AKP'de danışmanlar ile Tayyar arasında 'Bahçeli' tartışması

AKP'de danışmanlar ile Tayyar arasında 'Bahçeli' tartışması
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum'un Bahçeli'nin Öcalan çağrısıyla ilgili sözleri nedeniyle Şamil Tayyar ve Ayhan Oğan, sosyal medya üzerinden tartıştı.

Artı Gerçek- Eski AKP milletvekili Şamil Tayyar, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan çağrısıyla ilgili açıklamalarını eleştirdi.

Sosyal medya hesabından paylaşım Şamil Tayyar, "Mehmet Uçum, sıradan, herhangi biri değil. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı. Hukuk Politikaları Başkanı. MHP Lideri Bahçeli’nin Öcalan çıkışını şöyle tanımlıyor: 'PKK’nın bir Kürt siyasi hareketi olarak görülmesine yönelik geliştirilmiş bir devlet inisiyatifinin dili olarak anlaşılması gerekiyor'. Bu tanım, Uçum’un sıfatı gibi sıradan değil, hafife alınamaz. MHP liderinin bu iddiaya mutlaka cevabının olması lazım, aksi halde MHP’nin terör örgütü PKK’yı ‘Kürt siyasi hareketi’ olarak gördüğü sonucu çıkar" dedi.

'CUMHUR İTTİFAKI'NA ÇOK AĞIR SİYASİ FATURA YÜKLER'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun veya AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklama yapması gerektiğini belirten Tayyar, "Konuya açıklık getirilmezse, devletin terör örgütü PKK’yı ‘Kürt siyasi hareketi’ olarak görmek için inisiyatif geliştirdiği anlaşılır. Başka bir ifadeyle, PKK’nın seçimlere katılması, Abdullah Öcalan, Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan ve silah arkadaşlarının meclise girmesi anlamına gelir. Bu konuda sessiz kalınacak her dakika, Cumhur İttifakı'na çok ağır siyasi fatura yükler. Hatırlatmış olayım" ifadelerini kullandı.

Tayyar'ın paylaşı şöyle:

AKP'li OĞAN: HERKES BELLİ DE SİZ KİMSİNİZ

Şamil Tayyar'a yanıt veren Cumhurbaşkanı Danışmanı Ayhan Oğan, "Mehmet Uçum'un ne dediğini, Sayın Devlet Bahçeli'nin ne dediğini herkes anladı da senin hazımsızlığın anlaşılmıyor. 'Müslüman ekmeğini yiyip, gavur kılıcını kuşanmak' diye tabir eder eskiler. Suret-i haktan görünüp fitne kazanı kaynatıyorsun, bir yanda sen bir yanda Türköne. Herkes belli de siz kimsiniz!" şeklinde paylaşım yaptı.

TAYYAR'DAN OĞAN'A: SOROS’UN KÜLLİYEDEKİ TEMSİLCİSİ

Tayyar ise Oğan'a, "Soros’un Külliyedeki temsilcisi ve iki yamağına buradan sesleniyorum. Yaptığınız her türlü alçaklığın farkındayım. AK Parti’ye ve devlete istikamet veremeyeceksiniz, kirli emellerinize ulaşamayacaksınız. Cumhurbaşkanımızın azametini kendi gölgeniz sanıyorsunuz, sürekli racon kesiyorsunuz, bir sıkımlık sanal Sorosçu iktidarınız da yakında çöküp gidecek. Sizi Sorosçular sizi" dedi.

KÖROĞLU: CUMHUR İTTİFAKI'NI İÇLERİNE SİNDİREMEDİLE

Tartışmaların ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu da paylaşım yaptı.

Köroğlu, "Eski bakan, eski meclis başkanı, eski vekil, eski MKYK üyesi sıfatıyla her fırsatta Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ekibine parmak sallayıp fitne/fücur işler ile uğraşanlar bir bitmediler. Bir türlü Cumhur İttifakı'nı içlerine sindiremediler. Eski siyaset artıklarının kurduğu partilerde siyaset yapmaları hazımsızlıklarına iyi gelir" ifadelerini kullandı.

UÇUM NE DEDİ?

Bir TV programında konuşan Uçum şunları söyledi: "Bahçeli ve Cumhurbaşkanı arasında o kadar yüksek bir uyum var ki şaşırırsınız. Onlar arasında her türlü gelişkin bir iş birliği söz konusu. Haberinin olmadığına ilişkin haberler tamamen tevzirattır. Devletin böyle inisiyatif aldığı bir konuda ikisi arasında bir uyumsuzluk olduğunu düşünmek tamamen provokatifliktir."

Uçum, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Öcalan'a çağrısıyla başlayan 'yeni süreç' tartışmalarına ilişkin ise şunları aktardı:

"Devlet inisiyatifi. Arkadaşlar çözüm sürecinin Türkiye siyasal müktesebatında bir anlamı var. Çözüm süreci derken akıllarda kalan ne? Sonuçta birtakım müzakereler, İmralı'yla görüşmelerin olduğu vesaire... Akil insanlar heyetiyle Türkiye'nin dolaşılıp bir yaklaşımın anlatıldığı, ortaklaşa basın toplantıları yapılıp kamuoyuna birtakım açıklamaların yapıldığı, Nevruzlarda Öcalan'ın mektubunun okutulduğu bir süreç vardı. Sayın Bahçeli bu yaklaşımı ortaya koyduktan sonra, sayın Cumhurbaşkanı bir paradigma değişimini ortaya koyduktan sonra hep bu yeni çözüm süreci midir dendi. Hayır, bu bir devlet inisiyatifidir. Bunun altını çizerek söylüyorum.

Devlet illa birtakım şeyleri bazı yerlerle müzakere ederek yapmak zorunda değil. Hatta belki bu süreçte devlet bütün birikimi üzerine bu inisiyatifle kökten bir çözüm için, tırnak içinde söylüyorum, sorunun çözümü için bir adım atıyor. Bunun adı terörsüz Türkiye'ye yönelik devlet inisiyatifi. Bunun sosyal, siyasi ve psikolojik bir adı olacaksa, terörün sonlandırılması, terörün sona erdirilmesi, kardeşliğin güçlendirilmesi. Ya da milli birlik ve kardeşlik projesi. Ya da Türkiye'nin bütün kesimlerinin, Kürtlerin de dahil herkesin devletine en yüksek seviyede sahip çıkması, ülkesine en yüksek seviyede sahip çıkmasının koşullarını sağlama inisiyatifi. Dolayısıyla bu asla akıllarda kaldığı gibi ne eski tarzda ne de onun yeni versiyonunda bir çözüm süreci değildir."

Öne Çıkanlar