Ekrem İmamoğlu'ndan Erdoğan'a çağrı: Önündeki belgeleri imzala, engellemeleri kaldır
Artı Gerçek - Üçüncü kez İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimi kazanan ve ikinci dönemine başlayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunarak "Bu milletin gözünden düşmek istemiyorsanız bizimle işbirliği yapın. Projelerimizi geciktirmek yerine bir an evvel onaylayın" dedi.
Van'da seçilen DEM Partili Abdullah Zeydan'a dair hak gaspı girişimine tepkisini yineleyen İmamoğlu, İstanbul'daki benzeri durumları sıraladı. İmamoğlu, Gaziaosmanpaşa ve Beykoz'da AKP'nin sonucu değiştirme çabasına tepki gösterdi, Fatih'te ise CHP'nin oyların yeniden sayılması talebinin anında reddedilmesine dikkat çekti. İmamoğlu, “Açık farkla kazandığımız Tuzla'da benim genç yol arkadaşıma mazbatasını ne için vermiyorsunuz” dedi.
Tuzla'da seçimi kaybeden AKP'li başkanın seçimden hemen sonra 62 milyon liralık ihale yaptığını açıklayan İmamoğlu, "İBB müfettişlerini görevimi devralır almaz hemen görevlendirdim ihaleyi veren de alan da rahat olmasın, bire bir takip edeceğim" dedi.
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, İstanbul'a dair projelerin uygulanması için gereken imzaları atması çağrısında bulunup görüşmeye hazır olduğu mesajını da verdi. Erdoğan ile geçmişteki görüşmesinde kırık sandayle verilmesine gönderme yapan İmamoğlu, “Sandalye kırık olması yeter” ifadesini kullandı.
Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'de mazbata töreninde konuştu. İmamoğlu, seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamada Van'daki irade gaspına dikkat çekerek İstanbul'da benzer durumların yaşandığını belirterek iktidarı eleştirdi.
Ekrem İmamoğlu, "Aldığımız mazbatanın, diğer hukuksuz uygulamaları gölgeleyeceğini kimse düşünmesin. Mazbatamızın daha önünde duran şey, milletimize uygulanan hukuka dair adil olmaya dair süreçlerdir. Her birisini tek tek takip ettiğimi ve gereken adalet için, hukuk için eşitlik için, gereken her tepkiyi göstereceğimi herkes bilsin ve duysun" diye konuştu.
'TEMEL DEĞERLERDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'
İmamoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"İktidarın da vatandaşın da hukuk, demokrasi ve sosyal adalet talebini dikkate alıp gereğini yerine getirmesini diliyorum. Milletimizin sandıkta ortaya koyduğu sayduğunun hükümet içinde yol gösterici olmasını diliyorum. Hemen seçim sonrasında yaşanan bir kısım olaylar bu durumu zayıflatıyor. Hukuk dışı olaylarla milletin iradesini yok sayma gayretlerine tanık oluyoruz.Yargı kararlarıyla demokrasiye darbe vurulmak istendiğini görüyoruz. Milli iradenin üstünlüğü cumhuriyetimizin üzerinde yükseldiği temel değerlerden asla vazgeçmeyeceğiz.
'ALDIĞIMIZ MAZBATANIN, DİĞER HUKUKSUZ UYGULAMALARI GÖLGELEYECEĞİNİ KİMSE DÜŞÜNMESİN'
Seçim gecesi söylenenlerin aksine Van'da gereksiz bir gerilimle hak gaspı çabalarına girildiğini üzülerek gördük. Ne mutlu ki YSK görevini yaptı. Teşekkür ederiz. Hukuk ve demokrasi dışı gidişata son verilerek yanlıştan dönülmesini sağlamıştır.
Ancak ülkenin pek seçim çevresinde olduğu gibi İstanbul'da da benzeri arayışlar devam ediyor. Bir yandan mazbata veriliyor, diğer yandan bir kısım çifte standart uygulamalarının yenileri sergileniyor. Bunun gözümüzden kaçtığını ya da bunları görmeyeceğimizi kimse düşünmesin. Aldığımız mazbatanın, diğer hukuksuz uygulamaları gölgeleyeceğini kimse düşünmesin. Bizim mazbatamızın daha önünde duran şey, milletimizin her bireyine uygulanan hukuka dair adil olmaya dair süreçlerdir.
'BİZİM İSTEĞİMİZ ÇİFTE STANDARTTAN KESİNLİKLE VAZGEÇİLMELİDİR'
Her birisini tek tek takip ettiğimi ve bu hususta gereken adalet için, hukuk için eşitlik için gereken her tepkiyi göstereceğimi herkes bilsin ve duysun. Üzülerek görüyorum ki kumpaslarla millet iradesini gasp etme gayretleri ortaya konuyor ve devam ediyor. İstanbul'da kazandığımız, Gaziosmanpaşa ve Beykoz'da oyların tekrar sayılması ve bu konuda, bence usulsüzce ve yapılan alınan kararlar asla amacına uygun olmayacak şekilde yürütürülürken bizim ucu ucuna kaybettiğimiz Fatih'te, Arnavutköy'de yeniden sayım taleplerimizin hiç umursamadan hızla reddedilmesini İstanbul halkının iradesini gasp etme girişimi olarak değerlendirceğimizden kimse kuşku duymasın. Bizim isteğimiz çifte standarttan kesinlikle vazgeçilmelidir.
'TUZLA'DA 2 NİSAN GÜNÜ 62 MİLYONLUK İHALE YAPILMIŞ'
Anlıyoruz ki bazı kurullar, bazı yerlerde ilçe ve şehrimizde dönem dönem il seçim kuruluna bazı yerlerden baskı geliyor. Bunları görüyorum. Sormak isterim; bakın örneğin açık farklı kazandığımız Tuzla'da mazbatayı benim genç yol arkadaşım ve başarılı olacağına inandığım Eren Ali Bingöl'e niçin vermiyorsunuz? Derdiniz ne, zamana mı ihtiyacınız var? Yüzde 11 farkla kazanmış adayımız mazbatayı ne zaman alacak belli değil.
'2 NİSAN GÜNÜ HEMEN 62 MİLYON LİRALIK İHALE YAPIP BİRİLERİNE VERİYOR'
Amacınız ne? Öğreniyoruz Tuzla Belediye Başkanı'nın görevi bitmişken, seçimden sonra hem de 2 Nisan günü hemen 62 milyon liralık ihale yapıp birilerine veriyor. Çok ayıp! Böyle bir kamu ahlakı olamaz, hangi yetki ile yapıyorsun. İBB müfettişlerini görevimi devralır almaz hemen görevlendirdim ihaleyi veren de alan da rahat olmasın, bire bir takip edeceğimi buradan söyleyeyim.
Belediye Başkanı'nın yapmaya çalıştığı başka işler de var. Çok acayip şeyler deniyor panikle. Yıllar önce kişiliğini analiz etmiştim ama inandıramadım kimseyi. Bilgiler geliyor, bu sabık başkanla iş tutanlar varsa bu sürecin uzaması onlara da zarar verecek. Bu anlamda ben Tuzla yapısı içerisinde bulunan devletimizin memurlarına, orada görev yapan alın teri döken namuslu insanlara sesleniyorum; bu devletin kurumlarında çalışan her devlet memuru bizim başımızın tacıdır, yeter ki görevini ahlaklı, namuslu yapsın.
'ÜLKEYE VE MİLLETE ZARAR VERİYORSUNUZ'
Keza Beykoz ve Gaziosmanpaşa'da tüm sandıkları tekrar saydırma konusundaki telaşınız ne? Süreci uzattıkça uzatıyorsunuz yapmayın. Haksızlık yapıyorsunuz ama haksızlığın ötesinde başka kötülüklere fırsat veriyorsunuz. Yaptığınız sadece sandıkları yeniden saydırma meselesi değil, bunun bedeli daha ağır yerlere gidiyor. Beykoz'daki seçim sonucuna gözümün nuru gibi Gaziosmanpaşa'daki seçim sonucuna, buradaki her zaman en önde adaleti tutan çok saygıdeğer parti yöneticilerimle birlikte, milletvekillerimle, genel başkan yardımcılarımızla, il başkanımızla birlikte takip edeceğimizden kimse şüphe duymasın.
Yaptığınız adaletsizlikler işinize yaramıyor. Bu tür politikalar nedeniyle sadece siz ve partiniz güç kaybetmiyor aynı zamanda ülkeye ve millete zarar veriyorsunuz. Soruyorum size içi boş gerekçelerle neler yaptınız neler...
Ben yöneticilerim burada, toplantıların kayıtları var; aylar öncesinden acil olması halinde bile izin alınması kaydıyla eleman alımını durduran bir belediye başkanıyım. Bunu bir siyasi çıkar olarak kullanmadık. Niçin bu gördüğünüz saray, bina, belediye binası... Ben emanetçiyim, millet sahibi, millete hesap veren bir Ekrem İmamoğlu var, başka bir detay yok bu işte. Bu anlayışı sonuna kadar mücadele ile herkesin zihnine kazıyacağız.
'HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE DÖNÜN'
İçi boş gerekçelerle bana açtığınız davalar, dönün bakın işinize yaradı mı? İş yapmamızı engellemek için yaptığınız o bahaneler sizi veya partiniz büyüttü mü? Büyütmedi, vazgeçin size bir faydası yok artık. Ülkenin meselelerine eğilin, enflasyonla mücadele edin, yoksullukla mücadele edin, emeklilere ve onların dertlerine eğilin. Hukukum üstünlüğüne dönün. Buradan tüm kurumları kayıtsız, şartsız, milli iradeye saygılı, demokrasiye ve hukuka bağlı olmaya davet ediyorum.
Tüm yargıçları, bürokratları, kimden gelirse gelsin yanlışa, hukuk dışı kararlara sonuna kadar milletimiz adına direnmeye davet ediyorum. Hukukçular ve bürokratlar kapı kulu değildir olamaz. Ben burada çalıştığım bütün devletimizin yöneticilerine, devletimizin bürokrasisine bu çatı altında onları gördüğümde önünü ilikleyerek saygı duymayı bilen bir belediye başkanıyım. Bu anlayış olmaz devlet büyümez.
'DEVLET ADINA HAREKET EDEN KAMU BÜROKRASİNİ SİYASİLERLE UZAKLAŞTIRMAYIN'
Bu anlamda sesleniyorum; sizler bir partinin değil bu asil devletin, milletin yargıçları ve bürokratlarsınız. Devletin valisinin, emniyet müdürünün, kaymakamının veya her seviyeden bürokrasisinin katılmaya bile cesaret edemiyor olması bu ülkeye yakışıyor mu? Biz istiyoruz ki her kurum ve kademedeki devlet görevlileri görüşsünler, birbirleriyle çalışsınlar. Hem de milletin huzurunda, sırt sırta verelim. Ortak akılla, bilimsel yollarla, bu şehrin bütün şehirlerimizin sorunlarını birlikte çözelim. Bırakın bu işi, bu doğru bir iş değil. İnsanımızı insanımızdan uzaklaştırmayın. Hele hele devlet adına hareket eden kamu bürokrasini siyasilerle uzaklaştırmayın.
'RANT UĞRUNA TALAN EDİLMESİNE KARŞI MUHAFIZLIK GÖREVİMİZİ YERİNE GETİRDİK'
Bu ülkede adaletsizliğe karşı Ekrem İmamoğlu söz veriyor, bir nefer gibi çalışacağız bu kadar net. Hak ve özgürlükleri sadece kendisi için bilenlerden değiliz. 16 milyon şahittir, biz 5 yıl boyunca İstanbul'u bu eşitlikçi ve demokrat ruhla yönettik. Kendimizi şehrin sahibi asla değil, tam olarak şehrimizin muhafızı olarak gördük, muhafızı olmaya da devam edeceğiz. Bu kenti 16 milyon İstanbullu ile birlikte yönettik ve koruduk. İstanbul'un tarihinin doğasının rant uğruna talan edilmesine karşı muhafızlık görevimizi yerine getirdik."
VAN'DA NE OLMUŞTU?
Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlığını kazanan DEM Parti adayı Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının, Adalet Bakanlığı tarafından seçimden önceki cuma günü mesai bitimine 5 dakika kala geri alındığı ortaya çıktı. Van İl Seçim Kurulu da, Zeydan'ın seçimleri açık farkla kazanmasına rağmen mazbatanın AKP'li aday Abdulahat Arvas'a verilmesi kararı aldı.
Zeydan'ın seçilme hakkının cuma günü sessiz sedasız gasp edildiğinin ortaya çıkması ve Arvas'a mazbata verme kararı, başta Van olmak üzere Türkiye'nin çok sayıda noktasında protesto edildi.
DEM Parti Van'da, büyükşehir belediyesinin yanı sıra 13 ilçenin tamamını kazanarak bir ilke imza attı. Zeydan da, 245 bin 573 oy alarak yüzde 55.48 oranıyla Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı seçildi. AKP'li aday Abdülahat Arvas ise 120 bin 147 adet oyla, yüzde 40.51 oranında kaldı.
Bu sonuçlara rağmen mazbatayı Arvas'a verme kararının ardından DEM Parti, Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) 30 sayfalık ayrıntılı bir dilekçe ile itiraz ederek kararın iptalini istedi. Gün içinde Zeydan'ın haklarının tanınması için Van'da CHP, TİP ve EMEP'in de destek verdiği bir yürüyüş düzenlenirken, YSK de oy çokluğu mazbatanın iade edilmesi kararı aldı. Karar Kurul'da 4'e karşı 7 oyla alındı.
Abdullah Zeydan, Hakkari milletvekili olduğu 4 Kasım 2016’da, HDP eş genel başkanları ve milletvekillerine karşı yürütülen gözaltı operasyonlarında tutuklanmış, 6 Ocak 2022’de serbest bırakılmıştı. 31 Mart yerel seçimleri öncesinde ise memnu haklarının iadesi için yaptığı başvuru kabul etmiş ve bu karar kesinleşmiş, seçimde yarışmasını önünde engel kalmamıştı.
Memnu haklar, kişinin mahkumiyeti nedeniyle mahrum edildiği haklara deniyor. Memnu hakların iadesi ise, bu hakları geri almak için düzenlenen bir ceza hukuku kurumudur. (HABER MERKEZİ)
Erdoğan, Zeydan kararını protesto edenleri hedef aldı
Van'da coşkulu kutlama | Abdullah Zeydan: Artık kentlerimizi birlikte yönetme zamanı