CHP'li Kaboğlu'ndan 'Meclis'te çoğunluk' tartışmalarına yanıt: Yönetimde istikrarsızlık etkeni değil
CHP'li İbrahim Kaboğlu, Meclis çoğunluğunun Cumhur İttifakı'nda olması nedeniyle bazı çevreler tarafından başlatılan 'istikrar' tartışmasına ilişkin Meclis çoğunluğunun, yönetimde istikrar veya istikrarsızlık etkeni olmayacağını söyledi.

Artı Gerçek - CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu, 28. dönem milletvekili seçimleri sonucunda Meclis çoğunluğu üzerinden yürütülen 'istikrar' ve 'istikrarsızlık' tartışmasına ilişkin "Yasama-yürütme arasında karşılıklı denge-denetim yoluyla devlet yönetimi, toplumdaki derin ayrışmaları onarıcı bir işlev de görebilir” dedi. Kaboğlu, Meclis çoğunluğunun yönetimde istikrar veya istikrarsızlık etkeni olmayacağını söyledi.
13. cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırken 28. dönem milletvekili seçimleri sonucunda Cumhur İttifakı, Meclis'te çoğunluğu elde etti. Bunun üzerine Meclis çoğunluğu üzerinden 'istikrar' ve 'istikrarsızlık' tartışmaları başladı. CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu, sosyal medya hesabı üzerinden tartışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kaboğlu, Meclis çoğunluğunun, yönetimde istikrar veya istikrarsızlık etkeni olmayacağını belirtti. 16 Nisan Anayasa değişikliği için, iktidarın “yasama ve yürütme tam anlamıyla bağımsız olacak’ ve “hükümet krizleri yaşanmayacak” gerekçelerini kullanıldığını hatırlatan Kaboğlu, “Tam da bu argümanla yürütmeye çok geniş yetkiler tanındı ve bunun karşısında Meclis’in yetkileri kısıtlandı. 2018’de cumhurbaşkanı yardımcısı ve 16 bakan ile göreve başlayan Erdoğan, bu süreçte bakanlık sayısını 17’ye çıkardığı gibi bakanlıklarda 9 defa değişiklik yaptı. Hazine ve Maliye Bakanı iki defa değiştirildi. Geçen 5 yılda 4 farklı Merkez Bankası Başkanı görev yaptı. Meclis çoğunluğu, siyasi istikrar açısından bir koşul olmadığı gibi mevcut tabloda hiçbir siyasi partinin tek başına çoğunluğu da bulunmamakta” dedi.
'DENGE VE DENETİM BU SAYEDE SAĞLANABİLİR'
Meclis’in yasa yapımında Cumhurbaşkanı ile bir uzlaşı içerisinde çalışabileceği; kaldırılan denge ve denetimin bu sayede sağlanabileceğini söyleyen Kaboğlu, “Yasa yapım süreçlerinde, bakanlıklar ve politika kurulları metinlerinin esas alındığı ve hatta tekliflerin burada hazırlandığı dikkate alınırsa, norm koyma açısından yürütme yine önemli yer tutacak. Bu itibarla müzakere ve uzlaşma üzerine bir yasama sürecinin işlemesi olanaklı. Cumhurbaşkanı’nın yasaları geri gönderme yetkisi siyasal partileri yasa yapımında müzakere ve uzlaşmaya zorlar. Bütçe konusunda ise, Meclis’in bütçeyi onaylamaması durumunda da bir tıkanıklık olmadan Cumhurbaşkanı yeniden değerleme oranlarıyla bir önceki yılın bütçesi ile devam edebilir. Yürürlükteki Anayasal kurguda Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine tek başına sahip. Örneğin; Kararnamelerle norm koyma, yüksek yargıya üye atama ve bakanlar ile üst düzey kamu yöneticilerini belirlemek vb. geniş yetkileri var. Kaldı ki Anayasa’ya sadakat andı içen vekillerin yasama faaliyetlerinde bireysel kanaatlerinin oluşamayacağı zannı, makama haksızlık olur” diye konuştu
'HESAP VERİLEBİLİR HÜKÜMETE GEÇİŞ VESİLESİ'
Cumhurbaşkanlığı seçimini Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanmasının, anayasal yetkiler açısından yasama ve yürütme arasında denge-denetim düzeneğini uygulamaya geçirebileceğini ifade eden Kaboğlu, “Unutulmamalı ki, Cumhur İttifakı’nın 5 yılı siyasi istikrarsızlıkların ve ekonomik krizin derinleştiği bir dönem oldu. Yasama-yürütme arasında karşılıklı denge-denetim yoluyla devlet yönetimi, toplumdaki derin ayrışmaları onarıcı bir işlev de görebilir. Kuşkusuz bu saptama ve öngörüler, 2017 kurgusunun sürdürülebilir olmadığı gerçeğini göz ardı etmemekte olup, bu kurguyu aşma ve hesap verebilir hükümete geçiş vesilesi olarak görülmelidir” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)
CHP'den Erdoğan'a 1 milyon TL'lik montaj davası
Erdoğan'dan seçim açıklaması: İrademizi göstereceğiz, rehavete kapılmak yok
28 Mayıs Cumhurbaşkanı Seçimi için beş adımda oy kullanma rehberi