Davutoğlu'ndan erken seçim çıkışı: Aile ilişkileri metastaz yaptı, bu şartlar sürdürülemez

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Bakan Berat Albayrak’ın istifa metnindeki dilbilgisi hatalarını sert dille eleştirdi.

Davutoğlu'ndan erken seçim çıkışı: Aile ilişkileri metastaz yaptı, bu şartlar sürdürülemez

Derya OKATAN

ARTI GERÇEK- Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Bilkent Otel’de düzenlediği basın toplantısında "Tam Demokrasi İçin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" önerisini kamuoyuna açıkladı.

Basın toplantısına çalışmada yer alan anayasa hukukçuları Prof. Dr. Serap Yazıcı ile Prof. Dr. Ergun Özbudun da katıldı.

Ahmet Davutoğlu, konuşmasının başında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasına dair değerlendirmelerde bulundu.

"İnsanların hayatlarında uykusuz geçen geceler vardır. Dün son iki yılda ikinci kez böylesi hüzünle uykum kesintiye uğradı" diyen Davutoğlu, birincisinin ABD eski Başkanı Trump’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’a "ahmak olma" diye gönderdiği mektup olduğunu söyledi.

‘CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ İSTİFA RESTLEŞMESİNE DÖNÜŞTÜ’

Davutoğlu, Bakan Albayrak’ın istifa ettiği dün geceye dair ise şunları belirtti:

"Dün gece de hem devlet teamüllerimiz hem demokrasimiz hem basın özgürlüğümüz hem de ülkemizin eğitim kalitesi açısından ciddi bir hicap ve hüzün duydum. Bu ilk kez olmuyor. Türkiye’de istikrar getireceği ve köklü bir siyasal sistem oluşturacağı vaat edilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bakanlarla cumhurbaşkanlığı makamı arasında istifa restleşmesine şahit olunan bir yapıya dönüşmüştür. Bu ülke çok siyasal krizler görmüştür. Ama bir bakanın muhatabı olduğu cumhurbaşkanından habersiz olarak istifa ettiği, bu istifayı mertçe halkın önünde görünerek yapmadığı ve sosyal medya üzerinden her türlü dedikoduya açık bir açıklama ile yapmış olması devlet geleneğimiz açısından hicap vericidir.

Bugün devlet makamında oturan ve bu ülkeyi temsil eden herkese, başta Cumhurbaşkanına çağrıda bulunuyorum. Artık başınızı iki elinizin arasına alın ve düşünün. Aylar önce bir başka bakan istifa restleşmesi çeker, sosyal medya üzerinden kitleleri mobilize eder ve sizin karşınıza o istifa restleşmesi ile oturur ve siz buna izin verirseniz bugün en yakınınız olan aile ferdiniz olan bir başka bakan bunu yaparsa, yarın hangi mevkide bulunan kimlerin devlet teamüllerine aykırı olarak nasıl hareket edeceği bilinemez."
Davutoğlu'ndan erken seçim çıkışı: Aile ilişkileri metastaz yaptı, bu şartlar sürdürülemez - Resim : 1‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİR AŞİRET VE KABİLE DEVLETİ DEĞİL’

"Türkiye cumhuriyeti devleti bir aşiret devleti de değildir kabile devleti de değildir. İstifa mekanizması onurlu bir mekanizmadır. Tek taraflı alınır ama muhatabı öncelikle üst makamlardır, sonra kamuoyudur. Sosyal medyada bu yolla yapılan istifalar devlet yapımızı çökertmektedir. Demokrasimiz adına hicap vericidir. Bugün kişiselleşmiş bir iktidar ve kişisel ilişkiler üzerinden yürüyen bir yönetim biçimiyle demokrasi Türkiye’de bütün dönemde en fazla yarayı almıştır."

‘BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ AÇISINDAN DEHŞET VERİCİ’

Bir iki kanal dışında ana mecra kanalların böyle bir olayı yok saydığını belirterek, durumun basın özgürlüğü açısından da dehşet verici olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Basın özgürlüğü açısından yüz karası bir gece yaşadık dün" dedi.

‘İLKOKUL SEVİYESİNDE BİR TÜRKÇE’

Davutoğlu, Bakan Albayrak’ın istifa metininde yer alan dilbilgisi hatalarına dair ise şunları söyledi:

"Metni aldığımda dedim ki, bu gerçek olamaz. Böyle bir istifa olamayacağından değil. Bakanlık makamına gelmiş birisinin böyle kötü bir Türkçe kullanmasına inanamadığım için gerçek olamaz dedim. Bir bakanlık makamı eğer bu kadar kötü bir Türkçe kullanıyorsa, ilkokul düzeyinde bir Türkçedir bu, kompozisyon hatasıyla lise düzeyini geçmez bir Türkçe kullanıyorsa bir akademisyen olarak hicap duydum. Bakan Türkçe bilmeyebilir, yanındaki danışmanı bilsin. Bu Türkçe ile bırakın bakanlık idare etmeyi herhangi bir küçük kurum bile yönetilemez."

Davutoğlu, "Yüreğim ve zihnim isyan halinde. İnandığım demokratik değer adına, basın özgürlüğü adına, partimizi ayağa kaldıran bütün o güzel değerler adına devlet teamülleri adına isyan halindeyim. Türkiye Cumhuriyeti kimsenin şahsi mülkü değildir. Hiçbir ailenin iç ilişkilerine kaderini bağlayamaz" ifadelerini kullandı.

‘SAYIN ERDOĞAN BULUNDUĞU YERİ GÜÇLENDİRMEYE ÇALIŞIYOR; BAŞBAKANKEN BAŞBAKANILK MAKAMINI, CUMHURBAŞKANI İKEN CUMHURBAŞKANI MAKAMINI’

Türkiye’de bir anayasa sorunu ve merkezinde de sistem sorunu olduğunu söyleyen Davutoğlu, bugüne kadar yapılan anayasaların tepkisel olduğunu, ikinci önemli zaaf olarak güç yapılanmasını esas aldığını, yani ilkesel bir çerçevede değil bir gücü elde tutmak için yazıldığını ve üçüncü zaafının da elit içi mücadeleler ya da müzakereler sonucunda ortaya çıktığını söyledi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Halkla gerçek anlamda tartışılmadı. Öyle bir güç anlayışı ki 2007’de tam parlamenter sistemi savunan sayın Erdoğan, daha sonra bugünkü çarpık cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini savunur durumda kalmıştır. Çünkü bulunduğu yeri güçlendirmeye çalışıyor. Başbakanken başbakanlık makamını, Cumhurbaşkanı iken cumhurbaşkanı makamını…"

‘TÜM SİYASİ LİDERLERDEN GÖRÜŞME TALEP EDECEĞİZ’

"Şimdi biz tam demokrasiye geçiş için güçlendirilmiş parlamenter sistem derken bu zaafları giderecek üç ana noktaya atıfta bulunuyoruz" diyen Davutoğlu, bunları kapsayıcılık, temsiliyet ve kuvvetler ayrılığı ilkesi olarak açıkladı.

Davutoğlu, bugün itibariyle cumhurbaşkanı, tüm siyasi parti liderleri ve sivil toplum kuruluşlarından randevu isteyeceklerini açıklarken, "Hiçbir partiyi dışlamaksızın bu önerimizi paylaşacağız. Katılmayabilirler ama sizinle görüşmeyeceğiz demelerini beklemiyorum" dedi.

Yeni anayasa yazım sürecini çalıştaylarla birlikte sürdüreceklerini de duyuran Davutoğlu, kendilerine yönelik basın ambargosuna dikkat çekti. Davutoğlu, ardından ekledi: "Medya kime ambargo uygulamışsa bir sonraki seçimde iktidar onlar oldu."

‘AİLE KRİZİ DEĞİL, SİSTEM KRİZİ BU’

Davutoğlu, gazetecilerin Bakan Albayrak’ın istifası ve aile ilişkileriyle ilgili bir sorusu üzerine ise "Böyle bir aile ilişkisi olmasaydı da bu cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde krize yol açardı. Ortada sistemik bir kriz var. Kanser gibi, kanser tehlikelidir ama aile ilişkileri metastaz yapmıştır. Hiçbir zaman cumhurbaşkanını ailesinin tartışma konusunu yapılmasını arzu etmezdim. Ama tartışma konusu yapılan aile içi ilişkinin devlet ilişkisine dönüşmesindendir. Nepotizme son vermedikçe demokrasiyi inşa edemeyiz" diye konuştu.

‘ERKEN SEÇİM İLAÇTIR, BİZ HAZIRIZ’

Davutoğlu, erken seçim tartışmalarına dair bir soru üzerine ise "Erken seçim bugün itibariye çok zor, sadece cumhurbaşkanının isteğine bağlı. Ama Türkiye’de psikolojik süreçlerin etkili olduğunu görürsünüz. Kötü bir şey de değildir, keşke erken seçime ihtiyaç olmadan ülke yönetilse ama ihtiyaç varsa erken seçim ilaçtır. Hasta hastalığını kabul etmiyor, ilacı da reddediyorsa ölüme mahkûmdur. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi istikrarsızlık doğurdu, refah değil yoksulluk getirdi, siyasi ahlak değil yolsuzlukları yaygınlaştırdığı ortaya çıktı. Bu halde hekim halktır, bir dakika erken seçim şart, diyebilir. Bu gelişmelerin Türkiye’yi erken seçime getireceği muhakkaktır. Bu şartlar sürdürülemez. İlacı erken seçimdir. Ne zaman erken seçim olursa biz hazırız."

YAZICI: CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİ SEMBOLİK OLACAK

Prof. Dr. Serap Yazıcı ise önerdikleri güçlendirilmiş parlamenter hükümet sisteminin, 1924 anayasasının çoğunlukçu modeline, 61 anayasasının vesayet modeline ve 82 anayasasının orijinal metnindeki melez hükümet sistemine geri dönüş anlamını taşımadığını söyledi.
Davutoğlu'ndan erken seçim çıkışı: Aile ilişkileri metastaz yaptı, bu şartlar sürdürülemez - Resim : 2Yazıcı, "Yürütme organını ikili bir yapıya sahip olduğu, cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulundan müteşekkil, cumhurbaşkanı yetiklerinin sembolik ve törensel, yani hiçbir icra yetkisinin olmadığı, cumhurbaşkanının meclis tarafından nitelikli çoğunlukla seçildiği, bu nedenle kamuoyunun üzerinde mutabık olduğu bir şahsın bu makama gelebileceği bir modeli öneriyoruz" diye konuştu.

Yazıcı, önerdikleri modele göre, cumhurbaşkanının yetkisiz ve sorumsuz, bakanlar kurulunun yetkili ve sorumlu olacağını ifade ederken, bunun sivil toplumun varlığı ile güçlendirileceğini dile getirdi.

‘YÜZDE 10 SEÇİM BARAJI KALDIRILMALI’

Mecliste demokratik temsili güçlendirmeyi önediklerini de ifade eden Yazıcı, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu’nda köklü bir tadil önerdiklerini söyledi. Yazıcı, "Meclisin temsil kapasitesinin artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Seçim Kanununda yer alan yüzde 10 ülke barajının ortadan kaldırılması gerekiyor" dedi.

Yazıcı, ayrıca yeni bir Meclis İçtüzüğü, torba kanun geleneğinin ortadan kaldırılması, ifade, basın, bilim ve sanat, toplantı ve gösteri hürriyetinin güçlendirilmesi gibi önerilerini de sıraladı.

Prof. Dr. Ergun Özbudun ise "Hükümet sistemi değişikliğini hayat memat meselesi olarak görüyorum. Türkiye’nin kişisel yönetim sistemi ile yönetildiği, bunun başkanlık sistemiyle de demokratik hükümet sistemiyle de hiçbir ilişkisinin olmadığı herkesçe malum. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin tesisi Türkiye’nin çok büyük bir önceliğidir. Muhalefet partilerinden hiçbiri bu prensiplere itiraz etmemekte. Ben bunu Türkiye’nin büyük bir şansı olarak görüyorum. İktidar değişimini gerçekleştirmek muhalefet blokunun birliğine beraberliğine bağlıdır" dedi.

albayrak Erken Seçim istifa ahmet davutoğlu