Demirtaş, Yüksekdağ ve Baluken davaları için çağrı

Siyasi partiler ve emek örgütleri, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve İdris Baluken'in 6 ve 7 Aralık'ta görülecek duruşmalarına katılım çağrısı yaptı.

Demirtaş, Yüksekdağ ve Baluken davaları için çağrı

HABER MERKEZİ - Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) tutuklu Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş ve vekilliği düşürülen eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile HDP Grup Başkanvekili Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken'in 6 ve 7 Aralık'ta görülecek duruşmalarına ilişkin Ankara'da basın toplantısı yapıldı. HDP Ankara İl Örgütü'nün çağrısı ile bir araya gelen siyasi parti ve emek örgütleri, duruşmalara katılım ve dayanışma çağrısı yaptı. Mülkiyeliler Birliği'nde yapılan basın toplantısına HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitaltp, yazar-akademisyen Fikret Başkaya'nın yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve kurum temsilcisi katıldı.

'DOSYALAR EVLİYA ÇELEBİ MİSALİ DOLAŞTIRILIYOR'

Toplantıda konuşan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyye Önder, zulme karşı mazlumların keşfedebildiği en büyük silahın dayanışma olduğunu belirterek, "Zulüm edenler bunu çok orantısız bir güç farkıyla yaparlar. Dayanışmanın önemi bu yüzden hem hayatidir, hem de çok değerlidir. Eş genel başkanlarımız 6-7 Aralık'ta yargılanacaklar. Sözde yargılanacaklar. Çünkü Selahattin Bey'in durumu buna kristal örnektir. Tek tutuklu olduğu dosya bu ve bu dosya Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verildi. Buraya alınma gerekçesi ise 'güvenlik' ve 'özgün koşullar' diye başlayan bir ton saçma kritere dayandırıldı. Bunun için duruşmayı buraya alıyor. Ama Demirtaş'ı da Ankara'ya getirmiyorlar. Madem götürmeyecektiniz Diyarbakır'dan buraya üstelik bir ateş topu gibi dosya uyuşmazlık nedeniyle mahkemeler arasında gidip geldi. Mahkeme dosyaları Evliya Çelebi misali bütün yurdu gezmekle meşguller. Yüksekdağ'ın durumu da bundan farklı değil. Hepimiz orada olacağız. Halklarımız orada olacaktır. Orada olmak, sadece bir hukuksuzluğu teşhir etmek olmayacak. Barışa ve demokratik siyasete sahip çıkma irademizi göstermiş olacağız" şeklinde konuştu.

'BU DAVA TOPLUMU SİNDİRME OPERASYONU'

Emek Partisi (EMEP) Ankara İl Başkanı Fikret Aslan da, EMEP olarak o gün orada olacaklarını ifade etti. Aslan, "Bu davaların hukuki bir dava olmadığını, siyasi bir operasyon olduğunu bu yönüyle dayanışmanın ötesinde bütün toplumsal kesimleri sindirme operasyonunun bir parçası olarak görüyoruz" diye konuştu.

'İKTİDAR MEŞRUTİYETİNİ YİTİRMİŞTİR'

Yazar-akademisyen Fikret Başkaya ise, rejimin tıkanmış bir duruma geldiğine işaret ederek, şunları söyledi: "Hareket kabiliyetini kaybetmiş durumda. Potansiyelini kaybetmiş bir rejimle karşı karşıyayız. Ellerinde iki koz kaldı. Birincisi parayı manipüle etmek, ikincisi terörü manipüle etmek. Bu durumu tersine çevirecek yegane şey de, kitle hareketinin yükselmesidir. Aksi halde bu patinaj hali devam edecektir. İktidar meşrutiyetini yitirmiştir. Bir rejim ne kadar baskıcı olursa olsun asgari bir meşrutiyete dayanmak zorundadır. Sadece şiddetle yol almaları mümkün değildir" dedi.

'SALDIRILARA KARŞI BİR ARAYA GELMELİYİZ'

Kaldıraç üyesi Tamer Morkoç da, AKP iktidarının 7 Haziran'dan sonra başta Kürt halkı olmak üzere tüm toplumsal muhalefete savaş açtığını belirterek, "Bütün toplumsal kesimlere yapılan saldırılara karşı muhalefetin bir araya gelmesi, dayanışma içerisinde olması gerekiyor. Biz de 6-7 Aralık'ta orada olacağız" dedi.

'6 MİLYONUN İRADEESİ ESİR ALINDI'

Alınteri üyesi Zarife Çamalan ise, "7 Haziran - 1 Kasım arasında Kürt halkının yükselen iradesine set koymak için 6 milyonun iradesini hücrelere esir ettiler. 15 Temmuz sonrasında da KHK'lerle yaşanılan ihraçlar devletin toplumsal bir savaş açtığının göstergesidir. Bütün bunlara karşı mücadelemizi hep birlikte yükselteceğiz" dedi.

'YARGILANAN KADIN MÜCADELESİDİR'

HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp de, eş genel başkanlar, belediye eş başkanları ve milletvekillerinin tutuklanmasının, demokrasi güçlerine dönük bir darbe olduğuna dikkat çekti. Yiğitalp, "Mevcut süreç böyle giderken kadınların mücadelesine büyük bir baskı da var. Kadın düşmanı üreten her gün kendini bu anlamda üreten bir mekanizma var. Dolayısıyla bizim de kadınlar olarak bunun karşısında dik duran bir mücadelemiz var. Bunu sahiplenmek hepimizin görevidir. Yüksedağ şahsında yargılanan kadın mücadelesidir. Bu mücadeleyi sahiplenmek için hepimiz orada olalım" dedi.

'BİR DİRENİŞ HATTI GEREK'

Halkevleri Genel Sekreteri Dilşat Aktaş ise, "İktidar toplumsal muhalefeti OHAL ile sindirmek üzere bir operasyon yürütmektedir. Halkın demokratik katılımdaki temsili engellenmektedir. Gerek Demirtaş'ın gerekse de Yüksekdağ'ın, bütün milletvekillerin, belediye eş başkanlarının ve tek adamın isteğiyle belediyelere yapılan atamaların arkasında tek adam rejimi var. Muhalefetin odaklanması gereken şey, Erdoğan diktatörlüğü karşısında demokrasi mücadelesidir. Bu düşmanca politikaların karşısında bu halkın isteklerini yani barış, demokrasi ve özgürlüğü inşa edecek bir direniş hattına hepimizin ihtiyacı var" diye konuştu.

'DAVA, 7 HAZİRAN'IN RÖVANŞI'

Emekçi Hareket Partisi İl Başkanı Can Ersoy da, "Bu yargılamalar 7 Haziran'daki başarının rövanşını almaktır. Ülkede faşizm her anlamda yükselmiş durumda. Muhalefetsiz bir ülke özlemiyle yanıp tutuşan Erdoğan'ın bütün OHAL uygulamaları karşısında bizlerin de birçok fırsatı olacaktır. Tiyatroya dönüşen mahkemeler bizi daha da birbirine bağlıyor" dedi.

DİSK: ADALETSİZLİK HEPİMİZ İÇİN BİTSİN

DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün ise, "Bu davalarla bu haksız tutuklamalarla sadece içerideki insanlar zarar görmüyorlar onlar direnirken, bütün Türkiye halklarının geleceği eziyet altına alınıyor. Bu nedenle bu davalara sahip çıkmamız gerekiyor. Başarıya gidecek yolda bize lazım olan dayanışmadır" dedi. (Mezopotamya Ajansı)

dava HDP Figen Yüksekdağ selahattin demirtaş İdris Baluken