Emek Partisi: 1 Mayıs’ta alanlardayız, 14 Mayıs’ta tek adam rejimine son diyeceğiz
Emek Partisi, 1 Mayıs çağrısında "Tek adam rejimine karşı, halkın kendi inisiyatifiyle yönettiği bir Türkiye’yi kurmaya bir adım daha yaklaşabilmek için 1 Mayıs’ta alanlardayız" diye seslendi.

Artı Gerçek - Emek Partisi (EMEP) yayımladığı İşçi Sınıfının Bilik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs açıklamasında işçi ve emekçileri alanlara çağırdı.
Yaklaşan seçimler nedeniyle işçi sınıfı ve emekçilerin önemli bir eşikte olduğuna vurgu yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Bugün hiçbir işçinin ücreti 30 bin lirayı aşan yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Geçinebilmek için ek işler yapmak zorunda kalan, 8 saatlik çalışmanın lüks haline geldiği, berbat çalışma koşulları altında yaşamaya çalışan emekçiler bir de sürekli işsiz kalma tehdidi altındalar. Bir yılda iş cinayetlerinde ölen işçi sayısı 1843’e ulaştı.
Soğanın kilosunun 30 liraya çıkmasını eleştirenleri ‘onlar soğan diyor biz TOGG, onlar sarımsak diyor biz SİHA gemisi, Kızıl Elma’ diye küçümseyen iktidar bürokratları, halkın sorunlarına karşı yabancılaşmışlar ve bunların dile getirilmesiyle alay eder olmuşlardır. Tarım ve hayvancılıkla geçinen küçük üreticiden desteğini çekerek bu desteğin mislini tarım tekellerine aktaran, halkın temel gıda maddelerine ulaşmasını zorlaştıran iktidar; emekçileri binemedikleri otomobiller, geçmedikleri köprülerle övünmeye, gururlanmaya teşvik ederek hayal satıyor.
Resmi bildirime göre 55 bine yakın ama aslında çok daha fazla ölümün olduğu Maraş merkezli depremlerde 72 saat ortada görünmeyen iktidar, halk kendi çabasıyla enkazdan kurtarma çalışması yaparken göstermediği refleksi yandaş müteahhitlere ihale dağıtırken gösterdi.
Sarsıntılar daha kesilmeden depremzedeler için konut yapımına başlandı.
Devletin şirket, emekçilerin müşteri gibi görüldüğü tek adam rejimi altında bütün kaynaklar tekellere ve yandaş sermayeye akıtılıyor. İşçi ve emekçiler ise her gün biraz daha yoksullaşıyor. Bu yoksulluklarını unutabilsinler diye de ‘dünyanın bizi kıskandığı’ yalanlarıyla savaş silahları yapıyor, doğalgaz bulduk diye hava atıyor, nükleer santralle tüm ülkenin enerji zengini olacağını iddia ederek emekçileri de bu zenginlikten pay alacağı beklentisine sokuyorlar."
'AVRUPA İŞÇİ SINIFI AYAKTA'
“Bütün bunlar bir kandırmaca, bir yalandır” denilen açıklamanın devamında şöyle denildi:
“Gerçek, ülkenin ucuz emek ama bol kâr ve rant cenneti haline getirilmesi için her yolun mübah görülmesidir. Avrupa işçi sınıfı kendi ülkelerinde de yaşanan benzer zorbalıklara karşı bir süredir ayakta. İtalya, Fransa, Yunanistan ve İngiltere’de yükselen grev ve eylem dalgaları ile emekçiler kendi gerici iktidarlarının dayatmalarını yıkmaya çalışıyor.
Türkiye işçi sınıfı da grev yasaklarına, örgütlenme önüne çıkarılan engellere, hemen her yerde ve her zaman patronu kollayan sisteme karşı Avrupa’daki sınıf kardeşlerinin eylemlerinden güç alıyor. Geçen yıl başında birçok sektörde görülen iş bırakma, grev ve direnişlerden bugünkü MKS, Katronsan ve Mata grevine emeği, hakları ve özgürlüğü için mücadele eden işçi sınıfı şimdi 1 Mayıs’ta da sesini yükseltecek.
1 Mayıs Türk ve Kürt, yerli ve mülteci, erkek ve kadın, genç ve şimdilik işsiz; işçi sınıfının bütün kesimlerinin özgürlük, barış, demokrasi için birlik ve mücadele günüdür.
Ülkeyi faşizm karanlığına sürükleyen tek adam rejimine karşı, halkın kendi inisiyatifiyle yönettiği bir Türkiye’yi kurmaya bir adım daha yaklaşabilmek için 1 Mayıs’ta alanlardayız. İşçi sınıfının 1 Mayıs’taki enerjisi seçim sandığında da kendisini gösterecek sokağın sesini parlamento kürsüsünden yansıtacaktır. Çünkü hep birlikteyiz, güçlüyüz. Yaşasın işçi sınıfının birliği, örgütlü gücü. Yaşasın 1 Mayıs.”