Buldan: Kayıpların nasıl bir acı olduğunu çok iyi bilirim
'Katledilen gençlerimizin, yarım kalan gülüşlerine borcumuzu ancak onlar için gerçek bir adaleti sağlayarak ve Gezi’nin haklı taleplerini bir gün mutlaka hayata geçirerek telafi edeceğiz.'
Seda TAŞKIN
ARTI GERÇEK- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi'nin, "Kadın yoksulluğuna hayır" buluşmaları kapsamında Çukurova'da 3 günlük ziyaretleri sona erdi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ve partinin kadın milletvekilleri ile Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce’nin yer aldığı heyet, Hatay'ın Defne ilçesine bağlı Defne Semt Evi'nde kadınlar ve Gezi Direnişi'nde yaşamını yitirenlerin aileleriyle bir araya geldi.
'SUÇLULARIN CEZALANDIRILMASI İÇİN ÇIKMADIĞIMMIZ MAHKEME KALMADI'
Buluşmada ilk olarak söz alan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, adaletsizliğin yaşamın her alanına yansıdığını belirterek, "Ama kadınlar olarak bunu ayrıca daha fazla yaşıyoruz. Hukuki olarak hiçbir yerde adalete ulaşamıyoruz. Suçluların cezalandırılması için kapısını çaldığımız tüm mahkemelerde ve adliyelerde maalesef adalet değil, erkek yargının verdiği kararlarla faillerin ödüllendirildiği bir süreç yaşıyoruz" dedi.
'SİYASETTE VAR OLACAĞIZ'
Kadınların, mücadele ettikleri için cezaevlerine konuldukları, öz savunmalarını yapmak zorunda kaldıkları için cezaevlerinde tutuldukları ve müebbetle yargılandıkları bir süreçten geçiyoruz. Kadınlar, eş başkanlık sistemi, siyasette eşit temsiliyeti sağladıkları için ve biz toplumun yarısı olduğumuz için 'siyasette de var olacağız' dedikleri için cezaevlerinde rehin tutuluyor. Kadınlar adaleti Emine Şenyaşar gibi betonların altında arıyor, Cumartesi Anneleri gibi yıllardır Galatasaray Meydanında arıyor, Barış Anneleri gibi beyaz tülbentleriyle yollara düşerek arıyorlar. Ama maalesef erkek egemen sistemin bize dayattığı adaletsizlik, zulüm ve eşitsizlikle karşı karşıyayız" dedi.
'GEZİNİN HAKLI TALEPLERİNİ TELAFİ EDECEĞİZ'
Daha sonra konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise sözlerine Gezi Direnişi'nde yaşamını yitirenleri anarak başladı. Buldan, "Katledilen gençlerimizin, çocuklarımızın yarım kalan gülüşlerine hem siyaseten hem de birer birey olarak borç yüklü olduğumuzu, bu borcumuzu ancak onlar için gerçek bir adaleti sağlayarak ve de Gezi’nin haklı taleplerini bir gün mutlaka hayata geçirerek telafi edebileceğimizi öncelikle vurgulamak isterim" dedi. Buldan şöyle devam etti:
"Eşitsizliklerle, baskıyla, hukuksuzlukla yönetilen bir ülkede halkın taleplerini ifade etmesi, bir araya gelmesi, ortak itirazda bulunması aynı zamanda bir sonuçtur. Gezide milyonlar baskılara karşı özgürlük taleplerini dile getirdi. Gezi; emek sömürüsüne, doğa talanına, mafya düzenine, soygunculuğa, eşitsizliğe karşıydı. Gezi; Türkiye halklarının ortak mücadelesi, kolektif itirazı, soygunculuğa karşı her kesimden hak taleplerinin dayanışmasıydı. İşte bu dayanışma bizleri demokrasiye, eşit yaşama, barışa ve adalete götürecek olan tek yoldur."
‘ACIMIZ DA MÜCADELEMİZ DE BİRDİR’
Gezi Direnişi'nde 8 kişinin hayatını kaybettiğini 40 kişinin gözünü yitirdiğini hatırlayan Buldan, "Ben bir asırlık bu sistemin çeyrek asırlık adalet arayıcısıyım. Galatasaray Meydanı’na adalet talebi ile çıktığım günden bugüne devam eden yürüyüşüm, bugün beni sizlerle buluşturmuştur. Kayıpların nasıl bir acı olduğunu çok iyi bilirim, gelmeyen adaletin ne kadar yakıcı olduğunu sizler kadar hissederim yüreğimde, beynimde. Mezar taşı olmayan, sevdiklerinin kemiğine dahi ulaşamayan anneler ve eşlerle oturdum Galatasaray Meydanı’nda. İnanın bir mezarımın olmasının nasıl bir şans olduğunu duyumsadım gizlice, utanarak hissettim. Cumartesi Anneleri, 26 yıldır hala her Cumartesi hakikati soruyor, adalet talep ediyor.
'BİNLERCE CAN SOLDURULDU'
Tam 26 yıl hesap verilmediği gibi Cumartesi Annelerini de yargılamaya çalışıyorlar, özellikle bu dönemlerde. İşte bu nedenle; hesap verilmediği için, hakikatlerle yüzleşilmediği için, adalet sağlanmadığı için binlerce kayıp, binlerce can solduruldu bu ülkede. Gezi kayıpları da yüzleşilmemiş bir tarihin, sağlanmamış bir adaletin sonucu olarak bu tarihsel kayıplarımıza ne yazık ki eklendi. O nedenle kayıplarımız da birdir, acılarımız da birdir. Ve aynı zamanda mücadelemiz de birdir. Hakikat ve adalet arayışımız da birdir.
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN HER MADDESİNİ UYGULATACAĞIZ'
Artan kadın cinayetlerine de dikkat çeken Buldan, "Bu ülkede her gün onlarca kadın katledilirken, şiddete uğrarken, tekçi erkek iktidar mevcut yasaları dahi uygulamayarak kadın katillerine yargı kalkanı oluşturdu. Yetmedi kadınların yaşamını güvence altına almanın tedbirlerini öneren İstanbul Sözleşmesi’ni feshettiler. Bir tek adam milyonlarca kadının can güvenliğini, yaşam hakkını bir imzasıyla feshetti. Oysa İstanbul Sözleşmesi dünyada ve ülkemizde kadınların tarihsel mücadeleleri sonucu elde ettikleri değerli bir kazanımıdır. Bu nedenle demokratik muhalefetin en dinamik gücü olan biz kadınlar, tekçi erkek iktidarın bu kadın düşmanı politikalarına asla geçit vermeyeceğiz, asla seyirci kalmayacağız. Nasıl mücadele ederek İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasını sağladıysak, nasıl 6284 sayılı kanunun yasalaşmasını sağladıysak, nasıl eş başkanlık sistemini hem belediyelerimiz hem de partimiz aracılığıyla yasalaşmasını sağladıysak ve eşit temsiliyet ilkesini siyasette hayata nasıl geçirdiysek, aynı şekilde de İstanbul Sözleşmesi’nin her bir maddesinin tek tek uygulanmasını sağlayacağız. Kadınların sahip olduğu örgütlülük ve öz gücü, İstanbul Sözleşmesi’ni mutlaka uygulatacaktır, hep birlikte uygulatacağız" dedi.
Buldan şöyle devam etti:
"Onlar kadınları, ezilenleri koruyacağına, halka hizmet edeceklerine kendi rant çevrelerine ve mafyaya hizmet edip, kirli ittifaklarını kirli yöntemlerle koruya dursunlar. Bizden çaldıkları her canın, her varlığın hesabını kadınlar olarak kurulacak ilk seçim sandığında ve adalet önünde mutlaka ama mutlaka soracağız. Haftalardır nasıl bir suç teşkilatı oluşturdukları; bakanından yargısına, gazetecisine, bürokratına kadar nasıl bir suç ortaklığı kurdukları sere serpe ortaya serilirken, onlar tamamen hukuk dışı bir şekilde Gezi’yi, Kobanê protestolarında yargılamaları devam ettiriyorlar. Ama şunu bilsinler, kadınların ortak mücadelesi bu ülkeye özgürlüğü, barışı ve eşitliği getirecek."