EMEP'ten erken seçim yorumu: 'CHP'nin iki buçuk yıl formülü tehlikeli'

EMEP'ten erken seçim yorumu: 'CHP'nin iki buçuk yıl formülü tehlikeli'
EMEP Milletvekili İskender Bayhan, erken seçim tartışmaları için "CHP'nin iki buçuk yıl formülü tehlikeli. Bir bilek güreşi, bence bu burjuva siyasetin en büyük hastalığıdır" yorumunda bulundu. Milletvekili Sevda Karaca ise ekonomiye dikkat çekti.

Seda TAŞKIN


ANKARA - Emek Partisi (EMEP) milletvekilleri Sevda Karaca ile İskender Bayhan, Meclis’te gazetecilerle sohbet toplantısında bir araya gelerek, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Gaziantep Milletvekili Karaca, geçen dönemin önümüzdeki sürecin ipuçlarını veren bir yasama süreci olduğuna dikkat çekti. Karaca, “Dönüp baktığımızda bütün olarak muhalefetin meclis muhalefetine bu kadar az etki edebildiği, tartışma konusunda sıkıntılar yaşadığı bir dönem” dedi.

İstanbul Milletvekili Bayhan ise “Erken seçim sakızı çiğneyen egemen siyasetle karşı karşıya kaldık” değerlendirmesinde bulundu.

KARACA: PARLAMENTO'YA GETİRİLEN KONULAR SADECE 1 SAAT ÖNCE HABER VERİLİYOR

Tek adam rejiminin parlamentoyu, büyük sermayenin darphanesi olarak gördüğünü belirten Karaca, geniş kesimlerin tartışması gereken konuların Meclis’ten üstün körü bir şekilde geçirildiğini söyledi. Parlamento gündemine getirilen konuların bir saat öncesinde vekillere ulaştığını belirten Karaca, “Tartışmaların niteliğine ilişkin bilgi sahibi olmadan oylama için el kaldırılan bir durumu şaşırtıcı değil ancak zavallıca buluyoruz” dedi.

‘TÜRKİYE’NİN SAVAŞÇI POLİTİKALARINA ‘HAYIR’ DEDİK’

Bir senelik süreç içerisinde sınır ötesi operasyonlar, tezkereler ve uluslararası anlaşmalar kapsamında pek çok yasal düzenlemeyle karşı karşıya kaldıklarını vurgulayan Karaca, bu konuda halklar açısından tutumlarının net olduğunu belirtti. Karaca “Türkiye’nin savaşçı politikalarına tutumumuz hayır demek oldu” dedi.

‘HALKI İLGİLENDİREN KONULAR ALELALE MECLİS’TEN GEÇİRİLİYOR’

Halkın gündemini ilgilendiren konuların ilgili kurum ve kuruluşların itirazına rağmen alelacele bir şekilde Meclis’ten geçirildiğini anlatan Karaca, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin de değerlendirmelerde bulundu: “Milyonlarca insanı etkileyecek bu gündem, konunun bizzat ilgilileriyle görüşülmeden, yasama gündemine dahil edildi. Hızlı biçimde oldu bitti sonuçlarını şimdi değil ilerleyen zamanlarda da sonuçlarını yaşayacağız.”

BAYHAN: EMEP OLARAK BİRARAYA GELİŞLERİ EN ÇOK İSTEYEN PARTİYİZ

Sol örgütlerin birlikte hareket edemediğine yönelik eleştirilere dair soruyu yanıtlayan İskender Bayhan ise şöyle konuştu:

“Biz bir araya geliyoruz ama bu beklentilere güçlü bir yanıt veremiyoruz. Van’a kayyım atandı ve daha sonra Hakkâri’ye kayyım atandı. Geçmişten bu yana farklı olarak CHP’nin katıldığı bir araya gelişler oluyor. Ama bu bir araya gelişler merkezi değil yerel oluyor. Biz EMEP olarak bir araya gelişi en çok isteyen partiyiz. Ama bir araya geliyoruz. Daha çok büyük sanayi kentleri ve orta düzeydeki sanayi kentler açısından bu gerçekleşiyor. İşçi hareketi seyri açısından daha da yan yana geliş artacaktır. Siz bir araya gelemezken işçilerin yan yana gelmesi nasıl olacak derseniz, geçmiş birikimlerimiz açısından bakacak olursak, işçi hareketi birleştikçe biz bir araya gelme konusunda daha ihtiyaç daha artacaktır. Bunun da panzehiri işçi ve emekçilerin mücadelesidir.

Biz seçimlerden sonra Emek ve Özgürlük İttifakı ve Sosyalist Güç Birliği olarak bir tartışma yürüttük. Ücretler konusunda her parti ayrı ayrı kampanyalar yaptı. Bizi ortak bazı eylem ve pratiklerde birleştirdi. Biz ne Emek ve Özgürlük İttifakı ne Sosyalist Güç Birliği ile bugünün ihtiyaçları ile birlikte mücadele açısından örgütlenmeye gitmenin yollarını açmak, tartışmak istiyoruz.”

‘ŞİMŞEK PROGMANINI UYGULAMAK İÇİN ŞİDDETİ ARTIRABİLİR’

CHP’nin yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkması ve sonrasında haziran ayı itibariyle dillendirilen erken seçimlere çağrılarına yönelik yönelik nasıl bir tutum alacakları sorusuna Sevda Karaca şu yanıtı verdi:

“İktidar için olağan akışında gitmeyen süreç, aynı zamanda onun olağanüstü başkaca tedbirlere, kendince orta vadeli programını, Şimşek programını uygulamak için daha sert birtakım önlemlere, şiddeti daha artıracağı bir sürece de evrilebilir. Bu çok zigzaklı bir süreç de olabilir. Bu ülkede geniş halk kesimlerinin öfkesinin biriktiği, değişim ihtiyacının ortaya çıktığı, bu ülkenin bir yurttaşı olmanın umut verici bir şey olması için böyle sözlerin fikirlerin çok yükseldiği dönemlerde bunun tek yolu, sandığa atılacak bir oymuşçasına yürütülen bir tartışma zemini var. Biz bu zemini doğru bulmuyoruz. Seçim ve sandık her şey değil ama aynı zamanda bugün bu memlekette yurttaşların fikrini, talebini, ihtiyacını ortaya koyabilmesinin en temel yöntemlerinden biri hâlâ. Parlamentoda temsil edilsin ya da edilmesin, bunu ortaya koyabilmenin bir aracı olması için de seçimlerin önemli olduğunu düşünüyoruz.”

‘ERKEN SEÇİM SAKIZI ÇİĞNEYEN EGEMEN SİYASETLE YÜZ YÜZE KALDIK’

Erken seçimlere yönelik soruya İskender Bayhan’ın yanıtı ise şu şekilde oldu:

“CHP yönetiminin bu iki buçuk yıl formülü bence tehlikeli bir formül. Üzerine de çok düşünüldüğü kanaatinde değilim. Bir bilek güreşi, meydan okuma ki bence bu burjuva siyasetin en büyük hastalığıdır. Türkiye’de 31 Mart'ta beklemediğiniz bir seçim zaferini götüren halk kitlelerinin mücadelesini ve geleceğe dair ki hayallerini bir kez daha getirip seçme-sandık-seçim üçgenine hapsedeceksiniz diye bir gerçeği ifade etmektir. Aslına bakarsanız biz erken seçim sakızı çiğneyen bir egemen siyasetle yüz yüze kaldık. Bundan sonra da onunla devam etmek normalleşme, yumuşama, Türkiye ittifakı, koalisyonu diye çıktı. Burada Erdoğan’ın en çok çekindiği şey rejimin meşruiyetinin tartışılmamasıdır. İkincisi de Erdoğan-Şimşek programının tartışılmamasıdır. Bunun akamete uğramamasıdır. En azından 2026'ya kadar. Dolayısıyla 2026-2027'ye kadar erken seçim Erdoğan için manasızdır. Çünkü önce Şimşek-Erdoğan programının sonuçları alınacaktır ve hedef odur. Burada siz erken seçimi siyasetin gündemi yaparsanız sakız gibi çiğnersiniz demektir. Yani halk açısından hiçbir yararı olmaz.”

Öne Çıkanlar