AKP'li Miroğlu'dan 'ıstakoz' yorumu: Milletvekili bir sosyal medya fenomeni gibi davranamaz
Artı Gerçek - Bayram tatili vesilesiyle toplum ulaşım araçları ücretsiz olunca ailesiyle Eminönü'nü ilk kez ziyaret eden ve "Pahalı olduğu için biraz gezebiliyoruz" diyen 17 yaşındaki gencin bu sözleri ve babasının "Bir balık ekmek bile yiyemiyoruz" ifadeleri gündemdeki yerini korurken, AKP İzmir Milletvekili ve Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi Şebnem Bursalı'nın sosyal medya hesabından, Monaco Yat Kulübü'nde yediği ıstakozun fotoğrafını paylaşması AKP içerisinden de tepki toplamaya devam ediyor.
Bursalı'ya Eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner, AKP Hatay Milletvekili Abdülkadir Özel ve AKP MKYK Üyesi Mücahit Birinci'nin ardından bu kez de AKP'den 25 ve 26'ncı dönem milletvekilli ve AKP MKYK üyesi Orhan Miroğlu'ndan geldi. Sosyal medya hesabı üzerindne paylaşım yapan Miroğlu, "Sizin çıktığınız tatilde faturayı ödeyecek zenginlikte olmanız değildir mesele, milletin vekili olmanıza durumun yakıştırılamamasıdır. Milletvekili seçilmişseniz özel hayatınız, ve başka vasıflarınızla kamuoyunun önünde yaşamayı kabullenmişsiniz demektir. Milletvekili bir sosyal medya fenomeni gibi davranamaz" ifadelerini kullandı.
AKP 25 ve 26. dönem Milletvekili Miroğlu, Bursalı’ya tepki gösterdiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Bir milletvekilinin halka karşı sorumluluğu bir yasama yılıyla sınırlı değildir. Milletvekilinin ülkesine karşı ahlaki ve vicdani sorumluluğu bana kalırsa ölünceye kadar devam eder. Yasama yılı bittiğinde bugün artık özgürlüğüme kavuştum diye düşünen milletvekili, o makama hiç inanmamış demektir. Ve ülkemizin içine sürüklendiği vasatlık - vekil olduğunun bilinciyle hareket eden vekillerimizi tenzih ederim -son yıllarda geldi TBMM seçimlerini de vurdu. Liyakat, siyasi temsil gibi vasıflar rafa kaldırıldı. Milletvekilliği çeşitli karmaşık ilişkilerden ‘aklanmak’ ve ‘netameli bir geçmişi silmek ve itibar satın almanın mümkün hale geldiği bir alana dönüştü. Manzarayı umumiyeye bakan herkesin, rahatlıkla ‘bu iş demek bu kadar ucuz ‘ diyebileceği bir alan! Oysa ilk meclisin kuruluşundan başlayarak meclisimize giren vekillerimizin , her biri roman olabilecek kadar güçlü hayat hikayelerine bakarsanız gerilemenin ve düşüşün ne boyutlarda olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Devir kabul edelim ki, o makama inanmadan oturmayı , o makamı her kapıyı açacak bir maymuncuk olarak kullanmayı amaçlayanların ve başkaları tarafından o makama oturtulmayı her nasılsa rahatlıkla başaranların devridir artık. Milletvekilliği hiç bir meslek grubuyla eşdeğer değildir. Adı üstünde milletin vekili! Venezüelalı bir turistin İstanbul’da Nusret’te et yemesini sorun etmez kimse , haber değeri bile olmaz, ama halkı yoksulluktan ülkesini terkederken Venezüela devlet başkanı Maduro ( üstelik sosyalist!) İstanbul’da Nusret’te görülürse bunu mesele eder insanlar. ( Nitekim öyle de oldu hatırlayın) Türkiye’de de bunca yoksulluk varken ve her iki vekilin partisi son seçimde yerelde iktidarı kaybetmekle kalmamış bir de “ kan ve ruh kaybettiği” liderinin dilinden ifade edilmişken, partiye oy veren ve üye olan milyonlarca insan nefesini tutmuş ne olacak diye beklerken, böyle bir süreçte gerçekleşen Monaco ve Maldivler tatiline de yurt içindekilere de, bakarlar insanlar ve sorgularlar her bakımdan!. Sizin çıktığınız tatilde faturayı ödeyecek zenginlikte olmanız değildir mesele, milletin vekili olmanıza durumun yakıştırılamamasıdır. Milletvekili seçilmişseniz özel hayatınız, ve başka vasıflarınızla kamuoyunun önünde yaşamayı kabullenmişsiniz demektir. Milletvekili bir sosyal medya fenomeni gibi davranamaz. Malumunuz, kişinin kendini ‘ifşa etmesi” sosyal medyanın insanı adeta mecbur kıldığı bir ‘ merak ve hoşlanma’ alanına dönüştü. Son iki hadisede de bu ifşa tutkusunun yol açtığı zarar- ziyanı hep beraber yaşamış olduk ve en büyük zararı da bu vekillerimiz ve partileri görmüş oldu ki unutulacak gibi de değil hadise. Milletvekili sevincini, acısını, insanlığın ortak değerlerini hatırlatmaya hizmet edecekse özel hayatına ilişkin anları ve zamanları da paylaşır elbette, gerisi ona kalır, ama “ifşa etmez.”"
Bir milletvekilinin halka karşı sorumluluğu bir yasama yılıyla sınırlı değildir.
— Orhan Miroğlu (@OrhanMiroglu) April 15, 2024
Milletvekilinin ülkesine karşı ahlaki ve vicdani sorumluluğu bana kalırsa ölünceye kadar devam eder.
Yasama yılı bittiğinde bugün artık özgürlüğüme kavuştum diye düşünen milletvekili, o makama…
(HABER MERKEZİ)