Bakan Soylu’ya yanıt HDP’li Nadir Yıldırım’dan geldi

Bakanlığın hazırladığı iddia edilen 90’lı yılları anımsatan genelge ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 15 Temmuz sonrasında yurt dışına...

Bakan Soylu’ya yanıt HDP’li Nadir Yıldırım’dan geldi

Bakanlığın hazırladığı iddia edilen 90’lı yılları anımsatan genelge ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 15 Temmuz sonrasında yurt dışına çıkan gazeteci, akademisyen, yazar ve siyasetçilere dönük sarfettiği sözleri, HDP’li vekil Nadir Yıldırım sitemize değerlendirdi.

ARTI GERÇEK – İçişleri Bakanlığı’nın 81 ilin valisine yolladığı referandum talimatının yanı sıra 16 ilin valisine de Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu imzasıyla gönderildiği iddia edilen operasyon genelgesi, yeni tartışmaları beraberinde getirdi.

HDP, İçişleri Bakanlığı’nın 90’lı yıllardaki uygulamaları anımsatan genelgesini Meclis Başkanlığından sormaya hazırlanırken bu kez İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Trabzon’un Vakfıkebir ilçesinde seçim otobüsünden AKP’li seçmenlere yaptığı konuşma gündeme düştü.

Bakan Soylu konuşmasında, "Bu ülkenin güvenlik konsepti de stratejisi de değişmiştir artık. Dünyanın neresinde olursa olsun Türkiye'ye ihanet edeni orada bir saat bile durdurmayız" diyerek yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Soylu’nun bu açıklamasını 15 Temmuz sonrasında yurt dışına çıkmak zorunda kalan gazeteci, akademisyen, sanatçı, siyasetçi ve yazarlara dönük bir gizli operasyon olarak yorumlayanlar da oldu.

‘KİŞİLER DEĞİŞMİŞTİR, ZİHNİYET AYNIDIR’

İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın birlikte hazırladığı iddia edilen genelge ile İçişleri Bakanı Soylu’nun açıklamalarını HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım ile konuştuk.

Yıldırım genelgeyi resmi olarak doğrulatamadıklarını ancak uygulama itibariyle 90’lı yılları anımsatan genelgeye uygun bir operasyonun halen Diyarbakır’ın Lice ilçesinde sürdürüldüğünü belirterek başladı sözlerine. Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şahıslar belki değişmiştir. Ağar yok ama Soylu var. Doğan Güreş gitmiştir ancak yerine yeni bir komutan gelmiştir. Özellikle şu anda Lice’de yürütülen askeri operasyonun, bu genelgedeki zihniyetten çok farksız olmadığını görüyoruz. Bu zihniyet aynı zamanda 90’ların zihniyetidir. Lice’de yürütülen operasyonun başındaki subayların neredeyse tümünün 90’ların subayı olduğunu hatta bir ikisinin Kıbrıs’tan geçici görevle bölgeye getirildiği ve bu operasyonları yürüttüğü iddia ediliyor."

‘KÜRT TOPLUMUNU SİNDİRMEK İSTİYORLAR’

Yıldırım, İçişleri Bakanı Soylu’nun koordinasyonuyla sürdürülen uygulamaları da değerlendirdi. Yıldırım, Soylu’nun savunduklarını "zıvanadan çıkmak olarak" yorumladı:

"Son yaşananları değerlendirdiğimizde esasen zıvanadan çıkmış bir yönetim gerçekliğinin söz konusu olduğunu görmek mümkün. Yaşananları sadece bir güvenlikçi politika olarak değerlendiremeyiz. Tamamen şiddet ve terörle Kürt toplumunu sindirmeye, bastırmaya dönük konsept yeniden devreye sokulmaya çalışılıyor. Genelgenin resmi halini henüz göremedik. Ama basına yansıyanlardan gördüğümüz, sivil yerleşim yerlerine gıda ambargosu konulmasından tutun kitlesel gözaltılara, köy boşaltmalara kadar her türlü müdahalenin tereddütsüz yapılmasını içerdiğini görürsünüz. Esas olarak her türlü işkenceyi meşru gören, işkenceyi bir yöntem olarak kullanan yaklaşım söz konusu. ‘Hiç kimseye merhamet gösterilmeyeceği’ türünden vurgular var. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde 90’lardaki zihniyetin bir kez daha kendisini denemek, sınamak istediğini görmek mümkün."

‘REFERANDUMDA EVETİ MİLLİYETÇİLİKLE ARTIRMAK İSTİYORLAR’

Nadir Yıldırım, Bakan Soylu’nun yürüttüğü siyasetin birçok yanlışlık içerdiğini belirterek PKK’ye dönük söylemlerin de referandum için kullandıkları malzeme olduğunu vurguladı. Yıldırım’ın konuyla ilgili aktardıkları şöyle:

"Özellikle referandum sürecine doğru giderken çok büyük laflar ettiler. ‘Mart’ta, Nisan’da PKK yok olacak, bitecek, kimse adını bile ağzına alamayacak’ diyordu, Süleyman Soylu. Mart bitti neredeyse, Nisan geldi ama PKK hala bölgesel bir güç olarak varlığını sürdürüp gelişmeler üzerinde etkili olabiliyor. Bu anlamsız çıkışlar, gerçeküstü politikalar ile Kürt düşmanlığına dayanan zihniyetlerini bu ve benzeri yöntemlerle bir şekilde güncellemek istiyorlar. Referandum sürecine giderken evet oylarının hergün düşmesi onları tedirgin ediyor. ‘Bu söylem ve uygulamalarla yeni bir milliyetçi dalga yaratabilir miyiz?’ ‘Halkı etkileyip evetin yelkenini şişirebilir miyiz?’ ‘Kürt düşmanlığı üzerinden ibreyi lehimize değiştirebilir miyiz?’ diye soruyorlar. Tüm bu soruların karşılığını sözünü ettiğimiz girişimlerle realize etmek istiyorlar. Belki de son şanslarını denemek istiyorlar. Bir ayağı Irak Kürdistan’ına dayanan, Türkiye’de yaşananlar, Rojava’ya dönük hesaplar… Bölgesel düzeyde yürüttükleri bu üçlü konseptle süreci kontrollerine almaya çalışıyorlar. Bu politikalar kitleleri tedirgin etse de sonuç itibariyle başarısız olacağı bugünden belli politikalardır."

‘BAKANLAR YURT DIŞINA ÇIKAMIYOR ARTIK’

Soylu’nun 15 Temmuz’dan sonra yurt dışına çıkmak zorunda kalanlara dönük sarfettiği sözler de tartışma konusu oldu. HDP Milletvekili Nadir Yıldırım, Soylu’nun sözlerine ilişkin şunları söyledi:

"Yurt dışındaki insanlar, aydınlar, sanatçılar, gazeteciler, akademisyenler esas olarak rahat olmalılar. Artık Süleyman Soylu yurtdışına çıkamayacak duruma gelmiş. Değil o başka bakanlar da eskisi gibi istedikleri ülkeye gidemiyorlar. Afrika kıtası ve bir iki Körfez ülkesi hariç ilişki kurabilecekleri devlet neredeyse kalmamış. Ancak bu zihniyetin kirli yanlarını da biliyoruz. Bu geleneğin tarihi, gelişimi çetevari saldırılara açıktır. Bu durum karşısında başta yurt dışı ve Avrupa kamuoyu ile devletlerini uyarmak lazım. Bunun dışında da yurt dışındaki akademisyenler, gazeteciler, sanatçılar, yazarlar, sendikacılar, siyasetçiler bu durumu sadece psikolojik savaşın bir yönelimi olarak değerlendirmeliler. Onlar mücadelenin her yerde sürdüğünü biliyor, bunu engellemeye çalışıyorlar. Mücadeleyi sinmeden, korkmadan hep birlikte sürdüreceğiz."

Süleyman Soylu Nadir Yıldırım