'Diyojen gibiyiz'
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun adalet yürüyüşü toplumun farklı kesimlerinde yankı buldu. HDP, 'olması gereken yeri dönmeye hazırlanıyor' derken ÖDP, DİSK ve gazetecilerden destek çağrısı geldi.
ARTI GERÇEK- CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun başlattığı adalet yürüyüşüne siyasetçisinden, sendikacısına, yazarından gazetecisine geniş bir kesimden destek geldi. Güvenpark'taki yürüyüşe katılan ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, 'Diyojen gibiyiz' derken AKP'nin hak ve adalet arayan insanlara sokaktan başka bir yol bırakmadığını söyledi. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, işçilerin demokrasi, özgürlük ve adalet için sokaklarda olacaklarını söyledi. Yazar Oya Baydar, herkesi ve her kesimi yürüyüşe destek vermeye çağırdı. HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü, "CHP'yi olması gereken yere geri dönmeye hazırlanıyor olarak görüyoruz. Bunun devamını dileriz" dedi. Gazeteci Hasan Cemal, demokrasi tarihinde dönüm noktası olarak değerlendirdi.
Artı Tv'ye konuşan siyasetçi, yazar, gazeteci ve sendikacıların görüşleri şöyle:
TEK KELİMEYLE ADALET İÇİN YÜRÜYORUZ
CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı: OHAL rejiminin kalıcı bir hal alması üzerine tepkimizi büyütüyoruz. Gazetecilik suç değildir diyoruz Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından uzunca bir süredir KHK'ler ile masum insanlar üzerinde kurulan baskıya karşı, tüm insan hakları ihlallerine karşı, yaşama hakkı için, direnme hakkı için, tek kelimeyle adalet için yürüyoruz.
OHAL üzerinden ya da bugüne kadar yaratılan bu rejimin KHK'leriyle tutuklanan herkesin özgür kalmasını, masum insanların bu fırsatçılıkla cezalandırılmamasını talep ediyoruz.
HERKES DESTEK VERİP KATILMALI
Yazar Oya Baydar: Biraz geç olmakla birlikte adalet konusunda CHP liderinin yürümesi ve adalet meselesine sahip çıkması iyi bir şey. Gönül isterdi ki bu çok daha önce olsun. Çünkü şu anda içeride HDP eş genel başkanları dahil bir çok milletvekili tutuklu. Şunu yavaş yavaş öğreniyoruz galiba bundan memnuniyet duyuyoruz, sadece kendimize değdiğinde yapmamak bir şeyi, adaleti özgürlüğü herkes için istemek. Bu yürüyüşe kesinlikle sahip çıkılması gerektiğini söylüyorum. Yurttaş girişimi olarak dün geceden beri herkesi yürüyüşe destek vermeye çağırıyoruz. Bu yürüyüş denilen bu protestoya herkes katılabilirse adalet, özgürlük isteyen, faşizme karşı savaşmak isteyen kim varsa, eğilim, parti varsa katılırsa o zaman kazanılır.
DİYOJEN GİBİYİZ
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş: Adalet için yürüyoruz, esasen bağımsız yargı için, özgür basın için yürüyoruz. Çünkü bunlar yok artık Türkiye'de, kalmadı. Yargı hiçbir zaman gerçek manada bağımsız olamadı burjuva devletinde ama bu kadar taraflı, bağımlı, majestelerinin yargısı da hiçbir zaman görülmedi. Doğal olarak bugün özgür basın, bağımsız yargı ve demokratik bir Türkiye talebiyle yürüyoruz. Sinoplu Diyojen M.Ö 400'lü yıllarda adalet için elinde feneriyle Sinop'un sokaklarını dolaştı biz de şimdi Ankara sokaklarında adalet yürüyüşündeyiz. Bu oldukça düşündürücü. Ve AKP rejimi hak hukuk arama noktasında bizlere sokaktan başka yol bırakmadı, sokağa çıkmaktan, hakkımızı hukukumuzu aramaktan başka bir seçenek bırakmadı. Yurttaşlar artık mücadelenin sokaktan geçtiğini söylüyor.
SESSİZ KALMAMAK LAZIM
DİSK Genel Başkanı Kani Beko: Basın ve ifade özgürlüğü anayasa ile teminat altında olmasına rağmen maalesef ülkemizde 150'nin üzerinde gazeteci arkadaşımız cezaevinde. Enis Berberoğlu ile bizim bir arkadaşlığımız, dostluğumuz var. Ülkesini memleketini seven bir insan. ancak bir gazeteciydi halkına doğru haber yapabilmek için doğru haber vermek için kendisi görevini yapıyordu. MİT Tırları adı altında kamuoyunun bildiği bu konuları sadece Berberoğlu değil Türkiye'de yaşayan 80 milyon insan da biliyor. İnsani yardım adı altında ilaç kutularının altında Suriye'ye silah gönderildiğini dünyada bir çok gazeteci haber yaptı. Burada bana göre mevcut siyasal parti demokrasi mücadelesi veren CHP'nin her geçen gün gelişen, büyüyen bir ana muhalefet liderliği söz konusu bir de 16 Nisan'da yapılan referandumda sandıklardan hayır çıktı ama Yüksek Seçim Kurulu maalesef aldığı kararla Evet olarak bunu kullandılar. Dolayısıyla siyasal iktidara karşı toplumsal muhalefetin içersinde demokrasi gücü olan eşitlik, özgürlük, barış, hak, adalet mücadelesi verenlere karşı yapılan bir operasyon. Bu siyasi bir karar. CHP genel başkanının Güvenpark'a gelmesini kutluyorum. Sessiz kalmamak lazım. Biz de DİSK olarak CHP'nin bu demokratik taleplerini, öfkelerini destekliyoruz. Biz bugün ayağa kalkarak demokrasi mücadelesi veren ve bugün cezaevinde olan arkadaşlarımıza destek vermeyeceğiz de ne zaman vereceğiz. DİSK'e bağlı işçi kardeşlerimiz eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için mutlaka sokaklarda taleplerini ortaya koyacaklar.
KARTOPU GİBİ BÜYÜYECEK
Köln CHP Başkanı Günay Çapan: Bu yürüyüş bir barış demokrasi özgürlük yürüyüşüdür. Bir sivil toplum hareketi haline dönüşeceğine inanıyorum. Kemal Kılıçdaroğlu bir vatandaş sıfatıyla bu yürüyüşe önderlik yapıyor. Bu kartopu gibi büyüyecek. Siyasi kimlikleri bir tarafta bırakıp ülkenin özgürlüğü bağımsızlığı söz konusu olduğu için ülkenin her kesimini kucaklayan bir toplumsal sözleşmeyi yapana kadar devam edeceğini düşünüyorum. Sonuç itibarıyla demokrasi bileşenlerinin iktidar olduğu noktada sona ereceğini düşünüyorum.
MÜCADELE ETMEDEN KAZANILMIYOR
Gazeteci Hasan Cemal: Bir konuda hiç kuşkum yok bu demokrasi tarihimizde bir dönüm noktasıdır. Tarihi bir gündür. Bugün gerçekten Kılıçdaroğlu elinde adalet yazan bir pankartla sokağa çıktı ve adalet yürüyüşünü başlattı. Ve bunu yaparken de hiç lafı eğmeden bükmeden bir diktayla karşı karşıya Türkiye, artık yeter diyoruz dedi. Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz dedi. Ve aynı zamanda şunu da söyledi bu yürüyüş bir siyasi partiyle ilgili değil dedi. Hukuk diyen, adalet diyen, özgürlük diyen herkesle birlikteyiz dedi. Bıçak kemiğe dayandı dedi. İlk defa çok uzun zamandır bir kitle yürüyüşü başladı. Ben kendisini selamlıyorum ve dediğim gibi hangi görüşte hangi partide olursa olsun bu yürüyüşü desteklemeye çağırıyorum ve bundan da heyecan duyuyorum.
Başka türlü olmuyor demokrasi, mücadele etmeden hukuk ve demokrasi kazanılmıyor. Çok acılar çekildi bu ülkede ve çekilmeye devam ediyor. Bu yürüyüşü çok önemsiyorum.
Bu tür kitlesel hareketler yapmadan bu tür eylemlerle meydanları sokakları doldurmadan hiçbir zaman despotlardan kurtulamıyoruz. Dünyada bunun çok örnekleri var.
SİVİL İTAATSİZLİK EYLEMİ
Gazeteci Banu Güven: Yollara bence çok önceden dökülmek gerekiyordu. Boğazımıza kadar adaletsizliğe batmış durumdayız. Dokunulmazlıklar nedeniyle ciddi bir özeleştiri yapması gerektiğini düşünüyorum parti yönetiminin.
Bu yürüyüş bence çook önceden başlamalıydı. Ama bugün yapılması en azından oturmaktan iyidir diye düşünüyorum. Bir sivil itaatsizlik eylemidir. Uzun soluklu bir mücadele olmalıdır. Umarım bu yürüyüş gitmesi gerektiği yere kadar gider. Engellenmeye çalışılacaktır ama bu çıkışa kapsamlı olması gereken bu çıkışa herkesin destek vermesi gerekir diye düşünüyorum.
TOPYEKUN MÜCADELE OLMALI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger: Bardağın taşma hikayesinin çok ötesine geldi. Yargının gerçek bir siyasallaşma sürecini yaşıyoruz. bir yılı aşkın süredir ciddi adaletsizlikler söz konusu. Dün bu sondu artık. Adalet duygusu sadece Enis beyin tutuklanmasından ibaret bir duygu değil. O artık bu saatten sonra adaletsizliğin bardağı taşıran son damlası durumunda ve bu bizim sonuçta adalet isteğimiz sürecin içinde devam edecek. Serbest bırakılmak ya da tutuksuz yargılanmak sadece Enis beyden itibaren olmamalı. Diğer tüm tutuklu milletvekillerinin de bırakılması gerektiğine inanıyorum. Bundan sonra topyekun bir mücadele olması gerektiğine inanıyoruz.
ÇOK İSABETLİ BİR KARAR
Gazeteci Altan Öymen: Çok isabetli bir karar. Aslında dünyanın her tarafında bunun gibi yürüyüşler yapılır ama bizde unutuldu tabii. İlk defa böyle bir şeyin gerçekleştirilmesi açısından önemli hem de bu şunları hatırlatıyor: Türkiye'de sadece gazetecilerin sayısı belli o kadar gazeteci var ve dünya kadar insan var tutuklu olan. Tutukluluk şartlarına hiç uygun olmayan gerekçelerle tutuklanmış insanlar. Buna mümkün olduğu kadar çok kişinin katılması isabetli olur.
TABANININ SESİNİ DİNLER HALE GELİYOR
HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü: Doğrusu biz CHP ile ilişkilerimizi son bir anlık durumla bağlantılı olarak değerlendirmiyoruz. CHP'nin esasen ona oy veren seçmen kitlesi, seçim vaatleri, Türkiye'de temsil etmeye çalıştığı program hedefleri bağlamında esasen HDP ile demokrasi için, barış için, adalet için nesnel olarak bir ortaklık ve işbirliğine sahip bir muhalefet partisi olarak görüyoruz. CHP'yi bugün Enis Berberoğlu mahkum olduktan sonra gösterdiği reaksiyon dolayısıyla ele alacak değiliz. Fakat bu reaksiyon önemlidir tabii ki bu açıdan CHP'nin şimdi kendisin özellikle 15 Temmuz'dan başlayarak kendisini diktatörlükle aynı zemine yerleştiren Yenikapı zihniyetinden, ruhundan uzaklaşmaya başlamış olmasını da memnuniyetle karşılıyoruz. Geçmişe göre CHP'yi daha kendi tabanının sesini dinler hale gelmiş olarak görüyoruz ve bunu önemsiyoruz. Afaki şekilde konuşmak istemem ama biz CHP'yi olması gereken yere geri dönmeye hazırlanıyor olarak görüyoruz. Bunun devamını dileriz. Özellikle CHP'deki İlhan Cihaner, Selin Sayek Böke, Fikri Sağlar gibi milletvekillerinin sesini daha çok dinlemeye özendirmek isteriz. Oradan gelen sesler merkezden gelen seslerden çok daha derin ve kapsayıcı. CHP'nin bugün diktatörlüğün sillesini somut olarak suratında hissettiği an gösterdiği tepkinin sonucunda daha çok empati yapabileceğini düşünebiliriz.