'Cumhurbaşkanı olacağım diye Türkiye'nin geleceğiyle oynamayacağım'
İYİ Parti lideri Meral Akşener, kendisinin cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunun Millet İttifakı'nın kararına bağlı olacağını söyledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, iktidarın bu kadar kriz ile 2023'ü çıkaramayacağını belirterek 2021'in Haziran ayında erken seçim beklediğini söyledi.
Geçmiş cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdullah Gül'ün adaylığının CHP tarafından önerildiğini ifade eden Akşener, Gül'ün adaylığına o zaman soğuk bakmadığını kaydetti. Kendisinin cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunun ise Millet İttifakı'nın kararına bağlı olacağını belirten Akşener, aday olmayı çok istediğini ancak son kararın Millet İttifakı'nın karşılıklı konuşmasıyla alınabileceğini söyledi.
Cumhur İttifakı'nda sadece AKP ve MHP'nin değil Doğu Perinçek'in de yer aldığını vurgulayan Meral Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı eleştirerek "Hayat damada çokomel" dedi.
Meral Akşener'in Halk TV'deki değerlendiremeleri şöyle: "AK Parti'nin Atatürk'e dair bir tutumu var. Çok şeyden geri adım attılar ama milli bayramlara dair tutarlı bir rahatsızlıkları var. AK Parti vesayet kavgaları vere vere bugünlere geldi. Askeri vesayet vardı, yargı vesayeti vardı ama o gün bile atanmışlar siyasetçilere cevap verme cüretinde bulunamazlardı. İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı'nın stratejisine dair görev yapabilir. Ama kendisi siyasetçi değildir. Dolayısıyla bu yeni bir vesayetin altının çizilmesi anlamına gelir. AK Parti'yi yönetenler en başından beri Atatürk'ün karşısına önce Abdülhamid Han konuldu. Cumhuriyetin karşısına Osmanlı konuldu. Şimdi de Alpaslan konuldu. Atatürk, Osmanlı Abdülhamid Han ve Alpaslan bizim.
'CUMHUR İTTİFAKI'NDA DOĞU PERİNÇEK DE VAR'
Cumhur İttifakı sadece AK Parti-MHP ittifakı değil. Doğu Perinçek de var. Bu ittifaktaki küçük ortaklar kendi partilerinden çok AK Parti'yi savunuyorlar. Duygusal bir bağ var aralarında. Sayın Erdoğan, her türlü milliyetçiliği ayağının altına aldığını ifade etmişti. Çok somut bir örnek Ayasofya Camii'nin açılması Danıştay kararıyla olmuştu. Aynı Danıştay'ın Andımız ile ilgili verdiği bir karar var. Bizim Danıştay'a bir başvurumuz vardı. Biz bununla ilgili bir önerge verdik ve reddedildi. Kim bundan rahatsızlık duyar? Türk milliyetçiliği geleneği Kurban Bayramı'nı da 30 Ağustos'u da kendinin kabul eder. Dini bayramın yerine milli bayramı koymaz. Benim de hocam olan İbrahim Kafesoğlu'nun Bozkır Kültürü tespiti vardır. Yani tüm kültürleri kucaklayan bir kültür. Türk milliyetçiliği Mete Han'ın ordusunu ilk Türk ordusu kabul eder.
'TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ İLE OYNAMAYACAĞIM'
Ben pandemi öncesinden başladım ilçeleri gezmeye. Vatandaşın derdi çok başka. Kavgadan bıkmış. Çocuğunun işsiz olmasından bıkmış. Bana Biden'ı soran olmadı, hilafeti soran olmadı. Fahrettin Altun suni gündem demiş ya, işte suni gündem bu. Ben Üsküdar'da ikamet ediyorum, orayı dolaştım dün. Esnaf Derneği başkanı bizimle toplantı yapmak istediklerini ifade ettiler. Biz derdi dinliyoruz, nasıl çözülmesi gerektiğini söylüyoruz. ... Elbette aday olmayı çok isterim herkes gibi. Ama daha çok zaman var. Millet İttifakı'nın karşılıklı konuşacağı bir konu. 'Cumhurbaşkanı olacağım' diye Türkiye'nin geleceği ile oynamayacağım.
'BİR TARAF UÇMUŞ BİR TARAF BATMIŞ'
Diyanet İşleri Başkanı demek istemiyorum. Ali Erbaş demek istiyorum.Diyanet İşleri Başkanlığı'nı Atatürk kurdu. O kurum bizim. Bu arkadaş böylesine bir arkadaş.
Baktığımızda milli gelirimiz büyüdü. Ama 2002'de 6 dolar milyarderimiz varken, şimdi 30 dolar milyarderimiz var. 22 milyon yurttaşımız da sosyal yardım alıyor. Bir taraf uçmuş bir taraf batmış. Bir ülkenin bel kemiği orta sınıftır. Yani esnaftır, KOBİ'dir, maaşlı çalışandır. Şimdi bu orta sınıfı hızla erittiler. Bizim yaşadığımız vahşi kapitalizm.
Bugün İstanbul'da devlet okulları çökmüş durumda. Eğitimde müthiş bir pahalılık var. İzmit'in 40 kişilik sınıflı okullarında okudu benim oğlum, ama Galatasaray Lisesi'ni kazandı. Onun oğlu Galatasaray Lisesi'ni kazanabilir mi bu saçma sapan eğitim sistemiyle.
'DAMADA HAYAT ÇOKOMEL'
Peynir 80 lira olmuş. Asgari ücretle geçinen bir aile nasıl geçinecek? Sayın Erdoğan ve damadı çok iyi yaşadığı için onlara hayat güzel, çokomel. Siz saray diye bir kavrama girersiniz, Saray bir paralel evren yaratır. Maria Antoinette ne demişti: Ekmek bulamazsanız, pasta yiyin. Dolayısıyla şu an Türkiye'de saray rejiminin yarattığı bir sorun daha var. O da ayrı bir bürokrasi. Şube müdürlerinin, milletvekillerinin telefonlarına çıkmadığı bir düzenektir bu. İkinci olarak saray rejiminde haşmetmeap ne duymak isterse onun söylendiği bir sistemdi. İzole bir hayattır.
Damat bakanı biz, Enerji Bakanlığı döneminde bu kadar eleştirmedik. Çünkü az çok bir uzmanlığı vardı. Ama şimdi sadece Cumhurbaşkanı'nın damadı olmak yani nepotizm söz konusu. İşini iyi yapmayan, dünyadan uzak, ekonomiden anlamayan ve empatiden yoksun bir arkadaş. Damat bakanın fıkrasına inanamadım.
'BİZ KURULMASAYDIK BU YENİ PARTİLER KURULABİLİR MİYDİ'
En erken Z kuşağını çalışan siyasi parti biziz. İYİ Parti kurulmasaydı nasıl bir Türkiye'de yaşayacaktık? İstanbul'u, Ankara'yı kim alacaktı? İYİ Parti bir memleket meselesi diye kuruldu. Önceliğimiz vatandaşın nefes alması, liyakati sağlayabilmek, adaleti sağlayabilmek. Biz büyük bir korku duvarını yıktık. Biz kurulmasaydık, bu yeni partiler kurulabilir miydi?
Bir kere seçim yok. Seçim döneminde ne olacağını bilmiyoruz. Doğmamış çocuğa don biçmek doğru değil. Herkes ister böyle şerefli bir mekanda olmak ister. Sayın Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanlığı adayı sürecinde herhangi bir itiraz konumunda olmadım. Sayın Gül'ün tüm siyasi partiler tarafından desteklenmesine dair bir teklif geldi. Ben CHP'nin kendi adayını çıkarması gerektiğini düşündüm. İkinci turda zaten ortaklaşılırdı. Ben burada öncelik değildim. Sayın Gül benim arkadaşım. Olumsuz bir görüşüm yok. Sayın Erdoğan'ın yenilmez olduğu zamanlarda nasıl adımlar atacağının iyi hesaplanması gerektiğini düşündüm. Gördüğüm şey şu oldu: Sayın Gül'ü isteyen sol liberal diyebileceğimiz bir dostlar grubu var. Ben sayın Kılıçdaroğlu'ndan 15 milletvekili ödünç istedim. Kendileri de uygun gördüler. Ben o arkadaşları zor durumda bırakmamak için onların imzasıyla değil 100 bin imzayla aday oldum.
'2021 HAZİRAN'INDA SEÇİM BEKLİYORUM'
Sayın Bahçeli ve Erdoğan birbirlerine hakaretler ediyorlardı. Sonra yan yana gelmekle de kalmadılar etle tırnak oldular. Bunlara sayın Perinçek de katıldı. Perinçek'in siyasi hayatını bir düşünün. Şimdi geçmişi bir kalemde silip el sıkışınca seçmenlerimiz diyor ki, 'herkes her şeyi yapabilir. Meral Akşener her şeyi yapamaz. Hiçbir şart benim mansıp (Yüksek Makam) uğruna bir sistemin içinde yer almama neden olamaz. Bakınız ben AK Parti'nin kurucularındanım, ayrıldım. O gün hiçbir gazeteci bana niye ayrıldığımı sormadı. 2015'te sayın Davutoğlu, Erdoğan'ın bilgisi dahilinde bana başbakan yardımcılığı teklif etti. Ben onu reddettim. Ben bugün milletvekili değilim, sadece İYİ Parti Genel başkanıyım. Benim evim bile basıldı. PKK'lı dendi, FETÖ'cü dendi. Biz bugünkü rejime partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi diyoruz.
İçişleri Bakanlığı sürecinde özeleştiri yapmam gereken durum yok. Hepi topu 8 ay. Kürtleri bir bütün olarak HDP seçmeni olarak tanımlamak yanlış. Dindar Kürtler dindar Türklerden daha dindar. HDP’ye baraj aşılsın diye oy verilir. Bu sistemin 2023'e kadar taşımayacağını düşünüyorum. 2021 Haziran ayında seçim bekliyorum." (HABER MERKEZİ)