülmeye başlandı. 15 Temmuz 2016’da darbe girişiminin bastırılmasının ardından 20 Temmuz 2016’da Türkiye’nin tamamında Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi. TBMM devre dışı bırakılarak tüm ülke OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yönetilmeye başlandı. Muhalif tüm kesimler baskı altına alınması ile birlikte HDP ve bileşenlerine yönelik baskılar, gözaltı ve tutuklamalar arttı. OHAL’in verdiği yetki ile Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) 102 belediyesinin 94’üne kayyım atandı. 75 belediye eş başkanı ve başkanvekili tutuklandı.

MİLLETVEKİLLERİN TUTUKLANMASI

Dokunulmazlıkları düzenleyen Anayasa değişikliğinden 5 ay sonra, 04 Kasım 2016 tarihinde HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile Grup Başkanvekili ​İdris Baluken’in aralarında bulunduğu 12 milletvekili gözaltına alındı. Gözaltına alınan Eş Genel Başkanlar ile milletvekilleri önceden hazırlanmış uçak, helikopter ve araçlar ile Bingöl, Diyarbakır, Hakkari ve Şırnak Emniyet Müdürlüklerine götürüldü. Aynı gün çıkarıldıkları mahkemelerde HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile HDP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, milletvekilleri Abdullah Zeydan, Ferhat Encü, Gülser Yıldırım, Leyla Birlik, Nursel Aydoğan, Selma Irmak tutuklandı.

FEZLEKELER, DEMİRTAŞ KARARI

HDP’liler hakkında fezleke hazırlayan savcı ve hakimler Fetullah Gülen Cemaati soruşturması kapsamında meslekten men edilse de, yargı o fezlekeler doğrultusuna iddianameler hazırladı. HDP’li siyasetçiler o fezlekelerdeki iddialar gerekçesi ile cezalar aldı.

HDP’lilere yönelik baskıların devam ettiği, mahkemelerden cezaların yağdığı o dönemde HDP’li milletvekilleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurularda bulundu. Yapılan başvuruların ardından AİHM’den ilk karar 20 Kasım 2018 tarihinde çıktı. AİHM, HDP Eş Başkanıyken gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Selahattin Demirtaş’ın siyasi nedenlerle tutuklandığına karar verdi. Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasını istedi. Kararın ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizi bağlamaz, karşı hamle yapar, işi bitiririz” dedi. Bu açıklamanın ardından HDP’ye yönelik soruşturmalar farklı bir boyut kazandı.

2014 yılında 6-8 Ekim’de yaşanan Kobanê protestoları sırasında meydana gelen olaylarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman tarafından hazırlanan iddianamede HDP’li siyasetçilere ağır cezalar istendi. Erdoğan’ın açıklamasının ardından Demirtaş’a verilen 4 yıl 8 ay hapis cezası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onaylanarak hükümlü hale getirildi.

2019 YEREL SEÇİMLERİ

4 Kasım’da başlayan HDP’ye yönelik baskılar devam ederken 31 Mart 2019 tarihinde yerel seçimler yapıldı. HDP seçim kampanyasını “Kayyımları yollayacağız” sloganı üzerinde kuran HDP, “Kürdistan’da kazanma, Türkiye’de AKP’ye kaybettirme” stratejisiyle seçime girdi. Kendi bölgesinde, kayyım atanan belediyeler dahil 65 belediyeyi seçimle kazanan HDP, İstanbul, Ankara, Mersin başta olmak üzere batı illerinde muhalefetin adaylarına destek verdi. Bu destekle AKP yıllar sonra İstanbul, Ankara, Adana ve Mersin gibi büyükşehirleri kaybetmiş oldu.

İKİNCİ KAYYIM DÖNEMİ

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde büyükşehirleri kaybeden AKP, kayyım uygulamasını tekrar gündeme aldı. İkinci kayyım dönemi başladı. Seçimlerden yaklaşık 4 ay sonra, 19 Ağustos 2019’da HDP’li Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir belediyelerine kayyım atandı. Kayyım atamalarının ardından HDP’li 84 Belediye Eş başkanı gözaltına alındı. Gözaltına alınan belediye eş başkanından 20’si kadın 39’u tutuklandı. Devam eden yargılamalarda eş başkanlar tahliye olurken, ikisi kadın altı eş başkan hala cezaevinde tutuklu bulunuyor.

KOBANÊ DAVASI VE AİHM SÜRECİ

Bir taraftan HDP’li seçilmişlere yönelik baskılar devam ederken, diğer taraftan 6-8 Ekim olayları ile ilgili dava sürüyordu. Türkiye’nin AİHM’nin Demirtaş kararına uymaması üzerine dava AİHM Büyük Daire’ye taşındı. Dosyayı 22 Aralık 2020’de görüşen AİHM Büyük Daire, Demirtaş hakkında ihlal kararı vererek, tahliye edilmesine hükmetti. AİHM kararının ardından harekete geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 yıl boyunca rafta tutulan Kobanê soruşturmasını ele alarak iddianame hazırlayıp mahkemeye sundu. HDP’nin kapatma gerekçesi de yapılan Kobanê iddianamesi, 7 Ocak 2021’de kabul edildi.

KAPATMA DAVASI

Ardından HDP’nin kapatılmasına ilişkin açılan davanın süreci başladı. HDP Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve milletvekillerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi hakkında açılan davaların yargılamaları sürdüğü bir dönemde HDP’nin kapatılması yönünde gündem oluşturuldu. Buna ilişkin çağrı ise iktidar ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi. Bu çağrının ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı HDP’nin kapatılması istemiyle tarafından 7 Haziran 2021 tarihinde HDP’nin kapatılması istemiyle AYM’de dava açtı. AYM Genel Kurulu da 21 Haziran 2021’de iddianamenin kabulüne oy birliğiyle karar verilmesinin ardından dava süreci başlamış oldu.

26 BİN ÜYESİ GÖZALTI SÜRECİNDEN GEÇTİ

Hakkında kapatma davası olan, milletvekillerinden il ilçe yönetici ve üyelerine kadar neredeyse tüm üyeleri hakkında davalar olan HDP, 14 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerinde Yeşil Sol Gelecek Partisi adıyla seçime girdi. HDP’li yöneticilerin verdiği bilgiye göre İl ilçe yöneticileri, çalışanlar dahil aileleri ile birlikte bu baskılardan etkilendi. Yaklaşık 26 bin civarında üyesi bir şekilde yaz cezaevine girdi yada hakkında soruşturmalar açıldı.

Öne Çıkanlar