Buldan: 'Tecrit olmasaydı, 15 Temmuz da olmayacaktı, OHAL de'

5 Nisan 2015'ten bu yana Öcalan'dan haber alınamadığını belirten Buldan, bugün yaşanan kaosun çözüm sürecini de sonlandıran tecritin sonucu olduğunu belirtti.

Buldan: 'Tecrit olmasaydı, 15 Temmuz da olmayacaktı, OHAL de'

ARTİ GERÇEK - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’la 5 Nisan 2015 tarihinden bu yana PKK Lideri Abdullah Öcalan’la kimsenin görüşeediğini belirterek, "Sayın Öcalan 5 Nisan tarihinde bize ‘buraya belki de son gelişiniz. Çünkü görünen o ki muhataplar bu sorunun çözümü için bir adım atmıyor ve bir ilerleme görülmüyor demişti. 5 Nisan’dan itibaren sadece Sayın Öcalan’a değil, aynı zamanda Türkiye’ye bir tecrit uygulandı" dedi.Erdoğan’ın Hatay’da askeri üniforma giymesine tepki gösteren Buldan, "Askeri vesayete karşı olduğunu söyleyen partinin başkanı kamuflaj giyerek gitti" dedi. "Afrin'de müteahhitler nasıl para kazanacak diye düşünerek Afrin'deki halkı sürgün etmenin yollarını arıyorlar" diyen Buldan, Erdoğan’la birlikte sınıra giden sanatçılar için ise "Gerçek sanatçılar barışın yanında saf tutanlardır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Bir hafta ekranlara çıkmıyor bakıyorsunuz dolar, avro düşmüş" diyen Buldan, erken seçim tartışmalarına ilişkin de "Biz erken seçimin yapılacağını biliyoruz. Arka kapılarda erken seçim tarihi belirliyorlar. 2018'in sonbaharında bu ülkeyi bir seçim bekliyor" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan konuşmasına konukları selamlayarak başladı. Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren Polen Ünlü’nün bu sabah hayatını kaybeden annesi Şennur Ünlü’yü anan Buldan, "Kalbi kızının acısına dayanamadı" dedi. "Ülkü Tamer’i değerli eserleriyle anacağız" diyen Buldan, hayatını kaybeden Sanatçı Mükerrem Keremtaş’ı ise "Artık huma kuşu yükseklerden seslenemeyecek" diyerek andı.

ÖCALAN 5 NİSAN’DA ‘BELKİ BURAYA SON GELİŞİNİZ’ DEMİŞTİ

5 Nisan Türkiye’nin geleceği ve siyaseti açısından önemli bir tarih" diyen Buldan, "5 Nisan 2015’ten beri Aayın Öcalan’dan haber alınamıyor" dedi. 5 Nisan’da İmralı Heyeti olarak Öcalan’la yaptıkları görüşmede konuşulanlara değinen Buldan, "Öcalan ‘bu sorun bu masada çözülemezse bu ülke bir kriz ve kaos süreci yaşayacak’ diyordu. 5 Nisan tarihinde bize ‘buraya belki de son gelişiniz’ demişti. ‘Çünkü görünen o ki muhataplar bu sorunun çözümü için bir adım atmıyor ve bir ilerleme görülmüyor’ demişti" şeklinde konuştu.

‘DOLMABAHÇE MUTABAKATI’NI YOK SAYAN ERDOĞAN BUGÜNKÜ SÜRECİ BAŞLATTI’

Öcalan’ın üçüncü bir gözün sürece katkı sunması gerektiğini sık sık dile getirdiğini belirten Buldan, "Dolmahahçe Mutabakatı’nın gözlemci heyet eşliğinde tartışmaya açılmasını öneriyordu. Ancak bırakın gözlemci heyeti, Dolmabahçe Mutabakatı bile yok sayıldı. O mektupta tüm Ortadoğu’yu demokratikleştirecek bir süreçten bahsediliyordu. Erdoğan Dolmanahçe Mutabakatı’nı yok sayarak bu gün yaşanan sürecin başlamasına vesile olmuştur" dedi.

‘DEMOKRATİK VE ANAYASAL KAZANIMLAR ASKIYA ALINDI’

5 Nisan 2015’te Öcalan’a uygulanan tecritle birlikte ‘çözüm süreci’nin de bitirildiğini ifade eden Buldan, "Sadece Sayın Öcalan’a değil, aynı zamanda bütün ülkeye tecrit uygulandı. Türkiye’deki demokratik kazanımlar, yasal ve anayasal kazanımlar da askıya alındı" dedi.

Öcalan’ın öngördüğü gelişmelerin adım adım hayata geçtiğini söyleyen Buldan, "İmralı tecridiyle birlikte; Özellikle 7 Haziran seçimlerine yapılan darbeden başlamak gerekir. 7 Haziran seçimleri Türkiye’nin tarihi açısından önemliydi. Çünkü HDP 80 milletvekiliyle parlamentoya girmeye hak kazanmıştı. Ancak AKP bunu hazmedemeyerek ülkeyi 1 Kasım’da bir kez daha seçime mahkum etti. 7 Haziran’la 1 Kasım arasında yaşanan Ceylanpınar olayı, Suruç ve Ankara katliamları, Sur’da, Cizre’de ve Gever’de yaşanan katliamlar, tecrit olmasaydı elbette ki yaşanmayacaktı" dedi.

‘TÜRKİYE ULUSLARARASI GÜÇLERİN ESİRİ OLDU’

Öcalan’a 5 Nisan 2015’ten itibaren uygulanan tecritle çözüm sürecinin sona ermesinin sonuçlarının ağrı olduğunu dile getiren Buldan, "Öcalan’a tecrit uygulanmasaydı darbe mekaniği devreye girmeyecekti ve 15 Temmuz yaşanmayacaktı" diyen Buldan, "Öcalan devlet yetkililerini de uyararak; ‘bu sorun bu masada çözülmezse darbe mekaniği harekete geçecek’ demişti. Tecrit uygulanmasaydı, bugün bu ülkede OHAL ilan edilmemiş, ülke KHK’lerle yönetilmemiş olacaktı. Ülke bir polis devletine dönüşmeyecek, yüzbinlerce insan işinden ekmeğinden edilmeyecek, HDP’ye siyasi darbe yapılmayacak, demokrasi, anayasa, insan hakları rafa kaldırılmış olmayacaktı. Bu ülkeyi yönetenler bir savaş sarmalının içine girmeyecekti. Süreç devam etmiş olsaydı Afrin işgali yaşanmayacaktı. Ülkeyi yönetenler çözümsüzlük siyaseti nedeniyle Türkiye’yi Rusya başta olmak üzere uluslararası güçlerin esiri haline dönüştürmeyecekti" dedi.

‘KÜRT SORUNU ULUSLARARASI BİR SORUN HALİNE GELDİ’

Öcalan’ın görüşmeler sırasında ‘Kürt sorunu burada, kendi muhataplarıyla çözülmek zorunda’ dediğini söyleyen Buldan, "Uluslararası güçlerin bu soruna müdahale etmemesi gerektiğini belirtiyordu. Ancak Kürt sorunu artık uluslararası güçlerin sorunu haline gelmiştir. Her türlü vesayet gerileyecekti, silahsızlanma süreci başlayacak, çatışmalı süreç sona erecek, hiçbir insanımız yaşamını yitirmeyecekti. Ancak bugün görüyoruz ki tecritle başlayan süreçle her gün cenazeler geliyor, annelerin babaların yüreği yanmaya devam ediyor" dedi.

‘SİZİN YAPTIĞINIZ HABERCİLİĞE TÜRKİYE HALKLARININ KARNI TOK’

Konuşmasının devamında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Buldan, "Afrin'e başlatılan bir işgal girişimidir. Orada doğup büyüyenler yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kalmışlardır. Afrin'lilerin evleri talan ediliyor ve yağmalanıyor. Bu da ÖSO tarafından gerçekleştiriliyor. Habertürk yayınında Afrinliler ÖSO'nun zulmünü anlatıyor. Yapılan tercümede 'YPG' deniyor. Bunun bir rezalet olduğunu belirtmek isteriz. Yalancının mumu ancak yatsıya kadar yanar. İşte Habertürk kanalında tercümanlık yapan AFAD görevlisi 'ÖSO'nun yaptıklarını YPG diye yutturmaya çalışıyor. Ama sizin yaptığınız haberciliğe Türkiye halklarının karnı tok" dedi.

‘AFRİN'DE MÜTEAHHİTLER NASIL PARA KAZANACAK DİYE DÜŞÜNÜYORLAR’

Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Afrin'de müteahhitler nasıl para kazanacak diye düşünerek Afrin'deki halkı sürgün etmenin yollarını arıyorlar. Sürgün edilenlerin yerlerine başkalarını yerleştirmenin yöntemlerini arayarak vali atamaya kalkışıyorlar. Türkiye, Suriye ile girmiş olduğu bu savaş sarmalından nasıl çıkacak merak ediyoruz. Bu nedenle BM'yi acil önlem almaya davet ediyoruz. Buradan bir kez daha söz veriyoruz. Afrinliler kendi yaşadığı topraklara mutlaka geri dönecekler. Afrin Afrinlilerindir.

‘GERÇEK SANATÇILAR BARIŞIN YANINDA SAF TUTANLARDIR’

Cumhurbaşkanı yanına sanatçıları alarak Hatay'a gitti. Sanatçıların durması gereken nokta savaştan yana değil barıştan yana olmalıdır. Biz gerçek sanatçıları da tanıyoruz. Ahmet Kaya'ları Yılmaz Güney'leri Ahmet Arif'leri, Mahzuni Şerif'i de tanıyoruz. Gerçek sanatçılar barışın yanında saf tutanlardır. Biz hiçbir sanatçımızın ölümlerden yana olmasını tercih etmeyiz.

‘SAYIN KAHRAMAN TBMM TARİHİNE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇTİ’

Kadınların mecliste tiyatro sahnesinden indirildiği haberlerini üzülerek takip ettik. AKP'nin elinde olsa hiçbir kadın yaşamın hiçbir alanında yer alamayacak. Şu kürsüde yer alamayacak, tiyatro sahnesine çıkamayacak. Biz öyle bir kadın tipi yarattık ki tiyatro salonlarında en önde kadınlar olacak. Mecliste kadınlar konuşacak. Bu kürsülerde kadınlar konuşacak. Sayın Kahraman TBMM tarihine kara bir leke olarak geçti.

‘BİR HAFTA EKRANA ÇIKMASA DOLAR AVRO DÜŞÜYOR’

Cumhurbaşkanı AKM'nin yıkılmasına ilişkin 'Geziciler çatlasın patlasın' dedi. Bir ülkenin cumhurbaşkanı 'Çatlasın patlasın' kelimesi üzerinden siyaset yapmamalıdır. Onun görevi kutuplaştırmak değildir. Çatlasın patlasın kelimesi hiç kimsenin ağzına yakışmayan bir kelimedir. Hiç kimsenin bu ülkeyi terk etmeye niyeti yok. Bu ülkeden gitmesi gereken birisi varsa o da sizsiniz. Siz gittiğiniz zaman huzur olacak, barış gelecek. Bir hafta ekranlara çıkmıyor bakıyorsunuz dolar, avro düşmüş. Bir çıkıyor televizyona ekonomik kriz başlıyor. Bir sussan, konuşmasan bu ülkenin refaha kavuştuğunu herkes görecek.

‘BİZ ERKEN SEÇİMİN YAPILACAĞINI BİLİYORUZ’

Biz erken seçimin yapılacağını biliyoruz. Arka kapılarda erken seçim tarihi belirliyorlar. 2018'in sonbaharında bu ülkeyi bir seçim bekliyor. Kamuoyuna seçimler zamanında yapılacak deyip, kongre tarihini öne alan AKP, MHP ile birlikte plan yapıyor. Biz biliyoruz. HDP olarak biz de hazırız. Sizin seçimlerde yapacağınız usulsüzlüklere de hazırız. HDP vardır. HDP geliyor.

Milletvekilimiz Ahmet Yıldırım'a 'Cumhurbaşkanına hakaret'ten ceza alıp milletvekilliği düşürüldü. Artık polise hakaretten bile ceza alıyor milletvekilleri. Ama biz biliyoruz ki Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin de cumhurbaşkanına hakaret davaları var. Ama bu davalar geri çekiliyor. Özellikle MHP- AKP koalisyonundan sonra Bahçeli'nin dosyası gündeme bile gelmiyor.

‘ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ’Yİ SATIN ALAMADIKLARI İÇİN KAYYIM ATADILAR’

Doğan Medya grubunu parayla satın aldılar, Özgürlükçü Demokrasi’yi satın alamadıkları için hem gazeteye hem matbaaya kayyım atadılar. Tıpkı seçimlerde belediyelerimizi alamadıkları için belediyelerimize kayyım atadıkları gibi şimdi de halkın gazetesine kayyım atıyorlar. Oysa biz biliyoruz ki Özgürlükçü Demokrasi gazetesi, Musa Anter’in bıraktığı bir mirastır"

HDP Erken Seçim Pervin Buldan TBMM afrin Abdullah Öcalan