Bahçeli: Karşımızdaki siyasette aile dramı yaşanıyor
Artı Gerçek - MHP Genel Başkanı Bahçeli, parti genel merkezindeki 'Siyaset ve Liderlik Okulu Sertifika Töreni'nde yaptığı konuşmada, 'siyasette ahlaki sorumluluğu mütevazı ölçüde yerine getirmenin bahtiyarlığını hissettiklerini' söyledi, ardından da muhalefet partileri için 'zillet' ifadesini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis ve siyaset yasağı kararı sonrası Saraçhane'de düzenlenen mitingi eleştiren Bahçeli'nin konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
DEMOKRASİ ZİLLETE VİZE VERMEK DEMEK DEĞİL: 'Demokrasi' demek 'melanete ve zillete vize vermek' demek değildir. 'Demokrasi' demek 'demagojiye ve totolojiye çanak tutmak' hiç değildir. Toplumdaki değişmeyi fark edemeyen siyasetin, devlete şahsiyet kazandıran hukuki çerçeveyi düzenlemesi, tarihin hiçbir döneminde söz konusu olmamıştır. Nitekim Altılı Masa gerçeklerden peşi sıra kaçmakta, ortalığı da velveleyle kuru hamasetle kurşun gibi husumetle karıştırmaktadır. Muhalefet siyasetinin hasret duyduğu şey karanlık ve kargaşa. Milletten umudu kestiklerinden dolayı demokrasiye sözde bağlıdırlar fakat Cumhur İttifakı bu zilletin hesaplarını, Allah'ın izniyle boşa çıkaracak. Bu ittifakı ebette mağlup ve mahcup edecektir.
ZİLLET DEMEYELİM DE NE DİYELİM?: Saraçhane'de rol kapma derdine düşenlerin, bu yeni yüzyılı bırakınız anlamasını, varlıklarını ibra etmeleri ve iddiayla sürdürmeleri bile akla ziyan bir haldir. Babayla oğul (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki 'baba- oğul gibiyiz' sözlerine ilişkin) arasındaki gelgitli sürece müdahil olan ablaların 'Biz de varız' çıkışı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni 2 partinin kazandığını çatık kaşlarla hatırlatıp ikilik çıkarması, malumu olduğumuz bir menfaat çatışmasıdır. Hayatları basit hesaplarla geçenlerin hasbi olması, balığın kanat takarak uçmasını düşünmek kadar deli saçmasıdır. İnsan kimliği hatıralarla oluşmaktadır. Aile bu bakımdan hatıraların evidir. Ne var ki karşımızdaki siyaset tablosunda bir aile dramı yaşanmaktadır. Baba ile oğul çekişmeli, babayla abla ihtilaflı, oğul ile abla kumpasçı, diğerleri de kendi siperlerinde seyircidir. Biz bu olan bitenlere 'zillet' demeyelim de ne diyelim? Velinimeti olan ittifak ortağına 'Çarparım' diye tehditler savuranların nesine itibar edelim? Siyaseti miras paylaşımına ve tarla kavgasına dönüştüren akılsız talancıların neyine bakalım, neresiyle alakadar olalım?
(HABER MERKEZİ)