Bahçeli'den ikinci İmralı görüşmesi çağrısı

İkinci İmralı görüşmesi çağrısı yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "PKK'nın örgütsel varlığının bittiği hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalı" dedi. Bahçeli, "Barışın kaybedeni, savaşın kazananı olmaz" ifadelerini kullandı.

Bahçeli'den ikinci İmralı görüşmesi çağrısı

Artı Gerçek - Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti heyetinin PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmesi ile devam eden ‘İmralı Süreci’ne dair açıklamalar yaptı. DEM Parti heyeti ile İmralı arasında ikinci bir görüşme yapılması çağrısı yapan Bahçeli, “Yapılacak ikinci görüşmenin ithamında PKK’nın örgütsel varlığının bittiğini, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır" ifadelerini kullandı.

Bahçeli ayrıca "Barışın kaybedeni, savaşın kazananı olmaz, o halde barışla herkesin kazanması için hazırız ve buradayız” dedi.

MHP lideri konuşmasında CHP'nin Genel Başkanı Özgür Özel'in “Hemen bu hafta erken seçim kararı alınması" yönündeki sözlerine de "Bırak bu işleri! Vazgeç çalı gibi yoklamaktan, hesabını kitabını da seçimlerin zamanında yapılmasına göre planla ve hazırlan” diye yanıt verdi.

Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Sorunları yok sayarak biteceğini düşünmek ahmaklık ötesi bir saflıktır. Eğer bir sorun muhkem ve muktedir bir dönemde masaya yatırılıp çözümü için kollar sıvanmışsa müteakiben ortaya çıkacak ne bir komplikasyonun ne de konvansiyonel bir neticenin maşeri vicdanı rahatsız etmesi ihtimal dışıdır. Eğer bir sorun mağlup bir dönemde dayatma üstüne dayatmalarla gündeme gelmişse işte o zaman mahşeri vicdanlar deprem geçirecek, çare diye sunulan reçeteler çözülmeyi ve çürümeyi tetikleyecektir. Türkiye çok güçlü bir devlettir, her sorun başlığını kararlılıkla alacak milli manevi perspektif sınırlarında müşahede edecek cesaret ve dirayettedir. Aciz değiliz, atıl değiliz, tükenmiş değiliz, esir değiliz, bitkin değiliz dünyanın bazen hayranlıkla bazen hürmetle çoğu zaman hasetlikle izlediği Türkiye Cumhuriyetiyiz."

"Siyasi düşüncelerimizi kendimize saklayıp detaylar konusunda belirsiz davranmıyoruz, ikircikli bir tarzın kıyısında köşesinde dolaşmıyoruz. Kapalı devre siyasetin dar labirentlerine sıkışıp kalmıyoruz. Maksatlı imaların asılsız iddiaların ahlaksız ithamların heyecanlarımıza ket vurmasını kabullenmiyoruz. Neye inanıyorsak onu söylüyor, söylediğimizin arkasında da mertçe duruyoruz.

'ATİNA YÖNETİMİNİN AYAĞINI DENK ALMASINI TAVSİYE EDİYORUM'

(Yunanistan'ın füze duvarı inşası iddiası) "İşte görüyorsunuz, Yunanistan’ın Ege adalarına menzili 30 ile 300 km arasında değişen füzeleri konuşlandırma hazırlıkları uluslararası hukuka tamamıyla aykırı olduğu gibi iyi komşuluk özlemlerini de temelinden sakatlayacak fütursuz adımlardır. Gayri askeri statüdeki adaların bir plan dâhilinde silahlandırılması Türkiye’ye meydan okumaktır, barış denizi olmasını dilediğimiz Ege’yi gerilim ve cepheleşme girdabına çekmektir. Ege Denizi’nde bulunan yedi farklı ada grubu içinde Anadolu coğrafyasına en yakını olan 12 Ada başta olmak üzere Yunanistan’ın burnumuzun dibinde silah göstermesi yalnızca stratejik bir hata değil, tarihi, askeri ve siyasi sonuçları çok ağır olacak trajik bir yanlıştır. Şunu bir defa net şekilde ifade etmek isterim ki, bilhassa 12 Ada gasp edilmiş, asıl sahibi olan Türk milletinden ayak oyunlarıyla çalınmıştır. Türkiye 12 Ada’sız yaşasa bile, 12 Ada’nın Türkiye’siz yaşaması ham bir hayaldir. Ege’nin karşı kıyısında saldırgan ve yayılmacı bir politika takip etmenin hiç kimseye, özellikle emel sahibi ülkeye kazandıracağı bir şey yoktur. Türkiye, Mavi Vatan’daki egemen haklarından asla vazgeçmeyecektir. Barışçıl diplomasiyi ve iyi komşuluk ilişkilerini kökleştirmek varken savaş ve silah diline yaslanmanın bariz kaybedeni tıpkı 103 yıl önce olduğu üzere asla Türkiye olmayacaktır. Yunanistan’ın, 1920’li yıllarda olduğu gibi, batılı ülkelerin dolduruşuna gelerek tekrar karşımıza çıkması halinde nelerin yaşanacağını ifade etmeye ihtiyaç bile duymadığımızı açık açık ve ikazen söylüyor, Atina yönetiminin ayağını denk almasını tavsiye ediyorum. Barışla herkesin kazanacağına inanıyorum. Ancak barışla kazanmak için elhak savaşmak gerekiyorsa, o da bizim için düğün bayramdır diyor, canımızın ve kanımızın milli mukadderatımızın varlığı için bin kez feda olmasını Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum.

'KÜRT KARDEŞLERİMİZE HİÇBİR ZAMAN ŞAŞI BAKMADIK'

"Öteden beri bizi Kürt kardeşlerimize kötülediler. Aramıza çomak sokmak insani İslami ve milli irtibatlarımızı sabote etmek amacıyla her yalanı tedavüle yürürlüğe soktular. En vandal dedikoduları milli bünyemize serpiştirip servis ettiler. Zehri zemzem diye yutturmaya kalkıştılar. Milliyetçi Hareket Partisi ile Kürtleri düşman göstermek amacıyla iç ve dış menşeili hain bir propagandayı devamlı güncelleyip körüklediler. İtiraf edeyim ki ne yaptıysak ne söylediysek kendimizi bir türlü anlatamadık. Belli ki muhabbet ve hürmetimizi layık olduğu şekilde gösteremedik. Hâlbuki Kürt kardeşlerimize hiçbir zaman şaşı bakmadık, onları hiçbir zaman öteki ve sorun görmedik. Hep birlikte Türk milleti olduğumuzu yüreklice savunduk."

'KÜRT İLE TÜRK’ÜN ALIN YAZISI BİR YAZILMIŞTIR'

"Şuna da kesinlikle inanın Washington’dakiler sizi benden daha fazla sevemez, Erbil’deki peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez. Kürt ile Türk’ün alın yazısı bir yazılmıştır. Biz bu görüşten hiçbir şekilde taviz vermedik. TC devleti hepimizin dahası hepimiz Türk milletiyiz."

DEM PARTİ'NİN TEMASLARI

"DEM heyetinin yaptığı temas ve ziyaretler bizim nezdimizde müspet seyir ve serencam halinde gerçekleşmiştir. Usul ve üslup olgunluğunun örneklerine şahit olmak memnuniyet vericidir. Bu kapsamda terörsüz Türkiye’nin yanında pozisyon alan, duruş gösteren, mesaj veren, bu uğurda dürüst ve önyargısız hareket eden herkes değerli bir çabanın tarafıdır. Hasılı vakit gecikmeksizin, yediğimiz ekmeğin, içtiğimiz suyun, üzerinde gezdiğimiz toprağın, mensubiyetinden iftihar ettiğimiz milletin hak ve hukukunu ortaklaşa müdafaa etmenin vakti gelmiştir. Terör markajını kırarak bölücülük damarını kesmenin; milli kucaklaşmayı biteviye başlatarak ayrık otlarını temizlemenin, eşanlı şekilde ortak tarih ve kültürde birleşmenin dışında başka bir çare kalmamıştır. Terör örgütü için son gelmiş, deniz bitmiş, tutunacağı hiçbir dal kalmamıştır.

İKİNCİ GÖRÜŞME ÇAĞRISI: PKK’NIN ÖRGÜTSEL VARLIĞININ BİTTİĞİ AÇIKLANMALIDIR

DEM heyetiyle İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmenin hitamında PKK’nın örgütsel varlığının bittiği, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır. Kesin ve tavizsiz beklentimiz budur. PKK’lı teröristler ya silahlarını gömmeli ya silahlarıyla birlikte teslim olmalı veya kaçınılmaz sonlarıyla karşılaşmalıdır. Altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyorum ki, terörle pazarlık olmaz, müzakere yapılmaz, yalnızca ve yalnızca mücadele edilir. Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK/YPG bölücü terör örgütü mensupları Suriye hükümetinin çağrısına kulak vermelidir. Silahlar bırakılmalı, terör yöntemiyle sonuç alınamayacağı görülmelidir. Aksi halde terör örgütü mücavir topraklarımızın neresinde ürüyorsa, bataklık nerede bulunuyorsa, terörün kaynağına hücum ederek, özellikle Fırat’ın doğusunu meşru müdafaa ilkeleri gereğince darmadağın etmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir devlet onurudur. Batı’dan kaçanların doğuya sığınmaları diye bir şey olmamalıdır. Fırat’ın iki yakası da terörden arındırılmalıdır. ABD, Fransa ve diğer bazı ülkelerin suyu bulandırma, terör örgütünü arkalama ve DEAŞ bahanesiyle teröristlere kol kanat germe teşebbüslerinin geçerliliği ve inandırıcılığı yoktur. Dostluk ve müttefiklik maskesine bürünen ülkelerin arkadan dolanıp terör örgütüne destek vermeleri hiçbir kitaba sığmayacak ilkellik ve ilkesizliktir. Fırat Nehri, kardeşliğin nehridir. Sınır aşan bu nehrimizin sularında taşınan husumet değil berekettir, akan coğrafyamızın umutları, inanç ve tarihsel bağlarımızın muhterem hatıralarıdır. Diyeceğim odur ki, Fırat’ın doğusu terörden ya kurtulmalı ya da kurtarılmalıdır. PKK/YPG Suriye’den çıkmalı ve örgütsel hüviyeti sonlanmalıdır. Terörsüz Türkiye’nin doğuşundan rahatsız ve memnuniyetsiz olan bazı döneklerin iki devletin, iki bayrağın, iki dilin isteneceğini hezeyan komasına gire gire duyurmaları sadece ve sadece hamaset tiyatrosudur. Kılıç hakkının ne olduğunu bilmeden, bu hakkı diline dolayanların esas dert ettiği hakkın cukka hakkı olduğunu bilmeyen mi vardır?"

'BARIŞIN KAYBEDENİ, SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ'

"Gün bugündür, ayrışmadan uzlaşmak, yönetimde kaynaşmak için varız. Gün bugündür, istikbalin yol haritasını birlikte çizmek için varız. Terörü bitirip bölgesel istikrarla yeniden tarihi yazmak için ayaktayız. Emperyal güçlere ödün vermeden tarihi yeniden yazmanın kararındayız. Barışın kaybedeni, savaşın kazananı olmaz. O halde barışla herkesin kazanması için hazırız ve buradayız."

ÖZGÜR ÖZEL'E ERKEN SEÇİM YANITI: VAZGEÇ ÇALIDİBİ YOKLAMAKTAN

"CHP Genel Başkanı’nın basit ve bayağı siyasetinin tevil ve telifi artık imkansızdır. Terörsüz Türkiye hedefini yeni anayasa ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesi kapsamında değerlendirmesi gafilce bir saptırmadır ve yalandır. Özgür Bey’in hemen seçim çağrısı, gerçeklerle bağını koparan müflis bir siyasetçinin kendisini hayal alemine nasıl kaptırdığının ibretlik göstergesidir. Bu hafta erken seçim kararı alalım diyor. Sanki pazara çıkmış soğan patates alıyor. Özgür Bey, bırak bu işleri, vazgeç çalıdibi yoklamaktan, hesabını kitabını da seçimlerin zamanında yapılmasına göre planla ve hazırlan. Çünkü erken seçim düşü görmek kurt ininde çakal izi aramak kadar abuk sabuk bir halin özetidir. Seçimlerin erkene alınması diye bir şey yoktur. Buna ihtiyaç ve gerek yoktur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sağladığı siyasi istikrar hassasiyetle korunup sonuna kadar müdafaa edilecektir. Türk milleti çok konuşup aklına esen sözleri verenlere değil, verdiği sözleri tutup söylediklerini yapanlara güvenmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı sözünün eridir. Geçim ve seçim diyenlerin samimi olmadığı meydandadır. Yalanı, dolanı ve sahte demokratlığı geçim kapısı görenlerin milletimizin aşına, işine ve geleceğine dair hiçbir genel ve geçer vaatleri olmaz, olamaz, bugüne kadar da olmamıştır. İç ve dış meseleleri yorumlama ve siyaset üretme yetersizliklerinden dolayı komplekse giren CHP’nin başını çektiği müzmin muhalefetin erken seçim talebi yenile yenile sırtı kevgire dönmüş güreşçiyle bir ve aynıdır. CHP yönetiminin boşa kürek çekmesi kendi bileceği bir şeydir. İstiklalin ve istikbalin güvencesi Cumhur İttifakı’dır ve varlığını kararlılıkla devam ettirecektir. Tarihte büyük devletler kurmuş ve bu potansiyeli defalarca göstermiş olan Türk milletinin bugün her evde, her ocakta, her ailede, her ana yüreğinde yaşattığı medeniyet kudreti, onu saklı durduğu yerden çıkaracak samimiyeti, marifeti ve cesareti beklemektedir."

DEMİRTAŞ AÇIKLAMASI

(Grup toplantısı sonrası gazetecilerin Demirtaş’ın açıklamasıyla ile ilgili sorusuna yanıt verdi) "Birçok temaslar temsil eden arkadaşlar aracılığı ile devam etmektedir. Kamuoyundan edindiğimiz bilgilere göre gelişmeler uyumlu ve onurlu bir gelişmedir. İnşallah Türkiye terörsüz bir Türkiye olacak, bunda da herkesin katkısı bulunacaktır." (HABER MERKEZİ)