'Adalet Yürüyüşü'nün yüzleri farklı talepleri ortak
Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüşü’nde AK Parti’nin kurucusu da ev hanımı da Yüksel'deki eylemin simge ismi Veli Saçılık da vardı.
Sibel HÜRTAŞ / ANKARA
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kızılay Meydanı’ndan başlattığı Adalet Yürüyüşü’nde AK Parti’nin kurucusu da CHP Milletvekili de ev hanımı da bisikletlisi de vardı. Askeri öğrenci olan oğlu cezaevinde olan 65 yaşındaki Veysel Kılıç’ın da Yüksel Caddesi’ndeki eylemin simge ismi Veli Saçılık’ın da talebi ortak: Adalet.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün Ankara Kızılay Meydanı’ndan başlattığı Adalet Yürüyüşü, gencinden yaşlısına; ev hanımından işçisine çok farklı kesimleri bir araya getirdi.
AK PARTİ’NİN KURUCUSU ÜNSAL VE EŞİ EYLEMDE
Eylemin dikkat çeken isimlerinden biri de AK Parti’nin kurucularından Fatma Bostan Ünsal ile eşi eski AK Parti Milletvekili Faruk Ünsal’dı. Faruk Ünsal, eylemde en önde Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte yürüdü. Aralarında geçen konuşmada, Kılıçdaroğlu, Ünsal’a "farklı kesimlerden destek olmasının memnuniyet verici olduğunu" söyledi. Kılıçdaroğlu her ne kadar CHP Genel Başkanı sıfatıyla bu yürüyüşü başlatmış olsa da en büyük amacı Adalet Yürüyüşü’nün CHP dışındaki kitlelerce de sahiplenilmesi. Bunun için Ünsal çiftinin katılımının ayrı bir anlamı vardı…
Faruk Ünsal, sohbetimizde, akşam CHP Liderinin televizyondaki konuşmasını dinlediğini eylem haberini duyunca da eşiyle sabah Kızılay’a geldiklerini anlatıyor. Ünsal’a, "Sizin talebiniz ne" diye soruyorum. "Adaletsizlikler, keyfi gözaltılar, tutuklamalar… HDP milletvekilleriyle beraber düşündüğünüz zaman şu an 13 milletvekili cezaevinde. Kantarın topuzu çok fazla kaçtı. Herkes fazlasıyla rahatsız. Ben katkının ısrarla artarak büyümesi karşısında, vatandaşın talepleri karşışında devlet mekanizmalarının daha fazla bunu sürdüreceği kanaatinde değilim. Adaleti getirmek, adaletsizliğe razı olmayarak, bizim elimizde" diyor. Yeni ameliyat olan Faruk Ünsal, sağlık sorunlarına karşın Kılıçdaroğlu ile birlikte kilometrelerce yolu yürüdü. "İstanbul’a kadar gidecek misiniz?" diye soruyorum, "Gideceğim" yanıtını veriyor.
OĞLU İÇİN YÜRÜYOR
Eylem alanındaki on binlerce insan, ellerinde "Adalet" yazılı afişlerle yürüyor. İçlerinde yalnız birinin ceketine yapıştırdığı resim dikkat çekiyor. 65 yaşındaki Veysel Kılıç, çok yavaş yürüdüğü için kortejin en sonunda kalmış. Sırtındaki resim ise 20 yaşındaki oğlu Selahattin Kılıç’a ait. Hava Harp Okulu 3. sınıf öğrencisi Selahattin Kılıç, 15 Temmuz darbe girişiminden beri cezaevinde, Veysel Kılıç’ın anlattığına göre ortada iddianame bile yok.
Veysel Kılıç’a eyleme nasıl katıldığını soruyorum. "Dün akşam televizyonda Kemal Kılıçdaroğlu’nu izledim, eyleme başlıyorum dedi. Bugün Silivri’de görüş günümüzdü. Hanım’a dedim ki ben Ankara’ya gidiyorum, sen Silivri’ye git, oğluma selam söyle. Gece 12.00’de Harem’den otobüse bindim. Sabah 6’da Kızılay’a geldim" diyor.
O ASKERİN CENAZE NAMAZINI KILDIM
Oğlunun nasıl cezaevine girdiğini soruyorum. Oğlu Selahattin Kılıç’ın Hava Harp Okulu öğrencisi olduğunu, komutanın emriyle tatbikat var denilerek, Boğaz Köprüsü’ne götürüldüğünü anlatıyor. Kılıç, "Oğlum ve arkadaşlarına komutan ‘ateş edin’ emri vermiş. Ateş etmeyen iki askeri komutan bacaklarından vurmuş. Bazıları da orada linç edildi. Boğazı kesilen bir asker vardı. Duyduk ki İzmir’de imamlar öldürülen o askerin cenaze namazını kılmayı reddetmişler. Veliler olarak taziye ziyaretine gittik. O askerin odasına girdim ki; oğlumla onun resmini gördüm. Meğer bu çocuk oğlum ile arkadaşmış da resmini duvarına asmış. Bilmiyordum. Gıyabi cenaze namazını kıldım, geldim. Şimdi oğlum da aylardır cezaevinde. Onun için adalet istiyorum, diğer çocuklar için adalet istiyorum" diyor.
Sıcağın altında zar zor yürüyen Veysel Kılıç, konuşurken zaman zaman ağlıyor. Niyetli, "Niyetimi sağlığım el verene kadar diye tuttum" diyor. İstanbul’a kadar Kılıçdaroğlu ile yürüyeceğini söylüyor.
EV KADINLARI ALANDA
Eylem alanında başörtülü, türbanlı kadınları da görmek mümkün. Başörtüsüyle yürüyen Gülsüm Sakallı, 55 yaşında bir ev hanımı. O da dün televizyonda Kılıçdaroğlu’nu dinlemiş, sabah Kızılay’a gelmiş. Yanında kendi gibi ev hanımı kadınlar var. Sakallı, "Gidebileceğim yere kadar gideceğim" diyor. "Talebin ne" diye soruyorum, "Özgürlük, adalet, laiklik. Gazeteciler özgür olsun, öğrenciler özgür olsun" diyor.
KEMAL BEY’İ ONAYLAMIYORUM AMA…
Biz Sakallı ile konuşurken yanımızdan bisikletli eylemciler geçiyor. Onlardan biri 61 yaşındaki Cemalettin Bilgen. "Neden buradasınız" diye soruyorum. "Ben CHP’li değilim. Kemal Bey’in de pasif davranışını onaylamıyorum. Ama bugün bir şey yapmaya kalkıştığı için ben de tuzum olsun diye bisikletime bindim geldim" diyor. İşçi emeklisi Bilgen’e de talebini soruyorum, "Adalet" diyor.
VELİ SAÇILIK DA EYLEMDE
KHK ile işlerinden atılan, açlık grevlerini sürdürürken de tutuklanan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ardından Yüksel Caddesi’nde eylemi sürdüren Veli Saçılık da alanda. Saçılık’ın da talebi "Adalet". Saçılık’ın yanında ise yine KHK ile işinden atılan akademisyen Yasin Durak var. Alanda, KHK ile işlerinden atılan akademisyenler, işlerinden atılan kamu emekçileri de yürüyor. Onların ellerinde de aynı pankart vardı: Adalet.
KILIÇDAROĞLU YALNIZ KALMAYACAK
Kitlenin en önünde ise milletvekilleri yürüyor. Kol kolalar. Bu kadar büyük bir kitleyi kontrol edebilmek mümkün değil. Yıllardır takım elbiseleri ile TBMM çatısı altında ciddi görüntüleriyle izlediğim milletvekillerini, bugün o görüntülerinin çok uzağında eylem komitesi görevlileri havasında izliyorum. Milletvekili Mahmut Tanal, yerde bulduğu bir kimliği elinde yukarı kaldırmış, "Kimlik düşüren var mı?" diye kitlenin arasında geziyor; Milletvekili Veli Ağbaba ise kortej görevlisi bir gencin elindeki megafonu aldı "Arkadaşlar şöyle yürüyelim" diye güzergah boyunca, yol gösteriyor. Milletvekili Eren Erdem de tişörtü ve şapkasıyla korteji düzenleyenler arasında. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger de yürüyüş sırasında yaşanan gerilimleri önlemeyi başardı. Aksünger’e "Nereye kadar yürüyeceksiniz" diye soruyorum; "Sonuna kadar" diye yanıt veriyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’ya da soruyorum, İstanbul’a kadar gideceğim" diyor. Kemal Kılıçdaroğlu, "Ben yürüyüşü yalnız yapacağım" demişti ama yalnız kalmayacak gibi görünüyor.
Milletvekilleri yürüyüş için hazırlıklarını hemen yapmış; önlemlerini almış. CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın üzerinde "Adalet" yazılı tişörtü dikkatimi çekiyor. Tanal’a, "Eyleme dün karar verdiniz, tişörtü ne zaman yaptırdınız?" diye soruyorum. "6 yıllık milletvekiliyim, her olaya özgü hazırlığım vardır. CHP varsa herkes için var" diyor. Şaka bir tarafa arkasında çok iyi bir danışman kadrosu olduğunu anlatıyor. O kadroda hukukçu eşi de var. Tanal, "Bugün eşimin doğum günü. Yürüyüş nedeniyle yanında olamıyorum, sizin aracılığınızla onun doğum gününü kutluyorum" diyor. İki bacağının da kırık olduğunu anlatan Tanal, "Bir bacağımı avukatken kırdım, diğerini Ergenekon davalarında Silivri’de kırdım. Ama İstanbul’a kadar yürüyeceğim. Yanımda ağrı kesici kremlerim var. Gündüz yürür, gece ayaklarımı havaya dikerim. Şişliği inince yine yürümeye başlarım" diyor.
Kitle yürürken, üst geçitlerde, kaldırımlarda onları bekleyen, el sallayan, alkış tutanları da unutmamak gerekir. Arabayla geçerken korna çalanlar, slogan atanlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun en önemli vurgusu bu eylemin bir CHP eylemi olarak görülmemesi. Katılımcıların profilleri de söyledikleri de ilk günden farklı kesimlerden büyük destek olduğunu gösteriyor.