AK, Öcalan kararını yarın açıklayacak: Türkiye, Bahçeli'nin 'umut hakkı' çağrısını yerine getirecek mi?
AK Bakanlar Komitesi'nin, Türkiye’nin “umut hakkı”na dair yükümlülüklerini tartıştığı toplantının ardından yarın ara kararını açıklaması bekleniyor. Bahçeli'nin Öcalan'a dair 'umut hakkı' açıklamaları gündemdeki yerini korurken, AK'nin açıklayacağı ara karar ve Türkiye'nin tutumu merak konusu.

Artı Gerçek - Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Türkiye’nin “umut hakkı”nın sağlanması konusunda adım atıp atmadığını incelediği toplantı 15 Eylül'de başladı.
Üç gün sürecek toplantıda PKK Lideri Abdullah Öcalan, Emin Gurban, Civan Boltan ve Hayati Kaytan'ın "umut hakkı"nın sağlanması için Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği değerlendirilecek. Toplantının ardından Komite’nin, Türkiye’ye dair bir ara karar açıklaması bekleniyor.
Komite, görüşmelere devam ederken çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti Komite'ye çağrı yaptı.
AVRUPA KONSEYİ BAKANLAR KOMİTESİ’NE STK’LERDEN MEKTUP
Kürt sivil toplum kuruluşları; KON-MED Eşbaşkanları, Kürt Kadın Barış Bürosu (Kurdisches Frauenbüro für Frieden-CENÎ), Ronahi İnternational (Youth Center for Public Relations), Almanya Kürt İnsan Hakları Merkezi (ZMRK) ve Ezidi kurumları, Almanya Avrupa Konseyi Büyükelçisi Heike Thiele’ye gönderdiği mektupta, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nden Türkiye’nin Abdullah Öcalan'ın umut hakkı çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmesi için acil önlem çağrısında bulundu.
Kurumlar, Türkiye'de yürütülen barış sürecini işaret ederek "Avrupa Konseyi’nin barış, diyalog, demokrasi ve umut hakkı için net sinyaller vermesi halinde başarıya ulaşabilir" dedi.
İNGİLİZ SENDİKALARINDAN ÖCALAN ÇAĞRISI
İngiltere’de 15’ten fazla sendikanın desteklediği, UNITE ve GMB sendikalarının öncülük ettiği "Freedom for Öcalan" kampanyası ise Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanı Ian Borg’a mektup gönderdi.
Kampanya, Türkiye'ye PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik politikalarında ve Kürt sorununa yaklaşımında acil adım atma çağrısı yaptı ve özellikle Abdullah Öcalan'ın “umut hakkı”nın tanınması gerektiğini vurguladı.
İngiliz sendikalar, Avrupa Konseyi’ne, "Abdullah Öcalan’a umut hakkı tanıyın, barış sürecini destekleyin" çağrısı yaptı.
Türkiye'de ise Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) öncülüğünde Diyarbakır ve Van başta olmak üzere birçok kentte etkinlikler düzenlenerek AK'ye 'umut hakkının uygulanması' yönünde çağrı yaptı.
DBP: UMUT HAKKI’ MESELESİ BARIŞIN VAZGEÇİLMEZ UNSURUDUR
Son olarak Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Abdullah Öcalan'ın yanı sıra 4 bin tutukluyu yakından ilgilendiren “umut hakkı”na dair yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "Umut hakkı’nın tanınmaması, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil, çözüm sürecini zayıflatacak yapısal bir engel olarak ortaya çıkmaktadır" diye kaydedildi.
Açıklamada, Öcalan ile diğer tutuklular Hayati Kaytan, Civan Boltan ve Emin Gurban’ın “umut hakkı”na dair verilen ihlal kararları hatırlatıldı.
Türkiye'nin 11 yıldır kararı uygulamadığına dikkat çekilen açıklamada, şunlar belirtildi:
"Özellikle Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan ağır tecrit rejimi, bireysel bir hak ihlalinin ötesinde, Kürt halkı başta olmak üzere tüm Türkiye toplumunun kolektif umut hakkının askıya alınmasıdır.
Türkiye kamuoyunda barışa yönelik yeni umutlar yeşerirken, bu umutların sürdürülebilir olması için geçmiş deneyimlerden alınacak dersler ve kaldırılması gereken hukuki-siyasi engeller vardır. ‘Umut Hakkı’ meselesi, yalnızca bireysel bir özgürlük hakkı değil; demokratik çözümün ve toplumsal barışın vazgeçilmez unsurudur.”
TALEPLER
Açıklamanın devamında şu talepler sıralandı:
"* AİHM ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararları derhal ve eksiksiz uygulanmalıdır.
*Ağırlaştırılmış müebbet infaz rejimi, yalnızca cezalandırma değil, topluma dönüşü mümkün kılan bir sistem haline getirilmelidir.
* ‘Umut hakkı’ tüm mahpuslar için hukuki, idari ve fiili boyutlarıyla tanınmalı ve korunmalıdır. Başta Sayın Abdullah Öcalan olmak üzere, tüm mahpuslara yönelik mutlak tecrit uygulamaları derhal kaldırılmalı; avukat, aile ve dış dünya ile iletişim hakları gecikmeksizin sağlanmalıdır.
* Unutulmamalıdır ki ‘umut hakkı’ sadece bir özgürlük beklentisi değil, Türkiye toplumunun barış içinde yaşama ve demokratik geleceğe güvenle bakma hakkıdır. Bu hakkın tanınması, iç barışın güçlendirilmesi ve uluslararası meşruiyetin yeniden tesis edilmesi açısından tarihsel bir adımdır."
BAHÇELİ 'UMUT HAKKI'NIN ÖNÜ AÇILSIN DEMİŞTİ
Abdullah Öcalan'ın 'umut hakkı'ndan faydalanması özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 23 Ekim'de yaptığı açıklamanın ardından kamuoyunda geniş yer buldu.
Bahçeli, Meclis'te partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Kitabın ortasından konuşacağım” diyerek Öcalan’la ilgili şu ifadeleri kullandı: “Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, “Umut Hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.”
AİHM KARARLARI
AİHM'in umut hakkı tanınmadan Türkiye’de infaz edilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının işkence yasağını ihlal ettiğine dair; 2014 yılı Öcalan v. Türkiye (No.2), 2015 yılı Kaytan v. Türkiye ve Gurban v. Türkiye, 2019 yılı Boltan v. Türkiye kararları mevcut.
AİHM’in hükümlülere umut hakkının tanınması gerektiğine Türkiye aleyhine hükmettiği ilk başvuru "Öcalan v. Türkiye" başvurusu. Mahkeme, tüm kararlarda Türkiye mevzuatının bazı suçlar açısından indirimsiz müebbet hapis cezası öngörmesi nedeniyle AİHS madde 3 gereklerini karşılamadığını Vinter kararına defalarca atıf yaparak teyit etti.
KOMİTENİN KARARI
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 17-19 Eylül 2024 tarihli toplantısında AİHM’in Türkiye aleyhine indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları nedeniyle verdiği kararların gereklerinin yapılıp yapılmadığını tartıştı.
Komitenin incelediği Türkiye ilgili davaların, başvuranların devlete karşı suçlardan dolayı aldıkları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının, Türkiye mevzuatında diğer ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlüleri için öngörülen inceleme mekanizmasının dışında tutulması nedeniyle insanlık dışı ve onur kırıcı muamelenin önlenmesinin ihlalleriyle ilgili olduğunu; Komite, ulusal makamların, AİHM tarafından belirlenen standartlar ışığında herkes için umut hakkına dair bir inceleme mekanizması oluşturması gerekliliğini hatırlattı.
Türkiye’nin bu cezalar ile mahkum olan hükümlülerin serbest bırakılma olasılığıyla infazın gözden geçirilmesine olanak verecek bir mekanizmanın güvence altına alınması için yasal veya diğer yeterli tedbirleri alması yönünde karar aldı. Komite, indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çaptırılan kişi sayısının komiteye bildirilmesini ve bir güvence mekanizması kurulmasını istedi.
Süreci izleyecek olan komite, konuyu tekrar 25 Eylül 2025 tarihinde ele almaya karar verdi. Ancak, komitenin o zamana kadar daha olumlu bir değerlendirmeye olanak verecek somut bir ilerleme kaydedemediği halde Avrupa Konseyi Sekreterya'sına geçici bir karar taslağı hazırlaması talimatı verildi. (MA-Bianet-HABER MERKEZİ)