Deniz Poyraz davasının avukatlarından Mecit Yıldırım: Mücadelemin Meclis ayağını büyütmek için Yeşil Sol’dan aday oldum
Artı Gerçek - 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'ne sayılı günler kala vekillik yarışı için listede yer alan isimlerin geçmişi de dikkat çekiyor.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) İzmir birinci bölgeden adayı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına 17 Haziran 2021'de düzenlenen silahlı saldırı sonucu Onur Gencer tarafından katledilen Deniz Poyraz'ın davasının avukatlarından Mecit Yıldırım oldu.
Yaklaşık 13 yıldır aktif avukatlık yapan Yıldırım, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgürlükçü Hukukçular Derneği'nin İzmir Şubesi kurucularından. Yıldırım, aynı zamanda Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İzmir Şubesi'nin yöneticisi.
HİZBULLAH DAYISINI KATLETMİŞTİ
Yıldırım'ın ailesi köy boşaltmalarının yaygın olduğu 1993 yılında zorla köylerinden edilip, ilçe merkezine yerleşmek zorunda kaldı. MA'nın aktardığına göre aile ilçeye göç ettikten sonra bu kez Hizbullah tarafından tehdit edilmeye başlandı. Yıldırım’ın dayısı Mesut Yıldırım aynı yıl içinde Hizbullah üyeleri tarafından ilçe merkezinde sokak ortasında katledildi. Mesut Yıldırım'ı katleden Hizbullah üyeleri, seçim öncesi bir bir tahliye edilirken, tahliyelerin hemen ardından Hizbullah üyelerinin yurt dışına kaçtıkları öğrenildi.
Artan devlet baskısı ve Hizbullah’ın hedefi olan Yıldırım ailesi, 1993 yılında İzmir'in Konak ilçesi Soğukkuyu Mahallesi’ne göç etti. Yıldırım, yaşadıkları hukuksuzluklara karşı mücadelenin bir ayağı olarak Hukuk Fakültesi’ni okuma kararı aldı. Yıldırım, böylelikle Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.
'HAYVANLARIMIZI SATIP AVUKAT TUTUYORDUK'
Gözaltı, tutuklama işkence, faili meçhuller, köy yakmalarının hakim olduğu bir atmosferde büyüdüğünü belirten Yıldırım, “Babam ile ağabeyim sayısız kez gözaltına alınarak, işkenceye maruz kaldı. Ailem her seferinde avukat arayışına giriyordu. O zaman bu dosyalara giren avukat sayısı çok azdı. Dosyalar Amed'e gidiyordu. Biz Nusaybin'den Amed'e gitmek zorunda kalıyorduk. Hayvancılıkla geçimimizi sağlıyorduk. Babam ve ağabeyim her gözaltına alındığında, hayvanlarımızı satarak avukat parası çıkarmaya çalışıyorduk” dedi.
'MÜCADELEMİN BİR DE MECLİS AYAĞINI BÜYÜTMEK, İÇİN YEŞİL SOL PARTİ'DEN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLDUM'
Aradan yıllar geçmesine rağmen hala çocukların işkenceye tanıklık ettiğini ve hatta bizzat işkenceyi yaşadıklarını ifade eden Yıldırım, “Ben yaşadıklarımı başka çocuklar, başka aileler yaşamasın diye avukat oldum. Bizim coğrafyamızda avukatlık mesleği tercih değil, bir ihtiyaç. Avukat olsak da bizim için her yer mücadele alanı. Meclis de bir mücadele alanı. Dolayısıyla ben de mücadelemin bir de Meclis ayağını büyütmek, bağımsız bir yargı, gerçek adaleti savunmak için Yeşil Sol Parti'den milletvekili adayı oldum" sözleriyle amaçlarına değindi.
Seçim çalışmalarındaki izlenimlerini de anlatan Yıldırım, "İzmir'de ilk kez bu kadar coşkuyla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla İzmir'den en az dört milletvekili ile Meclis’te yer alacağımızı düşünüyorum. AKP-MHP bize diktatörlük vaat ediyor. Millet İttifakı da kısmi revizyonlar yapıp, eski sistemi sunuyor. Eski sitemin içinde doğmuş, büyümüş biri olarak bunların hiç birinin çözüm olmadığını biliyorum. 1990'larda AKP-MHP yoktu. Parlementer sistem vardı. Ama yine faili meçhul, işkence, tutuklamalar vardı. O nedenle biz ‘3'ncü Yol’u inşa edeceğiz’ diyoruz” ifadelerini kullandı. (MA)
Yeşil Sol Parti'den Viranşehir'de miting gibi açılış
Yeşil Sol Parti’nin Gebze konvoyunda kaza: Bir kişi ağır yaralandı